YEREL HABERLER - 24 Mart 2012 Cumartesi 10:49

DÜZCELİ YAZAR KALAY YAZDIОI KOMPOZİSYON İLE BİRİNCİ OLDU

A
A
A
DÜZCELİ YAZAR KALAY YAZDIОI KOMPOZİSYON İLE BİRİNCİ OLDU

Düzceli yazar Abdülkadir Kalay Hizmet-İş Sendikasının düzenlediği `Gençlik` konulu kompozisyon yarışmasında birinci oldu.
Çilimli`nin Sesi Gazetesi yazarlarından Abdülkadir Kalay Hizmet -İş sendikası tarafından düzenlenen Gençlik konulu kompozisyon yarışmasına katıldı. Kalay`ın yazdığı kompozisyon onlarca eserin arasından birinci oldu ve düzenlenen törenle ödülünü aldı.
Gençlik Hazinesi başlıklı kompozisyonu ile birinci olan Abdülkadir Kalay`a birincilik getiren yazısı ise şöyle; ``Genç; dilimize sıfat olarak yerleşmişse de, `yere gömülmüş mal, define` manasına geldiği gibi `altın, gümüş ve kıymetli mal saklanan yer, hazine` anlamına da gelmektedir. Fakat genç nasıl bir hazine? Bulunması muhtemel olan, çokça bulunan bir define. Bir bitki tohumunun içinde sakladıkları, etten ve kemikten, beden denilen nesnenin muhafaza ettiği gibi. Kaliteli, başarılı bir hayatın özeti; kamil insan olma yolu, ten ile canın meşvereti. İnsanlığın atası Adem aleyhisselamın tüm insanları kendinde barındırdığı ve cenab-ı Hakk`ın `ben isimlerimi (sıfatlarımı) Adem`e verdim, fakat iradesini hür bıraktım` buyurduğu övünelisi en kutlu özellik, saklı bir hazine, fıtrat. O temiz fıtrat evresi buluğ çağıyla kirlenmeye başlar. Bitki tohumunun topraktan baş uzatıp havayı, suyu, güneşi görmeye başlamasındaki an gibi. Tohum artık fidedir, çekirdek ise fidan, genç ise fidan boylu. Oysa bu çağ bitki için kuruyana, insanoğlu için son nefesine dek uzar ve sürekli temizlik yoluyla kirden ve pislikten arınmaya, kurtulmaya çalışır. Kanın böbreklerden süzülmesi, terlemek gibi. Tövbe kapısının ardına kadar açık olan kapısı gibi. Bitki tek hedefli gayesi; sebze olmak, meyve vermek. İnsan, hür iradeli istediğini yapabilen. Her iki yaratılmışın ortak ihtiyaçları hava, su, güneştir. Oysa hür iradelinin, daha nelere ihtiyacı vardır neler? Sevgiye, saygıya, aşka, mutluluğa, arkadaşlığa, dostluğa, başarıya, bilgiye, desteklenmeye bunlarla bağlanmaya, tıpkı küçük bir bebekken kundağa sarılması gibi. Uzayan bir fidanın bir sopayla desteklenmesi gibi. Kırık bir kemiğin iki yanından sarılıp sabitlenmesi gibi. Tenin bunlara ihtiyacı varda canın yok mu? Onun bunlara bağlanmasına ihtiyacı vardır. Eğer bunlara bağlanmasına izin verilmez ise o bağlılığını her türlü maddeyle gelen uyuşukluğa bağlamaya çalışacaktır. Bu izinle midir? Evet, izinledir. Bu izni cana ya ten verir ya da tenin çevresindeki başka tenler. Önce ten izin vermeli o hazinenin ortaya çıkmasına. Çünkü can hep arzu etmekte. Bu mücadeleyi görmesek bile fark ederiz cevherin parıltısını. Tenden yol bulan cevheri ortaya çıkarmak ise çevrenin işi. Cevher denilen belki küçük bir meşguliyet, belki de amatörce bir hobi denilip geçilen. Belki o, öyle bir fayda ki geleceğe ışık tutan, nizam veren. Vatana, millete, devlete faydalı olsun, anaya babaya hayırlı evlat olsun, yaratıcısına kul olsun diye dua edilen, bir şişeye konmuş, denize fırlatılmış bir pusuladır, nerede karaya vuracağı bilinmeyen. Bir böceğin boğulmasına, yanmasına izin vermeyen, vicdanı sızlayan insan; kendinin veya bir başkasının feci sonuna göz mü yumacak? Uyuşturmayacağız, uyuşmayacağız uyanık olup uyanık tutacağız. Çabalayacağız. Başarısız mı oluruz? Hayır, sadece başarılı bir başarısızlık olur. Bu başarı tepesinin zirvesi çok mu yukarılardadır. Ulaşılamaz mı ona? Çirkin bir dünyanın güzellik tarafından zincirlenmiş kapısı olan maddenin bağımlığı yerine, güzelliğin ardına kadar açık olan girilmesi kolay olandan geçmeli. Ardımızdan gelenlerin geçmesini istemez miyiz? O kapıyı açığa çıkmış güzel insanlar tutacaklardır. İş sadece önce o temiz canı ve çevreyi dinlemekte, gözlemlemekte. Hayır murad edip, hayır bulmak niyetiyle, Üstad Necip Fazıl`ın vurguladığı `Bir gençlik, bir gençlik, bir gençlik` Zaman bendedir ve mekan bana emanettir!` şuurunda bir gençlik kim? denildiğinde etrafına bakmadan ben` diyecek nice genc-i gençlere. Ey gençlik hazinesi! Unutma ki; sen sensin boşa olmayan, sen sana emanetsin, cümle alem de sana. Her dua umut, bir harekettir, ya nasip! diye beklenmeyip nasibin üstüne gidip çaba veren. Beklenen, özlenen, Hep süregele.``
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Okul müdürünü vuran öğrenci ile babası tutuklandı Mersin’in Anamur ilçesinde okul müdürünü vuran 12 yaşındaki öğrenci ile azmettirme suçundan gözaltına alınan babası çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı. Olay, dün sabah saat: 08.30 sıralarında ilçeye bağlı Çarıklar Mahallesi’ndeki Çarıklar Rüştü Kazım Yücelen Ortaokulu’nun bahçesinde meydana geldi. İddiaya göre, M.K. (12), okulun önünde oturan okul müdürü Ender Kara’ya (39) doğru hızla gelerek tüfekle ateş etti. Haber verilmesi üzerine bölgeye sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan Kara, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Jandarma ekipleri ise çocuğu okulda gözaltına aldı. Olayda kullanılan ruhsatsız tüfeğe el konulurken baba Y.K. de (55) Anamur Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla gözaltına alındı. Baba ve oğlunun savcılıkta ifadesi alınmasının ardından tasarlayarak, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs ve azmettirme suçlarından nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Şüpheli baba azmettirme, oğlu ise öldürmeye teşebbüs suçlarından çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Valilik olayla ilgili açıklama yapmıştı Mersin Valiliği olayla ilgili yaptığı açıklamada; "İlimiz Anamur İlçesi Çarıklar Mahallesinde bulunan Çarıklar Rüştü Kazım Yücelen Ortaokulunda, 22.12.2025 günü saat: 08.30 sıralarında M.K. isimli öğrenci, okul bahçesinde, Okul Müdürü E.K.’yı tüfek ile karın bölgesinden yaralamıştır. Yaralanan Okul Müdürü E.K. derhal hastaneye kaldırılmış olup, tedavisi devam etmektedir. Olayı gerçekleştiren öğrenci gözaltına alınmış, konuya ilişkin adli ve idari tahkikat başlatılmıştır" denilmişti. Öteyandan Mersin’deki bir hastaneye sevk edilen okul müdürünün tedavisinin yoğun bakım servisinde sürdüğü bildirildi.