ASAYİŞ - 27 Mart 2012 Salı 10:44

İLKER BAŞBUО: "SAVUNMA YAPMAYACAОIM"

A
A
A
İLKER BAŞBUО: "SAVUNMA YAPMAYACAОIM"

"İnternet Andıcı" davasında tutuklu yargılanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, şahsıyla ilgili yapılacak bir yargılamanın yerinin Yüce Divan olduğunu belirterek, "Bu inançla, bugün burada savunma yapmayacağım ve hiçbir soruya da cevap vermeyeceğim" dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi`ndeki duruşmada savunmasını yapmak için kürsüye gelen İlker Başbuğ, dünyanın hiçbir ülkesinde hem ülkenin Silahlı Kuvvetleri`nin komutanı, hem de bir silahlı terör örgütünün yöneticisi olan Genelkurmay Başkanı görülmediğini ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti`nin 26`ncı Genelkurmay Başkanı olduğunu hatırlatan Başbuğ, hayatının son 20 yılını terörle mücadele ile geçirdiğini vurguladı. Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanı olduğu yıllarda da birilerinin düşündüğü ve
iddia ettiği şekilde değil, bütün maddi ve manevi varlığını ortaya koyarak, ülkenin başına bela edilen terör sorununun ortadan kaldırılması için var gücüyle çalıştığının altını çizen Başbuğ, "Bu çalışmalarıma da çok kişi tanıklık etmiştir. Şimdi `bana terör örgütü yöneticisi` diyenlere şaşarım. Bu suçlama hiçbir zaman kişisel suçlama olarak kabul edilemez. Bu suçlama, gerçekte şahsım üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri`ne de yöneltilen ağır bir suçlamadır. Bu suçlama ile bir Genelkurmay Başkanı`nın görev
süresinin iddianamede hukuken bu şekilde tarif edilmesi, siyasi açıdan da özel olarak düşünülmesi gereken bir sıra dışı durumu ifade etmektedir. Bu suçlama, aynı zamanda siyaseten devletimize de yöneltilen son derece ağır ve haksız bir ithamdır" diye konuştu.
"TSK PERSONELİNİN MASUMİYET KARİNESİ HİÇE SAYILDI"
"Bu karmaşa, ülke yönetimini devredeceğimiz genç nesillere nasıl anlatılacaktır? Tarihe nasıl not düşülecektir?" diyen Başbuğ, hayatında hiçbir zaman hukuksuz davranmadığını ifade etti. Demokrasiye olan bağlığının ortada olduğunu ifade eden Başbuğ, şunları söyledi:
"Bu durum kamuoyu ve beni yakinen tanıyanlar tarafından da çok iyi bilinmektedir. Bütün bunlara rağmen belirli amaçlara hizmet etmek için şimdi kalkmışlar dünyanın en güçlü ordularından birisinin komutanı iken, iddia edilen bir terör örgütünün istekleri ve yönlendirmesi doğrultusunda, internet yoluyla ve yaptığım konuşmalarla darbeye teşebbüs ettiğimi iddia ediyorlar. Beni suçlayanlar, komutanlık dönemimde tek bir internet sitesi bile açılmadığını, mevcut olanların da tarafımızca kapatılmış olduğunu
bilmiyorlar mı? Beni suçlayanlar, söz konusu internet andıcının gerçekte herhangi bir suç unsuru taşımamasına rağmen varsayımlar üzerinden bu andıca suç unsuru yüklenilmesinin hukuken doğru olmayacağını bilmiyorlar mı? Beni suçlayanlar, eğer söz konusu internet andıcında herhangi bir suç unsuru görse idim, tereddütsüz soruşturma emri vereceğimi bilmiyorlar mı? Beni darbe ortamı oluşturmak amacıyla, psikolojik harekat faaliyetlerini yönetmekle suçlayanlar, Genelkurmay Başkanlığı görevini devraldığım ilk
günlerde Bilgi Destek Dairesi`nin bir süreçte öncelikle küçültülmesini, daha sonra da lağvedilmesi direktifini verdiğimi; bu daireye ait dört bilgi destek taburundan ikisinin hemen, dairenin ise 11 Ağustos 2009`da lağvedildiğini bilmiyorlar mı? Beni suçlayanlar, yapmış olduğum bu konuşmaları Genelkurmay Başkanlığı görevim ve sorumluluğum gereği olarak yaptığımı bilmiyorlar mı? Ne yapmalıydım? Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin masumiyet karinesi hiçe sayılarak medyada haksız ithamlarla yıpratılmasına
ve itibarsızlaştırılmasına sessiz mi kalmalıydım?"
"BU İDDİALAR YETERSİZLİОİN KOMEDİSİDİR"
Başbuğ, hakkındaki bu iddialar ve suçlamaların yersiz olduğunu belirterek, böyle bir iddianameyle bir kişinin suçlanmaya çalışılmasının sadece yetersizliğin bir komedisi olduğunu söyledi. Bu nedenlerle iddianameye hiçbir itibarı olmadığını anlatan İlker Başbuğ, "Karşı karşıya bırakıldığımız bu davaya bir bütün olarak bakıldığında, sivil ve asker, sorumluluk taşıyan ve vicdan sahibi olan herkesin de kendilerinden beklenildiği gibi dürüstçe davranacaklarına inanıyorum. Genelkurmay Başkanlığı, devletin en
önemli makamlarından biridir ve bu nedenle Anayasa`nın 148`nci maddesi bu makama da özel bir statü tanımıştır" dedi.
"Türkiye`deki birçok değerli ve saygın hukukçunun tereddütsüz belirttiği şekilde, eğer şahsımla ilgili bir yargılama olacak ise, bu yargılama yerinin Yüce Divan olduğu açıktır" diyen İlker Başbuğ, bütün bu nedenlerle mahkeme huzurunda savunma yapmaya zorlanmayı işgal etmiş olduğu makama ve Türk Silahlı Kuvvetleri`ne karşı çok ağır haksızlık olarak gördüğünü anlattı. İlker Başbuğ, bu inançla mahkemede savunma yapmayacağını ve hiçbir soruya da cevap vermeyeceğini ifade etti.
"BU KONUŞMAM SAVUNMA DEОİLDİR"
Bu davranışının mahkemeye karşı bir tavır alma şeklinde algılanmaması gerektiğini anlatan Başbuğ, şunları söyledi:
"Bu davranış, Anayasa`ya, hukukun üstünlüğüne ve kendime karşı olan saygımın ve taşıdığım sorumluluğun bir gereği ve doğal sonucudur. Hizmetinde bulunmaktan her zaman şeref ve gurur duyduğum aziz milletime; bugün kişisel olarak hiçbir endişe taşımıyorum. Tek endişem, sağduyu sahibi pek çok kişinin de ifade ettiği gibi güzel ülkemin ve güzel insanlarının çeşitli nedenlerle bir bölünmeye ve kutuplaşmaya doğru sürüklenmekte olmasıdır. Türk ordusunun üniformasını onur ve gururla taşıdığım 53 yıl boyunca
vatanıma, milletime, devletime ve orduma sadakatle hizmet ettim. Aksini iddia edenleri bugün benim, yarın ise tarihin affetmeyeceğine inanıyorum."
İlker Başbuğ sözlerini, "Bu konuşmamı bir savunma olarak değil, yasal haklarıma dayanarak neden savunma yapmayacağımı açıkladığım bir konuşma olarak değerlendirin" diye bitirdikten sonra yerine oturdu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Cumhuriyet tarihinde ilk: SBB’nin aldığı 100 ambulans sağlık filosuna katıldı Samsun’da, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun katılımıyla, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir yerel yönetim tarafından sağlık hizmetlerine yapılan en büyük araç yatırımı olan 100 ambulansın filoya katılım töreni gerçekleştirildi. Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından Sağlık İl Müdürlüğünün acil sağlık hizmetlerinde kullanımı için alınan 100 ambulansın teslim töreni, Kurtuluş Yolu’nda yapıldı. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun katılımıyla gerçekleşen tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından protokol konuşmaları ile devam etti. Türkiye’nin son 23 yılda sağlıkta gerçekleştirdiği ilerlemenin en görünür, en etkileyici ve en hayati alanlarından birine şahit olduklarını ifade eden Sağlık Bakanı Memişoğlu, "Bir zamanlar ulaşım imkanlarımızın sınırlı olduğu, sağlık hizmetlerine erişimin zor olduğu bölgelerde bugün dakikalar içinde vatandaşımıza ulaşan, dünyanın birçok ülkesinde örnek gösterilen bir kapasiteye sahibiz. Türkiye artık yalnızca kendi vatandaşına değil, bölgesine ve dünyaya da umut olan bir ülkedir. Afetlerde, savaş bölgelerinde, uluslararası insani yardım operasyonlarında en hızlı hareket eden, en organize ve en donanımlı ekipleri gönderen ülke Türkiye’dir. Türkiye genelinde bugün 3 bin 574 acil yardım istasyonu ve 6 bin 308 kara ambulansı ile vatandaşa kesintisiz hizmet veriyoruz. Bu sayı, son 20 yılda tam 40 kat artmıştır. Bu muazzam artış, Türkiye’nin acil sağlık hizmetlerinde ulaştığı seviyeyi göstermesi bakımından oldukça çarpıcıdır. Yılsonuna kadar filomuza 856 yeni ambulans daha katacağız. Böylece hem araç kapasitemizi büyütmüş hem de hizmet kalitemizi daha üst bir seviyeye taşımış olacağız. Kara ambulanslarımızı deniz ambulanslarıyla, helikopter ve uçak ambulanslarımızla tamamlıyor; dağdan denize, şehir merkezinden en ücra köylere kadar her noktaya ulaşan entegre bir sistem kuruyoruz. 2025 yılı itibarıyla 112 acil sağlık hizmetinden yararlanan vatandaş sayımızın 6 milyona ulaşmış olması, bu sistemin ne kadar ihtiyaç duyulan ve güvenilen bir yapı hâline geldiğinin somut göstergesidir. Helikopter ve uçak ambulanslarımızla 5 bin 500’den fazla kritik hastaya ulaşarak hayat kurtaran müdahalelerin başarıyla gerçekleştirilmesi de Türkiye’nin acil sağlık hizmetlerinde geldiği üstün seviyeyi göstermektedir" dedi. "Gökbey, Türk savunma sanayimizin kabiliyetlerinin gökyüzüne taşınmış hâlidir" Gökbey helikopteri hakkında da bilgi veren Bakan Memişoğlu, "Buradan ülkemiz adına gurur verici bir gelişmeyi bir kez daha paylaşmak isterim: 2026 yılı sonu itibariyle yerli ve millî Gökbey helikopter ambulanslarımız filomuzda görev almaya başlayacaktır. Gökbey, sadece bir helikopter değildir; mühendislerimizin, bilim insanlarımızın ve Türk savunma sanayimizin kabiliyetlerinin gökyüzüne taşınmış hâlidir. Bu helikopterler; uçuş performansı, donanımı, yazılımı ve güvenilirliğiyle acil sağlık hizmetlerimize yeni bir soluk getirecek, zor coğrafyalara hızlı erişim kapasitemizi daha da güçlendirecektir" diye konuştu. "Nüfus yoğunluğu yüksek tüm alanlarda OED bulundurma zorunluluğunu kademeli olarak hayata geçireceğiz" OED bulundurma zorunluğunu kademeli olarak hayata geçireceklerini dile getiren Bakan Memişoğlu, "Türkiye, dijital sağlık altyapısını acil sağlık hizmetlerine en güçlü şekilde entegre etmiş ülkeler arasındadır. Bugün ambulanslarımızın her hareketi, her vaka ve her süreç eş zamanlı izlenebilmekte; komuta kontrol merkezlerimiz tarafından en doğru karar anında verilebilmektedir. Bu sistem sayesinde müdahale hızımız yükselmiş, etkinliğimiz artmış, insan hayatı için kritik olan saniyeler en verimli şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Dijitalleşme çalışmalarımızın yanı sıra, hayat kurtarma zincirinin güçlendirilmesi adına yürüttüğümüz önemli bir çalışmayı daha sizlerle birkaç gün önce paylaşmıştım. ASELSAN iş birliği ile tamamen yerli imkanlarla geliştirdiğimiz Otomatik Eksternal Defibrilatör (OED) cihazlarını ülke genelinde yaygınlaştırmak üzere tarihi bir adım atıyoruz. Hazırladığımız ve çok yakında yürürlüğe girecek olan OED Yönetmeliği ile 2026–2028 yılları arasında nüfus yoğunluğu yüksek tüm alanlarda OED bulundurma zorunluluğunu kademeli olarak hayata geçireceğiz. Sesli yönlendirmelerle adım adım rehberlik eden, ritmi otomatik analiz eden, gereksiz şok uygulamayan bu sistemler sayesinde herhangi bir vatandaşımız, acil bir durumda profesyonel ekiplerimiz gelene kadar hayat kurtarma zincirinin aktif bir parçası olabilecektir. Bu düzenleme, devletimizin insan hayatına verdiği değerin güçlü bir yansımasıdır. Bugün burada atılan her adım; Gökbey’den dijital altyapıya, OED cihazlarından ilk yardım eğitimlerine kadar, entegre bir sağlık sisteminin yapı taşlarını oluşturmaktadır. Her yerli üretim, her eğitim, her teknoloji Türkiye’nin yarınlarına yapılmış stratejik bir yatırımdır. Acil sağlık hizmetleri yalnızca araçlardan ya da teknolojiden ibaret değildir. Bu yapının kalbi, onu ayakta tutan en büyük güç insan kaynağımızdır. Bugün 50 bine yakın Acil Sağlık Hizmetleri personelimiz ve 20 bine yakın UMKE gönüllümüz, sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok bölgesinde Türkiye’nin merhametini, sorumluluk duygusunu ve insan hayatına verdiği değeri temsil etmektedir. Her birine gönülden teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Mehmet Muş: "Cumhuriyet tarihinde ilk" Ambulans yatırımın büyüklüğüne açıklık getiren TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş, "Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde ilk defa bu büyüklükte benim yaptığım araştırmalarda bir yerel idarenin böyle bir organizasyonu yok. Sadece Samsun Büyükşehir Belediyesi bu ölçekte bir yatırım yapıyor. Şimdi bunun büyüklüğünü ölçmek için yani ne kadar, 100 tane az mı, çok mu durum anlayabilmemiz için şu anda hala hazırda Samsun’da 80 ambulans hizmet veriyor. Dolayısıyla bu yenilerinin devreye girmesiyle beraber sağlık filosunun tamamı yenilenmiş olacak. Yani bu programdan sonra Samsun’da göreceğiniz bütün ambulanslar, Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından alınmış olan ambulanslar olacaktır. Zaten plakalarına bakarsanız, 55 AT100 ile başlar, 101, 102, 103, 200’e kadar gider. Dolayısıyla böyle bir sıralaması da var" ifadelerini kullandı. Başkan Doğan: "100 yeni ambulansı sağlık teşkilatımıza kazandırıyoruz" 100 yeni ambulansı Samsun’un sağlık sistemine kazandırdıklarını vurgulayan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan ise "Bugün Samsun’umuz için çok özel, çok anlamlı bir gün. Şehrimizin her alanında olduğu gibi sağlık alanında da güçlü adımlar atmaya devam ediyoruz. Çünkü bizim için insan sağlığı, hizmetlerin en kıymetlisidir. Samsun artık sadece Karadeniz’in değil, Türkiye’nin sağlık üssü olma yolunda ilerleyen bir şehir. Bu kapsamda bugün acil müdahale kapasitemizi büyütmek, vatandaşımızın en zor anında daha hızlı yanında olabilmek adına 100 yeni ambulansı sağlık teşkilatımıza kazandırıyoruz. Her bir araç; belki bir anneye nefes, bir yavruya umut, bir aileye huzur olacak. Bugün bu töreni gerçekleştirmemiz, sıradan bir takdimin ötesinde derin bir anlam taşıyor. Şu anda Acil Sağlık Hizmetleri Haftası içerisindeyiz. Bu özel haftada, 7 gün 24 saat canla başla çalışan, yeri geldiğinde kendi hayatını hiçe sayan fedakâr sağlık çalışanlarımızın yanında olduğumuzu en güçlü şekilde gösteriyoruz" açıklamasında bulundu. Programda konuşmaların ardından Başkan Halit Doğan ambulansların temsili anahtarını Bakan Memişoğlu’na takdim etti. Programa ayrıca Samsun Valisi Orhan Tavlı, AK Parti Samsun Milletvekilleri Orhan Kırcalı ve Ersan Aksu, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili İlyas Topsakal, Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Uras, siyasi parti il başkanları, ilçe belediye başkanları, kaymakamlar ve sağlık çalışanları katıldı. Törenin ardından Bakan Memişoğlu ve protokol üyeleri ambulans personeline karanfil takdim edip, ambulansları incelediler.
Kayseri Başkan Özdoğan: "Hacılar’da her işimizin merkezinde vatandaşımız var" Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, ilçede görev yapan mahalle muhtarlarıyla bir araya gelerek kapsamlı bir değerlendirme toplantısı yapıldı. Başkan Özdoğan riyasetinde yapılan toplantıya; Hürmetçi Mahalle Muhtarı İbrahim Demir, Sakarçiftliği Mahalle Muhtarı Mustafa Kemal Muslu, Akdam Mahalle Muhtarı Hüseyin Turan, Yukarımahalle Muhtarı Ömer Günek, Yenimahalle Muhtarı Ramazan Cingil, Yediağaç Mahalle Muhtarı Yusuf Yılmaz, Aşağımahalle Muhtarı Yavuz Mutlu, Erciyes Mahalle Muhtarı Zübeyde Erkan, Beğendik Mahalle Muhtarı Orhan Günek, Ortamahalle Muhtarı Ali Osman Basma, Karpuzsekisi Mahalle Muhtarı Nihat Koçak ve Akyazı Mahalle Muhtarı Selman Gökçe katıldı. Hacılar Belediyesi Fen İşleri, Park ve Bahçeler, Temizlik İşleri, Muhtarlık İşleri ile Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ekiplerinin de hazır bulunduğu toplantıda, tüm mahallelerin ihtiyaçları tek tek ele alındı. Toplantıda konuşan Başkan Bilal Özdoğan, yaklaşan kış mevsimine doğru Hacılar’da yapılan çalışmalara dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: "Kış kapıya dayanırken, mahallelerimizin ihtiyaçlarını ilk ağızdan duymak için muhtarlarımızla bir araya geldik. Vatandaşlarımızın talepleri, mahallenin öncelikleri ve kış hazırlıkları üzerine verimli görüşmeler gerçekleştirdik." Başkan Özdoğan, "Her bir muhtarımızdan gelen talepleri, ilgili birimlerimizin müdürleri ile birlikte tek tek not ettik. Çözümler için hemen süreci başlattık. Hacılar’da her işimizin merkezinde vatandaşımız var. Yarın da muhtarlarımızla istişarelerimize devam edeceğiz" dedi. Başkan Özdoğan, Hacılar Belediyesi’nin mahalle bazlı çalışmalara öncelik veren yaklaşımı kapsamında toplantıların düzenli aralıklarla sürdürüleceğini de sözlerine ekledi.
Kayseri Melikgazi’de tüm sosyal tesisler tek bir dijital platformda toplandı Vatandaşlara hizmet ulaştırırken teknolojinin tüm imkanlarını kullanan Melikgazi Belediyesi, dijital dönüşüm çalışmalarını hızlandırarak ilçede bulunan tüm sosyal tesislerini tek bir web sayfasında bir araya getirdi. Tasarımdan, yazılım geliştirmeye, veri düzenlemeden teknik entegrasyona kadar tüm süreçlerin belediyenin kendi Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü tarafından yürütülerek hayata geçirildiğini hatırlatan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, "Melikgazi Belediyesi olarak günümüzün ve teknolojinin gereklerine uygun olarak hemşehrilerimize hizmet ediyoruz. Dijital dönüşüm çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüren belediye olarak vatandaşlarımız, belediyeye gelmeden birçok işlemi online olarak gerçekleştirebiliyor. Yine bu kapsamda vatandaşlarımızın daha hızlı ve kolay erişimini sağlamak üzere tüm sosyal tesislerimizi https://tesisler.melikgazi.bel.tr ’ de topladık. Akıl küpü kütüphaneleri, teknoloji atölyeleri, aşevi, spor salonları, kafeler, ikinci bahar evleri, kurs merkezleri ve oyuncak kütüphanesi gibi birçok tesis artık tek bir platform üzerinden kapsamlı şekilde incelenebiliyor. Yeni oluşturulan platform sayesinde vatandaşlarımız; tesislerin genel özelliklerinden adres ve iletişim bilgilerine, hizmet verilen saatlerden açılan kurs ve etkinliklere kadar tüm bilgilere tek bir sayfa üzerinden kolaylıkla ulaşabilecek. Ayrıca tesislerde sunulan hizmetlerimize yönelik online başvuru ve kayıt işlemleri de yine aynı platform üzerinden hızlı ve pratik bir şekilde gerçekleştirilebilecek. Bizim tüm tesislerimiz, her yaştan vatandaşa hitap eden geniş bir hizmet yelpazesi sunarak sosyal yaşamdan eğitime, spordan kültürel faaliyetlere kadar birçok alanda güçlü bir alt yapı oluşturuyor. Bu platformumuz düzenli olarak güncellenecek ve zamanla da yeni özelliklerle daha da geliştirilecek. Melikgazi’mizde hem niteliği hem de hızlı ve etkin hizmet etmemizi sağlayacak olan dijitalleşme çalışmalarımız devam edecek. Bu çalışmada emeği geçen mesai arkadaşlarıma teşekkür ederim" dedi.
Mersin Kundakçı komşuya 4 yıl 2 ay hapis Mersin’in Erdemli ilçesinde düğün gecesinde ev ve depoları kundaklayarak 10 milyon liraya yakın zarar veren şüpheli komşuyu mahkeme 4 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırdı. Olay, 27 Ağustos 2025’te Erdemli ilçesine bağlı Koyuncu Mahallesi Töre Sokak’ta yaşanmıştı. 3 çocukları olan ve çiftçilikle uğraşan Ahmet ve Şule Özden çifti, oğulları Salih ile gelinleri Şerife’nin düğünü için yaylaya gitti. Düğünün başladığı saatlerde ailenin 2 katlı müstakil evinin deposunda yangın çıktı. Alevler kısa sürede tüm depoyu ve bitişikteki 2 katlı evi sardı. 10 itfaiye ekibinin birçok noktadan alevlere müdahale etmesiyle saatler süren müdahale ile kontrol altına alındı. Aile düğünü yarım bırakıp dönerken, olayın kundaklama olduğunu ortaya çıktı. Erdemli Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla yapılan çalışmada belirlenip yakalanan şüpheli A.İ. suçunu itiraf etmesinin ardından tutuklandı. Olayla ilgili karar duruşması bugün Erdemli Adliyesi 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya şüpheli A.İ. tutuklu bulunduğu Konya’nın Ereğli ilçesindeki cezaevinden SEGBİS sistemiyle katıldı. Müşteki ve taraf avukatlarının bulunduğu duruşmada sanık A.İ., " Benim para durumum yok, bu nedenle zararı karşılayamam, yaptığımdan dolayı pişmanım, tahliyemi istiyorum" dedi. Şikayetinin devam ettiğini belirten Ahmet Özden ise" Herhangi bir zararım giderilmedi, bizim psikolojimiz bozuldu. Çevredeki komşular duymuşlar kulaktan kulağa bana geldi kendisi ’ceza evinden çıktığımda kalan malını mülkünü de yakacağım’ diyormuş, sonrasında buna ilişkin şikayette bulanacağım. Bir teneke tiner dökerek korkutmak maksadıyla küçük bir yangın çıkarmak istediği kabul edilemez bir durumdur, üst hadden cezalandırılmasını talep ederim" diye konuştu. Müvekkillerinin çok ağır zarar gördüğünü ve bu zararın hiçbir şekilde giderilmediği belirten müşteki avukatı İbrahim Taş’tan ise," Sanığın meydana gelen zarar ve tehlike göz önünde bulundurularak üst hadden cezalandırılmasını, aynı zamanda söz konusu suçun genel güvenliği kasten tehlikeye sokulması suçunu da oluşturacağı kanaati ile değerlendirme yapılmasını talep ederiz" ifadelerini kullandı. Daha sonra savcı esasa ilişkin mütalaasını vererek sanığın 2 katlı müştekilere ait müstakil ikameti tiner ile yakarak zarar verdiğinin sabit olduğu anlaşıldığını belirterek Türk Ceza Kanunu 151/1, 152/2.a maddeleri gereğince cezalandırılmasını istedi. Mütalaa sonrasında mahkemede sanık hakkında verdiği kararı açıkladı. Kararda sanık A. İ.’nin katılanlara karşı işlediği sabit olan mala zarar verme suçundan dolayı 4 yıl 2 ay hapis cezası verildiği belirtildi.