POLİTİKA - 04 Nisan 2012 Çarşamba 18:14

DAVUTOОLU-REYNDERS ORTAK BASIN TOPLANTISI

A
A
A
DAVUTOОLU-REYNDERS ORTAK BASIN TOPLANTISI

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İran`ın Suriye konusunda Türkiye`yi hedef alan bir açıklama yapmasına ilişkin, "İran gibi dost ve kardeş ülkenin seçimler yaklaşırken bu konuların bir iç mesele haline getirmesini doğrusu hem yadırgadım hem bu konu ile İran içinde farklı kanaatlerin hem de Türkiye-İran ilişkilerinin bu şekilde gündeme getirilmesi kimseye fayda getirmez" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Didier Reynders ile Bakanlıkta ortak bir basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "İran, İran`ın nükleer programıyla ilgili batılı ülkelerle ilgili müzakerelerin İstanbul`da yapılacağını ardından 5+1 ülkelerine bu konuda teklif ileteceğini söylediler. İran nükleer müzakereleri hangi temelde konuşulacak" sorusuna, "Türkiye en başından beri nükleerle ilgili 5+1 ile İran ile
görüşülmesine, kesintisiz bir şekilde sonuç alınmasına önem vermiştir. Ocak ayında bu konuda bu müzakerelerin tekrar görüşülmeye başlaması için görüşmeler başlamıştır. Biz de AB temsilcileri ile karşılıklı görüşmelere başlanması için tekrar mektuplaştık teyit olarak. Eğer Türkiye`nin bu müzakerelerde rol oynaması talep ediliyorsa elinden gelen her şeyi yapar ve işbirliği yapması istenirse memnuniyetle yapar, bunların nerede yapıldığı değil sonuç alınması önemli" cevabını verdi. Müzakerelerin İstanbul`da
yapılmasının kendilerine iletildiğine dikkati çeken Davutoğlu, İran Dışişleri Bakanı Salihi ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi`nin müzakerelerin Türkiye`de yapılması için basın toplantısı düzenlediğini hatırlattı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Ashton`ın da müzakerelerin İstanbul`da yapılmasını arzu ettiklerini belirten Davutoğlu, kendilerinin bu konuda herhangi bir açıklamada bulunmadığını söyledi. "Önemli olan bu görüşmelerden netice almaktır" diyen
Davutoğlu, "Müzakereleri Türkiye`de yapmak isterlerse buyursunlar, başımızın üstünde yerleri var. Her türlü katkıyı her zaman olduğu gibi yaparız" şeklinde konuştu. Türkiye`nin bu konuda hiçbir zaman prestij peşinde olmadığını anlatan Davutoğlu, her iki tarafın da arzularının Türkiye olduğu yönünde bir ifadede bulunduğunu bildirdi.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Nükleer müzakerelerin zemini konusunda ise zaten bir güven arttırıcı zeminin olması lazım. Bu hemen uygulanabilecek bazı adımlardan oluşuyor ama daha önemlisi tabii kesin bir çözümün oluşması için iki parametre önemli bence bu iki parametre her türlü müzakerenin ana esasıdır. Birincisi, barışçıl nükleer teknolojinin önünde bir engel olmaması, ikincisi herhangi bir şekilde askeri mahiyet taşıyan nükleerlerin engellenmesidir."
"İRAN`IN YAPTIОI AÇIKLAMALAR, BAŞBAKANIMIZA GÖSTERİLEN SAYGIYLA BAОDAŞMADI"
Başka bir gazetecinin, "Sadece nükleer müzakereler değil, komşu İran`dan Suriye konusunda Türkiye`yi hedef alan bir açıklama geldi. İran Meclis Başkanı Ali Laricani`nin İstanbul`daki Suriye`nin dostları toplantısıyla ilgili, İran`a yaradığını ve İsrail`e rüşvet gibi değerlendirdiklerini söyledi, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna, Davutoğlu, "Dün İran`ın yaptığı açıklamalarla ilgili kapsamlı not bana iletildi. Dün ben Sayın Salihi`yi aradım, çok başarılı geçen bir ziyaretimiz oldu İran`a. Bunun
akabinin de yapılan bu açıklamaların Sayın Başbakanımıza gösterilen saygıyla bağdaşmadığını kendisine ifade ettim. Kendileri, `İran İslam Cumhuriyeti adına dış politikayla ilgili açıklamalar sadece Dışişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı ve dini lider tarafından yapılır, diğer açıklamaların bu anlamda bir bağlayıcılığı yoktur. Biz de bu konuda sizin yaklaşımınızı ve daha önce görüştüğümüz konulardaki yaklaşımınızı biliyoruz, anlıyoruz ve bu açıklamalar resmi bir açıklama değildir` dediler. Sayın Salihi`nin bu
anlayışına teşekkür ederim" cevabını verdi.
"TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİNİN BU ŞEKİLDE GÜNDEME GETİRİLMESİ KİMSEYE FAYDA GETİRMEZ"
Davutoğlu, bu konuda bir hususu vurgulamak istediğini belirterek, "İran`la Türkiye arasında köklü diplomatik ilişkiler var. Avrupa`da bazen iç siyasetin dış politikada kullanımına çok şahit olduk. Bu Avrupa`da rastlanan bir uygulamaydı, bizim için çok yabancı değil. İran gibi dost ve kardeş ülkenin seçimler yaklaşırken bu konuların bir iç mesele haline getirmesini doğrusu hem yadırgadım hem bu konunun İran içinde farklı kanaatlerin, Türkiye-İran ilişkilerinin bu şekilde gündeme getirilmesi kimseye fayda
getirmez" şeklinde konuştu. İç kamuoyu talepleri doğrultusunda yapılan açıklamaların köklü ilişkilere uygun olmadığını bildiren Davutoğlu, bu konuda Türkiye`nin iradesini ya da bağımsız karar alma konusunu sorgulayan bazı açıklamalar için üzüldüğünü söyledi. Türkiye Cumhuriyeti`nin kendi stratejisini belirlediğini ve hiçbir şey gözetmeksizin bunu uyguladığını anlatan Davutoğlu, "2010 yılında İran`a yönelik ambargolar konusunda Birleşmiş Milletlerde `hayır` oyu verirken ne kadar bağımsız irademizle hareket
etmişsek, Suriye konusunda da aynı şekilde sadece vicdanımızla ve bağımsız irademizle hareket ediyoruz. Türkiye kimsenin talepleri yönünde dış politika geliştirmez. Hele hele İsrail`le ilişki kurulması kesinlikle talep edilemez" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.