YEREL HABERLER - 25 Mart 2012 Pazar 14:32

32 AİLEYE 128 BÜYÜKBAŞ HAYVAN DAОITILDI

A
A
A
32 AİLEYE 128 BÜYÜKBAŞ HAYVAN DAОITILDI

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı`nın Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK), Kırsal Kalkınma (IPARD) Programı kapsamında Kastamonu`da 32 aileye 4`erden 128 büyükbaş gebe düve dağıtıldı.
S.S. Demirci-Uzunoluk Köyleri Sulama Kooperatifinin başvurusu üzerine değerlendirmeye alan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, başvuruyu kabul ederek 128 büyükbaş gebe düve dağıtımına onay verdi. Merkeze bağlı Demirci köyünde düzenlenen törene Vali Erdoğan Bektaş, AK Parti Kastamonu Milletvekili Mustafa Gökhan Gülşen, MHP Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ile kamu kurum ve kuruluş müdürleri, sivil toplum örgüt temsilcileri ve köylüler katıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan törende konuşan Vali Erdoğan Bektaş, Kastamonu coğrafyasında yaşadıklarını ve buranın iklimine göre hareket etmek zorunda olduklarını belirterek, ``Bize bu coğrafya özellikle hayvancılık yapmamızı söylüyor. Kastamonu genelinde Taşköprü ve Tosya`yı istisna tutarsak coğrafyamızın, iklimimizin ve topraklarımızın bize önerdiği hayvancılık yapmamızı söylüyor. Hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvancılık. Eskiden buralarda fazlasıyla küçükbaş hayvancılık yapılıyormuş. Fakat şuanda bu fazlasıyla azalmış durumda`` dedi.
HAYVAN BAŞINA EN AZ 5 DÖNÜM ARAZİ LAZIM
Kastamonu`da hayvancılığın atalardan kalma ilkel yollarla yapıldığı için çağdaş usullerle yapanlara karşı rekabet edilemediğinden zamanla azaldığına dikkat çeken Bektaş, ``Bu yüzden coğrafyayı ve iklimi dikkate alarak onlar bizden ne istiyorsa onu yapacağız. Ondan sonra çağın metotlarını kullanacağız. Birde hayvan sayısını arttırmanız gerekiyor. Bu işi 2-3 hayvanla yapamazsınız. En az 25 başlık çiftlikler kurmanız gerekiyor. Besicilik yapacaksanız pazardan parayla yem alarak bu işi yine başaramazsınız zarar ederseniz. Bu yemi kendiniz üretmelisiniz. Bu yemi de kendi topraklarınızda üreteceksiniz. Ama bizim arazilerimiz çok parçalı. Bir hayvanı ucuz yoldan beslemek için en az 5 dönümlü arazimiz olması gerekiyor. 25 hayvan içinde 125 dönüm toprak lazım`` diye konuştu.
TOPRAKLARIMIZ VERİMLİ DEОİL
Kastamonu için hayvancılığın önemli bir proje olduğunu ifade eden Gülşen, ``Topraklarımız çok verimli değil. Türkiye`nin değil Dünya`nın bir gerçeği var kırsal nüfus dünyada yüzde 5 ile yüzde 10 arasında değişiyor. Kastamonu`da yüzde 30`larda bu rakam. Dolayısıyla bizde dünya ortalamasına doğru gitmek durumundayız. Bizde arazilerin darlığı ve toprakların az verimli olması var`` diye konuştu.
HAYVANCILIK KASTAMONU İÇİN ÖNEMLİ
Hayvancılığın Kastamonu için büyük önemi bulunduğunu ve bunu en iyi şekilde değerlendirmesi gerektiğine işaret eden MHP Kastamonu Milletvekili Emin Çınar, ``Gerçekten köylerimiz ve Kastamonu için büyük önem arz eden ve buruda kurulan bir dernek ve kooperatif vasıtasıyla bölgesel kalkınmaya ehemmiyet vereceğini düşündüğümüz ciddi bir projenin bugün burada gerçekleştiğini, tarımla uğraşan köylülerimizin hanelerinde kalmalarını sağlayan bir projenin gerçekleşmesini görüyoruz. Kastamonu`nun tarihine, geçmişine baktığımızda çok uzun zamanla tarımla uğraşan köylülerimizin köylerini terk ettiğini görmekteyiz. Bu projelerle Kastamonu`nun bu makus kaderini kırılacaktır`` dedi.
1 MİLYON TL`LİK PROJE UYGULANDI
Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü İhsan Emiralioğlu, Kırsal alanda Sosyal Destek Projesiyle üyelerinin ekonomik yoksunluk içinde oldukları Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla belirlenen Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerine hayvancılık alanında destek verildiğini açıkladı.
Bakanlığın hayvancılığa her alanda desteklemelerinin devam edeceğini vurgulayan Emiralioğlu, şunları söyledi: ``Bunlardan bazılarını ayacak olursak sadece 2011 yılında hakkedişi yapılıp 2012 yılında ödemesi gerçekleştirilenlerin rakamlarını vermek istiyorum. Yem bitkileri 6.5 milyon TL, Süt desteklemesi 2.5 milyon TL, Buzağı desteklemesi 1.8 milyon TL, Anaç sığır desteklemesi 11 milyon TL`dir. 2011 yılında ilimizdeki suni tohumlama sayısı 72 bini aşmıştır. Bugün burada uyguladığımız projede ise S.S. Demirci-Uzunoluk Köyleri Sulama Kooperatifinin ortak sayısı 49 kişiden oluşmaktadır. Uyguladığı Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesi 2009 yılında programa alınmıştır. Bu Projemiz 128 Başlık (32 Ailex4 Baş) Süt Sığırcılığı olup, bu projeden yararlanan ortaklara tahsis edilen kredi tutan 1 milyon 88 bin 620 TL`dir. Proje 8 yıl geri ödemeli olup, 2 yıl ödemesiz, 6 yıl eşit taksit ödemeli ve sıfır faizlidir``
Programın ardından kuralar çekilerek hayvan sahipleri belirlendi. Daha sonra davetlilere ikramda bulunuldu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Kümeste yaşamaya mahkum edilen çocuklar kurtarıldı Ankara’da amcaları ve yengeleri tarafından kümeste yaşamaya mahkum edilen biri engelli 3 kardeş kurtarıldı. Ankara’da yengeleri ve amcaları tarafından kümeste yaşamaya mahkum edilen engelli Adnan ve kardeşleri, sosyal medya fenomeninin yayınladğı video ile durumun ortaya çıkmasının ardından kümesten kurtarıldı. Suriye uyruklu ailenin 4 çocuğuna kendi evinde baktığı, biri engelli olan 3 yeğenini de güvercinlerin ve tavukların olduğu kümese attığı ortaya çıktı. Mahalledeki bir vatandaş, olayı fark etmesinin ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, Ankara Valiliği’ne ve sosyal medya fenomenine ihbarda bulundu. Fenomenin dün akşam saatlerinde çocukları kümesten çıkarttığı video, sosyal medyada gündem oldu. Yenge ve amcaya çocuklara bakmaları için maaş bağlandığı ancak çiftin çocuklara bakmadığı iddia edildi. "Yukarıya alıyorlar, sonra akşamları bu kümes gibi yere atıyorlar" Sosyal medya fenomenine ve bakanlığa kümeste kalan çocuklar için ihbarda bulunan Volkan Altınışık, engelli Adnan ve iki kardeşinin kümeste kaldığını 28 Kasım’da öğrendiğini belirtti. Ardından Valiliğe ve bakanlığa da haber verdiğini söyleyen Altınışık, aynı zamanda "Ankara Abisi" isimli sosyal medya fenomenine de ihbarda bulunduğunu dile getirdi. Altınışık, "Bu çocuklar burada yatıyor kümes gibi bir yerde. Yengesine maaş bağlamışlar, düzenli olarak her ay maaş veriyorlarmış. Dedim ki ‘Bu kadın buna bakmıyor. Bakıyorum diye sizi kandırıyorlar, yukarıya alıyorlar, sonra akşamları bu kümes gibi yere atıyorlar’ diye kendilerine söyledim" şeklinde konuştu. "Para alıp bakacağını söylüyor ama bakmıyor" Çocuklara mahallelinin yardım ettiğini ama kendilerinin durumu yeni öğrendiğini aktaran Altınışık, "Bu konunun devamlı takipçisiydim. Şimdi soğukta yatıyorlar. Vicdanen dayanamıyordum artık. Yapacağım bir şey yoktu. Ankara Abisi’ni aradım. Ankara Abisi de hemen ilgilendi, videoları attım. Hemen geldiler. Onların da hazır kurulu bir evleri vardı, oraya yerleştirdiler. Ondan sonra Sosyal Hizmetler geldi dün. Çocukları oradan da aldılar. Tabii almaları gerekiyordu. Adnan engelli olduğu için bakıma ihtiyacı vardı. Zaten yengesinin dört tane çocuğu var. Dört kardeş de bunlar. 8 tane çocuğa kadın da bakamaz bir nevi ama para alıp bakacağını söylüyor ama bakmıyor" ifadelerini kullandı. "İnşallah sıcak bir yuvaları olur" Kümeste sadece Adnan’ın kalmadığını, diğer kardeşlerinin de orada yaşadığını dile getiren Altınışık, "Şimdi bunların annesi yok, babası yok. Babası Suriye’ye kaçmış, annesi burada başkasıyla evlenmiş. Ben ihbarda bulundum. Artık değerlendirdiler, sağ olsun her kurum ilgilendi, geldiler. İnşallah sıcak bir yuvaları olur. Tek dileğimiz bu. Sadece engelli Adnan kalmıyordu. Adnan’ın kardeşi vardı dedi. "Çocuklar yedi senedir burada kalıyormuş" Altınışık, ailenin Suriye uyruklu olduğunu anlatarak, "Yenge kendi çocuklarına tabii yukarıda bakıyordu, bunlar burada kalıyordu. İşte karınları aç oluyordu. Yemek getiriyordum, bir şeyler getiriyordum. Çocuklar yedi senedir burada kalıyormuş. Ben buraya yeni geldim, bir sene oldu. Arka taraf yıkılıp bu taraf açılınca ben bunları görmeye başladım bu taraftan. Daha önce görsem daha önce müdahale ederdim ben bu olaya" diye konuştu. "Biz gelirken çocukları içeri alıyordu, biz giderken çocukları atıyordu" Mahalle sakinlerinden Suna Niga ise, "Üç senedir sağdan soldan yardım getiriyorum çocuklara. Ama yenge bakmıyordu. Yenge alıyordu, kendi çocuklarına giydiriyordu, Adnanlara giydirmiyordu. Biz gelirken çocukları içeri alıyordu, giderken atıyordu, yani öyle oluyordu. Yengeyle amcayı yakaladılar sonra neden atıyor diye" açıklamasında bulundu.
Hakkari VEDAŞ’ın ihmali can ve mal güvenliğini tehdit ediyor: Yüksekova’nın kalbi tehlike saçıyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, özellikle Okullar Bölgesi’nin en işlek noktası olan İpekyolu üzerindeki elektrik direklerinin durumu, adeta faciaya davetiye çıkarıyor. Yıllar önce Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş. (VEDAŞ) tarafından düzensiz bir şekilde bırakılan bu eski direkler, hem yayaların ve öğrencilerin can güvenliği için ciddi bir tehlike oluşturuyor hem de bölgeyi "görüntü kirliliğine" boğuyor. İpekyolu’nda, özellikle öğrencilerin ve velilerin yoğun olarak kullandığı Okullar Bölgesi’nde yer alan eski elektrik direkleri, bakımsızlıkları nedeniyle her an devrilme ve kazaya neden olma riski taşıyor. Direklerden sarkan kablolar ve derme çatma yapı, bölgedeki can ve mal güvenliğini doğrudan tehdit ederken, Yüksekova’nın bu en önemli aksı estetik açıdan da kabul edilemez bir tablo sunuyor. "Faciaya dönmeden önlem alınmalı" Günün her saatinde insan yoğunluğunun yaşandığı bu kritik noktada, vatandaşlar kazaların "an meselesi" olduğunu belirterek yetkililere acil önlem çağrısı yaptı. Can güvenliğinin tehlikede olduğunu vurgulayan lise öğrencisi Melis Çelik, yaşadığı endişeyi şöyle dile getirdi: "Burada okul okuyorum, sürekli buradan gelip geçiyorum. İnanın, her gidişimiz ve gelişimiz tehlike altında. İnşallah kısa sürede önlem alınacak. Ayrıca acayip bir görüntü kirliliği var, bunu bitirmek gerekiyor." Bölgede ikamet eden ve çocukları bu yolu kullanan bir diğer vatandaş Kemal Gümüşgöz ise duruma sert tepki gösterdi: "Ben de burada oturuyorum ve 5 öğrencim var, onlar da buradan gergin gelip geçiyor. Allah korusun, birinin başına bir tel düşerse faciaya döner! Onun için derhal önlem alınmalı, hem de acil. Bu durum aynı zamanda büyük bir görüntü kirliliğine sebep oluyor. Bu kadar da olmaz artık, önlem alın". Yüksekova halkı, VEDAŞ ve ilgili kurumların, bir felaket yaşanmadan bu tehlike saçan direkleri modern ve yer altına alınmış sistemlerle değiştirmesini talep ediyor.