YEREL HABERLER - 30 Mart 2012 Cuma 12:51

ATO TEB İLE KREDİ PROTOKOLÜ İMZALADI

A
A
A
ATO TEB İLE KREDİ PROTOKOLÜ İMZALADI

Adana Ticaret Odası (ATO), finans sıkıntısı yaşayan üyelerinin sorunlarının çözümü ve uygun şartlarda kredi kullanabilmelerine imkan sağlayabilmek amacıyla Türk Ekonomi Bankası (TEB) ile protokol imzaladı.
Türk Ekonomi Bankası Çukurova Bölge Direktörü Burak Baycık, KOBİ Satış Müdürü Halil Vurarak, Gazipaşa Şube Müdürü Şule Binöz`ün de katıldıkları protokol imza töreninde konuşan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Gizer, Adana`nın ekonomik, sosyal ve kültürel alandaki sorunlarına çözüm üretmeye çalıştıkları bir dönemden geçildiğini belirtti.
Esnaf, tüccar, işadamı ve sanayicilerin günümüzde ciddi anlamda nakit sıkıntısı yaşadığını, bu anlamda TEB ile imzalanan protokolün bölgemiz ekonomisine önemli katkı sağlayacağına inandığını vurgulayan Ali Gizer, "Bu protokolle amacımız ülke ekonomisinin lokomotifi konumundaki üyelerimizi ve KOBİ`leri ayakta tutarak kent ekonomisine dinamizm kazandırmaktır. Bu konuda destek sunan Türk Ekonomi Bankası yetkililerine, Odamızın 27 bini aşkın üyesi adına şükranlarımı sunuyorum" dedi.
Türk Ekonomi Bankası Bölge Direktörü Burak Baycık da, Adana Ticaret Odası ile imzalanan protokol çerçevesinde Oda üyelerine uygun vade ve faiz imkanlarıyla kredi imkanları sunacaklarını belirtirken, ``TEB olarak, işletmelere bilanço yönetimi, teknoloji altyapısı ve ürün geliştirme gereksinimi ile pazardaki rekabetin gerisinde kalmamaları için ihtiyaç duydukları bilgileri de sunmaya devam ediyoruz. Bu fırsat ile İşletme Bankacılığı`nın esnafla buluşmasında önemli bir role sahip olacağına inanıyoruz. Ayrıca işletmelerin bulundukları bölgeye, hem de ülke ekonomisine kattıkları değeri artırmalarına fırsat yaratmak en öncelikli hedeflerimiz arasına yer alıyor`` dedi.
Baycık sözlerini şöyle sürdürdü:
``Ülke genelindeki ticaret ve sanayi odaları ile başlattığımız ve Adana halkasını bugün imzaladığımız bu protokolün amacı, Türk ekonomisine önemli katkılar sağlayan esnaf, işadamı ve sanayicilere finansman desteği vererek onlara rahat hareket edebilme fırsatı yaratmaktır. Türkiye`nin gelişen bölgeleri içerisinde Adana çok önemli yer teşkil ediyor. Bu anlamda TEB olarak hızlı büyüyen ve bu büyüme paralelinde önümüzdeki yıllarda çok farklı yerlerde olacak Adana ekonomisinin gelişmesine ve hak ettiği yerlere gelmesine destek olmak istedik. Adana ve Çukurova ekonomisini somut olarak da desteklediğimizi göstermenin en önemli aracı da hiç kuşkusuz onları rahatlatacak uygun finansman desteğiydi. TEB olarak Adana Ticaret Odası ile işbirliği protokolünü imzalayarak bu yöndeki düşüncelerimizi aktif hale getirdik.``
ATO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Gizer ile Türk Ekonomi Bankası Bölge Direktörü Burak Baycık tarafından imzalanan protokol, ATO üyelerine banka tarafından kullandırılan kredilerde büyük kolaylıklar getiriyor. İşbirliği kapsamında TEB tarafından sunulacak ürünler arasında Esnafa Nefes Aldıran Kredi de bulunuyor.
ATO üyeleri anlaşma çerçevesinde Oda`dan kredi başvurusu için kayıt belgesi almak kaydıyla Türk Ekonomi Bankası`na başvurarak, ilk üç ayı ödemesiz olmak üzere 36 aya kadar vadeli, yüzde 1.39 faiz oranından başlayan kredi imkanından yararlanabilecekler.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Güler: “İlk görsel temas 02.36’da sağlandı, İran makamlarıyla paylaşıldı” Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler başkanlığında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu, Bakan Yardımcıları Şuay Alpay ve Alpaslan Kavaklıoğlu ile yurt içindeki ve sınır ötesindeki birliklerin komutanlarının katılımıyla video telekonferans toplantısı gerçekleştirildi. Terörle mücadele başta olmak üzere devam eden faaliyetlere ilişkin bilgi alan Bakan Yaşar Güler, yapılacak çalışmalara ilişkin talimatlar verdi. Bakan Yaşar Güler, toplantıda özetle şunları söyledi: “Değerli silah ve mesai arkadaşlarım. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Başta sizlerin ve silah arkadaşlarımın görevlerini fedakârca yerine getirdiğini memnuniyetle müşahede etmekteyim. Millî mücadelemizin başlangıcı olan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı ülkemizde çeşitli etkinliklerle kutladık. Bu vesileyle başta ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Millî Mücadele kahramanlarımız olmak üzere aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle yâd ediyoruz. “ Sözlerinin başında pazar günü elim bir kaza sonucu hayatlarını kaybeden başta İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan olmak üzere diğer İranlı siyasetçi, bürokrat ve İran vatandaşlarına bir kez daha Allah’tan rahmet; dost ve kardeş İran İslam Cumhuriyeti halkına ve kederli ailelerine başsağlığı dileyen Güler, “Olayın haber alınmasını müteakip İran makamlarından gelen gece görüş kabiliyetli helikopter talebi üzerine hazırlıklara başladık, bu kapsamda tarafımızdan mevcut şartlarda daha faydalı olabileceği değerlendirilerek AKINCI İHA’nın da hazırlanması talimatı verildi. Cumhurbaşkanlığımızın onayı ve İranlı yetkililerin ’olur’u sonrasında silahsız AKINCI İHA saat 23.30’da Batman’dan havalanarak saat 00.12’de İran hava sahasına giriş yaptı. İlgili bölgede yapılan taramalarda saat 02.36’da ilk görsel temas sağlanmış ve tespit edilen ısı kaynağı İran makamlarıyla paylaşılmıştır. Saat 05.50’de ise İranlı yetkililerle kurulan temas sonucu enkaza ulaşıldığı bilgisi alınmıştır. Görevini başarıyla tamamlayan AKINCI İHA’mız, saat 06.45’te Türkiye hava sahasına giriş yapmıştır. Bu süreçte Cumhurbaşkanlığımız, Dışişleri Bakanlığımız ve İranlı makamlar ile yakın iş birliği ve koordinasyon içerisinde hareket eden, hızlı bir reaksiyon ortaya koyarak görevini üstün başarıyla yerine getiren tüm silah arkadaşlarımı tebrik ediyor; hepsinin ayrı ayrı gözlerinden öpüyorum” ifadelerini kullandı. Tatbikatlarda ordumuzun etkinliğinin daha da güçlendiğini gördük Silahlı Kuvvetlerinin disiplini, kabiliyeti, cesareti ve merhameti ile dünyanın en güçlü ordularından birisi olduğunu vurgulayan Güler, “Terörle mücadelede gösterdiğimiz kararlılığımız, yeni güvenlik konseptimiz çerçevesinde tehditleri sınırımıza dayanmadan kaynağında bertaraf etmekte, başta PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ ve FETÖ terör örgütleri olmak üzere her türlü tehdit ve tehlikeye karşı mücadelesini artan bir baskı ve yoğun bir tempoda başarıyla sürdürmektedir. Bununla birlikte sayısı ve kapsamı her geçen yıl artan tatbikatlarla bölgemizde ve özellikle komşularımızla barış ve istikrarı artırmayı, karşılıklı saygı, dostluk ve iş birliğini geliştirmeyi hedefliyoruz. Son dönemde icra ettiğimiz planlı tatbikatlarımızdan olan Uluslararası Anadolu Ankası ve Denizkurdu Tatbikatları ile kahraman ordumuzun havada ve denizdeki etkinliğinin daha da güçlendiğini gördük. 25 Nisan 2024 tarihinde başlayan Efes-2024 Tatbikatı da kapsamlı şekilde icra edilmektedir. Efes Tatbikatı klasik tatbikat anlayışının ötesinde çok boyutlu ve karmaşık hâle gelen günümüz güvenlik ortamını tatbikat senaryosuna yansıtarak güncel olaylara, küresel ve bölgesel alanda meydana gelebilecek kriz senaryolarına cevap verebilecek profesyonel bir anlayışla icra edilmektedir. Küresel ve bölgesel sınamalara karşı hâl tarzlarının üretildiği dost ve müttefik ülkelerle birlikte çalışabilme yeteneğinin geliştirildiği, tatbikata her geçen gün katılım artmakta ve bu yönüyle Efes Tatbikatı bölgede icra edilen ’en büyük birleşik, müşterek tatbikat’ olma hüviyetine de kavuşmuştur” diye konuştu. Efes Tatbikatı’na 50 ülke ve 11 binden fazla personel katılacak 2 yıl önce icra edilen tatbikata 37 ülke katılırken bu yıl 50 ülke ve yaklaşık 11 bin personelin katılması ve Seçkin Gözlemci Günü’nün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 29-30 Mayıs tarihlerinde icra edilmesi planlandığına dikkat çeken Güler, “Türk Silahlı Kuvvetlerinin imkân ve kabiliyetlerinin iç ve dış kamuoyuna gösterilmesi için en önemli ve uygun platformlardan birisi olan Efes Tatbikatı’nda bugüne kadar olduğu gibi bu yıl da üstün bir performans sergileyeceğinize yürekten inanıyorum. Bu vesileyle tüm silah ve mesai arkadaşlarıma görevlerinde başarılar diliyor, her birinizin gözlerinden öpüyorum” dedi.
Ankara Kripto varlıklara ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifi neleri kapsıyor Kripto varlıklara ilişkin düzenlemeler içeren "Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına sunuldu. Kripto paralara ilişkin düzenlemeleri içeren kanun teklifi, 16 Mayıs’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına sunuldu. Teklif, bu alandaki dünya uygulamalarının incelenmesinin ardından hazırlandı. Üzerinde uzun süredir çalışılan teklif, kripto varlıklara, kripto varlık hizmet sağlayıcılarına ilişkin hükümlerin yanı sıra müşterilerin risklere karşı korunmasına yönelik düzenlemeler içeriyor. Teklif 30 Mayıs’ta görüşülecek Kripto paralara ilişkin düzenlemeler Sermaye Piyasası Kanunu’nda (SPK) yer alacak. Teklifle, bu kanuna kripto varlıklara ilişkin tanımlar eklenecek. Kanun teklifi, 30 Mayıs Perşembe günü Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülecek. Komisyon sürecinin ardından teklif, TBMM Genel Kurulunda ele alınacak. Genel Kurulda kabul edilmesi halinde teklif kanunlaşacak ve Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecek. Usul ve esaslar da SPK tarafından belirlenecek Kripto varlık hizmet sağlayıcıların kurulabilmesi ve faaliyete başlaması için Sermaye Piyasası Kurulu’ndan izin alınması zorunlu olacak. Ayrıca kripto varlık hizmet sağlayıcıların kuruluşlarına, faaliyete başlamalarına SPK tarafından izin verilebilmesi için bilgi sistemleri ve teknolojik altyapıları konularında TÜBİTAK’ın belirleyeceği kriterlere uygunluk aranacak. Kripto varlıklara yönelik yatırım danışmanlığı ve portföy yöneticiliği yapılmasına ilişkin usul ve esaslar da SPK tarafından belirlenecek. Fiyatlar serbest oluşacak Platformlarda fiyatlar serbestçe oluşacak. Platformlar işlemlerin güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil, dürüst ve rekabetçi bir şekilde gerçekleşmesinin sağlanması, piyasa bozucu nitelikte eylem ve işlemlerin tespit edilmesi, önlenmesi ve tekrarlanmaması amacıyla emir ve işlem esaslarını belirleyecek, bünyelerinde gerekli gözetim sistemini kuracak ve her türlü önleyici tedbirleri alacak. Hesaplar, güvenli, erişebilir ve takip edilebilir şekilde tutulacak Müşterilerin kripto para transferlerinin gerçekleştirildiği cüzdanlara ve fon transferlerinin gerçekleştirildiği hesaplara ilişkin kayıtlar kripto varlık hizmet sağlayıcılar tarafından güvenli, erişilebilir ve takip edilebilir şekilde tutulacak. Tüm işlem kayıtlarının bütünlüğü, doğruluğu ve gizliliği sağlanacak. Müşterilerin kripto varlık transfer işlemlerinde, SPK ve Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan düzenlemelere uyulacak. Müşterilere ait nakitlerin bankalarda tutulması zorunlu olacak Platformların müşterilerine ait kripto varlıkları, müşterilerin kendi cüzdanlarında bulundurulması esas olacak. Müşterilerin kendi cüzdanlarında bulundurmayı tercih etmedikleri kripto varlıklara ilişkin saklama hizmetinin, Kurul tarafından yapılacak düzenleme uyarınca yetkilendirilmiş ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından uygun görülen bankalarca veya Kurulca kripto varlık saklama hizmeti sunma konusunda yetkilendirilmiş kuruluşlarca sunulması ve müşterilere ait nakitlerin bankalarda tutulması zorunlu olacak. Kaynaklanan zararlardan kripto varlık hizmet sağlayıcıları sorumlu olacak Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının hukuka aykırı faaliyetleri ile nakit ödeme veya kripto varlık teslim yükümlülüklerini yerine getirememesinden kaynaklanan zararlardan kripto varlık hizmet sağlayıcıları sorumlu olacak. Kripto varlık hizmet sağlayıcıları, bilişim sistemlerinin işletilmesi, her türlü siber saldırı, bilgi güvenliği ihlalleri gibi fiillerden veya personelin her türlü davranışından kaynaklanan kripto varlık kayıplarından Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili hükmü kapsamında sorumlu olacak. Müşterilerin varlıkları haczedilemeyecek Müşterilerin nakit ve kripto varlıkları, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının borçları nedeniyle, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının mal varlığı ise müşterilerin borçları nedeniyle kamu alacakları için olsa dahi haczedilemeyecek, rehnedilemeyecek, iflas masasına dahil edilemeyecek ve üzerlerine ihtiyati tedbir konulamayacak. Müşterilere ait nakit ve kripto varlıklara ilişkin tedbir, haciz ve benzeri her türlü idari ve adli talepler kripto varlık hizmet sağlayıcıları tarafından yerine getirilecek. Müşterilere ait nakit ve kripto varlıklara adli makamlarca el konulması halinde, el konulan varlıkların Kurulca yetkilendirilmiş saklama hizmeti sağlayan kuruluşlar nezdinde oluşturulan cüzdanlarda muhafazası için gerekli tüm işlemler adli makamlarca tesis edilecek. İzinsiz kripto varlık hizmet sağlayıcılığı faaliyetine cezalar İzin almaksızın kripto varlık hizmet sağlayıcısı olarak faaliyet yürüttüğü tespit edilen gerçek kişiler ve tüzel kişilerin yetkilileri 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5 bin günden 10 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak. Kripto varlık hizmet sağlayıcı görevi nedeniyle kendisine tevdi edilen veya koruma, saklama ve gözetimiyle yükümlü olduğu para veya para yerine geçen evrak veya senetleri, diğer malları veya kripto varlıkları kendisinin ya da başkasının zimmetine geçiren kripto varlık hizmet sağlayıcı yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile diğer mensupları, 8 yıldan 14 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacaklar; kripto varlık hizmet sağlayıcının zararını tazmin edecekler. Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde faile 14 yıldan 20 yıla kadar hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezası verilecek. Ancak, adli para cezasının miktarı kripto varlık hizmet sağlayıcının ve müşterilerinin uğradığı zararın 3 katından az olamayacak. Kripto varlık platformlarından vergi ya da hizmet bedeli alınacak mı Düzenlemeyle vergilendirme getirilmiyor. Her yıl hizmet bedeli olarak platformların bir önceki yılki faiz gelirleri hariç tüm gelirlerinin yüzde biri SPK, yüzde biri de TÜBİTAK bütçesine ilgili yılın mayıs ayı sonuna kadar ödenip gelir kaydedilecek. Süreç nasıl işleyecek Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kripto varlık hizmet sağlayıcılığı faaliyeti yürütenler, yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde, Kurulca belirlenecek belgelerle Kurula başvuruda bulunarak, ikincil düzenlemelerde öngörülecek şartları sağlayarak faaliyet izni almak üzere gerekli başvuruları yapacaklarına veya müşteri hak ve menfaatlerini zarara uğratmadan üç ay içerisinde tasfiye kararı alacaklarına ve tasfiye sürecinde yeni müşteri kabul etmeyeceklerine dair bir beyan sunmak zorunda olacak. Kanunun yürürlüğü sonrasında faaliyete başlamak isteyenler, faaliyetlerine başlamadan önce Kurula başvuruda bulunarak ikincil düzenlemelerde öngörülecek şartları sağlayarak faaliyet izni almak üzere gerekli başvuruları yapacaklarını beyan edecek. Tasfiyeye gitmeyi tercih eden ya da belirlenen süre içerisinde Kurula başvuru yapmayan kuruluşlarda hesapları bulunan müşterilerin transfer taleplerinin yerine getirilmemesi izinsiz hizmet sağlayıcılığı faaliyeti suçunu oluşturacak. Yurt dışında yerleşik kripto varlık hizmeti sağlayıcıları 3 ay içerisinde sonlandırılacak Yurt dışında yerleşik kripto varlık hizmet sağlayıcılar, Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik faaliyetlerini kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden üç ay içerisinde sonlandıracak. Müşterilerin kripto varlıkları nakde veya nakdi kripto varlığa çevirebilmelerine ve kripto varlıkların transferinin gerçekleştirilmesine imkan veren Türkiye’de yerleşik ATM ve benzeri elektronik işlem cihazlarının faaliyetleri, kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden üç ay içerisinde sonlandırılacak; faaliyetini sonlandırmayan ATM’ler mahallin en büyük mülki idare amirinin bildirimi üzerine iş yeri açma ve çalışma ruhsatlarına ilişkin mevzuatta belirlenen yetkili idareler tarafından kapatılacak.
Rize AK Parti Rize İl Başkanı Hikmet Ayar görevinden affını istedi AK Parti Rize İl Başkanı Hikmet Ayar, görevinden affını istediğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın memleketi Rize’de AK Parti İl Başkanı Hikmet Ayar, il başkanlığında gazetecilerle bir araya geldi. Başkan Ayar’ın yaptığı açıklamada seçim sonuçlarındaki sonuçlardan ötürü kendilerinin de memnun olmadıklarını ifade etti. Başkan Ayar, açıklamasının devamında kendisinin seçimden önce görevden affını bildirdiğini fakat kendisine izin verilmediğini söyledi. Ayar, seçimlerin son bulmasıyla birlikte görevinden affını istediğini açıkladı. AK Parti İl Başkanı Hikmet Ayar, Cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimlerle ilgili olarak yaptığı açıklamasında tüm Türkiye’de olduğu gibi Rize’de de düşüş yaşandığına vurgu yaparak, “31 Mart seçimleri ile ilgili kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. Belediye başkanlık oylarımızda da İl Genel Meclisi oylarımızda da tüm Türkiye’de olduğu gibi bir düşüş vardır. Türkiye genelindeki düşüş ile Rize’deki düşüş aynı oranda olmuştur. Seçimlere katılım oranında da düşüş olmuştur. 2019’a göre Türkiye genelinde seçime katılım yüzde 84,61‘den yüzde 78,55’e düşerken Rize’de yüzde 83,24’den yüzde 78,73’e düşmüştür. 2019 yılında 18 belediyeden 14 belediye kazanmışken 31 Mart’ta 13 belediye kazandık. 2019’da kaybettiğimiz iki ilçe belediyesini bu sefer kazanırken, daha önce kazandığımız üç belediyeyi kaybettik. 14 belediyemiz vardı. Şimdi de 13 belediyemiz var. Bu 13 Belediyenin sekiz tanesi eski arkadaşlarımız, beş tanesi de yeni isimlerdir. 30 il Genel Meclisi üyeliğinden 25 tanesi bizde iken şimdi yine 24 üyelik bizde. Bu 24 İl Genel Meclisi üyemizin 15 tanesi yeni isimlerden oluşmuştur. İl Belediye meclisimizde 31 üyeden 25 tanesi yine bizde. Bu 25 üyenin 11 tanesi eski arkadaşlarımızdan oluşurken 14 tanesi de yeni arkadaşlarımızdan oluşmuştur. Bütün bu sonuçlarla Rize her yönden Türkiye birincisi olmasına rağmen bu sonuçlar elbette bizi mutlu edecek sonuçlar değildir” ifadelerini kullandı. Başkan Ayar, seçimlerden önce görevden affını istediğini fakat kendisine izin verilmediğini ve seçimler bitince tekrardan görevden affını istediğini ifade ederek “Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimini yapmak üzere 1 Mart 2023 tarihinde tekrar AK Parti Rize İl Başkanlığı görevine getirildim. 14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinde sonra İl Başkanlığı görevinden ayrılmama izin verilmedi. Kongreleri yapacaksın dediler. Kongreler ertelenince yerel yönetimler seçimini de yapacaksın dediler. Böylece bugünlere geldik. 2 kere sözlü 2 kerede yazılı olarak görevden affımı istememe rağmen müsaade alamamıştım. Seçim sonuçlarını değerlendirirken de ifade ettiğim gibi 31 Mart seçimlerinde hem il genel meclisi oylarında hem de belediye Başkanlığı oylarında Rize Türkiye birincisi olmasına rağmen kendimizi başarılı addetmiyoruz. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın elini rahatlatmak adına bu işi Rize’den başlatalım diyerek Rize İl Başkanlığı görevimizden affımızı istedik. Tekrar altını çiziyorum bizi memnun etmese de Rize seçim sonuçları olarak hâlâ Türkiye birincisidir. Türkiye birincisi olan Rize’nin il başkanı olarak görevden affımı isteyerek bu süreci başlatmak istedim. Bu kararım seçim sonuçlarından bağımsız olarak alınan bir karardır. Zira yukarıda da belirttiğim gibi seçim öncesinde bu talebimi 2 kere yazılı 2 kere de sözlü belirtmiştim. Umarım ve ümit ediyorum ki Genel Merkezimiz bu sefer bu talebimi kabul edecektir. Sadece il Başkanlığı görevimden ayrılıyorum. Bir nefer olarak, Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Partimin emrinde olmaya her zaman devam edeceğim” şeklinde konuştu.
Malatya Malatya’da rezerv alanlardaki gelişmeler vatandaşlara anlatıldı 6 Şubat depremlerinde büyük hasarın meydana geldiği Malatya’da rezerv alanları ile ilgili düzenlenen toplantıda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanı Hakkı Alp, rezerv alanlarında hiçbir hak sahibinin mağdur olmayacağını söyledi. 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük hasar alan illerin başında gelen Malatya’da yeni konut ve işyeri inşaatları hızla yükselirken bakanlığın açıkladığı rezerv alanları ile ilgili de vatandaşların merak duyduğu konular en yetkili mercilerce cevaplandı. Yeni Nikah Sarayı’nda gerçekleşen bilgilendirme toplantısına katılan konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanı Hakkı Alp, Malatya’da ve diğer deprem bölgesindeki rezerv alanları ile ilgili merak edilenlere cevap verdi. Deprem bölgesinde yapıların inşaatlarının sürdüğünü dile getiren Alp, bakanlık tarafından açıklanan rezerv alanlarında konut ve işyeri olan tüm hak sahiplerinin tamamına konut ve işyerlerinin verileceğini söyledi. Özellikle rezerv alanları ile ilgili bakanlık eliyle yapılacak olan konut ve işyerlerinin kimlere verileceği yönünde bir algı olduğunu dile getiren Alp, “Bu alanlarda kimin tapusu varsa onlara ev yada işyerleri tam olarak verilecek. Boş arsa sahipleri ise arsa ve konut alabilecek” dedi. Şehir merkezlerinde şehrin çeperlerine yapılan konutlarla kimliksiz şehirlerin ortaya çıkacağını ifade eden Alp, “Malatya’da rezerv alanlarında geçici yapı, konteynerler gibi şehre yakışmayan yapılara baktığınızda ortaya kimliksiz bir şehir çıkabiliyor. Bakanlığımız da bu kapsamda rezerv alanlarında tapusu olan hiçbir vatandaşı mağdur etmeyecek şekilde konut yapacak” ifadelerine yer verdi. Rezerv alanlarında bakanlık olarak zemin iyileştirilmesini yaptıklarını da hatırlatan Alp, “Bu alanlarda zeminlerin iyileştirmesinin kamu eliyle yapılması gereken bir konu” dedi. Kamuoyunda yerinde dönüşüm ile rezerv alan konusunun sıkça karıştırıldığını da dile getiren Alp, “Yerinde dönüşümde vatandaş kendisi müteahhit ayarlayıp, proje çizdirip evini yaparken, rezerv alanlarında ise bakanlık olarak biz yapıyoruz. Şuan tüm deprem bölgesinde 500 bin civarında konut yapılıyor. Türkiye’nin en büyük inşaat yapım şirketi olan TOKİ 20 yılda bir milyon 300 bin konut üretti. Deprem bölgesinde ise 500 bin konut yapılıyor. Bu yıl sonuna kadar 200 bin, önümüzdeki sene sonu da 200 bin olmak üzere toplamda 400 bin konutun projesi yapıldı, inşaatlara başlanıldı. Hiçbir vatandaşı konteynerde bırakmamak üzere var gücümüzle gayret diyoruz. Yine hiçbir vatandaşımızın maddi olarak kayıp yaşamamasını devletimiz garanti ediyor. Rezerv alanında veya hak sahipliğinde kalıcı konut ve işyerinin tamamı hak sahiplerine teslim edilecektir” ifadelerine yer verdi. Rezerv alanları ile ilgili sahada en çok kendilerine gelen sorulardan birinin de borçlanmanın nasıl olacağı yönünde olduğunu ifade eden Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı Alp, “Birden fazla konut ve işyeri olan vatandaşlar özellikle bu durumdan nasıl etkilenecek diye sorular geliyor. Rezerv alanda depremden bir gün önce yapının hasar almadan önceki değerini çıkarıp günümüze güncelliyoruz. Borçlandırma yapılan konutun arsa bedeli yok, alt yapı bedeli yok, sadece üst yapı maliyeti var. Ancak şuanda yapılacak indirim oranı henüz belli değil. Önceki depremlerde Cumhurbaşkanımızın talimatı ile yüzde 50 indirim yapılmıştı. Tüm deprem bölgesindeki rezerv alanlarında Hatay’da indirim oranı, Adıyaman’da Malatya’da diğer illerde tüm depremzede vatandaşlarımıza aynı olacak. Rezerv alanındaki vatandaşın yıkılan evinin değeri yeni yapılacak konutun altında kalırsa borçlandırma olacak. O da AFAD’ın 2 yıl ödemesiz, 18 yıl faizsiz taksit imkanı ile olacak diye biliyoruz” dedi. Daire Başkanı Alp, yine kamuoyunda rezerv alanları ile ilgili bir diğer algının ise 300 metrekare bir işyeri olan hak sahibine 40 metrekare işyeri verileceği iddiasının olduğunu da belirterek, “Böyle bir şey yok. Kaç metrekare ise rezerv alanında da aynı ölçüde yerini alacak. Eski mülkü yada işyerine yakın olacak. Kura çekimi ile bu hak sahiplerinin de yerleri belirlenecek” şeklinde konuştu. Malatya ile ilgili yapımı süren konut ve işyerlerine ilişkin de konuşan Alp, 65 bin adet konut ve 13 bin adet işyeri olmak üzere yaklaşık 80 bin bağımsız bölün inşaatının devam ettiğini söyledi.