YEREL HABERLER - 26 Mart 2012 Pazartesi 16:17

DÜNYA HASTANESİ ÇALIŞANLARI KURUMİÇİ EОİTİMDE BULUŞTU

A
A
A
DÜNYA HASTANESİ ÇALIŞANLARI KURUMİÇİ EОİTİMDE BULUŞTU

Özel Modern Dünya Hastanesi çalışanları, ``˜Çalışan Güvenliği` seminerinde buluştu.
Özel Modern Dünya Hastanesi konferans salonunda yapılan seminerin konuşmacısı ERÜ Sağlık Hizmetleri Yüksekokulu Tıbbi Hizmetler ve Teknikleri Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Vesile Şenol oldu.
Şenol ``˜`Güvenlik, insanın temel ihtiyaçlarındandır ve çocukluğumuzdan itibaren olgunlaşır. İnsanoğlu için vazgeçilmez, karşılanması zorunlu ve çok değerlidir. Çalışma hayatında ise, sağlığın korunması ve güvenliğin sağlanması, dünyada birlikte ele alınan konular haline gelmiştir. Bunun en önemli nedeni, insan hayatının ve sağlığının maddi karşılığının ölçülememesidir. ``˜Bana bir şey olmaz` düşüncesiyle baktığımızda iş kazası ve meslek hastalığı riskini artırmaktayız. Çalışanın başına gelen iş kazası veya meslek hastalığının, sadece çalışanı değil, aynı zaman da bakmakla yükümlü olduğu kişileri de etkilediğini unutmamalıyız. Her insan değerlidir. Her çalışanın sağlığı ve güvenliği bizim için çok önemlidir. Başka insanlara faydalı olabilmek için; zaten güç çalışma koşullarında görev yapan bizler, sağlığımızı ve güvenliğimizi her şeyden fazla düşünmek zorundayız. `` diye konuştu.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından çalışan sağlığının; çalışanların fiziki, ruhsal ve sosyal durumlarının en üst düzeye taşınması, sağlıklarına gelebilecek zararların en aza indirilmesi İçin korunma yöntemlerinin uygulanması, kişinin işine ve işin kişiye uygunluğu şeklinde tanımlandığını söyleyen Şenol, sağlık sektöründeki risk gruplarının hemşireler, hekimler, temizlik görevlileri, teknik personel ve diğer sağlık çalışanları olduğunu ifade etti.
Sağlık çalışanlarının iş güvenliğinin, risk gruplarının ortadan kaldırılmasıyla oluşturulabileceğine dikkat çeken Şenol Türkiye`de bu konudaki yetersizlikleri şu şekilde sıraladı: ``Hastane çalışanları için kesici delici alet yaralanmalarının ve diğer küçük iş kazalarının yetersiz rapor edilmesi, bildirim mekanizması oluşmuş az sayıda hastane de bile; yaralanmaların %60 kadarının rapor edilmediği, çalışan güvenliği kavramı konusunda farkındalığın yetersiz olduğu, çalışan güvenliği ile ilgili amacın doğru algılanmaması.``
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Eski Yüreğir Kaymakamı deprem yardımı bahanesiyle hesabına 110 milyon lira geçirmiş Adana’da eski Yüreğir Kaymakamı Mustafa Kılıç hakkında dolandırıcılıktan 160 yıl hapis istemiyle iddianame hazırlanırken, iddianamede kaymakamın deprem yardımı adı altında 110 milyon lira hesabına geçirdiği, bu paraları ise kripto ve şans oyunları sitelerine aktardığı öne sürüldü. 17 Temmuz 2023 tarihinde dolandırıcılık iddiasıyla tutuklanan ve ardından açığa alınan eski Kaymakam Mustafa Kılıç ile birlikte hareket ettiği öne sürülen Ö.A. ve P.Y. hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Yüreğir’de 12 Eylül 2022 ile 24 Ağustos 2023 tarihleri arasında kaymakam olarak görev yapan Kılıç’ın, "Kamu kurum ve kuruluşları ve benzeri tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçundan 16 kez olmak üzere 160 yıl, tutuklu sanık Ö.A.’nın 9 kez olmak üzere 90 yıl ve tutuksuz sanık P.Y.’nin 2 kez olmak üzere 20 yıla kadar hapisle cezalandırılması talebiyle hazırlanan iddianame, Adana 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Şahsi hesaplara ’ihale’ ve ’temin’ adı altında para yatırılmış İddianamede, süreç boyunca sanık Ö.A.’nın kendisini "Cumhurbaşkanı yardımcısı danışmanı" olarak, sanık P.Y.’nin ise "Dönemin Yüreğir Kaymakamı Mustafa Kılıç ile yakın görüşen aracı" şeklinde tanıttığı bilgisine yer verildi. Kılıç’ın o dönem kaymakam olarak başkanlığını da yürüttüğü Yüreğir Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının "gıda ihalesi" varmışçasına, müşteki E.E.’nin toplamda 13 milyon 830 bin lira "teminat bedeli" adı altında şahsi hesabına para yatırmasını sağladığı ifade edildi. İddianamenin devamında sanıkların, ’Deprem sebebiyle hasarlı konut yıkımı’ ve ’107 milyon liralık gıda alımı’ altında başka bir müştekiden 1 milyon 240 bin 134 lira, yine aynı nedenle farklı bir kişiden de 6 milyon 530 bin lira "teminat bedeli" alarak Kılıç’ın şahsi banka hesabına para yatırılmasını sağladıkları, usulsüz olarak alınan bu bedelin 4 milyon 470 bin liralık kısmının ise müştekiye iade edildiği kaydedildi. "Gıda ihalesi" ve "doğrudan temin" olarak gerçekleştirildiği öne sürülen toplam 16 dolandırıcılıkta, Kılıç’ın 72 milyon 875 bin 134 lira aldığı, bunların 27 milyon 986 bin lirasını iade ettiği ancak 44 milyon 889 bin 134 liranın ilgililere tekrar gönderilmediği belirtilirken, Yüreğir Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı çalışanı E.E.’nin, "4 Temmuz 2023’te kaymakam benden görev yaptığı süredeki ihalelerin ve harcama belgelerinin tamamının fotokopisini istedi. Yine 6 Temmuz 2023’te aşevi için gıda alımına dair ürün listesi ve boş sözleşme istedi. Kaymakam döneminde 107 milyonluk bir gıda alım ihalesi olmadı. Vakıf olarak da bu büyüklükte bir ihale yapmadık" şeklindeki ifadesi de iddianamede yer aldı. Şahsi borçlarını kapatırken, şans oyunları sitelerine de para aktarılmış İddianamede yer verilen İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği tevdi raporunda ise, "Mustafa Kılıç’ın Yüreğir Kaymakamı olarak kendisinin de başkanı olduğu Yüreğir Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının yapacağı bir gıda ihalesi varmış gibi davranarak kişilerden ya da firmalardan teminat bedeli adı altında şahsi hesabına para aldığı, bu paralardan bir kısmı ile başka bazı borçlarını kapattığı, bir kısmıyla da kripto para platformu ve şans oyunları sitelerine gönderimde bulunduğu, bu şekilde temin ettiği paraların bir kısmını geri ödemekle beraber bir kısmını halen geri ödemediği tespit edilmiştir" ifadeleri yer aldı. Sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiklerinin belirtildiği iddianamede, sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
Gaziantep Yesemek’te sulama kanalı inşaatını durdurma kararına karşı istinaf başvurusu reddedildi Gaziantep’in İslahiye ilçesinde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Yesemek Açık Hava Müzesi ve Heykel Atölyesi’nin tarihi dokusuna zarar verdiği gerekçesiyle Gaziantep İdare Mahkemesince verilen sulama kanalı inşaatının durdurulması kararına karşı yapılan istinaf başvurusu kesin olarak reddedildi. Mahkemenin verdiği kararla, görevini başarı ile tamamlayan Yesemek Komisyonu kendisini feshetti. Gaziantep’in İslahiye ilçesindeki UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Yesemek Açık Hava Müzesi ve Heykel Atölyesi’nin tarihi dokusuna zarar verdiği gerekçesiyle sulama kanalı inşaatı ile ilgili Gaziantep İdare Mahkemesi inşaatı durdurma kararı verdi. Bu karara karşı Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf başvurusunda bulundu. Karara karşı Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan istinaf başvurusunun yapılan istinaf başvurusu 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45/6 maddesi gereğince temyiz yolu kapalı olmak üzere kesin olarak reddedildi. Konu ile ilgili Yesemek Komisyonu’ndan yapılan açıklamada, "Başlattığımız hukuk mücadelesi geçtiğimiz günlerde Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi’nin 2024/683 kararı ile istinaf başvurusunu da temyiz yolu kapalı olmak üzere reddetmesi ile sona ermiştir. Uzun süren ve zorlu bir mücadele sonucunda adalet yerini bulmuş, sadece şehrimizin değil ülkemizin ve tüm dünyanın çok önemli bir tarihi ve kültürel değeri kurtarılmıştır” ifadelerine yer verildi. Misyonunu tamamlayan komisyon kendisini feshetti Mahkemenin verdiği kararla görevini başarı ile tamamlayan Yesemek Komisyonu kendisini feshettiğini de duyurarak, "Bu konuda yaşananlardan dersler çıkarılması ve bundan sonra yapılacakların doğru planlanması gerekmektedir. Gaziantep bu konuda geçmişte de güzel örnekler vermiştir. Zeugma Mozaiklerinin Gaziantep’ten götürülmesi konusunda tüm şehir ve sivil toplum örgütleri tek yürek olmuş, davalar açılmış ve benzer şekilde kazanılmıştı. Sonuç olarak bugün Gaziantep dünyanın tanıdığı ve bildiği bir mozaik müzesine sahip oldu ve bunun yanında Zeugma Ören yerinde halen çok başarılı kazılar sürdürülmektedir. Yesemek’in UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesine alınması Gaziantep ve İslahiye’nin geleceği için çok çok önemlidir. Hemen yanımızdaki Göbeklitepe örneğine bakacak olursak, UNESCO kalıcı listesine girdiği 2020 yılından bu yana, tüm olumsuz pandemi ve deprem sürecine rağmen 3 Milyona yakın ziyaretçi gezmiştir. Böylece listeye girmenin ne kadar önemli olduğunu görülmüştür. İlgili Bakanlıklarımız, Valiliğimiz, Belediyelerimiz, Kent Konseyimiz ve Mimarlar Odası ile Üniversitelerimiz başta olmak üzere Sivil Toplum kuruluşlarımızın ve hepsinden önemlisi yerelde yani Yesemek Köyü’nde ve İslahiye’de yaşayanların katılımı ile çalışmalar yapılmalı ve ortak akıl ile bu önemli tarihi miras ve bölgenin geleceği planlanmalıdır. DSİ’nin şu ana kadar orada yaptığı yatırımlarda çalıştaylar düzenlenerek sosyal kullanım alanlarına dönüştürülmelidir. Her ülke her yıl sadece bir yeri UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesine önerebiliyor. Yesemek ile ilgili ICOMOS raporunda yer alan olumsuzluklar hem idare mahkemelerimizin verdiği kararla hem de Gaziantep’teki STK’ların bu konuyu sahiplenmesi ile ortadan kalkmıştır. Şimdi yapılması gereken, Üniversitelerimizin Mimarlık ve Arkeoloji Bölümleri, ilgili tüm resmi kurumlar ve STK’ların birlikte yapacakları çalıştay ile verilen zararların nasıl telafi edileceğinin tespit edilmesidir. Bu konuda hemen harekete geçilmelidir ki Yesemek UNESCO Dünya Mirası Kalıcı listesine girebilsin. Sonuç olarak adaletin yanlışlara dur diyebilmesi çok önemli ve moral vericidir, geleceğimiz için umut vericidir. Kültürel değerlerin korunması gelecek kuşaklara borcumuz olup, bugün yaşayanların bu planlamaları yapma sorumluluğu vardır. Kültür-turizm bölgemizin geleceğidir. Verilen bu mücadelede, tüm davaları gönüllü olarak takip eden Av. Dilek Topalkara Altunlu’ya, davalar konusunda destek olan Prof. Dr. Tevfik Gülsoy’a, komisyon üyelerimize, emeği geçen tüm kurum, kuruluş ve şahıslara teşekkürü borç biliyoruz. Komisyonumuz bu konudaki misyonunu tamamlamış ve kendini bugün itibariyle gerektiğinde yeniden bir araya gelmek üzere feshetmiştir" ifadeleri kullanıldı. Bekir Sıtkı Severoğlu’nun başkanlığını yürüttüğü komisyonda Aslı Ölçal Tezel, Gökhan Çeliktürk, Tarık Aytekin, Erkan Özsavaş, Dinçer Uğurluer, Özgür Girişken ve Hasan Yelken yer almıştı.
Ağrı Ağrı’da "Mobil Göç Noktası" aracı hizmete başladı Ağrı’da, düzensiz göçle mücadele kapsamında hayata geçirilen “Mobil Göç Noktası” uygulaması faaliyete başladı. İçişleri Bakanlığı tarafından hizmete alınan ve düzensiz göçmenlerin tespitini kolaylaştıran “Mobil Göç Noktası Uygulaması” doğrultusunda Ağrı’da Mobil Göç Noktası aracı hizmet vermeye başladı. Güvenlik birimleri tarafında kimlik kontrolleri yapılan yabancıların “Mobil Göç Noktası” hizmet aracında yapılan biometrik sorgulaması ile göç veri tabanı karşılaştırma bilgilerine ulaşılabilecek. Kişilerin ülkede bulunuş şekli ve bunun yasallığı üzerinde çalışma yapılarak, durumları resmi statüye uygun olmayan yabancılar buradaki tespitlerin sonucunda gerekli yasal işlemler için geri gönderme merkezlerine gönderilecek. Millet Bahçesi’nde bulunan Mobil Göç Noktası aracında incelemeler yapan Ağrı Valisi Mustafa Koç, yabancılara ilişkin işlemlerin en hızlı şekilde yapılması ve yasadışı göç ile mücadele anlamında faaliyetlerin yoğunlaştırılması adına Mobil Göç Noktası aracının önemini vurgulayarak, "Ülkemiz düzensiz göç konusunda bazen transit bazen de hedef ülke konumunda bulunduğundan değişik zamanlarda ülkemize yasal kalış hakkı olmadan yabancıların gelmesi durumu söz konusu. Bu konuda İçişleri Bakanlığımız düzensiz göçle alakalı olarak son zamanlarda güçlü bir irade ortaya koydu. Biz buradaki bütün kolluk birimlerimizle beraber, sınır ili olmamız nedeniyle yurdumuza yasak olmayan yollardan hiçbir yabancının girmemesi için var gücümüzle çalışıyoruz. Bununla birlikte Mobil Göç Noktası 81 ilimizde faaliyete geçmiş oldu. Bu araçlara birlikte kolluğumuzun şüphelendiği kişilere kimlik sorgulaması yapılıyor. Türkiye’de yasal kalış hakkı olduğuna dair bir belge ibraz edemeyen yabancılar bu araca getirilip parmak iziyle kontrol ediliyor. Yasal kalış hakkı yoksa Göç İdaresinin Geri Gönderme Merkezine sınır dışı edilmek üzere teslim ediliyor" dedi. Mobil Göç Noktası aracını incelemeye Ağrı Valisi Mustafa Koç’un yanı sıra İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar, İl Göç İdaresi Müdürü İhsan Şeker katıldı.
Yozgat Yozgat’ta “Yerel Basın Çalıştayı” düzenlendi Yozgat Bozok Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü ve Haber Topluluğu tarafından “Yerel Basın Çalıştayı” düzenledi. Erdoğan Akdağ Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Yerel Basın Çalıştayı’na ulusal ve yerel basın temsilcileri, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı. Yerel basının sorunlarının ve çözüm önerilerinin münazara edildiği çalıştayın açılış konuşmasını yapan İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Mehmet Ramazan Yıldızgörür, çalıştayı düzenlemelerindeki amaçlarının Yozgat yerel basınıyla iletişim fakültesi öğrencilerini bir araya getirmek ve fikir alışverişinde bulunmak olduğunu söyledi. Yıldızgörür, çalıştayda belirtilen görüşler ve yapılan sunumların rapora dönüştürüleceğini ifade ederek bu raporu da ilgili birimlere, iletişim fakültelerine ve İletişim Başkanlığına sunacaklarını ifade etti. Açılış konuşmasının ardından Kayseri Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Mehmet Sena Kösedağ “Yerel Basının Dünü Bugünü ve Geleceği”, TRT Haber Yayın Editörü Burcu Oral “Bir Elin Nesi Var? Yerel Medya ile Sesi Var”, Yozgat Bozok Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şafak Etike ve İletişim Fakültesi öğrencisi Kardelen Akyıl ise “Yozgat’ta Yerel Medya İzleme” konularında katılımcıları bilgilendirdi. “Yerel medya çalışanlarının sorunlarına çözüm olacak” Yozgat Bozok Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şafak Etike, “Akademinin bilgisi ile sektörün deneyimini birleştirdiğimiz ve bizim de akademisyen olarak gazeteci görüşlerini alabildiğimiz çok güzel bir çalıştaydı. Bunun devamını getireceğiz. Bu çalıştayı tüm Türkiye’de yaygınlaştırarak yerel medya çalışanlarının sorunlarına çözüm sunmayı amaçlıyoruz.” şeklinde konuştu. “Geleceğin gazetecilerini motive etti” Program sonrası hem yerel basın hem de iletişim fakültesi öğrencileri için verimli bir çalıştay gerçekleştirdiklerini değerlendiren İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zülfiye Acar Şentürk, “Çalıştay hem akademik hem de uygulamanın bir karşılaşması oldu. Birbirimizi destekleyerek ne kadar iyi işler yapabileceğimizi görmemiz açısından da bize motivasyon oldu. Yerel basındaki arkadaşların ilgisi ve desteği her anlamda bize değer kattı. Bu anlamda yerel basında neler yapabileceğimizi tartıştık ve konuştuk. Konuklarımızın anlattıkları geleceğin gazetecilerini motive etti. Bu anlamda da çok kıymetli bir çalıştay oldu.” ifadelerine yer verdi.