YEREL HABERLER - 02 Nisan 2012 Pazartesi 15:39

TAŞKÖPRÜ`DE BİR FİRMA TURKİYE`YE SIОINAN SURİYE`LİLER İÇİN KONTEYNER ÜRETİYOR

A
A
A
TAŞKÖPRÜ`DE BİR FİRMA TURKİYE`YE SIОINAN SURİYE`LİLER İÇİN KONTEYNER ÜRETİYOR

Kastamonu`nun Taşköprü ilçesinde bir firma Suriye`den Türkiye`ye sığınan Suriye vatandaşları için konteyner üretiyor.
Taşköprü Sanayi Sitesi`nde konteyner üretimi yapan Sefa Yapı İnşaat`ın sahibi Sefa Ergün, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, geçtiğimiz aylarda depremzedeler için Van`a 100`den fazla konteyner gönderdiklerini şimdi ise, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı`nca Suriye`den Türkiye`ye sığınan Suriye vatandaşları için de konteyner sipariş edildiğini söyledi. Ergün, yaklaşık 100 konteynerı tamamlayarak Kilis`teki Hac Konaklama Tesisleri`ne gönderdiklerini kaydetti. Ergün, konteyner üretiminin aralıksız sürdüğünü belirtti ve bir sonraki gönderinin Şanlıurfa Ceylanpınar ve Hatay`daki kamplara gideceğini sözlerine ekledi. Sefa Ergün, ``Fabrikada 20 işçinin gece gündüz çalışıyor. 21 metrekarelik konteyner evlerin içerisinde 2 oda, banyo, tuvalet, duş teknesi, termosifon, mutfak dolabı, mutfak tezgahı, elektrik ve su tesisatı gibi yaşamsal argümanlar barınıyor`` dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bahar ve Nihal Candan hakkında istenen ceza belli oldu Dolandırıcılık ve kara para aklama suçlarından haklarında soruşturma başlatılan sosyal medya fenomenleri Bahar ve Nihal Candan kardeşlerle ilgili Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianame kapsamında Alisya Bahar Candan’ın 14 yıldan 44 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilirken iddianamede Gülnihal Çiçek’in ise 8 yıldan 24 yıla kadar hapsi istendi. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 38 müşteki, 1 müşteki şüpheli ve Nihal ile Bahar Candan’ın aralarında bulunduğu 21 şüpheli yer aldı. İddianamede tutuklu şüpheli Gülnihal Çiçek’in tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak adli kontrol şartıyla tahliye edildiği de aktarıldı. İddianamede Onur Apaydın ve İlker Oflu’nun liderliğindeki şebekenin ucuza araç sattıklarını söyleyerek vatandaşları sazan sarmalı yöntemiyle dolandırdığı belirtildi. Candan kardeşler mağdurların kandırılmasında etkin rol oynadı Bahar ve Nihal Candan’ın suç örgütünün hiyerarşik ve organik yapısı içerisinde yer aldığı iddianamede belirtildi. İddianamenin devamında, “Şüphelilerin önceki tarihlerde çeşitli televizyon programlarına uzun süre katıldığı, ünlü olduktan sonra magazin programlarında da yer aldığı, sosyal medya platformunda çok sayıda takipçiye ulaşması sebebiyle günümüzde sosyal medya fenomeni ve ekran yüzü olarak tabir edilen bir sıfatının bulunduğu, dolayısıyla toplumun geniş kesimleri tarafından tanınan bir sima olduğu, bu özelliği sebebiyle de suç örgütü tarafından dolandırıcılık eylemlerine yönelik düzenlenen özel toplantılarda mağdurların kandırılmasında etkin rol oynadığı” ifade edildi. Şüphelilerin örgüt lideri Onur Apaydın ile yakın ilişki içerisinde olduğu da iddianamede açıklandı. Bahar Candan örgütün gizli muhasebecisi ve kasası İddianamede örgüt lideri Onur Apaydın’ın örgüt içerisinde ‘gizli muhasebeci ve kasa’ konumunda olan şüpheli Alisya Bahar Candan üzerinden bankacılık faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve elde edilen suç gelirinin aklandığı belirtildi. “Şahıslar Nihal Candan’a saygı gösteriyordu” Öte yandan mağdur temin etme görevlisi olan şüpheli Hacı İsrafil Sağlam iddianamede yer verilen ifadesinde örgüt toplantılarına katıldığını söyleyerek, “Toplantılara üst kademeden herkes katılıyordu. Saha elemanları ve alt kademe asla katılamazdı. Örgütün üst yönetimindeki herkes iştirak ediyordu. Toplantıların ikisinde Nihal Candan’ı gördüm. Nihal Candan örgüt lideri Onur Apaydın’ın sevgilisiydi. Diğer şahıslar Nihal Candan’a saygı gösteriyor ve mesafeli davranıyordu. Nihal Candan’ın yanında örgütün iç işleyişine ilişkin konular araba alım satım işler konuşuldu” şeklinde beyanda bulunduğu da iddianamede ifade edildi. Candan kardeşler hakkında istenen ceza belli oldu İddianamede Bahar Candan’ın ’suç örgütüne üye olmak’ suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar ’kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık’ suçundan ise 2 kez 12 yıldan 40 yıla kadar olmak üzere toplamda 14 yıldan 44 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Nihal Candan’ın ise aynı suçlardan 8 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan diğer 20 şüpheli hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.