SAĞLIK - 17 Ağustos 2017 Perşembe 15:23

Kalp dışındaki damar tıkanıklıklarında da ameliyatsız tedaviler

A
A
A
Kalp dışındaki damar tıkanıklıklarında da ameliyatsız tedaviler

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Girişimsel Radyoloji Bilim Dalı Başkanı Doç.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Girişimsel Radyoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Fahrettin Küçükay, kalp dışındaki damar tıkanıklıklarında uygulanan ameliyatsız tedavilerle ilgili bilgilendirici bir açıklama yaptı.


Doç. Dr. Fahrettin Küçükay, halk tarafından kalp damarı tıkanıklıklarında damar açma işlemleri iyi bilindiğini anlattı. Kalp dışındaki bacak, kol, beyin, iç organ damarlarında da darlıklar ve tıkanıklıklar oluşabilmekte ve bunlar girişimsel radyologlar tarafından ameliyatsız olarak tedavi edilebildiğini anlatan Küçükay, “Anjiyoplasti ya da stent cerrahi işleme gerek kalmaksızın tıkalı veya daralmış damarları balon kateter ile genişletme (anjiyoplasti) ve özel protezi (stent) damar içine yerleştirerek damarları açma yöntemidir. Niçin Yapılır? Damarda tıkanma ve daralma varsa yapılır. En sık tıkanıklık yapan hastalık ise ateroskleroz (damar sertliği)’dur. Bu hastalıkta damar iç yüzeyinde plak adı verilen yağ birikimleri oluşur. Damardaki tıkanıklıklar organlara yeteri kadar oksijen ve besleyici maddelerin gitmemesine neden olur. Damarda genişletme işlemi yapıldığında organlara yeteri kadar kan gideceğinden şikayetler yok olacak veya azalacaktır. Özellikle şeker hastalığına ve damar problemine sahip hastalarda ampütasyon dediğimiz kol veya bacağın kesilme işleminden önce kesinlikle girişimsel radyolojik damar açma tedavi yöntemleri denenmelidir. Nasıl Yapılır? Daha önce anjiyografi işlemi yapılır. Anjiyoplasti kateteri tıkalı veya daralmış damara yerleştirilir. Balon şişirilerek tıkalı damar açılır. Yeterli açıklık oluşmamışsa, genişletme işlemi sırasında damarda bazı komplikasyonlar gelişmişse damarın devamlı açık kalmasını sağlayan stent tıkanıklık seviyesine yerleştirilir. Bazı durumlarda damarın açıklığının anjiyoplasti işlemi ile sağlanamayacağı düşünülüyorsa önce anjiyoplasti sonra stent yerleştirme işlemi ya da üzerine yüklenmiş balonu şişirilerek yerleştirilen özel stentler kullanılır” diye belirtti.


Yeni güncel tedaviler arasında ilaç kaplı balonlar, ilaç kaplı stentler ve ince tıraşlama motorlarının da yer aldığını anlatan Doç. Dr. Fahrettin Küçükay, şunları aktardı;


“Hastalar işlem sonrasında hemen günlük aktivitelerine dönebilmektedirler. Nereye başvurmalıyız? Kalp dışındaki damarlarda problemler ve bunlara ait şikayetler mevcutsa, ameliyatsız tedavi seçenekleri için ESOGÜ Hastanesi Girişimsel Radyoloji Polikliniği’ne başvurulabilir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana F-16’lar, pilotların kumandasında vatanı koruyor Adana’da 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan ve "Savaşan Şahin" olarak anılan F-16 savaş uçakları, görevli pilotların kumandasında vatanı korurken dosta güven, düşmana korku salıyor. Hava Pilot Binbaşı, "Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" dedi. Çok amaçlı, tek jet motorlu savaş uçağı olarak tanımlanan Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, "Fighting Falcon", diğer adıyla "Savaşan Şahin", Türkiye’nin gökyüzündeki vurucu güçlerinden sadece bir tanesi. Terörle mücadelede etkin şekilde görev alan F-16’lar, 7 yılı aşkın zorlu eğitim süreci ile psikolojik ve fiziksel testleri başarıyla tamamlayan savaş pilotlarının da kumandasında göklere yükseliyor. F-16 savaş uçakları dosta güven, düşmana ise korku salıyor. 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açtı. Adana 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı 152’nci Jet Filo Komutanlığında görev yapan Hava Pilot Binbaşı, 17 yaşında Hava Harp Okulunda başlayıp F-16 sandalyesine uzanan hikayesini İHA’ya anlattı. "Farkında olmadığım savaş pilotluğu kanıma karıştı" 2002 Dünya Kupası’nda 3. olup ülkemizi gururlandıran A Milli Futbol Takımın uçağına, Türkiye’ye dönüşünde F-16’ların eşlik etmesi üzerine televizyonda bu anları izleyen ve pilot olmaya karar veren Hava Pilot Binbaşı, "Pilot olmak bir noktadan sonra çoğu gencin olduğu gibi benim de hayalim olmaya başladı. Ben lise son öğrencisiyken A Milli Futbol Takımımız dünya 3.’sü oldu. Onlar ülkemize gelirken 2 tane F-16 uçağı, onları havada karşıladı. Bu beni çok etkiledi. Daha önce açıkçası farkında olmadığım savaş pilotluğunun kanıma karışmasını sağladı. Bu vesileyle Hava Harp Okulu seçme aşamalarına katıldım. Ben de bir asker çocuğuyum. İlk seçildiğimde çok mutlu oldum. Ben ailenin tek çocuğuyum, bu nedenle annemin çekinceleri vardı. Fakat ben sahip olmadığım kardeşlerimi Hava Harp Okulunda kazandım" diye konuştu. "Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev" Türk hava sahasını korumanın çok ciddi bir görev olduğunu anlatan Hava Pilot Binbaşı, "Bu meslek çok farklı bir duygu. Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev. Bilginin güç olduğu ama aynı zamanda da fiziksel ve mental olarak güçlü olmanız gereken bir meslek. Bunu, uçacağınız her gün sağlamanız gerekiyor. Savaş pilotluğu tamamen disiplin işi. Sabah uyandıktan gece yatana kadar günlük rutinlerin dışına çıkmamaya çalışıyoruz. Genel brifing ile başlayan mesaimiz daha sonra lider brifingi, uçuş ve dönüş brifingi ile devam ediyor. Sağlığımıza, beslenmemize ve uykumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor" Savaş pilotluğunun ciddi disiplin, çalışma ve fedakarlık gerektirdiğine işaret eden Hava Pilot Binbaşı, "Bizim eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor. İlk olarak MSÜ Hava Harp Okulunda mühendislik diploması alıyoruz. MSÜ Hava Harp Okulunda İngilizce dil eğitimine çok önem verilir ve bir havacı için İngilizce çok önemlidir. MSÜ Hava Harp Okulundan mezun olan herkes, pilot olmuyor. Belirli sınavları geçenler pilot adayı oluyor. Daha sonra uçaklarda eğitim alıyorlar ve bu eğitimleri tamamlayanlar Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki uçaklara pilot oluyor. Harbe hazırlığın devamı olarak nitelendirilen birlik içi eğitimler, meslek hayatımız boyunca devam etmektedir. Farklı silahların eğitimleri filolardaki öğretmen pilotlarımız tarafından pilotlara veriliyor" dedi. "Hem dersler hem de İngilizce çok önemli" Hava Pilot Binbaşı, pilot olma hayali kuran gençler için de şu tavsiyelerde bulundu: "Havacılık dünyada sürekli büyüyen bir sektör ve pilot açığı her zaman oluyor. Çok cazip bir kariyer planı. Öncelikle İngilizce havacılık dili olduğu için çok önemli. Bunun yanı sıra Milli Savunma Üniversitesi sınavlarında Hava Harp Okulu en yüksek puanlarla öğrenci kabul eden bir bölüm. Bu nedenle derslere çalışmak şart. Bunun dışında sporcu kişiliğe sahip olmalı, sporu hayatınızın rutini haline getirmelisiniz. Ayrıca sosyal bir kişiliğe sahip olmak çok önemli." "MSÜ Hava Harp Okulu göklerin değil uzayın da anahtarı olacak" Türkiye’deki savunma sanayinin her geçen gün geliştiğini ve kendi uçaklarımızın envantere girmesiyle çok gururlandıklarını vurgulayan Hava Pilot Binbaşı, "Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ’İstikbal Göklerdedir.’ Bu söz o kadar çağın ötesinde bir söz ki kendisini sürekli yeniliyor. Günümüzde artık Türk havacılığı kendi uçaklarını yapar hale geldi. Umuyorum ki çok kısa zamanda operasyonel anlamda da kullanacak. Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. Türkiye artık uzaya çıkarak insanlı uzay misyonunun parçası haline geldi. Bu demektir ki artık MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacaktır" ifadelerini kullanarak tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutladı.