GENEL - 28 Mart 2012 Çarşamba 13:32

GÖKÇEL`DEN `İLAÇ KALINTISI VAR` HABERİNE TEPKİ

A
A
A
GÖKÇEL`DEN `İLAÇ KALINTISI VAR` HABERİNE TEPKİ

Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, Almanya`da Türkiye`den giden dolmalık biber, armut ve üzümde ilaç kalıntısı çıktığı haberlerinin zamanlamasına dikkat çekerek, "Bu haberlerle rekoltenin düşmesine bağlı fiyat yükselmesinin çiftçiye yapacağı katkının önüne geçilmek istendiğini düşünüyorum" dedi.
Ziraat Odası Başkanı Gökçel, Almanya`da Greenpeace örgütünün yaptırdığı bir araştırma sonucunda özellikle Türkiye`den giden yaş sebze ve meyvelerde ilaç kalıntısına rastlandığı haberlerini İHA muhabirine değerlendirdi. Bu konuların haber olarak yapılmasının, ürettikleri ürünlerin pazardaki talebinin artmasına engel olduğunu belirten Gökçel, kendileri için olayın en önemli tarafının bu olduğunu söyledi. İddiada gerçek payı varsa bundan ders alıp, bu ürünleri sağlıklı bir şekilde üretmeleri gerektiğinin de
altını çizen Gökçel, "Biz bu sorumluluğu da üstümüze alıyoruz. Ama baktığımız zaman, son 3-4 yıldır Tarım Bakanlığı`nın, tarım teşkilatlarının çıkarttığı yasalar, genelgeler doğrultusunda artık bu ürünler tesis edileceği vakitten hasat edileceği süreye kadar geçen o zaman diliminde her türlü kayıt altına alınıyor. Bunların kimyasal mücadeleleri, hastalık ve zararlı ile yapılacak mücadelelerin hepsi harfiyen kayıt altına alınıyor. Yani son yıllarda Türkiye, özellikle Mersin`de bunu biz gururla söylüyoruz.
Daha önceki yıllarda ihracatı yapılan bu ürünlerin laboratuarlarda yapılan tahlil neticelerinde bazı zamanlar istenilen değerlerin üstünde bir takım ilaç kalıntılarının olduğu ortaya çıktı ama zaten bu konular ortaya çıktıktan sonra son 3-4 yıldır bu talimatlar, yasalar, uygulamalar gündeme getirildi ve bugün bu başarıyla uygulanıyor" dedi.
"HABERLER İYİ NİYETLE YAPILMIYOR"
Söz konusu haberde dolmalık biber, armut ve üzümün ön plana çıktığını, biberin anavatanının da artık Mersin olduğunu kaydeden Gökçel, dolayısıyla 40 bin dönüm alanda sera yetiştiriciliği yapılan kentte bu haberlerin kendilerini olumsuz yönde etkilediğinin altını çizdi. Haberin zamanlamasına da dikkat çeken Gökçel, "Zamanlama beni çok endişeye sürüklüyor. Kış mevsimi zaten çok ağır soğuklarla ve yağışlarla geçti. Serada olmasına rağmen ürün rekoltesinde bir düşüş var. İnsanların da bunu tüketmekle ilgili
bir talebi var. Bu talep artınca fiyatlar da otomatik olarak yüksek oluyor. Sanki bu dönemde bu tür haberler yapılarak en azından şu fiyat yükselmesinin ya da çiftçilerimize yapacağı katkının önüne geçilmek isteniyor. Bunu ben böyledir diye adlandırmak istemiyorum ama bu haberleri yapan insanların iyi niyetiyle bunu yaptığını da düşünmüyorum. Önce o haberi yaparken bu ürünlerin nasıl yetiştirildiği konusunda da bilgi vermesi lazım. Çünkü ülkemizde bu artık eskisi gibi anadan babadan kalma usullerle
yapılmıyor, belirli talimatlar ve belirli kayıtlar çerçevesinde bu üretimler yapılıyor. Dolayısıyla bizi endişeye sürüklüyor" diye konuştu.
"BU TÜR OLAYLAR BİZİ DERİNDEN YARALIYOR"
Bu tür haber yapan insanların sorumlu davranmaları gerektiğini, üreticiler olarak kendilerinin sorumlu davranmaya çalıştıklarını ifade eden Gökçel, şöyle devam etti:
"Bizim de bu işin içinden her şeyi dört dörtlük doğru yapıyoruz diye sıyrılmamız mümkün değil. Sorumluluğumuz varsa biz bu sorumluluğumuzu da yerine getirmek çabasındayız. İnsanlarımız artık bu tür olaylar sonucunda piyasada fiyat konusunda bir sıkıntı olduğunda zararını kendisi çekiyor zaten. Dolayısıyla doğru üretim yapmaya çaba sarf ediyoruz ve bunu da kayıt altında yapıyor çiftçilerimiz. Belki bazı aksaklıklar oluyor olabilir ama en azından üreticiler kayıt altında. Dolayısıyla bu tür olaylar bizi
derinden yaralıyor. Özellikle fiyat bakımından çiftçilerimize büyük zarar veriyor."
Yaş sebze ve meyvedeki ilaç kalıntılarının insanlara nasıl zarar verdiğini Mersin Ziraat Odası olarak 3 yıl önce uzmanlar eşliğinde üreticilere anlattıklarını da dile getiren Gökçel, "Kullandığımız ilaçların ve kimyasalların çevreye, doğal kaynaklara ve insan sağlığına nasıl zarar verdiğini biliyoruz artık biz. O ürünlerden bizler de tüketiyoruz, kendi kendimizi zehirlemek ister miyiz? Bunlar biraz daha üreticiye zarar vermeyecek şekilde gündeme getirilebilir. Salt `aldığımız her ürün bizi zehirliyor,
kansere sebep oluyor` diye yapılan haberler bize zarar veriyor. Benim onların işine karışacak halim yok ama işin bize zarar vermemesi konusunda da bu haberi yapan arkadaşlarımızın dikkatli olmasını tavsiye ediyorum" ifadelerini kullandı.
Gökçel, Akdeniz Örtü Altı Yetiştiriciler Birliği`ni kurduklarını, önümüzdeki günlerde orada basına da açık toplantı düzenleyerek bu konularla ilgili bilgilendirme yapacaklarını da sözlerine ekledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Karapınar anaokulu için protokol imzalandı Zonguldak Valiliği öncülüğünde, Çaycuma İlçesi Karapınar Beldesi’ne kazandırılacak olan anaokulu yapım işi için önemli bir iş birliği protokolü imzalandı. Eğitime yapılan yatırımın geleceğe yapılan yatırım olduğu vurgulanan tören, Vali Osman Hacıbektaşoğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu’nun makamında imzalanan protokolle, Karapınar Beldesi’ne modern bir anaokulu kazandırma yolunda ilk adım atıldı. "Çaycuma İlçesi Karapınar Beldesi Anaokulu Yapım İşi İş Birliği Protokolü"ne, Vali Osman Hacıbektaşoğlu’nun yanı sıra; Çaycuma Kaymakamı Adem Kaya, İlçe Millî Eğitim Müdürü Ayhan Alagöz, İlçe Millî Eğitim Şube Müdürü Özkan Yıldırım, Karapınar Belediye Başkanı Necdet Dernek ve anaokulunun yapımına katkı sağlayacak olan firma yetkilisi Türker Piri katıldı. Protokol töreninde konuşan Vali Osman Hacıbektaşoğlu, okul öncesi eğitimin önemine dikkat çekti. Vali Hacıbektaşoğlu, eğitimin çocukların akademik, sosyal ve duygusal gelişimindeki kritik rolüne değinerek, hayata geçirilecek anaokulunun bölge için önemli bir kazanım olacağını ifade etti. Vali Hacıbektaşoğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Eğitime yapılan her yatırımın, aslında geleceğe yapılan en değerli yatırım olduğunun bilincindeyiz. Bu anaokulu, Karapınar’daki çocuklarımızın daha iyi şartlarda eğitim almasına imkan tanıyacaktır." Vali Hacıbektaşoğlu, protokolün Çaycuma ve Karapınar’a hayırlı olmasını dileyerek, projenin hayata geçmesine katkı sağlayan tüm kurumlara ve hayırsever iş insanı Türker Piri’ye teşekkürlerini iletti.
Kayseri Başkan Meral Koşar, İstanbul’daki Uluslararası Kadın Zirvesi’nde AK Parti Kayseri İl Kadın Kolları Başkanı Meral Koşar, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilişinin 91. yıl dönümü dolayısıyla bu yıl İstanbul’da düzenlenen "Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi"ne katıldı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleşecek zirve, üç gün boyunca dünyadan ve Türkiye’den kadın temsilcileri bir araya getirecek. Zirvenin açılış gününe kadın belediye başkanları, meclis üyeleri ve yerel yönetimler birim başkanlarıyla birlikte katılan Kayseri İl Kadın Kolları Başkanı Meral Koşar, programın kadınların yerel yönetimlerde güçlenmesine yönelik küresel bir buluşma niteliği taşıdığını vurguladı. Bu yılki mottosu "Kadınla Yükselen Şehirler" olan zirvenin önemine dikkat çeken Koşar, kadınların siyasette, yerel yönetimlerde ve karar mekanizmalarında üstlendiği rolün Türkiye’nin demokrasi ve kalkınma vizyonunun ayrılmaz bir parçası olduğunu belirtti. Koşar, ayrıca Türk kadınlarının toplumsal hayatta güçlenmesinin temel taşlarından birinin Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934 yılında kadınlara verdiği seçme ve seçilme hakkı olduğunu hatırlatarak, "Bugün geldiğimiz nokta, hem Cumhuriyetimizin kurucu değerlerinin hem de Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğinin bir devamıdır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadınların toplumsal ve siyasal hayattaki konumuna yönelik kararlı duruşunun zirve boyunca da vurgulanacağını ifade eden Koşar, şu değerlendirmelerde bulundu: "Ülkemizde kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilişinin 91’inci yıl dönümünde Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan‘ın teşrifleriyle gerçekleştireceğimiz ve 3 gün sürecek Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi’nin ilk gününü kadın belediye başkanlarımız, meclis üyelerimiz ve yerel yönetimler birim başkanımız ile birlikte İstanbul’dayız. Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğiyle kadınlar artık yerel yönetimlerde daha görünür, daha etkili ve daha aktif. ‘Kadınla yükselen şehirler’ hedefi, bizim çalışma motivasyonumuzun da en güçlü ifadesidir."
Muş Muş’ta kadınlar kâğıt rölyef kursuyla aile bütçesine katkı sağlıyor Muşlu kadınlar kâğıt rölyef kursunda meslek öğrenip el emeği ürünlerle aile bütçesine katkı sağlıyor Muş Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından açılan kağıt rölyef kursuna katılan kadınlar, aldıkları eğitimlerle hem meslek öğreniyor hem de ürettikleri ürünlerle aile ekonomisine katkı sağlıyor. Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü bünyesinde açılan kursa katılan kadınlar, kağıt rölyef tekniğini uygulamalı olarak öğreniyor. Eğitmenler eşliğinde çeşitli tablolar ve dekoratif ürünler ortaya çıkaran kursiyerler, el emeği ürünlerini satarak gelir elde ediyor. Kadınlar, kurs sayesinde hem sosyal hayata daha aktif şekilde katılıyorlar hem de aile bütçelerine destek olmanın mutluluğunu yaşıyorlar. Kursiyerlerin aldıkları ders saatlerini tamamlamalarının ardından belgeleriyle birlikte sınavlara girdiklerini kaydeden usta öğretici Ayşe Özçelik, "Üniversite mezunuyum, el sanatları bölümünden mezun oldum. Dört yıldır Muş’ta yaşıyorum ve Muş’u da çok sevdim. Eşimin görevi dolayısıyla burada ikamet ediyorum. Kağıt rölyef kursumuz var. Öğrencilerimiz genelde bayanlardan oluşuyor. Haftanın beş günü öğleden sonra burada kurs veriyoruz. Burada kâğıtları üst üste koyarak, yapıştırarak ve belli işlemlerden geçirerek tablolar yapıyoruz. Alanı çok geniş; isteyen çiçek, isteyen tablo, isteyen portre gibi bir sürü çalışma yapılıyor. Tepsi de yapabiliyoruz. Buradan aldığımız ders saatine göre öğrenciler, belgeleriyle birlikte belli bir süreyi tamamladıktan sonra sınavlara giriyorlar. Üç-dört aşamalı sınavlardan geçiyorlar ve bu aşamaların ardından kendileri de usta öğretici olarak görev yapabiliyorlar" dedi. Ders saatlerini tamamladıktan sonra sertifika almayı hedeflediğini dile getiren kursiyer Yıldız Selek ise "İlk defa halk eğitim kursuna katıldım. Arkadaşımın tavsiyesiyle geldim ve gerçekten çok memnun kaldım. Asıl amacım dikiş kursuna gitmekti ama buraya tesadüfen girdim. Şu an çok memnunum. Arkadaşlarla birlikte tablolar yapıyoruz. Saatimi tamamladıktan sonra sertifika almak istiyorum. Hem güzel bir arkadaş ortamı var hem de insana el becerisi kazandırıyor. Ayşe Hocam gibi ben de ilerleyen zamanlarda böyle bir kurs açmayı düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Rölyef kursunu daha önce sadece duyduğunu ancak hiç yakından görmediğini dile getiren kursiyer Nursel Ayan da, üç boyutlu çalışmaların dikkatini çektiğini söyleyerek, "Bu kursa hobi amaçlı katıldım. Eşim burada görev yaptığı için canım sıkılıyordu ve değerlendirmek istedim. Aslında Türkçe öğretmeniyim. Rölyef kursu varmış; duymuştum ancak hiç gelip görmemiştim. Üç boyutlu çalışmalar yapılıyor. Resimleri üst üste koyarak, silikonlarla yapıştırarak oluşturduğumuz tablolar var. Öncelikle kendi evime hoş bir görüntü katması için uygun tablolar yapmak istiyorum. Ayrıca sevdiklerime de tablolar hazırlayacağım. Ticari amaçla düşünmüyorum. Hocamız çok yardımcı oluyor, bu konuda kendisine çok teşekkür ederiz. Ben yeni kayıt oldum ve bu kısa sürede bana birçok şey öğretti. Buradan kendisine tekrar teşekkür ederim" şeklinde konuştu.