POLİTİKA - 24 Mart 2017 Cuma 21:09

Bakan Avcı: "Mesele memleket meselesi"

A
A
A
Bakan Avcı: "Mesele memleket meselesi"

Kültür ve Turizm Bakanı Prof.

Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, Eskişehir’de Odunpazarı ilçesi muhtarları ile buluştu. Bakan Avcı buluşmada, "Mesele şu parti, bu parti, Erdoğan, Binali Yıldırım meselesi değil. Mesele memleket meselesi" dedi.


Bir takım ziyaretlerde bulunmak üzere Eskişehir’e gelen Bakan Avcı, bir otelin toplantı salonunda Odunpazarı ilçesi muhtarları ile bir araya geldi. Türkiye’de yapılan yeni yatırımların bazı ülkelerin hoşuna gitmediğinden söz eden Bakan Avcı, "Geçenlerde hem de bir yabancı televizyon istasyonu bir belgesel yaptı belki sizin de gözünüze çarpmıştır. Bazı Türk televizyonları da bunu yayınladı. Hollanda’daki falanca havaalanı İstanbul’da 3’üncü havaalimanı yapıldığında ne duruma düşecek, bununla ilgili belgesel yapmışlar. Şu anda transit yolcular için çok kullanışlı olan havaalanının ismini hatırlamıyorum, araştırsam bulurum da Hollanda’da bir havaalanı. Transit geçişlerde kullanılıyor, bundan çok ciddi gelir temin ediyor. Fakat diyor ki o belgeselde, belgeseli hazırlayanlar havalimanı yetkilileri, ilgili kişilerle konuşuyorlar. Tur operatörleri ile konuşuyorlar. Onların söyledikleri ve anlattıkları şu, eğer İstanbul’da bu 3’üncü havalimanı faaliyete geçerse burası çok ciddi kayba uğrayacak. Çünkü İstanbul, Hollanda’ya göre ve o havalimanına göre, çok merkezi bir konumda. Afrika’ya, Asya, Avrupa’ya da yakın hepsinin en optimum kesişme noktasında İstanbul. İstanbul, coğrafi özelliğiyle zaten çok büyük bir avantajı var. Son zamanlarda bakıyorsunuz, Türk Hava Yolları maşallah, Allah nazarlardan saklasın şu anda THY dünyanın en fazla, farklı yere uçan havayolu. Milli marka. Çok başarılı bir işletmesi var. Hakikaten hem uçuş noktaları itibariyle dünyanın en büyük hava yollarından biri, hem de hizmet kalitesi itibariyle. Yani bunu sadece biz söylemiyoruz. Bir şekilde, geçtiğimiz günlerde ABD’den gelen bir arkadaşım anlattı. Türkiye’den Amerika’ya THY ile gitmiş oradan da başka bir kente bir başka hava yolu şirketi ile aktarma yapmış ’kendimi 180 kilometre ile büyük keyifli otoban yolculuğundan sonra köy yoluna girmiş gibi hissettim’ dedi. Yani Amerikan uçağına binince gördüğü hizmet kalitesi. Çünkü THY hakikaten, yemesi, içmesiyle misafirperverliğiyle, personelinin nezaketiyle dünya çapında klasmanda üst sıralarda bir hava yolu şirketi. Şimdi onunla uğraşıyorlar. Bunun gibi turizmimizle ilgili şeylerde benzer hesaplar var" dedi.



"Türkiye bu coğrafya, nüfus ile bu durumda kalamaz"


Türkiye’nin coğrafi yapısıyla da önde gelen bir ülke olduğunu ifade eden Bakan Avcı, "Türkiye yatırım yapılabilirlik puanları ile ilgili oynama vesaire bütün bunlar birilerinin fena halde Türkiye ile hesabı var. Peki hesap ne? Bir havaalanı meselesi gösterdiği gibi Türkiye orta boy gel deyince gelen, git deyince giden, sıradan bir ülke olmaktan çıkıyor. Öteden beri, ben siyaset bilimi okudum. Bu çok kanıtlanabilir bir şey değil. Ama bir söylem olarak hep söylenir dururdu, Türkiye ne olacak ne ölecek, oldurmayacaksın, öldürmeyeceksin. Orta boy idare edilebilinir yönetilebilinir bir ülke statüsünde olacak. Gerçekten uzun yıllar öyle olmuştur. Ama Türkiye’nin coğrafyasına bakıyorsunuz, coğrafi büyüklüğüne bakıyorsunuz ve bu coğrafya bu durumda olmaz. Ya bu coğrafyayı bölecek, küçülteceksiniz veyahut hakkını vereceksiniz. Türkiye bu coğrafya, nüfus ile bu durumda kalamaz. Kalması için çok kötü yönetiliyor olması lazım. Çok kötü oyuna getirilmiş olması lazım" şeklinde konuştu.



"Türkiye geçmişte bütçesinin en büyüğünü savunma giderlerine harcardı"


Türkiye’nin üst klasmanlarda yer almasının gerektiğine değinen Bakan Avcı, "İlişki derinliği bakımından da ilişkilerimizin yoğunluğu bakımından da, Türkiye’nin yeri bu yer değil. Tarih, nüfus, coğrafya, ekonomi bunu emrediyor. Türkiye buradan bir üst klasmana geçmek zorunda. Ya geçeceksiniz veyahut bulunduğunuz coğrafyanın ölçülerine sizi indirecekler. Türkiye son 15 yıldır ekonomi, coğrafya ve nüfus olarak yerinin burası olmadığını söyledi. Bütün hesaplarını da buna göre yapmaya başladı. Türkiye geçmişte bütçesinin en büyüğünü savunma giderlerine harcardı, savunma giderleri dediğimiz de yurt dışından alınacak silah, mühimmat bütçesiydi. Bütçenin en büyük kısmını savunmaya ayırıyoruz. O parayı da mühimmat ve silah alımında kullanıyoruz. 14 yıldır Türkiye bütçesinden en büyük payı Milli Eğitime ayırıyor, gençlerin ve çocuklarımızın daha iyi yetişmesi için ayırıyor. Ben Cumhuriyet tarihinin en fazla öğretmen atayan Milli Eğitim Bakanıydım. 300 bine yaklaşmıştı. Bunu ben yapmadım, bana bu imkan verildiği için böyle bir bütçe verildiği için bana hükümetim sen bu sene 50 bin al ’Tamam bütçede karşılığını koydum, bu yıl 30 bin al’ dediği için bunları yapabildik. Okul ve derslik sayımızı öğretmen başına düşen öğrenci sayımızı bir üst klasmanlara çıkarmayı başardık" diye konuştu.



"Gereken cevabı milletçe vereceğimize inanıyorum"


16 Nisan referandumu hakkında da konuşan Bakan Avcı, olayın parti meselesi olmadığını anlattı. Türkiye düşmanlarının 15 Temmuz ile son şanslarını denediğini belirten Bakan Avcı, sözlerini şöyle tamamladı:


"Fatih Projesi şu anda ortaokul ve lise seviyesinde eğitim desteği veren portallar içerisinde Fatih Projesi bünyesinde kurulmuş EBA dünyanın en büyük eğitim portalıdır. Şimdi bunu yapan bir Türkiye birilerine tabi ki ters geliyor. Çünkü Türkiye daha önce kendi aralarında paylaştıkları ’hava alanı sende kalsın, öteki bende kalsın’ yani kendi aralarında yaptıkları düzenlemelere tamam diyen bir Türkiye çıkıyor. Son zamanlarda buna göre toplum olarak öz güven gelince fazla konuşmaya da başladık. Dolayısıyla Türkiye ile uğraşmaları için pek çok neden var. Şimdi bunu fırsat biliyorlar. Daha önce muhtelif yöntemlerle de bunu denediler. Yani 15 senedir olayların içerisindesiniz. Açıktan ya da gizliden açık toplantılarda, kapalı kapılar arkalarında Türkiye’ye pek çok tuzaklar kuruldu. Türkiye Allah’ın da izniyle bunları birer birer geçti. En sonuncusu, yani bütün projeler bitti oradan buradan dolandılar netice alamayınca en son 15 Temmuz felaketiyle son şanslarını denediler. Gereken cevabı milletçe vereceğimize inanıyorum. Bunun için de sizden çok açık destek rica ediyorum. Çünkü mesele şu parti, bu parti, Erdoğan, Binali Yıldırım meselesi değil. Mesele memleket meselesi. Bir saldırıyla karşı karşıyayız. Değişik yöntemlerle denediler, sökmedi. Şimdi bunun üzerinden tekrar bir girişimde bulunuyorlar. Buna fırsat vermememiz gerekir. Biz kendi meselelerimizi kendi aramızda konuşuruz ama şu anda İsveç’teki bilmem ne gazetesiyle Kandil ve Pensilvanya ile Almanya ne oluyor size? Sizi birleştiren ne? Nedir sizin Türkiye ile alıp veremediğiniz? Bu kadar insan Türkiye’deki 18 maddelik anayasa değişikliğine evet mi hayır mı diyecek. Hepsi ayağa kalkmış durumda ve hepsi aynı potadan konuşuyorlar. Demek ki burada bir şey var. Anlatmak istediğim bu."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla yargılanıyor Kocaeli’de kızının 11 ve 12 yaşlarındaki 2 arkadaşını taciz ettiği iddia edilen 52 yaşındaki sanığın, 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapsi istendi. İddiaya göre; Kocaeli’de yaşayan H.N.Y. (11) ile S.N.B. (12) isimli kız çocukları, 2020’nin yaz aylarında ve 2022’nin ocak ayında arkadaşlarının babası İ.K. (52) tarafından cinsel istismara maruz kaldı. Çocukların bu durumu öğretmenlerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. Suç duyurusunun ardından İ.K. gözaltına alındı. İfadesi alınan İ.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanık hakkında "Çocuğa karşı cinsel istismar" suçundan dava açıldı. Olayla ilgili açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin dinlenen S.N.B’nin ablası Z.B., "Tam zamanını hatırlamamakla birlikte pandemi sonrasında kardeşim bana sanık ve kızı ile motosiklete bindiklerini söyledi. Kardeşim, sanığın motosiklette bacaklarına ve bikini bölgesine dokunduğunu söyledi. Emin olup olmadığını sorduğumda emin olduğunu söyledi. Kardeşimin cep telefonunu denetlemek amacıyla kontrol ettim. Kardeşim arkadaşına yolladığı mesajda kendisine dokunduklarını yazmıştı. Kardeşime mesajların ne olduğunu sorduğumda şaka olduğunu söyledi ve bana tepki gösterdi. Telefonunu kontrol ettiğim başka tarihte ise intihar etmek amacıyla hap içtiğini yazmıştı. Daha sonra olayı anneme anlattım. Ben anlatmadan önce de kardeşim olayı öğretmenine anlatmış. Daha sonra olay polise intikal etti" dedi. "Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti" Tanık olarak dinlenen sanığın kızı ise "Mağdur kızlar benim arkadaşlarım olur. Evimize gelip giderlerdi. Kızlar bizim eve geldiğinde sürekli yanlarındaydım. İddia konusu olaylar yaşanmamıştır. Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti. S.N.B. çok yalan söyler ve olayları abartarak anlatır. Bu huyu sebebiyle kendisiyle çok kavga ettiğimiz olurdu" şeklinde konuştu. Sanık ise suçlamaları kabul etmediğini belirtti. 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapis talebi Cumhuriyet savcısı mahkeme heyetine sunduğu mütalaasında, sanık İ.K’nın her 2 çocuğa karşı işlemiş olduğu iddia edilen "çocuğa karşı cinsel sarkıntılık" suçundan ayrı ayrı 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Adıyaman İsias Otel davasının ikinci duruşması başladı Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’le ilgili davanın ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi’nde başladı. 6 Şubat depremlerinde 39’u KKTC’li voleybol sporcusu, öğretmen ve antrenör olmak üzere toplam 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki İsias Otel davasının ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde sabah saatlerinde başladı. 3’ü tutuklu toplam 11 sanığın yargılandığı davaya KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Ana Muhalefet Lideri Tufan Erhürman, otel enkazında hayatını kaybedenlerin aileleri ve çok sayıda kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde ellerinde kaybettikleri yakınlarının pankartlarıyla Adıyaman Adliyesine gelen aileler gözyaşlarına hakim olamadı. Burada aileler adına açıklamalarda bulunan, otel enkazında hayatını kaybeden Nazımcan Hartlap’ın annesi Hilal Düzgünce, “6 Şubat depreminin üzerinden 14 ay geçti. Bugün ortak davamız olan İsias Otel davasının ikinci duruşması yapılacak. Bizler İsias Otel’de 72 canımızı kaybettik. Rehberlerin ve şampiyon meleklerin anneleri, kardeşleri ve en yakınları buradayız. 14 aydır acımızı yaşayamıyor, faillerin yargı önünde hesap vermesi için mücadele ediyoruz. Tüm faillerin hak ettikleri şekilde ceza almaları ve aldıklarını görene kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, "Ne olursa olsun bu dava adaletle sonuçlanana kadar hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Katiller hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu davada bilimin yol göstericiliğine güveniyoruz. Hukukun üstünlüğü kadar toplum vicdanının gücüne de inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti adaletinden tek beklentimiz, İsias cinayetinin faillerinin bizden aldıkları her canın bedelini ödemesidir” şeklinde konuştu. Bu davanın peşini hiçbir şekilde bırakmayacaklarını vurgulayan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, "Bu depremde bizlerde çocuklarımızı kaybettik. Yavrularımızı kaybettik. Ve o günden bu güne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti adaleti güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir müddet önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için biz KKTC olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükumet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız, muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle ve yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla Adıyaman’a geldik. Çünkü bu çocuklar artık KKTC’nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acılarıdır. Biz çocuklarımızı unutmadık unutturmayacağız. Ve adalet sonuçlanana kadar biz bu işin devlet olarak takipçisi olacağız. Ülke olarak, devlet olarak Adıyaman’dayız. Ve iananıyorum ki en iyi neticeyi de bugün değilse bile en yakın zamanda adalet tecelli edecek, suçlular ise gerekli cezayı alacak diye düşünüyorum” diye konuştu.