YEREL HABERLER - 27 Mayıs 2017 Cumartesi 13:03

Ramazan ayında beslenme önerileri

A
A
A
Ramazan ayında beslenme önerileri

Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı, Ramazan ayında beslenme önerilerinde bulundu.

Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı, Ramazan ayında beslenme önerilerinde bulundu.


Kandıralı, Ramazan ayı boyunca uzun süreli açlık sebebiyle metabolizma hızının yavaşlayacağını belirterek, normal besin alımından biraz daha az ama dengeli bir diyet uygulanmasının Ramazan ayı boyunca bir insanı sağlıklı ve aktif tutmak için yeterli olabileceğini ifade etti


Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı, şöyle konuştu: “İftarda aşırı besin tüketimine gerek yoktur. Aşırı besin tüketimiyle sağlık sorunları gelişebilir, hazımsızlık, mide rahatsızlıkları, şişkinlik ve uyku sorunlarına yol açar. Vücudun gün içinde ihtiyacı olan besin öğelerini karşılamak için 4 ana besin grubunu öğünlerde bulundurmanız gerekir (Ekmek ve Tahıl grubu, sebze-meyveler, süt ve süt ürünleri, et, yumurta, kuru baklagil grubu). Yüksek oranda vitamin, mineral içerdiğinden taze sebze yiyin. Pişirirken tereyağ yerine bitkisel sıvı yağları az miktarda kullanın. Yağsız et, balık ve derisiz tavuk kullanmayı deneyin, kızartma ve kavurma yerine ızgara, fırın, haşlama gibi pişirme yöntemlerini kullanın. Uzun süre tok kalmak için yavaş sindirilen besinleri, tam tahıllar, kuru baklagiller, basmati pirinci, bulgur, düşük yağlı süt ürünleri tercih edin. İki büyük öğün almak yerine besinleri Sahur, iftar ve akşam yemeği olarak 3 öğüne bölün. Yüksek yağ içeren besinlerden uzak durun. Tam yağlı süt ürünlerini düşük yağlı alternatifleri ile değiştirin. Tuzlu besin (turşu, tuzlu krakerler, pastırma, kuru yemiş, konserve besinler) tüketmeyin. Tatlılar, şekerlemeler, kekler, bisküviler gibi işlenmiş şekerler yerine taze meyve yiyin. Ara sıra kullanılmak üzere taze meyve suları 1 çay bardağı 1 porsiyon meyve sayılacak şekilde kullanılabilir. İftar ve sahur arasında bol su için. Sahurda çok fazla çay ve kahve tüketip aşırı kafein almayın. Fazla miktarda tüketimleri diüretik özeliklerini ortaya çıkardığından, vücut için gerekli mineral, tuz ve sıvılar da atabilir. İftardan 2-3 saat sonrası egzersiz için uygun bir zamandır. Yoğun şiddetli egzersizler dehidratasyona (vücudun susuz kalması) yol açtığından önerilmez. İftardan 1 saat sonra hafif tempolu 15-20 dk bir yürüyüşe bile çıkılabilir. Mental ve fiziksel dinlenmeyi sağlamak için 6-8 saat arası uyku uyuyun. Dengeli ve çeşitli bir iftar, Hurma, çorba, salata, ana yemek, meyve veya küçük bir Ramazan tatlısı yapın. Sahura kan şekerini düzenlemek ve vücuda enerji sağlamak için mutlaka kalkın. Susuz kalınacak korkusu ile aşırı sıvı almamaya çalışın bu karında hazımsızlık ve şişkinliğe yol açacaktır. Açlık çekeceğiniz endişesine kapılıp gece ve sahurda aşırı miktarda, özellikle tok tutacağını sandığınız yağlı ve hamur işi besinleri tüketmeyin, sindirim sorunlarına neden olur. Fazla miktarda başlangıç veya tatlı alıp kilo artışına sebep olmayın. Kızarmış besin, börek, tatlı vb. yenecek ise ölçüyü elden bırakmayın. Sağlıklı kalmak ve kilo almamak için porsiyon kontrolü yapın. Tatlı alacak iseniz iftardan 2-3 saat sonra alın. Hemen tüketimi sindirimi yavaşlatır, kan şekerinde ani yükselme yapıp daha fazla canınızı çektirip daha fazla yedirebilir.


İftarda özellikle düşük kan şekerinden ötürü baş ağrısı ve dönmesi yaşıyor iseniz 2 hurma ile başlayın. Dehidratasyonu önleyeceği ve vücut için esansiyel bazı svıları karşılayacağından yeterli miktarda su, taze meyve suyu veya yoğurt yemeye başlamadan önce tüketilebilir. Ardından mideyi sonradan gelecek yemeklere hazırladığı ve kaybolan bazı vücut sıvılarının yerine konmasına yardımcı olduğundan 1 kase çorba alın. Salata ile devam edin. Vitamin, mineral ve liften zengindir. Salatanız ne kadar renkli ise o kadar sağlıklıdır. Tokluk hissi sağladığından ana yemeği de az yedirir. Ana yemek ise bir karbonhidrat kaynağı esmer pirinç, bulgur pilavı, makarna, patates gibi, bir protein, et, tavuk, balık, yumurta, peynir ve pişmiş bir sebze yemeği içermelidir."


Kandıralı örnek ramazan menülerini şöyle sıraladı;


SAHUR: Hafif, tok tutan ve besleyici yiyecekler olmalıdır. 1-2 dilim tam tahıllı/çavdarlı ekmek, 1 yumurtadan yapılmış az yağlı bir omlet, menemen, 1 dilim yarım yağlı beyaz peynir, 1 porsiyon meyve, 4-5 adet zeytin veya 1 bardak yarım yağlı süt, 1 kase yulaf ezmesi, 1 porsiyon meyve, 7-8 adet çiğ tuzsuz badem veya 1-2 dilim tam tahıllı ekmek, 4-5 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze yemeği, 1 bardak yarım yağlı yoğurt/ayran, 1 porsiyon meyve veya 2 dilim ekmek arasına yarım yağlı beyaz peynir, 1 küçük kase salata, 1 bardak ayran, 1 porsiyon meyve veya 2 dilim peynir, 1 kase şekersiz komposto (erik, kayısı, armut, elma vb.), söğüş salata, 2-3 adet ceviz, 1-2 dilim ekmek veya tahıllı galeta.


İFTAR: 3 hurma veya 3 adet kuru kayısı veya 1 çay bardağı taze meyve suyu, 1 kepçe sebze veya kurubaklagil çorbası, 1 dilim az yağlı beyaz peynir eklenmiş küçük bir kase salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağ gezdirilmiş veya 4-5 adet zeytin ilaveli), 1 dilim tam tahıllı ekmek veya avuç içi kadar pide (haftada 1-2 gün)


15-20 dk sonra


AKŞAM YEMEĞİ: 2-3 dilim ekmek, 100-150 gram kadar haşlanmış, ızgara, fırında tavuk, balık, kırmızı et, 7-8 yemek kaşığı kadar sebze yemeği veya 8 yemek kaşığı kadar etli bir sebze yemeği, istenirse haftada 2-3 kere 1 dilim ekmek azaltılarak 3 yemek kaşığı kadar esmer pilav, kepekli makarna yenebilir, 1 bardak kadar yarım yağlı yoğurt veya 1,5 bardak ayran veya 1 küçük kase cacık.


İftardan 1,5-2 saat sonra veya iftardan sonra yapacağınız güzel bir yürüyüşün ardından mutlaka ara öğün yapın. Akşam yemeğinden sonra beslenme planınıza 1-2 tane de ara öğün sıkıştırırsanız harika sağlıklı, dinamik bir ramazan geçirebilirsiniz.


ARA ÖĞÜNDE NE YİYEBİLİRİZ?


3-4 adet kepekli grissini ve 1 ince dilim yarım yağlı beyaz peynir veya 1 dilim ev yapımı kek ve 1 bardak yarım yağlı, yağsız süt veya 1 porsiyon meyve ve 2 adet ceviz içi veya 1 bardak yarım yağlı/yağsız süt veya kefir ve 1 porsiyon meyve veya 1/8-1/4 ramazan pidesi ve 1 yemek kaşığı lor peyniri veya 1 porsiyon sütlü tatlı, dondurma veya meyve tatlısı (Haftada 1-2 gün tercih edilebilir).


RAMAZAN SOFRALARININ VAZGEÇİLMEZİ ’HURMA’


Canlılık sağlar, kalori ve şekerden zengindir. Yüzde 80’i şekerden oluşur. Kolayca sindirilir ve emilir. Acil enerji kaynağı olarak kullanılır. Esansiyel besin öğelerinden zengindir. 6 vitamin ve 15 mineral içerir. Kalsiyum, fosfor, demir, magnezyum ve potasyum bakımından zengindir . Lif doludur. Kabızlığı önlemeye yardımcı olur, sindirim sistemini düzenler. Kalp dostudur. İz miktarda yağ içerir, kolesterolsüzdür, ailenin tüm fertleri tarafından rahatlıkla tüketilebilir. Günlük 2-4 porsiyon meyve tüketimi önerilmektedir. 2-3 adet hurma 1 porsiyon meyve yaklaşık 70 kaloridir. Yaptığınız tatlılara şeker eklemek yerine hurma koyabilirsiniz hem lezzetli hem de doğal şekerli olacaktır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon İstilacı tür ‘Kahverengi kokarca’ ile mücadele sürüyor Türkiye’ye geçtiğimiz yıllarda giren ve istilacı bir tür olarak özellikle Karadeniz Bölgesi’nde fındık başta olmak üzere yüzlerce bitki türüne büyük zarar veren “Kahverengi kokarca” için üreticiler bilgilendirildi. Başta fındık olmak üzere tarım ürünlerine büyük zarar veren kahverengi kokarca ile mücadele için üreticileri teşvik etmek amacıyla Trabzon Ticaret Borsası (TTB) tarafından üretici toplantısı düzenlendi. Trabzon’un Akçaabat ilçesine bağlı Derecik mahallesinde düzenlenen toplantıda Doç. Dr. Kibar Ak tarafından üreticilere bilgilendirme yapılıp, ilaçlı mücadele anlatıldı. Toplantıda konuşan Trabzon Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Eyyüp Ergan, fındıkta hastalık ve zararlılarla mücadeleyi özellikle bu sene ön plana aldıklarını belirterek, “Bunların başında maalesef bahçelerde dadanan bu kahverengi kokarca geliyor. Borsa olarak bu tehlikeyi 5 sene önce ortaya koyduk. Toplantılar ve çalıştaylar düzenledik. Bu böceğin bahçelerini sardığını görüyoruz. Bunun için biyolojik mücadelenin yanı sıra ilaçlı mücadele gerektiğini de biliyoruz” dedi. “Fındıkta verim ve kaliteyi arttırma” projesi kapmasında fındık hastalık ve zararlıları ile mücadele konulu İMECE-2024 toplantılarının açılışına katılarak basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Karadeniz Fındık Ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Hasan Osman Sabır, Kahverengi kokarca konusunun fındıkla beraber gündeme gelmesinin yanı sıra yaklaşık 200’den fazla tarım ürününe zarar veren bir ürün böcek olduğunu söyledi. Bu zararlıya karşı biyolojik mücadele ayağının başladığını kaydeden Sabır, “Hem İhracatçı Birliği’nin desteği Hem Karadeniz araştırması enstitüsünün özverili çalışmaları hem de Tarım Bakanlığı’nın izinleri hızlandırması ile Türkiye burada çok hızlı bir adım attı. Kanun, nizam ve prosedüre bıraksaydık 5 yıl daha bu bahçelere böcek salımı yapamazdık. Şimdi o izinleri erken çıkarttıkları için erken başladı” şeklinde konuştu. “Mekanik mücadeleye eğer ağırlık verirsek Türkiye bu işten daha az bir zararla kurtulur” Basit mücadelenin de mümkün olduğunu vurgulayan Sabır, “Asıl mücadele bence üreticinin kendisinde. Çünkü özellikle cebriği dediğimiz kışlaklarda hem sonbaharda hem ilkbaharda yapılacak olan mücadele biz buna mekanik mücadele diyoruz çok daha önemli. Hatta yurt dışında bazı örnekleri de var. Elektrik süpürgesi ile beraber çekip toz torbasına alıp öldürenler var. Bununla beraber mavi ışığı çok seviyorlar. Vatandaşların evlerinde mavi ışık varsa onun altına deterjanlı su bıraktığınız da hayvan su içmek için geldiği suda ölüyor. Böyle çok basit mücadelelerde mümkün. Biz normalde sosyal medyayı bazen hani pek sevmiyoruz bazı şeyleri fazla abartıyorlar diyoruz ama bu konudaki abartıları bizim hoşumuza gidiyor. Çünkü bu algıyı arttırıyor. Belki olmayan yerde de var diyorlar ama insanlar en azından varlığından haberdar olup kendi bahçelerine bakıyorlar. O bakımdan pozitif bir faydasını bu sene gördüğümüze inanıyorum. İstemediğimizden daha fazla bir algı oluşturuldu. Bu önemli üreticinin algısı arttıkça bunlar çözüm aramak için diğer yolları kendisi de araştıracaktır. Diğer taraftan biyolojik mücadelede Zaten geçen sene başlamamıştı bu sene tam başlıyor. Ama 2-3 yıl bunun mücadelesinin oturması gerekir yani oradan hemen bir sonuç beklemeyelim. Mekanik mücadeleye eğer ağırlık verirsek Türkiye bu işten daha az bir zararla kurtulur. Başka ülkelerden örnekler biliyoruz. Gürcistan’da bazı senelerce yüzde 30’u yüzde 50’si gitmişti. İtalya’da bir zararlar görüldü, başka ürünlerde de zararlar görüldü. Ümit ediyorum ki Karadeniz tarafında bu iş sağlıklı bir şekilde mücadelesi devam ederse Türkiye’nin diğer taraflarına yayılması da bir şekilde engellemiş olacaktır” diye konuştu. “Tuzaklarımızı bütün ilçelerde kritik noktalara kurduk, titizlikle de takibini yapıyoruz” Trabzon İl Tarım Ve Orman Müdürü İsa Kaplan da yaptığı açıklamada, çok başarılı bir çalışma sağladıklarını kaydederek “Şu anda biz sonbaharda kışlaklara girerken kahverengi kokarca ile çok ciddi bir mücadele verdik. Tüm ilçe müdürlüğündeki tüm personellerin sahada ve köylerde ziyaret etmediği hane kalmadı. Şunu da gururla söyleyebilirim ki Karadeniz’de popülasyonun en az olduğu yerdeyiz. Trabzon’da çok başarılı bir çalışma sağladık. Tabi şu anda da çıkışları takip ediyoruz. Mevsim normallerinin üzerinde bir sıcaklık yaşıyoruz. Bu sıcaklıklarda erken çıkışlar mevcut. Tuzaklarımızı bütün ilçelerde kritik noktalara kurduk, titizlikle de takibini yapıyoruz. Bilgiler bakanlığımızla paylaşıyoruz. Bölgede zirai mücadeleyi nasıl yapacağımızı, biyolojik mücadeleyi nereden başlatacağımızı bize net olarak anlatacak. Benim vatandaşlarımdan istediğim nokta şu; lütfen bizden bir şey yapmasınlar, habersiz hem ilaçlamayı hem mücadeleyi beraber verelim, tamamlamamız çok güzel olsun. Bu canlı bütün sebze ve meyveyi yok ediyor. İncirinden armuduna, domatesinden fasulyesine kadar sebzenin bütün şeklini bozuyor, tadını bozuyor, kalitesini düşüyor. Bizler burada sınır görevi yaptığımız gibi bunun tüm Anadolu’ya sıçramasını da engellemek için çalışıyoruz. İl il mücadele etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Şu ana kadar yaklaşık 18 tane mahallede farklı çalışmalar yaptık” Akçaabat Ziraat Odası Başkanı Hikmet Eyüpoğlu ise, 18 mahallede farklı çalışmalar yaptıklarını belirterek, “Ziraat Odaları olarak bizim şu anda tarım danışmanlarımız sürekli arazide çiftçilerimizi bilgilendirme uygulamalı eğitimlerle çalışmalar yapıyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 18 tane mahallede farklı çalışmalar yaptık. Üreticilerden gelen talep ve şikayetler doğrultusunda üreticilerimizin yanında olmaya devam ediyoruz. Onlara hem uygulamalı hem de normal anlatımlarla beraber çalışmalar yapıyoruz. Pilot bahçe belirlediğimiz yerler var. Biz kendimize göre belli kriterler belirleyip çalışmalar yaptık. Neticesinde çalışma yaptığımız bahçelerde uygulamalar yapıldıktan sonra oradaki popülasyonu düştüğünü gördük. Dolayısıyla bununla bu şekilde mücadele edilecek. Sonuç alamayız bırakalım diyecek halimiz yok” dedi.
Balıkesir TCDD çalışanlarından geleneksel lokma hayrı TCDD Balıkesir Müdürlüğü çalışanları tarafından bu yıl 26. kez düzenlenen lokma hayrı tarihi gar binası yanında gerçekleştirildi. Düzenlenen hayırda 8 bin kişiye lokma dağıtıldı. Tarihi Balıkesir Garı önünde TCDD çalışanları tarafından vefat eden meslektaşları için gerçekleştirilen lokma hayrına ilgi yoğun oldu. Tertip Komitesi Başkanı Sedat Çelik yaptığı açıklamada "Her Nisan ayında geleneksel olarak bu hayrı düzenliyoruz. TCDD Balıkesir işletme Müdürlüğü çalışanlarının kendi aralarında topladığı parayla düzenlediğimiz hayır kapsamında bu yıl 3 ayrı noktada 10 çuval undan yapılan 8 bin kişiye lokma, 75 kg. peynir ve bin adet poşet ayran dağıtıldı. Hazırlanan lokmalardan, Bandırma-Balıkesir-Soma güzergâhındaki bütün istasyonlar da çalışan personel arkadaşlarımıza da yollanacak. Bu güzel lokma geleneğin kamu kurumları arasında ilk olma özelliğini taşıyor. 26 yıl önce manevra odasında emekli bir demiryolcunun vefat haberini aldık. O gün orada bulunnan arkadaşlarımız ile görev başında şehit olan ve emekli iken ölen demiryolcu arkadaşlarımız için lokma hayrı yapma kararı aldık. Halen faal olarak çalışanlar için hem de kaza ve belalara karşı böyle bir hayır organizasyonu yapılması kararı alındı. Bu güzel organizasyon geleneksel hale geldi. Bu yıl da 26. kez yapılıyor. İnşallah önümüzdeki yıllarda da bu hayrımızı yapmaya devam edeceğiz. Bu lokma hayrımızın arkasından 26 Nisan Cuma günü Siteler Camisi ve Organize sanayi Hacı İsmail Hafız Güzide Uğur camisinde çalışanlarımızı kaza ve belalardan korumak ve vefat eden demiryolcular için Cuma namazı öncesi Mevlid-i Şerif okuttuk. Hayırızda emeği geçen ve katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz" dedi. TCDD Çalışanları tarafından bu yıl 26.düzenlenen lokma hayrına Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş, TCDD Taşımacılık İzmir Bölge Müdürü Bayram Şahin, TCDD 3. Bölge Müdür Yardımcısı Zekeriya Karakurt, Altıeylül Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Baha Torun, Balıkesir Memur Sen İl Başkanı ve Eğitim Bir Sen Başkanı Ercan Kurter, Bayındır Memur Sen İl Başkanı Mehmet Alabaş, Ahmet Gür, Ahmet Kot katıldı.
Mersin Belediye Başkanı taş ocağı eylemine katıldı Mersin’in merkez ilçe Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, ilçeye bağlı Hamzabeyli Mahallesi’nde özel bir şirket tarafından yapılması planlanan taş ocağı için Mersin Çevre Platformu Üyeleri ile mahalle sakinlerinin düzenlediği protesto eylemine katıldı. Merkez ilçe Toroslar’a bağlı Hamzabeyli Mahallesi’nde, özel bir şirket tarafından yapılması planlanan taş ocağına karşı köy meydanında toplanarak eylem yapan mahalle sakinleri ve çevreci vatandaşlar, ellerinde döviz ve pankartlarla slogan atıp, ’Toprağıma, havama, suyuma dokunma. Köylerimizde taş ocakları istemiyoruz’ mesajı verdi. Taş ocağının durdurulması için düzenlenen eyleme destek veren Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız, "Taş ocağı, eğer üretim ve yaşam alanlarını bozuyorsa ve buradaki hayatı sona erdirecek ise biz buna karşı çıkarız. Bu mesele, Türkiye’nin, Mersin’in, Toroslar’ın meselesidir. Açlığın, gıda krizi ile karşı karşıya kalmanın meselesidir. Bu kentin yöneticileri olarak bu işe izin vermeyeceğimizi bir kez daha altını kırmızı çizgiyle çizerek beyan ediyorum" dedi. "Kırsal mahallelerimiz ne gözümüzden ırak ne de gönlümüzden ırak" diyerek konuşmasını sürdüren Yıldız, şöyle devam etti: "Onun için bu eylemdeyiz. Şunu anlamamız lazım. Bizim bu doğal dengeyi, burada yaşayan insanların standart hayatını bozmaya hakkımız yok. Bu taş ocaklarına özel olarak karşıtlığımız da yok. Asfalt yapacaksanız, inşaat yapacaksanız taş ocağı olacak. Bizim anlatmaya çalıştığımız, bu taş ocakları, insanların yaşam alanlarının, üretim alanlarının, hayvanların yaşam alanlarının ve tarım alanlarının içine getirilmesin. Bu taş ocağı, MESKİ’nin su pompasının dibinde kuruluyor. Bu köydeki ve civar köylerdeki bütün insanların su, yaşam ve üretim hakkı elinden alınıyor. Bunu durduracağız. Köylümüzün de buna iradesinin olduğunu görüyoruz." Başkan Yıldız, tarım ürünlerinin ve gıdanın önemine dikkat çekerek, "Hamzabeyli Mahallemizdeyiz. Çevremizde her yer narenciye bahçesi ile dolu. Nar ve zeytin ağaçları var. Dünya hızla gıda krizine doğru gidiyor. Ülkemiz, kentimiz de hızlı bir şekilde gidiyor. Yani açlığa doğru gidiyoruz. Gıda krizi denilen şey açlıktır. Taş ocakları gibi dar çevrelerin işine yarayacak olan, bir elin parmağını geçmeyecek kadar insanı zengin etmek adına buralardaki tarımı bitirmeye doğru gidiyoruz. Buna tahammülümüz yok. Toplumun en temel hakkı olan yaşam hakkını elinden alacak olan bu tarz kuruluşlara biz karşıyız. Niye bu insanların hayatını bozuyorsunuz" ifadelerini kullandı.