DÜNYA - 02 Nisan 2012 Pazartesi 17:39

ABDULLAH AVCI`DAN ŞİKE YORUMU

A
A
A
ABDULLAH AVCI`DAN ŞİKE YORUMU

A Milli Takım Teknik Direktörü Abdullah Avcı, kulüp takımlarının Avrupa`da mücadele etmemesinin, milli takıma olumsuz yansıyacağını belirtti.
A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Abdullah Avcı, Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Futbol Federasyonu Etik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oğuz Atalay`ın moderatörlüğündeki söyleşide, öğrencilerin sorularını cevapladı. "Kulüp takımlarının Avrupa`da mücadele etmemesinin, milli takıma yansıması olumsuz olur" diyen Avcı, söyleşiden önce yaptığı konuşmada ise A Milli Takım`ın 2014 Dünya Şampiyonası`nda yer almak zorunda olduğunu söyledi.
Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Futbol Federasyonu Etik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Oğuz Atalay`ın moderatörlüğündeki söyleşide konuşan A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Abdullah Avcı, "Son iki kupada yokuz. UEFA ve Şampiyonlar Ligi`nde başarılarımız yok. 2014 Dünya Kupası, olmazsa olmazlarımızdan bir tanesi. Dünya futbolunda İspanya ve Almanya gibi önemli ülkelerden Hollanda ile eşleştik. Artık eşik atlayalım diyoruz. Hollanda`da iyi bir başlangıç yapıp önemli bir yol kat
edebiliriz. Gerekli yatırımları yaparak sabır ve zamanla ektiklerimizin karşılığını almak zorundayız. Bunları oluşturursak, istikrarlı bir turnuva takımı olma hedefini gerçekleştirebiliriz. Mayıs ayı itibariyle oynayacağımız hazırlık maçlarında, neler yapabileceğimiz ortaya çıkacak" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor`u çalıştırdığı dönemde yerli oyuncuyu tercih ettiklerini, bu sebeple kulüplerde yabancı sayısının daha az olmasının hedeflerinden biri olduğunu anlatan Avcı, "Doğru adımlar atıldıktan sonra yabancı oyuncu sayısını beş sene sonra serbest bıraksınlar. Bak bakalım yabancı oyuncu alabilecekler mi? Aksi halde milli takımların kaynağını Almanya oluşturacak, bu çok doğru değil. Bunun için de temaslarımız var. Buna benzer örnekler Avrupa`da da var. Yabancı sayısıyla ilgili
Türkiye Futbol Federasyonu`nun da çalışmaları var. Bunu kulüplerle paylaşacaklar. Yabancı sayısının az olması, milli takımların kaynaklarının daha geniş kapsamlı olmasını sağlayacaktır" şeklinde konuştu.
AVCI`DAN ŞİKE YORUMU
Öğrencilerin şike davasıyla ilgili sorularını da cevaplandıran Avcı; "Önümüzdeki süreç bize neyi getirecek beklemek lazım. Ondan sonra yorum yapmak daha doğru olabilir. Milli takımımızın uluslararası yarışmada olması önemlidir. Kulüp takımlarının Avrupa`da mücadele etmemesinin, milli takıma yansıması olumsuz olur. Zamana bırakalım, zaman karşımıza neyi çıkaracak ona göre değerlendirme yapmamız daha doğru olur" dedi.
Söyleşinin ardından Avcı`ya ve Oğuz Atalay`a plaket verilirken, Gediz Üniversitesi forması hediye edildi. Avcı daha sonra üniversite bünyesinde düzenlenen futsal turnuvasının başlangıç vuruşunu yaptı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor" dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla uluslararası alanda gerçekleştirilen ’HAK-İŞ 14’üncü Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ödülleri sahiplerini buluyor. Ankara’da bir otelde düzenlenen yarışmanın ödül töreninde, ulusal ve uluslararası kategoride 4 dalda toplam 8 ödül ve ’Sendikacı Gözünden’ kategorilerinde ödüller verildi. Törene, HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, yarışmacılar, aileleri ve davetliler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, gün özelinde hazırlanan tanıtım filminin seyredilmesiyle devam etti. Şiir ve balaban dinletisinin ardından açılış konuşmalarına geçildi. "Biz bütün kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz" Sanat ve kültürün sinemayla, dizilerle sınırlı olmadığını belirten Arslan, "Biz bütün bu kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz. 50’nci yılımız etkinliğinden bir tanesi Türkiye’nin gerçekten hepimizin tanıdığı, gurur duyduğu büyük sanatçılarımızın birer tane eserini Ankara’da Resim Heykel Müzesi’nde sergiledik ve o eserlerin satışını ressamlarımız Filistinlilere bağış olarak gerçekleştirdi. Resim yarışmalarımızdan başlayarak ebru sanatını tekrar ihya etmek, özellikle meddah diplemeleriyle ilgili unutulmuş sanatlarımızı yeniden toplumla buluşturma çabalarımız daha birçok çalışmalarımızla beraber HAK-İŞ, kültür ve sanat alanında da yeni damarları açmaya devam edecek. Sizlerden desteğimiz bizi bu konuda daha çok teşvik etmeniz, bu konudaki çalışmalarımıza destek olmanız ve bu işin sendikacılığımızın o temel kurallarından bir tanesi olduğunu da sizin de inanmanızı, bize de inandırmanızı istiyoruz. Özellikle Emek Hareketi’nin bir temsilcisi olarak sinema ve dizi sanatçılarının özellikle mevzuat açısından, örgütlenme açısından, sendikalaşma açısından da kendilerine her türlü desteği katkıyı vereceğimizi buradan ilan etmek istiyoruz" diye konuştu. "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Dizi konusunda Türkiye’nin, dünyanın pek çok ülkesine ihracat yaptığını dile getiren Arslan, "Dizide görev alan emekçilerin, oyuncuların ve bu konuda gerçekten alın teri akıtan insanların haklarının aynı ölçüde korunmadığını görüyoruz. Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor. Bir başka sorun toplumumuzu ne yazık ki bu uzun dizi saatleri başka bir noktaya taşıyor. Bunun tedbirlerin alınması gerekiyor" şeklinde konuştu. Arslan, konuşmasında Mevlana’nın pergel metaforuna atıf yaparak sendikal anlayışlarını anlattı. Pergelin sabit ayağı gibi değerlerine, inancına ve medeniyetine bağlı durduklarını, diğer ayağıyla ise tüm dünyaya açık, evrensel bir sendikal perspektif benimsediklerini ifade etti. HAK-İŞ’in hem milli duruşu hem de evrensel sendikal ilkeleri birlikte taşıyan bir hareket olduğunu vurgulayan Arslan, kuruluş felsefelerinden ve emek mücadelesine kattıkları ilkelerden vazgeçmeden yollarına devam edeceklerini kaydetti. Ödül alacak sanatçıların yanı sıra televizyon dizilerindeki oyunculuklarıyla tanınan, dizi ve sinema filmleri oyuncuları Arzu Balkan, Hakan Boyav, Koray Karaca, Zeynep Aytem, Fatih Küçük, Dursun Ali Erzincanlı ve Melahat Abbasova katılacak. Sanatçılara "Emeğe Saygı" plaketi takdim edilecek.