SAĞLIK - 16 Ekim 2017 Pazartesi 11:04

Gebeliğin vücutta hissedilen belirtilere dikkat

A
A
A
Gebeliğin vücutta hissedilen belirtilere dikkat

Kadın Hastalıkları Uzmanı Op.

Kadın Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Evrim Aksoy, gebelik sürecinde vücutta hissedilen belirtilere dikkat edilmesini söyledi.


Kadın Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Evrim Aksoy, “Biz hekimler gebelik haftanızı hesaplarken son adet gününüzden itibaren başlıyoruz. O yüzden gebelik 40 hafta sürüyor. Gebeliğinizin kaçıncı haftasında olduğunuzu aşağıdaki hesaplama yöntemi ile bulabilir ve hafta hafta size verdiğimiz ipuçlarından faydalanabilirsiniz. Gebeliğin tanısını idrar testi, kanda b-HCG bakılması ve son olarak da Ultrasonda gebelik kesesinin görülmesi ile koyuyoruz. Ultrasonda 5. Haftada bebeğin kesesini izleyebiliyoruz. 6. Haftada ise ilk kalp atışlarını duyabiliyoruz. Adet gecikmesi, bulantı ve kusma (sabahları daha fazla olacak şekilde),Sık idrara çıkma, yorgunluk hissi, memelerde şişkinlik, ağrı ve hassasiyet, vaginal mukozada renk değişikliği, cilt renginde koyulaşma, karın üstünde doğrusal çizginin belirginleşmesi ve artık ileri evrede bebek hareketlerinin hissedilmesi olarak belirtebiliriz. Gebelikte en önemli konular , doktor kontrolleri ve yapılması gereken testler, beslenme, demir ya da vitamin kullanımı, cinsellik, egzersiz, ve son olarak da doğum şeklidir” dedi.


Gebelikte doktor kontrollerini ihmal edilmemesini ifade eden Op.Dr. Aksoy, “Sağlıklı giden her gebelikte,32. Haftaya kadar ayda bir kez, 32.-36. Haftalar arasında 15 günde bir kez, 36.Haftadan 40. Haftaya kadar haftada bir kez yapıyoruz. İlk muayenede, gebeliğin ultrason ile tespiti, tansiyon ve kilo ölçümü, kan ve idrar testi yapılmalı. Ultrason ses dalgalarının ekrana görüntü olarak yansıtılması esasına dayanır. Bebek üzerinde zararlı bir etkisi saptanmamıştır. İlk 3 ayda bebeğin kromozomal hastalıklarına yönelik (Down Sendromu vb) kan ve ultrason testleri yapılmaktadır. Böyle bir durum var ise gebeliğin erken dönemlerinde tanı koymak çok önemlidir. İlerleyen gebelik haftalarında, bebeğin gelişimi ve büyümesinin takibi, cinsiyeti, organlarının detaylı incelenmesi(20.-22. Haftalarda) ve anne ile bebek arasındaki kan akımlarınının değerlendirilmesi önemlidir” diye konuştu.


Doktorun uygun gördüğü ve tavsiye ettiği testlerin tamamlanması ile 40.haftanın sonunda doğum zamanının geldiğini kaydeden Op.Dr. Aksoy, “Bazı bebekler 2 hafta önce bazıları 2 hafta sonra doğabilir, bunları normal kabul ediyoruz. Doğum eylemim başladı mı? Hastaneye ne zaman gitmeliyim ? Kasılmalar düzenli aralıklarla gelmeye başlar ,10 dakikada 3 kez, her bir kasılma 50 sn kadar sürecek şekilde geldiğinde, kasılmaların istirahatle geçmemesi halinde, giderek şiddetlenmesi halinde, amniotik sıvının gelmesi ya da kanama olması halinde hastaneye gitme zamanı gelmiştir.Halk arasında nişan denilen kanlı sümüksü akıntının gelmesi aciliyet göstermese de doktorunuza mutlaka haber vermelisiniz” ifadelerini kaydetti.


Kadın Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Evrim Aksoy, “Bundan sonraki aşama ise o mucizevi an doğumdur. Her hasta için doğum şekli kendisine özgüdür. Anne ve bebeğin sağlığı iyi olacak şekilde vücudunuzun izin verdiği, doktorunuzun uygun gördüğü doğum şekli ile hayatın mucizesi olan bebeğinizi kucağınıza aldığınızda hayatınız bambaşka olacak ve siz artık eski siz olmayacaksınız” açıklamalarında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.