SAĞLIK - 25 Haziran 2018 Pazartesi 10:36

Yalnızlık antidepresan kullanmaya itiyor

A
A
A
Yalnızlık antidepresan kullanmaya itiyor

Psikiyatrist Psikoterapist Yrd.

Psikiyatrist Psikoterapist Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, yalnızlığın antidepresan kullanmaya ittiğini söyledi.


İlaçlar arasında en çok tartışılan grubun antidepresanlar olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Rıdvan Üney, "Halk arasında tüm psikiyatri ilaçlarına antidepresan denir. Antidepresan ilaçlar ilk olarak depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlar olarak kullanılmaya başlandı. Bugün pek çok psikiyatrik bozuklukta bu ilaçlar kullanılmaktadır. Depresyon, kaygı bozukluğu, takıntı hastalığı, panik bozukluk, sosyal fobi, uyku sorunları ve bunlar gibi birçok psikiyatrik durumda psikiyatri hekimlerince hastalara önerilmektedir. Esasen bu ilaçlar, tansiyon ilaçları ve şeker ilaçlarından pek de farklı değillerdir. Bu ilaçlarla ilgili en önemli bilgi, tanıdık önerisiyle kullanılmaması gerekliliğidir. Bazı kişiler arada sırada bir tane içerek iyileştiklerini düşünmektedirler. Bu tamamen yanılgıdır. Bu tip ilaçlar orta ve uzun vadede faydalı olmaktadır. Hatta en kısa kullanımı altı ay diyebiliriz" dedi.


Antidepresan ilaçların oldukça yaygın kullanıldığını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Üney, "Pek çok ülkede benzer şekildedir. Antidepresan ilaçlar diğer ilaçlar gibi yan etki yapabilmektedir. Yan etki oluştuğunda kişiler, kendilerine ilaç yazan hekime başvurarak ondan yardım istemelidirler. Psikiyatrik tedavilerin en önemli kısmı işbirliğidir. Dolayısıyla sorun olduğunda hekimle işbirliği yapmak gerekir" ifadelerini kaydetti.


Yrd. Doç. Dr. Üney, doktorlarca antidepresan ilaçların sıkça yazılmasının 10 nedeni ise şöyle açıkladı:


“Günümüz şartlarının zorluğu: Bundan elli yıl öncesinde hayat şartları bugünküne nazaran daha kolaydı. İnsanlar daha erken işten çıkmaktaydılar. Yollarda daha az zaman geçirmekteydiler. Güvenlikle ilgili sorunları bu kadar yoğun değildi. Bu durum sadece bizim için değil tüm dünya için böyleydi. Şartların zorluğunun artması, bu durumla baş etme zorluğunu artırdı. Kişilerin psikolojik sorunları daha fazla arttı.


İnsanların birbirine destek verememesi: Ne yazık ki günümüzde insanların gerek ulaşım imkanları gerekse bunun için gereken sürenin artışı birbirlerine destek vermelerini azaltmıştır. Ailelerin çocuklarına destek vermesi zorlaşmış, arkadaşlık ve dostluk ilişkileri azalmıştır. Dolayısıyla kişiler sorunlarla tek başlarına mücadele etmek durumunda kalmaktadır. Bu da kişiyi depresyona sürükleyebilmektedir.


Daha fazla uyarana maruz kalınması: Artık hayatımıza birçok yeni kavram girdi. Haberlere ulaşım, sosyal medya, bilgisayar oyunları, elektronik alışveriş, internetten kumar oynama gibi. Bunlar bizim hayatımızı kolaylaştırdığı gibi, her an her şeyden haberdar olmak bizi yormaya başladı. Sürekli bilgi akışı, yüz yüze görüşmeden, insanlarla temas etmeden yaşam arttı. Yeniliklere yetişmek, hayatımızı kolaylaştırmak yerine zorlaştırdı. Bu da strese neden olmaya başladı ve kişilerin depresyona yatkınlığını artırdı.


Yalnızlık: Yaşam koşulları, çalışma şartlarının yoğunluğu kişileri yalnızlaştırdı. Günün stresinden dolayı insanlar birbirleriyle görüşmez oldu. Kapı komşumuzu bile tanımıyoruz. Bütün sıkıntılarımızla tek başımıza baş etmek durumunda kalıyoruz. Bu da genel olarak insanları ruhsal olarak yormaya başladı.


Boşanmaların artması: Kadın ve erkeğin birbirine tahammülü azaldı ve boşanmalar arttı. Oysaki boşanma sonrası yaşamla baş etmek evliyken oluğundan daha zordur. Çünkü kişinin sorumlulukları değişmemektedir. Yalnız kalmak, çocukların sorunları depresyona eğilimi artırmaktadır.


Stresin neden olduğu hastalıkların saptanması: Bugün yapılan bilimsel araştırmalarda pek çok hastalığın nedenleri arasında stres ve depresyon yatmaktadır. Kalp hastalıkları, tansiyon sorunları, şeker hastalığı, kanser gibi birçok hastalıkta, bu durum kanıtlandı. Stresle ve depresyonla baş etmek için kişiler daha çok psikiyatriste başvurmaya başladılar.


Psikiyatri hekimlerine ulaşılmasının kolaylaşması: Günümüzde hekim sayısının, hastane ve muayenehane sayısının artışıyla paralel olarak psikiyatrist sayısı da artmıştır. Dolayısıyla artık psikiyatriste ulaşmak ve gitmek daha kolaylaşmıştır.


Psikiyatriste gitmekten korkmama: Daha önceleri psikiyatriste gitmek insanlar için utanılacak bir durum olarak algılanırdı. Ayrıca kişiler, çevresi tarafından deli damgası yemekten korkarlardı. Oysaki bugün birçok kişi bu yanlış yargıları aşmış durumdadır. Güncel streslerle baş edilemediğinde oluşan sorunları için daha cesaretli olarak psikiyatriste gidebilmektedir.


Psikoterapilerin hem daha pahalı olması hem de daha fazla zaman gerektirmesi: Psikiyatrik tedavilerden psikoterapinin hem pahalı hem de uzun süreli olması, kişilerin daha kolay olan ilaç tedavisine yönlenmesini kolaylaştırdı. Hasta sayısının artışı ve psikoterapi için zamanın olmaması özellikle hastanelerde ilaç yazımını artırmıştır. Bu, bütün dünyada aynı olan bir durumdur.


Bilginin artışı: Artık hepimiz herhangi bir sorunumuz olduğunda internete başvurmaktayız. Burada birçok konuda bilgiye rahat ulaşabiliyoruz. Ara sıra kirli bilgiler olsa da yaşadığımız sıkıntının ne olduğunu, kimden yardım almamız gerektiğini, nasıl bir yardım olacağını daha kolay öğreniyoruz. Bu sayede psikolojik sorunlarımız ya da psikolojik sorunların göstergesi olan fiziksel problemlerde psikiyatriste gitmenin doğru olacağını internetten öğrenebiliyoruz."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum GSİM’de 19 Mayıs ve Gençlik haftası hazırlığı 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı ve Gençlik Haftası için İl Müdürü Levent Çakmur başkanlığında, yapılacak olan faaliyetler hakkında istişare toplantısı yapıldı. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı ile Gençlik Haftası öncesinde İlçe ve Şube Müdürleriyle toplantı yapan Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürü Levent Çakmur, gençlik haftasının dolu dolu geçeceğini söyledi. Çakmur, 19 Mayıs günü yapılacak gösterilere şimdiden tüm halkı davet etti. Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı ile Gençlik Haftası Kutlamaları için geri sayım başlarken, İl Müdürü Çakmur başkanlığında yapılan toplantıda gençlik haftası için yol haritası belirlendi. Yapılan toplantıda, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı ile Gençlik Haftasında yapılacak faaliyetler üzerinde bilgi alış verişinde bulunuldu. 19 Mayıs bayramı ile gençlik haftasını en iyi şekilde kutlayacaklarını ve halkı da bu coşkuya ortak edeceklerini belirten Çakmur, tüm birimleri ile bu önemli haftaya hazır olduklarını söyledi. GSİM Müdürü Levent Çakmur, 15 Mayıs’ta Çelenk Sunumu ile başlayacak haftaya start vereceklerinin altını çizerek, Gençlik Haftası kutlamaları kapsamında spor gösterileri ve konserlerin yanı sıra bar ekipleri ile Büyükşehir Belediyesi Mehteran Takımı’nın da gösteri yapacağını ifade etti. 19 Mayıs Milli mücadelenin başlangıcı Çakmur, 19 Mayıs’a sadece gençlik bayramı gözü ile bakmadıklarını ve 19 Mayıs’ın ne anlam taşıdığını da çok iyi bildiklerini vurgulayarak, “19 Mayıs Milli Mücadelenin başlangıç tarihidir, Atatürk kurtuluş mücadelesinde gençlerin çok önemli bir rolü olduğu için Atatürk 19 Mayıs’ı Türk gençliğinin bayramı olarak ilan etmiştir. Son yıllarda 15-19 Mayıs tarihleri Gençlik Haftası ve Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlamalarını Türkiye çapında Gençlik ve Spor Bakanlığımız organize etmektedir. Bizde bakanlığımıza bağlı bir kuruluş olarak 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı ile Gençlik Haftasını coşkulu bir şekilde kutlayacağız. Etkinliklerimiz ve faaliyetlerimiz dolu dolu geçecek. Tüm birimlerimizle önemli haftaya hazırız” diye konuştu. Bu arada Gençlik Haftası Zirvesine Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürü Levent Çakmur, Gençlik Hizmetleri Müdürü Zülküf Yılmaz, Yakutiye İlçe Müdürü Suat Yılmaz, Palandöken İlçe Müdürü Murat Tanas, Aziziye İlçe Müdürü Osman Hancı ile Şube Müdürleri Memduh Ceyhan, Köksal Kaçmaz, Hakan Kaya ile Aziziye Gençlik Lideri Ümran Öztürk katıldı.
Sakarya Bakan Şimşek: "Bu sene yüksek gelirli ülkeler grubuna girme ihtimalimiz var" Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Türkiye’nin çok ciddi avantajları var. Üst-orta gelirli ülkeler grubundayız. Bu sene itibarıyla ümit ediyorum ki belki yüksek gelirli ülkeler grubuna gireceğiz" dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sakarya’nın Sapanca ilçesinde düzenlenen zirvede yaptığı konuşmada, geçtiğimiz sene mayıs ayında 12 aylık cari açığın 60 milyar doların üzerine çıktığını hatırlatarak, bu yıl 25 milyar dolar civarına düşebileceğine işaret etti. Şimşek, "Milli gelire oran olarak yüzde 2.5’in altına düşecek. Zaten şubat ayı itibarıyla 32 milyar doların altına inmişti. Dolayısıyla Türkiye’nin dış kaynak ihtiyacı azalıyor, bu önemli. Bunu seçim öncesi de söyledik. Vatandaşımızın portföy tercihlerine her zaman saygılıyız. Fakat belli çevreler belli portföy tercihlerini övdüler. Vatandaşımızın tercihlerine saygılıyız ama ülkenin dış kaynak ihtiyacı azalırken, ülkenin dış erişimi dramatik bir şekilde artıyorken, Türk lirası para politikasıyla çok güçlü şekilde destekleniyorken o portföy tercihlerini övmek tabii ki onların takdirinde olan bir konu. Bakın şu resim çok basit; ocak-mayıs dönemine göre Türkiye’de bankaların ve reel sektörün dış finansmana erişimi dramatik şekilde artmış durumda. Bankalar geçen sene ocak-mayıs döneminde 100 dolar borç ödediklerinde 96 dolar bulabiliyorlardı. Reel sektör firmaları 100 dolar borç ödediklerinde 73 dolar bulabiliyorlardı ama bugün rollover rasyosu yani dış borç çevirme rasyosu bankalar için yüzde 150 civarına çıkmış, reel sektör için de yüzde 120 civarına çıkmış. Bunlar aslında hepsi programın çalıştığını, programa olan güveni gösteriyor" dedi. "Türkiye ekonomisine dünyada çok güçlü bir güven var" Net portföy girişinde ciddi bir artış olduğuna dikkat çeken Bakan Şimşek, "Haziran 2023-Şubat 2024 dönemi rakamları var. Türkiye’ye yaklaşık 17 milyar dolar net portföy girişi var. Halbuki ocak-mayıs döneminde geçen sene net 3 milyar dolar civarında portföy çıkışı vardı. Dolayısıyla Türkiye’ye kaynak girişi bol. Türkiye’nin şu anda kaynak ve kaynağa erişim sorunu da yok. Hazinenin de yok. Hem de çok daha ucuza borçlanıyoruz. Reel sektörü de aynı şekilde, bankalar da aynı şekilde. Ayrıca çok taraflı uluslararası bankalardan kaynak da net bazda artıda. Uzun aradan sonra ilk defa bankalarımız sermaye benzeri uzun vadeli kaynağı küresel piyasalardan değiştirmeye başladılar. Bakın yılın ilk 2-3 ayında bankalarımız toplamda 3.5 milyar dolarlık sermaye benzeri dışarıdan kaynak buldular. Demek ki fiyatlama uygun, vade uygun. Türkiye’nin programına, Türkiye’de bankacılık sektörüne, Türkiye ekonomisine dünyada çok güçlü bir güven var, çok güçlü bir inanç var. Rezervlerde bir toparlanma var. Brüt rezervler 98,5 milyar dolardan 126 milyar dolar civarına çıkmış durumda. Arzuladığımız yerde değiliz. Bu bir süreç işi ve devam ettireceğiz" diye konuştu. "Enflasyon beklentileri yüzde 45’ti, bugün yüzde 35" Bakan Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Ekim ayında ve 12 ay sonrası için enflasyon beklentileri yüzde 45’ti, bugün yüzde 35. Yıllık enflasyon oranları, haziran sonrasında düşmesinin ardından yaz aylarında çok hızlı düşecek. Göreceksiniz, piyasa-enflasyon beklentileriyle bizim hedeflerimiz arasındaki fark kapanacak. Şu an itibarıyla bile piyasa ’Siz 3-4 ay gecikmeyle hedeflerinizi yakalayacaksınız’ diyor. Biz piyasa beklentilerinin zaman içerisinde güçlü uygulamayla, kararlı uygulamayla birlikte hedeflerimize yakışacağına inanıyoruz. Türk lirasının toplam mevduattaki payı yaklaşık 11 puan artmış durumda. Bu ciddi bir artıştır. Çok güçlü bir bankacılık sektörüne sahibiz ve dolayısıyla Türkiye’nin büyümesinin önünde bankacılık sektörü kaynaklı bir sorun görmüyoruz. Kredi not artışının programı destekleyici bir patikaya da girdiğini görüyoruz" "Bu sene yüksek gelirli ülkeler grubuna girme ihtimalimiz var" Bakan Mehmet Şimşek, Türkiye’nin çok ciddi avantajları olduğunun altını çizerek, "Üst-orta gelirli ülkeler grubundayız. Bu sene itibariyle ümit ediyorum ki belki yüksek gelirli ülkeler grubuna gireceğiz. Dünya Bankası tanımına göre, kişi başı milli gelirin sadece 736 dolar daha artması lazım. 1950’ler de Türkiye orta gelirli ülkeler grubuna girmiş. Bu sene Dünya Bankası’nın tanımına göre yüksek gelirli ülkeler grubuna girme ihtimalimiz var. Olmazsa da orta vadeli program döneminde gireceğiz. Üst-orta gelirli ülkeler grubuyla karşılaştırırsak Türkiye’de önümüzdeki 10 yılda nüfus yaşlanmasına rağmen çalışma çağındaki nüfustaki büyüme yüksek seyredecek, ciddi bir avantajımız var. Ayrıca önümüzdeki dönemde yapısal reform gündemimizin en önemli bileşenlerinden bir tanesi kadınların iş gücüne katılım oranını artırmaktır. Dolayısıyla her halükarda Türkiye’de nüfus yaşlanmaya başladı. Nüfustaki yaşlanmaya rağmen bizim hala önümüzde 15-20 yıllık bir fırsat dönemi var. Türkiye bu dönemi iyi kullanacak ve Türkiye bunun sayesinde yüksek gelirli ülkeler grubu arasına girip, orada daha iyi noktalara, daha müreffeh bir ülke olma noktasında ilerleyecek" şeklinde konuştu. "Gelişmekte olan birçok ülkenin önündeyiz" Türkiye’nin gelişmekte olan ülkelerin önünde olduğunu aktaran Bakan Şimşek, "Bunun için altyapıya geçmişte çok önem verdik. Dünya Bankası’na göre lojistikte Türkiye 38’inci sırada, birçok gelişmekte olan ve gelişmiş ülkenin de önünde. Çünkü biz çok yatırım yaptık. Türkiye’nin bölünmüş otoyol haritasına baktığınız zaman arada ufak tefek farklılıklar var. Son 20 yılda altyapıya 270 dolardan fazla kaynak aktardık. Türkiye bu konuda sorununu çözdü. Önümüzdeki 30 yılda çok az yatırım ihtiyacımız var. Sadece 30 milyar dolarlık, dolayısıyla altyapıda, karayollarında büyük oranda yapmamız gerekeni yaptık. Demiryolları önümüzdeki dönemde en büyük önceliğimiz. Neden? Çünkü karbon ayak izini düşürmek istiyoruz. Bütün demiryolu hatlarının elektrikasyonu, sinyalizasyonu mevcutların. Bir de yüksek hızlı tren hatlarını inşa ama en önemlisi, sanayi üslerinin limana bağlanması. Bu bizim en büyük önceliğimiz olacak. Ve bunun için de önümüzdeki 30 yıl içerisinde 70 dolar civarında para harcayacağız. Diğer bir alan Türkiye’nin altyapı anlamında söylüyorum; havaalanlarına yatırım da tamamlandı. 26 havaalanımız vardı 20 yıl önce, bugün 3’ü inşa halinde 70 havaalanına ulaşmış olacağız. Türkiye bu konuda da ihtiyaçlarını büyük oranda gidermiş olacak. Bu alanda da artık yatırıma ihtiyaç kalmamış olacak. Şimdi daha çok yeşil sanayide dönüşüme -yapısal dönüşüm önemli bir başlıktı- kaynakları oraya aktaracağız. Bankacılık sisteminin de kaynakları oraya aktarması için gerekli çerçeveyi oluşturuyoruz" ifadelerini kullandı.
Samsun Uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan 7 kişi adliyeye sevk edildi Samsun’da narkotik polisi tarafından düzenlenen ve özel harekat polislerinin de destek verdiği eş zamanlı uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan 7 kişi adliyeye sevk edildi. Edinilen bilgiye göre, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde uyuşturucu ile mücadele kapsamında çalışma yapan Samsun Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, özel harekat polislerinin de desteğiyle önceki sabah saat 06.00 sıralarında projeli ve adli çalışma neticesinde önceden tespit edilen adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi. "Uyuşturucu madde ticareti" yaptıkları tespit edilen 10 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan şahısların ikametinde yapılan aramalarda 477,43 gram eroin, 402,40 gram metamfetamin, 402 adet sentetik ecza, 25,99 gram sentetik kannabinoid, 12,55 gram esrar, 1 adet esrarlı sigara, 1 adet hassas terazi, 15 adet uyuşturucu kullanma aparatı, suçtan elde edildiği değerlendirilen 228 bin 300 TL para, 3 adet tüfek, 59 adet tüfek kartuşu ve 111 adet tabanca mermisi ele geçirildi. Polisteki sorgusu tamamlanan 1 kişi serbest bırakılırken, S.Ç. ve H.Ç. dün Samsun Adliyesine sevk edildi. S.Ç. çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, H.Ç. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Narkotik Şube Müdürlüğündeki sorguları tamamlanan H.K., E.K., E.Ö., E.K., H.S., A.C.K. ve E.C.K. bugün Samsun Adliyesi’ne sevk edildi.
Kayseri 15 yaşındaki gence çarparak ölümüne sebep olan sanık hakim karşısında Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde 15 yaşındaki çocuğun otomobilin çarpması sonucu hayatını kaybettiği kazada sürücü ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya katılan acılı anne duruşmada gözyaşlarına boğuldu. Melikgazi’de 15 yaşındaki çocuğun otomobil çarpması sebebiyle hayatını kaybettiği kazada sürücü ilk kez hakim karşısına çıktı. Kayseri Adalet Sarayı 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanık F.B., müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada ifade veren Sanık F.B., "Olay esnasında hızım 55-60 civarındaydı. Çok hızlı değildim. Çocuğu görmemle çarpmam bir oldu. Olay saniyelik gelişti. Frene bastım, manevra yaptım ama kazayı önleyemedim. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Ben böyle olmasını istemezdim” şeklinde konuştu. Müşteki baba M.S. ise, “İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? Ben sanığın cezalandırılmasını istiyorum” dedi. Acılı anne salonda fenalık geçirdi Öte yandan duruşmayı takip eden gencin annesi H.S. ise, sanık F.B.’nin ifade verdiği sırada fenalaştı. Mahkeme heyeti duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için ileri bir tarihe erteledi. Olay 26 Nisan’da Melikgazi ilçesine bağlı Altınoluk Mahallesi Seher Bulvarı üzerinde meydana gelen trafik kazasında, 38 AHL 353 plakalı otomobiliyle seyir halinde olan sürücü F.B., yolun karşısına geçmek isteyen Mehmet S.’ye çarptı. Hastaneye kaldırılan M.S., yapılan tüm müdahalelere rağmen olaydan bir gün sonra hayatını kaybetti.
İstanbul Futbol Gelişim Projesi bilgilendirme toplantısı yapıldı Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Türkiye Futbol Federasyonu arasında imzalanan Futbol Gelişim Projesi’nin bilgilendirme toplantısı yapıldı. Futbol Gelişim Projesi bilgilendirme toplantısı, Riva’da bulunan T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Toplantıya; Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, TFF Yönetim Kurulu Üyeleri, A Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella, Futbol Gelişim Projesi 16 İl Spor Koordinatörü, Dersimiz Futbol Projesi’ne katılan kız ve erkek çocuklar ile rektörler katıldı. Mehmet Büyükekşi: "Projemizi 41 ilimize çıkartarak, 1 milyon çocuğumuzu futbol ile tanıştırmak istiyoruz" Sözlerine 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayarak başlayan Mehmet Büyükekşi, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’Küçük hanımlar, küçük beyler, sizler hepiniz geleceğin birer gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz’. Kendinizin ne kadar önemli değerli olduğunu düşünerek, ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz. Her futbolseverin kalbinde tutku, sadakat ve sarsılmaz bir bağlılıkla örülmüş bir hikaye yatıyor. Yalnız bu sebeple bile futbol sadece futbol değil. Çünkü futbol sadece bir oyun değil bir duygu yolculuğu. İnişler, çıkışlar, yenilgiler ve zaferlerle dolu. Gözyaşları, sevinç tezahüratları, öfkelenmeler, şefkatle birbirimize sarılmalar. Estetik bir çalımla yükselen uğultular, bir son dakika golü ile yeşeren umutlar. Futbol hayata benzediği kadar tam da oradan fethetmiş bir kez kalbimizi. Bizim için futbol bundan biraz daha fazlası. Biz ilk günden beri futbola değer katmak için buradayız. Yan yana, omuz omuza yürüdüğümüz bu ülkenin futbol markalarını büyütmek için bir aradayız. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da, önce kendimize olan inancımızla, birbirimize duyduğumuz güvenle, oyunu öğrenmenin, oyunu paylaşmanın, oyunu yaşamanın coşkusuyla, mücadele ruhuyla ve kararlılıkla, futbola gönül veren çocukların hayalleriyle, ilk maçına çıkan bir gencin dualarıyla bir aradayız. Evladı milli takım forması giydiği gün gözleri sevinçle dolan annenin gururuyla, biz, memleketin futbolunu omuzlarımızda taşımanın heyecanlıyla yarınları birlikte büyütmek için yola çıktık. Eylül 2023’de iki bakanlığımız ile protokol imzaladık. Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik Spor Bakanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu olarak 22 Eylül 2023 tarihinde futbol gelişim projesi iş birliği protokolü imzaladık. 500 bin çocuğumuza ulaştık. İmzaladığımız protokolün kağıtta kalmaması için hemen harekete geçtik. 6 ay gibi kısa bir sürede 16 pilot ilimizde 500 bin’e yakın çocuğumuzu futbol ile tanıştırdık. Yeni hedef 1 milyon çocuk 16 pilot ilimizde başlattığımız projemizi 41 ilimize çıkartarak 1 milyon çocuğumuzu futbol ile tanıştırmak istiyoruz" diye konuştu. Avrupa’nın en genç A Milli Takımı ile Euro 2024 Avrupa futbol Şampiyonası’na hazırlandıklarını belirten Başkan Büyükekşi, "Milli takımımız tarihinde ilk kez eleme gruplarını lider tamamlayarak Avrupa Futbol Şampiyonası’na grup lideri olarak katılma hakkı kazandı. Hedef 2032’de Avrupa şampiyonu olmak, İtalya ile birlikte ev sahipliği yapma hakkı kazandığımız 2032 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Avrupa şampiyonu olma hedefiyle çalışıyoruz. Atatürk’ün ’Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim’ sözü doğrultusunda ’İyi birey, iyi vatandaş, iyi sporcu’ prensipleriyle futbolcularımızı Fair-Play ruhuyla yetiştireceğiz" şeklinde konuştu. Projenin FIFA ve UEFA tarafından önemsenmekte ve desteklenmekte olduğunu belirten TFF Futbol Gelişim Direktörü Oğuz Çetin, "Ülkemizde futbola ilgi çok büyük. Herkesi oyunun içine çekiyor. 85 milyon nüfusa dahil ülkemizde 20 milyon çocuk ve gence sahibiz. Projemizin temel amacı Fair-Play’a, sevgi ve saygıya dayalı futbol kültürü oluşturmak" dedi. Osman Aşkın Bak: "Spor kültürünü arttırmaya devam edeceğiz" Projeyi 22 Eylül 2023 tarihinde imzaladıkları protokolle hayata geçirdiklerini söyleyen Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Futbol Gelişim Projesi kapsamında konulan hedeflere adım adım ilerliyoruz. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. Güzel işler oluyor. Güzel bir proje. Bu projeyi 22 Eylül 2023’te beraber imzaladık. Bu güzel işi yürüteceğiz. Bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Yetenek Taraması Projesi sayesinde yaklaşık 4.5 milyon çocuğa ulaştık. Onları yetenekli oldukları branşlara yönlendirdik. Okul spor kulüpleri kuruyoruz. İstanbul’da 3 bin okul kulübü kurduk. ’Daha çok spor’ diyoruz. ’Yüzme Bilmeyen Kalmasın’ projesiyle 10 milyon çocuğumuza yüzmeyi öğrettik. Obeziteyi engellemek için herkesi spor yapmaya, havuzlara ve sahalara davet ediyoruz. Spor bize arkadaşlığı ve öz güveni kazandırıyor. Spor kültürünü arttırmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e çağrıda bulunan Bakan Bak, "Okullarda lütfen Beden Eğitimi derslerini arttıralım. Gençlerin enerjisi için bu önemli. Dikkate almanızı rica ediyorum" dedi. Yusuf Tekin: "Her türlü mücadelenin aracı olarak sporu önemsiyoruz" Bu projeye katkı vermelerinin birkaç sebebi olduğunu açıklayan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Bunlarından biri, biz Türkiye’de başta dijital bağımlılık olmak her türlü mücadelenin aracı olarak sporu önemsiyoruz. Biz dijital bağımlılığını da madde bağımlılığı kadar tehlikeli görüyoruz. Aldığımız kararla yaz aylarında okul bahçelerini yeniden oyun alanları oluşturmaya karar verdik. İkincisi spor kültürünün, sporun ahlakının gelişmesi ancak eğitim, öğretim ortamlarında olur diye düşünüyoruz. Biz bu açıdan projeyi önemsiyoruz. Obezite asrın hastalıklarından biri. Hepsinden önemlisi akademik araştırmaların tamamı şunu gösteriyor; akademik başarı için çocukların fiziksel aktivite yapması elzem. Bir diğer önemli husus Türkiye’de sportif altyapının küçük yaşlarından itibaren geliştirmesine inanıyorum. Biz 2013 yılından itibaren tematik spor liseleri kurmaya başlamıştık. Geldiğimiz noktada aslında bu iş için lise geç olmuş bir dönem. Biz ekim ayında sanatla ilgili olarak müzik liselerinin sanat eğitimi için geç olduğunu düşünüp müzik ilkokul ve ortaokul projesini başlattık. Federasyon ve Gençlik ve Spor Bakanlığı bizimle birlikte çalışmaya varsa belli spor dallarında ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde sportif eğitimin birlikte verildiği okulları hayata geçirebiliriz" değerlendirmesinde bulundu. Bakan Tekin, ayrıca projedeki yer alan okullardan birer öğrencinin A Milli Futbol Takımı desteklemek için Avrupa Futbol Şampiyonası’na gitmesiyle ilgili çağrıda bulundu. Toplantının ardından TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde projede yer alan öğrenciler 15’er dakikalık iki devreden oluşan maç yaptı.