YEREL HABERLER - 22 Mart 2012 Perşembe 11:41

TURNA: ``SUYU METALAŞTIRMAK İNSANLIK SUÇUDUR``

A
A
A
TURNA: ``SUYU METALAŞTIRMAK İNSANLIK SUÇUDUR``

Makina Mühendisleri Odası (MMO) Mersin Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Alper Turna, suyun metalaştırılmasının bir insanlık suçu olduğunu öne sürerek, artık ülkelerin su politikalarında yapılacak yanlışların bedelini çok ağır ödeyeceğini kaydetti.
Dünya Su Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan MMO Şube Başkanı Turna, 20 yıl önce Birleşmiş Milletler Rio Konferansı`nda, 22 Mart tarihinin "Dünya Su Günü" olarak ilan edildiğini ve suyun ilk defa ekonomik bir meta olarak tanımlandığını anımsattı. Dünyadaki yararlanılabilir tatlı su miktarı 2000 yıldır artmadığı halde, dünya nüfusunun hızla arttığına, kişi başına su tüketiminin ise nüfus artışının da üstünde bir hızla seyrettiğine dikkat çeken Turna, ``Gelişmiş ülkelerde nüfusun yüzde 99``˜u güvenli suya ulaşabilirken, Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde bu oran yüzde 77, Asya ve Pasifik ülkelerinde yüzde 63, Afrika ülkelerinde ise yüzde 38``˜dir. Birleşmiş Milletler``˜in öngörüleri, 2025 yılında dünyada bugünkünden 2,5 milyar daha çok insan olacağı ve su gereksiniminin halen sağlanabilen sudan yüzde 56 daha fazla olacağı yönündedir`` dedi.
Suya ulaşma konusunda şanslı ülkelerden sayılan Türkiye`nin, 2005 yılından itibaren kuraklığın baş göstereceği ve ekonomik olarak su sıkıntısının çekileceği ülkeler arasında gösterilmeye başlandığına işaret eden Turna, resmi tahminlerin de 2030 yılında Türkiye`nin "su fakiri" kategorisine girme olasılığını gösterdiğini vurguladı. Ülkelerin su politikalarını eleştiren Turna, ``Artık ülkelerin, su politikalarında yapılacak yanlışların bedelini çok ağır ödeyeceği bilinmelidir. Suyun doğru yönetilmesi gelecek nesillerin en önemli dayanağı olacaktır. Akarsularımızın HES şirketlerine verilerek özelleştirilmesi, akarsu havzalarında işletilen madenler ve sanayi tesislerinin, tarım ilaçlarının bilinçsiz kullanımı su kaynaklarımızı kirleterek hızla yok etmekte veya tahrip etmektedir. Su yaşamın vazgeçilmez unsurudur. Dünya su kaynaklarının gittikçe azaldığı günümüzde, su zengini olmadığımızın farkında olarak, su ile oynamanın ne denli tehlikeli olduğunu bilerek 22 Mart Dünya Su Günü``˜nü kutluyoruz. İşte bu nedenle barajlar ile göz göre göre, HES``˜ler ile sermaye lehine bile bile suyun önünün kesilmemesi gereğini, temiz ve ucuz su kaynaklarına erişimin vatandaşlık hakkı olduğunu yetkililere bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Suyun metalaştırılmasının bir insanlık suçu olduğunu, sağlıklı ve temiz suya erişimin ekonomik kaygılardan bağımsız bir hak olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyoruz`` ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Büyükşehir’in "Mola Evleri" özel bireylerin ailelerine nefes aldırıyor Antalya Büyükşehir Belediyesi Mola Evleri, özel gereksinimli bireylere ve ailelerine destek sunmaya devam ediyor. Merkezlerde bireyler güvenli ve eğlenceli bir ortamda zaman geçirirken, aileleri de günlük işlerini rahatlıkla yapabilecekleri ya da kendilerine vakit ayırabilecekleri bir fırsat elde ediyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Engelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü bünyesinde Kepez’de Demirgül, Muratpaşa’da Falez ve Konyaaltı’nda Pınarbaşı Mola Evleri özel bireylerin ailelerine nefes aldırabilmek için hizmet vermeye devam ediyor. Bu merkezler, özel gereksinimli bireylerin ailelerine ihtiyaç duydukları anlarda destek sağlayarak, günlük işlerini rahatça yapabilmelerine imkan tanıyor. Mola Evleri’nde kalan özel bireyler akranlarıyla birlikte vakit geçirip sosyal becerilerini geliştirebiliyor, ilgi alanlarına uygun etkinliklerle keyifli ve verimli saatler geçiriyorlar. 2025 yılında 113 engelli bireye 2 bin 452 hizmet verildi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Engelli Hizmetleri Şube Müdürü Fatin Iltar, engelli bireylerin ailelerine nefes aldırmayı ve özel ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini amaçlayan Mola Evleri hakkında bilgi verdi. Iltar, "Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak ilimizde yaşayan engelli bireyleri rahatlatmak ve ailelerinin özel ihtiyaçlarını karşılamalarına destek olmak için Mola Evlerimizde misafir ediyoruz. Başvuran ailelerin çocuklarını, içerisinde hostes bulunan servis araçlarımızla adreslerinden ücretsiz olarak alıyoruz. Mola Evleri’nde sağlık görevlisi, bakım personeli, öğretmen ve birim sorumluları görev alıyor. Engelli bireylere burada bulundukları süre boyunca bakım hizmeti sunuluyor. Antalya Büyükşehir Belediyesine ait üç Mola Evi’nde 2025 yılı içinde toplam 113 kişiye 2 bin 452 kez hizmet verildi" dedi. "Bizlerin can simidi oldu" Mola Evi hizmetinden yararlanan Alper Ünlü’nün annesi Nurhan Ünlü, verilen desteğin kendileri için çok önemli olduğunu söyledi. Oğulları Alper’in 4 aylıkken otizm ve çeşitli bedensel sorunlarla tanı aldığını belirten Ünlü, "Eğitim süreci bittikten sonra Mola Evleri ile tanıştık. Bizim için gerçek bir can simidi oldular" dedi. Kendisinin öğretmen, eşinin ise üniversitede akademisyen olduğunu ifade eden Ünlü, "Bazen derslerimiz aynı saatlere denk geliyor. Bu durumlarda Mola Evi bize büyük kolaylık sağlıyor. Çalışanlarla yıllardır birlikte olduğumuz için güven dolu bir ortam oluştu. Alper’i gönül rahatlığıyla emanet edebiliyoruz" diye konuştu. Benzer ihtiyaçlara sahip birçok aile olduğuna da dikkat çeken anne Ünlü, "Biz çalışıyoruz ama çevremizde Alper gibi çocuğa sahip birçok aile var. Onların da hastane işleri oluyor ya da kendilerine ayırmak istedikleri bir vakit dilimi oluyor. Mola Evleri sayesinde aileler en azından rahat bir nefes alıp, kendilerini dinlendirebilecek bir imkâna kavuşuyor" dedi. "Ailelerin yükünü hafifletiyor" Mola Evi hizmetinden yararlanan Sinan Kuzucu’nun annesi Hamire Kuzucu ise, uygulamanın kendileri için büyük kolaylık sağladığını belirtti. Oğlunun doğuştan serebral palsi hastası olduğunu söyleyen Kuzucu, "Sinan’ı servisle evden alıp tekrar bırakıyorlar. Bu süre içinde dışarıdaki işlerimi halledebiliyor, evimin temizliğine zaman ayırabiliyorum. Sinan’ın orada güvende olduğunu biliyorum. Personel çok ilgili ve güler yüzlü. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Allah hepsinden razı olsun" diye konuştu.
Ankara Sri Lanka Büyükelçisi Kadurugamuwa, ATO üyelerini Sri Lanka Expo 2026’ya davet etti Sri Lanka’nın Ankara Büyükelçisi Nıluka Kadurugamuwa, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran’ı ziyaret etti. İki ülke arasında 500 milyon dolarlık ticaret hacmi hedefi konulduğunu hatırlatan Kadurugamuwa, ATO üyelerinden oluşacak heyeti Sri Lanka Expo 2026’ya davet etti. Sri Lanka’nın Ankara Büyükelçisi Niluka Kadurugamuwa, ATO Başkanı Gürsel Baran’ı makamında ziyaret etti. Baran, coğrafi şekli nedeniyle Hint Okyanusu’nun incisi olarak anılan Sri Lanka ile Türkiye arasındaki ilişkilerin uzun bir tarihi geçmişi olduğunu belirterek, olumlu seyreden bu ilişkileri ticari ve ekonomik alana taşımayı hedeflediklerini kaydetti. İki ülke arasında ekonomik ve teknik iş birliği ile çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının bulunduğunu kaydeden Baran, "Bu altyapılar iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin mevcut rakam olan 250 milyon doların üzerine rahatlıkla çıkabileceğini gösteriyor. Sri Lanka ile tarımdan tekstile, turizmden enerji ve madenciliğe kadar birçok alanda iş birliği geliştirebiliriz" dedi. Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A üzerinden Sri Lanka’nın 50 televizyon kanalının yayın yapmasına ilişkin sözleşme imzalandığını hatırlatan Baran, bu gelişmenin hizmet sektöründeki iş birlikleri için önemli bir adım olduğunu ifade etti. Baran, Ankara ekonomisi hakkında da bilgi vererek, Başkent’in savunma sanayii ve yurt dışı müteahhitlik hizmetleriyle öne çıkan bir merkez durumunda olduğunu söyledi. Büyükelçi Niluka Kadurugamuwa ise, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 250 milyon dolar olduğunu, bu yılın temmuz ayında gerçekleşen Karma Ekonomik Komisyon toplantısında iki ülke hükümetlerinin 500 milyon dolarlık bir ticaret hacmi hedefi koyduğunu belirterek, kendilerinin de bu hedef doğrultusunda çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti. Türkiye ile Sri Lanka arasındaki ticaret ve yatırım imkanlarına değinen Büyükelçi Kadurugamuwa, ülkede özellikle bazı sektörlerin öne çıktığını belirtti. Tekstil ve hazır giyimin öne çıkan sektörler arasında yer aldığını ifade eden Büyükelçi Kadurugamuwa, bu alanda tedarik zincirlerini güçlendirecek şekilde iş birlikleri yapılabileceğini söyledi. Büyükelçi, Sri Lanka’nın özellikle otomotiv yedek parça ve endüstriyel alanda yaygın kullanımı bulunan kauçuk ile çay, tarçın, karabiber, Hindistan cevizi gibi baharatlar ve değerli taşlar alanında güçlü olduğunu belirtti. Türk yatırımcıları Sri Lanka’ya davet eden Büyükelçi Kadurugamuwa, ülkesinde özellikle sanayi ve imalat sektörü, denizcilik ve gemi onarımı, lojistik, yenilenebilir enerji, inşaat ve altyapı, inşaat malzemeleri, bilişim ve dijital gibi sektörlerde çok fazla yatırım imkânı bulunduğunu kaydetti. Türkiye’nin çok iyi olduğu turizm sektöründe de iş birliği yapılabileceğini ifade eden Büyükelçi Kadurugamuwa, ATO üyelerinden oluşacak bir heyeti gelecek yıl gerçekleştirecekleri Sri Lanka Expo 2026’ya davet etti.