GENEL - 15 Aralık 2017 Cuma 14:03

ZMO Erzurum Şube Başkanı Erdal Şengül, “Et meselesi, aslında ot meselesi”

A
A
A
ZMO Erzurum Şube Başkanı Erdal Şengül, “Et meselesi, aslında ot meselesi”

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Erzurum Şube Başkanı Erdal Şengül, kaliteli kabam yem sorunu ve yem planlaması konularında üreticiler için yol haritası niteliğinde tespitlerde bulundu.

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Erzurum Şube Başkanı Erdal Şengül, kaliteli kabam yem sorunu ve yem planlaması konularında üreticiler için yol haritası niteliğinde tespitlerde bulundu.


Şengül, kaba yem sorunu ve yem planlamasıyla ilgili olarak bilimsel gerçeklere dayalı bir yaklaşım sergilenemediği sürece yüksek verime sahip hayvanlardan bile verim elde edilemeyeceğini belirterek, "Buradan şu sonuç çıkıyor: et meselesi, aslında ot meselesi" dedi. Tarım ve hayvancılıkla ilgili planlamalar yapılırken geçmişe ait verilerle uğraşmak yerine geleceğe dair uzun vadeli, düzenli planlamalar yaparak projeler geliştirmek gerektiğini vurgulayan Şengül, "Varlığımızı devam ettirebilme açısından tarım ve hayvancılıkta ülkesel ve küresel bazda, ekolojik, ekonomik ve sosyal riskleri mutlaka göz önünde bulundurmalı, arz-talep durumu ve rekabet koşullarını iyi bir şekilde tahlil etmeliyiz" diye konuştu.


SEKTÖRDE VAR OLABİLMEK İÇİN!


Tarım ve hayvancılıkta kârlılık için verimli ve kaliteli üretimin önemli bir etken olduğunu, kârlılık üzerine etki eden öncelikli unsurun ise, üretim maliyetleri olarak karşımıza çıktığını anlatan Şengül, "Tarım ve hayvancılığı birbiriyle bağlantılı, devamlılıkları birbirine bağımlı olan iki faaliyet alanı olarak düşündüğümüzde, bitkisel üretimin başlangıcından en son üretilen hayvansal ürün aşamasına kadar her bir dönem için hassas ve düzenli planlamalar yapılmalıdır." ifadelerini kullandı.


Hayvancılıkta en önemli maliyeti yem masraflarının oluşturduğunu kaydeden ZMO Şube Başkanı Şengül, geleneksel yöntemler ve düşük kaliteli kaba yemlerle beslenen hayvanlardan istenen kalitede, yüksek verim elde etmenin mümkün olmadığını vurguladı. Özellikle tahıl üretiminden ve diğer bitkisel üretimlerden arta kalan, düşük besin değerine sahip dolgu maddesi niteliğindeki yemlerle hayvan beslemek suretiyle bu sektörde var olmanın mümkün olmayacağı uyarısında bulunan Şengül, yüksek verimli hayvanlarla hayvancılık yapılması durumunda bile saman yedirilerek yüksek verim elde etmeyi beklemenin çok mantıklı olmayacağını belirtti.


KALİTELİ KABA YEM AÇIĞI VAR...


Türkiye’de yıldan yıla dalgalanmalar olmakla birlikte yaklaşık olarak 15 milyon "Kültür Irkı" büyükbaş hayvan varlığına eşdeğer bir hayvan varlığının bulunduğunu açıklayan Şengül, mevcut hayvanların yaşama payı için kaliteli kaba yem açığının bile en iyimser hesaplamalarla yüzde 30-35 civarında olduğunu belirterek, bu açığın saman ve diğer bitkisel üretim artıkları ile kapatılmaya çalışıldığını ifade etti. Hayvancılıkta minimum düzeyde kar edilebilecek bir hayvancılık faaliyetinin amaçlanması durumunda ise, kaliteli kaba yem açığının en az yüzde 50 civarında olduğunu dile getiren Şengül, bu düzeyde kaliteli kaba yem açığının kapatılmasının yıllardan beri yem bitkileri ve diğer bitkisel üretimlere yapılan devlet desteklerine rağmen mümkün olamadığını kaydetti. Şengül, bunun sebebinin ise, hayvansal ürün fiyatları ve pazarlama problemlerinin yanı sıra özellikle yem üretim ve tüketimi ile ilgili koordinasyon ve planlama eksikliği olarak açıkladı.


Hayvancılık faaliyetlerinin bölgelerin ekonomik, sosyal ve ekolojik koşullara bağlı olarak şekillendiğini belirten kaydeden Başkan Şengül, küçük aile işletmeleri şeklindeki hayvancılık faaliyeti ile hayvansal üretimde küresel düzeyde hayvancılığın yapılabilmesinin mümkün olmadığına dikkati çekerek, "Kaldı ki bu tür aile işletmeleri bile kendi hayvanlarının ihtiyacı olan kaliteli kaba yemi üretme yerine düşük kaliteli saman gibi artıkları yüksek maliyetlerle tedarik ederek hayvan beslemektedirler." dedi.


TARIMI KESİMİ BİLİNÇLENDİRİLMELİ...


Tarımsal yapının gereği bu tür hayvancılık faaliyetlerinin devam ettirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdal Şengül, kırsal kesimde hayvancılıkla uğraşan üreticilere tavsiyelerde de bulundu. Şengül, "Üreticilerimiz devlet desteklemelerini çok iyi şekilde değerlendirmeleri ve kendi kaliteli kaba yemlerini kendilerinin üretmeleri bu tür faaliyetleri sürdürülebilir kılacaktır" ifadesini kullandı.


Öte yandan ülkede yaklaşık 20 milyon hektar civarında işlemeli tarım arazisinin 4-5 milyon hektarının her yıl nadasa bırakıldığını belirten ZMO Şube Başkanı Şengül, tarım arazileri içerisinde kaliteli kaba yem üretimi amacıyla kullanılan yem bitkileri ekiliş alanlarının hayvancılıkta gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında yok sayılabilecek düzeyde olduğunu vurguladı. Etkin münavebe sistemi uygulamaları ile yem bitkilerini üretim zincirine dahil etmede tarım kesimin bilinçlendirilmesi ve bu süreci benimsemesinin şart olduğunu belirten Şengül, aksi halde iyi niyetle yapılan son derece faydalı devlet teşviklerinin dahi bu problemin üstesinden gelmeye yetmeyeceğini sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.