POLİTİKA - 31 Mart 2012 Cumartesi 16:50

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROОLU:

A
A
A
CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROОLU:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül`den `4+4+4` kanun teklifini çok yakından mercek altına almasını isteyerek, "Türkiye`yi çağdaş uygarlığa taşıma yükümlüğü, Cumhurbaşkanı`ndan sokaktaki yurttaşına kadar herkesin görevidir. Herkes bu görevini bu çerçeve içinde yerini getirmek zorundadır. Bunu bekliyoruz" dedi.
Antalya`da bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin il başkanlığında gazetecilerin sorularını cevapladı. `Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaracak olan kanunu Anayasa Mahkemesi`ne taşımayı düşünüyor musunuz?` sorusuna Kılıçdaroğlu, ``Çıkan yasa teklifi, daha henüz Cumhurbaşkanı`na bildiğim kadarıyla sunulmadı. Sonuç ne olacak bakacağız. Anayasaya aykırılık konusunda hukukçu arkadaşlarımız çalışıyorlar. Anayasa`ya aykırı gördüğümüz maddeleri doğal olarak Anayasa Mahkemesi`ne taşıyacağız. Sayın
Cumhurbaşkanı`nın bu kanun teklifini çok yakından mercek altına almasını isterim. Üniversitelerle konuşmasını isterim, eğitimle ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla konuşmasını isterim. Türkiye`nin geleceğinden herkesin sorumluluk anlayışı içinde kendi sorumluluklarını halkıyla paylaşması gerekiyor. Bulundukları makamlar geçici makamlardır. Ama her birimiz bulunduğumuz makamda belli bir sorumluluk taşıyoruz, bu sorumluluk çerçevesinde karar almak durumundayız. Türkiye`yi çağdaş uygarlığa taşıma yükümlüğü,
Cumhurbaşkanı`ndan sokaktaki yurttaşına kadar herkesin görevidir. Herkes bu görevini bu çerçeve içinde yerini getirmek zorundadır. Bunu bekliyoruz" cevabını verdi.
`Elektriğe bugün bir zam gelmiş, hafta içi petrol ürünlerine bir zam vardı, son zam dalgasını nasıl değerlendiriyorsunuz?` sorusuna ise Kılıçdaroğlu, şöyle yanıt verdi:
"AKP artık halkı düşünmüyor. AKP cebini düşünenler partisidir. Son yasa teklifinin içine 20 milyar dolarlık bir yolsuzluk maddesi yazdılar. Bakın Sayın Başbakan bu konuda ısrarla konuşmuyor. Niye konuşmuyorsun sen? Ne engel var önünde? 20 milyar dolarlık bir ihaleyi, kamu ihale yasasının dışına niye çıkarıyorsun? Ve yasanın içinde 20 milyar dolarlık yolsuzluk maddesinin olduğu bu yasanın içinde Kur`an-ı Kerim`in ne işi var? Hem kul hakkından bahsedeceksiniz, hem de kul hakkını yemek için yasal kılıf
hazırlayacaksınız. Ondan sonra kalkacaksınız bunu kamuoyunun gündeminde tutacaksınız. Millet bununla meşgulken elektriğe olağanüstü zam yapacaksınız. Niye fatura vatandaşa çıkıyor, bu vatandaşın günahı ne? Mazota zam, benzine zam, elektriğe zam, ilaca zam, hani bunlar ülkeyi iyi yönetiyorlardı. Eğer bir ülke zamlarla yönetilecekse zaten herkes yönetir onu. Onun için ayrıca siyasetçi olmaya gerek yok, önemli olan zam yapmadan, milleti bezdirmeden cebindeki paraya el atmadan ülkeyi yönetmektir."
"LÜKS ARAÇLARDAN İNİP VATANDAŞIN ARASINA GİRSİNLER"
"Bunların tuzu kuru" diyen Kılıçdaroğlu, "Köşeyi döndüler, şimdi din ve iman edebiyatı yapıyorlar. Bakanlara bakın, çocuklarına bakın. Yakınlarına bakın. Ya gözünüz doymadı mı hala. Şimdi milletin cebinden elektrik zamlarıyla tekrar para çekecekler. Nereye harcayacaklar, efendim bölünmüş yol yaptık. Peki maliyetine bakalım. Kaça yaptın yolu? Kaça yaptın? O yolları sen yapmadın, bu millet yaptı. Vergisini bu millet ödedi. 30 milyar dolarlık özelleştirme yaptın sen, o kadar da vergi topladın. Bölünmüş yol
dışında ne yaptın sen? Türkiye`de kalıcı hangi esere imza attın sen? Ekonomiyi iyi yönetiyoruz diyorlar, ekonomiyi iyi yönetiyorsanız niye 6 kez mali af çıkardınız. Çünkü vatandaş vergisini ödeyemez hale geldi, sigorta primini ödeyemez hale geldi. Af çıkarıyorlar, şantajla para topluyorlar, o parayı tekrar hortumluyorlar. Bir daha özelleştirme, bir daha para. Yeter artık bıçak kemiğe dayandı. Millet dayanamıyor artık. Eğer bu ülkede 7 aylık çocuğunu saç kurutma makinesiyle intihar ediyorsa Recep Tayyip
Erdoğan dönüp kendisine sorması lazım. Yahu bu vatandaş niye intihar etti demesi lazım. Lüks araçlarından insinler. Devletin tahsis ettiği uçaklardan bir inip, vatandaşın arasına bir girsinler. Nedir bu vatandaşın derdi?" şeklinde konuştu.
"BAKAN VE YAKINLARI MAL VARLIKLARINI AÇIKLASIN"
İşsizliğin Türkiye`nin en temel sorunu olduğunu kaydeden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kime iş buldular. Sanki dün iktidar olmuş gibi şikayet ediyorlar. Yahu 10 yıldır iktidardasınız. Neden şikayet edeceksiniz siz? Siz şikayet değil, çözüm üreteceksiniz. Biz şikayet edeceğiz. Şimdi diyorlar ki siz çözümü bulun, biz onu uygulayalım. Yeter. 6 projemizi uyguladınız zaten. Diğerleri de bekliyor. AKP proje üreten bir parti değil. AK Parti bir rant partisidir. Malı götürme partisidir AK Parti. Vatandaşın cebinden alıp malı götürüyor bunlar. Hiç kimse bunun aksini iddia edemez. Düşünün bir bakan
var, alıyor bir araba kullanıyor, kullandığı araba bir süre sonra bir AK Partili belediyeye olağanüstü bir rakamla çok pahalı satılıyor. Demokrasi olan bir ülkede bu bakan koltuğunda oturamaz böyle. Ama bunu iyi bilin Recep Tayyip Erdoğan bunu başının üstünde taşıyacaktır. Neden? En iyi malı götüren bakan olduğu için. Böyle bir anlayış olabilir mi? Artık diyorum ya vatandaş açısından baktığımızda bıçak kemiğe dayanmış vaziyette."
Hangi bakan olduğunun sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ``Bakan Suat Kılıç, belediyeyi de kendisine sorun`` dedi. Bakanlar ve yakınlarının mal varlıklarını açıklamalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "Madem dürüstüz diyorlar, madem Müslümanız da diyorlar, madem inançlıyız diyorlar, bakanlar ve çocukları AK Parti iktidarından bu yana bütün mal varlıklarını açıklasınlar. Bu millet bir öğrensin ya. Yeter artık bu kadar hırsızlık. Millet öğrensin, ne kadar vergi ödemişler, ne kadar kazanmışlar, ne kadar mal varlıkları
nedir? Bu millet bunları öğrenmek zorunda. Ben kendi mal varlığımı açıkladım, yakınlarımı da açıklatırım. Onlar da açıklasınlar" şeklinde konuştu.
"BAŞBAKAN OBAMAN`IN KURYELİОİNİ YAPIYOR"
`Yapılacak olan Suriye Dostları Toplantısı`nı ve Başbakan Erdoğan`ın İran ziyaretini nasıl değerlendiriyorsunuz?` sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Türkiye Cumhuriyeti`nin Başbakan`ı İran`da bizim onurumuzu incitecek davranışa muhatap olmuştur. Başbakan, görüşmesi bir gün sonraya ertelenen bir konuma düşmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı bu konumda olamaz. Türkiye`ye gelmesi lazımdı. Gelemez. Çünkü Obama`nın kuryeliğini yapıyor Başbakan. Obama`nın kuryeliğini yapıyor. Aldığı talimatları gidip oraya aktaracak. Bir gün değil bir hafta bekleyin deseler, bir haftada bekleyecek. Türkiye Cumhuriyeti`nin Başbakanı bu konuma düşemez. Düşmemelidir. Bu
halkın onuru incinmiştir."
Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
"Suriye`nin Dostları Toplantısı yapılacakmış. Suriye konusunda tavrımız çok açık ve net. Suriye yönetimine, Suriye halkı karar verir. Silahlı müdahaleyi asla istemiyoruz. Hiçbir ülke içinde istemiyoruz. Silahlı müdahalenin bir ülkede nelere mal olduğunu görmek isteyenler Irak`a baksınlar. 1.5 milyon Müslüman öldürüldü orda. Recep Tayyip Erdoğan`ın kılı kıpırdadı mı? Niye şimdi Suriye Suriye deyip duruyor. Çünkü talimat almış. Talimatı yerine getirecek. Ne diyordum. Batılı egemen güçlerin Orta Doğu`daki
taşeronu Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarıdır. Taşeronluk görevi yapmak, ulusal kurtuluş savaşı veren bir ülkeye yakışmıyor. Siz, kimin taşeronluğunu yapıyorsunuz? Niye başka bir ülkenin yönetimine müdahale ediyorsunuz? Eğer yönetimine müdahale ederseniz, yarın birileri de gelip sizin yönetiminize müdahale edecektir. Ne diyeceksiniz o zaman. Dış politikada da, iç politikada da, ekonomide de iflas etmiş bir AK Parti ile karşı karşıyayız. Sadece hakaret yağdıran ve bizim yurttaşlarımızın en temiz duyguları
olan inançları sömüren, din tüccarlığı yapan bir hükümetle karşı karşıyayız. Din ticareti yapıyor açıkça. Dini, oya nasıl tabir edelim, bütün hesabı bunun üzerine kurulu. Dine yapılan en büyük hakarettir bu. İnançlarımıza yapılan en büyük hakarettir bu. Böyle bir anlayış olabilir mi? Böyle bir siyaset olabilir mi?"
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Dolandırıcılardan ‘hesabımda sorun var’ bahanesiyle IBAN tuzağı Son dönemde ‘benim hesabımda sorun var’ bahanesiyle IBAN üzerinden dolandırıcılık olayları çoğalıyor. Yapılan bu işlemin, yasa dışı kumar ve bahsin yanı sıra terör bağlantılı hesaplardan paraların aklanması için kullanılan yöntemler olduğunun altını çizen uzmanlar, bu yönteme bilerek veya bilmeyerek dahil olmanın hukuki açıdan büyük sorunlara neden olabileceği uyarısında bulunuyor. İnternet siteleri ve uygulamalar üzerinden dolandırıcılık olayları her geçen gün artıyor. Sosyal medya platformları ile illegal kumar ya da bahis üzerinden para aklamak isteyen dolandırıcılar, ağına düşürdükleri vatandaşlara ‘Benim hesabımda sorun var’ diyerek IBAN üzerinden illegal işlemler yapıyor. Ağına düşürdükleri vatandaşların hesapları üzerinden işlem yapan dolandırıcılar hesap sahibini hukuki olarak birinci dereceden büyük sorunlarla karşı karşıya bırakıyor. “Tanımadığınız hesap numarası terörle bağlantılı veya irtibatlı bir hesap numarası olabilir” Banka hesabını kullandıran kişinin hesabının terör kaynaklarıyla bağlantılı olabileceği, sonrasında hakkında baş şüpheli olarak işlem yapılma tehlikesiyle karşı karşıya kalınabileceği uyarısında bulunan Avukat Suat Altınsoy, “Son dönemlerde ciddi şekilde IBAN üzerinden dolandırıcılık ülkemizde maalesef hızlı bir şekilde çoğalmaktadır. Öncellikle vatandaşlarımızın tanımadığı insanlarla ticari alışverişlerinde IBAN ile ilgili işlem yaparken çok dikkatli davranmaları gerekmektedir. Ticari anlamda vergi kaçakçılığı yapmak isteyenlerin en çok uyguladığı sistemlerden biri IBAN’a para atılmasını istemektir. Normal olarak IBAN’a para atan birisinin herhangi bir sorumluluğu olmamakla beraber kime para gönderdiğini bilmediği için ciddi bir sıkıntı ile karşılaşabilir. Bunun temel sebebi ise tanımadığınız hesap numarası terörle bağlantılı veya irtibatlı bir hesap numarası olabilir. Her ne kadar dava sonunda siz sorumluluk almayacağınızı ispat etseniz de beraatla sonuçlansa bile sanık olarak yargılanabilirsiniz” dedi. “Dolandırıcılık sisteminin içerisinde siz de yer alıyorsunuz” Hesap numaralarıyla ilgili ciddi anlamda dolandırıcılık olayları yaşandığının altını çizen Avukat Altınsoy, “Özellikle çok ucuza aldığınız ürünlerde, sosyal medyadan alınan ürünler bunların başında geliyor, burada yapılan işlemlerde size çok ucuz ürünler satılmakta. Eğer satıcı sizinle irtibat kuruyorsa ve sizin hesabınıza bununla ilgili paralar geleceğini söylemekte ise bu bir gayrimenkul satışı veya otomobil satışı bile olabilir, aldığınız ürünlerin çok ucuz olmasından dolayı karşı tarafa güven duyuyorsunuz. Daha sonra bu şahıs ’sizin hesabınıza başka paralar da gelecek, onun farklı bir hesaba gönderilmesi hususunda bana yardımcı olabilir misin’ diye kendi bankasıyla ilgili sorun olduğunu belirterek ağına düşürüyor. Bu aşamada vatandaşımızın kesinlikle bununla ilgili bir işlem yapmaması gerekiyor. Çünkü dolandırıcılık sisteminin içerisinde siz de yer alıyorsunuz. O şahıs mağdur kişiyle diğer kişileri de dolandırıyor. Sizin hesabınıza para gönderilmesini sağlıyor. Ondan sonra şikayet durumunda para gönderilen siz olduğunuz için direkt olarak sanık siz oluyorsunuz. Çünkü sizi yönlendiren kişinin kimliği veya hesabı belli olmadığı için suç otomatik olarak işlem yapılan hesaba kalıyor. Bunun için yapılması gereken, tanımadığınız herhangi bir kişi ile ilgili işlem yaparken iki kere daha dikkatli olmamız, güvenmediğimiz kişi ile işlem yapmamamız gerekiyor. Ticari anlamda da bir işlem yapıyorsak kesinlikle açıklama kısmına detaylı olarak bilgi yazmamız lazım. Bunun cezai anlamda terör ve buna benzer finansal konularda kullanılmadığını düşünsek bile, vergi cezası ile ilgili sizi de sorumlu kılacak sorunlar ortaya çıkabilir. IBAN’la ilgili işlemlerde tanımadığınız kimseye işlem yapması için izin vermememiz gerekiyor ya da yapılması gerekiyorsa açıklama kısmına yapılan işlemi detaylı bir şekilde belirtmek gerekiyor” şeklinde konuştu. “Dolandırıcılık olayı ile karşılaşan kişi, an itibarıyla yetkililere bilgi vermesi gerekir” Dolandırıcılık işlemi olursa bunun da fark edilmesi durumunda yapılması gerekenleri anlatan Altınsoy, “Bir dolandırıcılık olayı ile karşılaşıldığı zaman yapılması gereken öncelikle bankayı uyarmak, işlem yapılmasını engellemek, ardından kolluk kuvveti ardından da savcılığa giderek suç duyurusunda bulunulması gerekiyor. Çünkü daha sonraki işlemlerde ‘ben bilmiyordum’ hukuki açıdan bir mazeret değildir. Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz. Temel prensibimiz budur. O nedenle dolandırıcılık olayı başına gelen kişinin an itibariyle bankayı, kolluk kuvvetlerini ve savcılığı bilgilendirmesi vatandaşın birinci vazifesi olmalıdır” diye konuştu.