- 26 Nisan 2018 Perşembe 10:29

Okumasını bilene her insan bir kitap

A
A
A
Okumasını bilene her insan bir kitap

Eskişehir’in ‘Yaşayan Kütüphanesi’nde buluşan birçok farklı kimlik, yönelim ve inanıştan ‘kitap’ ve ‘okuyucular’, değerlendirmelerini hem birbirlerine hem de İHA’ya anlattı.

Eskişehir’in ‘Yaşayan Kütüphanesi’nde buluşan birçok farklı kimlik, yönelim ve inanıştan ‘kitap’ ve ‘okuyucular’, değerlendirmelerini hem birbirlerine hem de İHA’ya anlattı.


Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) tarafından neredeyse Türkiye’nin bütün illerinde sürdürülen ‘Yaşayan Kütüphane’ projesinin Eskişehir ayağını gerçekleştirdi. İşleyiş mantığı bir kütüphane ile aynı olan projede tek fark ise kitap yerine ‘insanların’ okunması. Toplumda önyargıyla karşılanan veya ötekileştirmeye uğrayan bireylerin bir ‘kitap’ olarak yerini aldığı projede, okuyucular konuşmak istediği kitaplardan birini seçerek 15 dakikalık sürelerle merak ettikleri ya da söylemek istedikleri şeyleri birbirleri ile paylaşıyorlar.


“Çok güzel bir işleyiş var”


TOG gönüllüsü ve aynı zamanda proje koordinatörü olan Murat Solak, etkinliği toplumdan dışlanmış veya dezavantajlı kişileri izole bir ortamda toplayarak önyargıları kırmak amacıyla düzenlediklerini söyledi. Bir ekip kurduklarını belirten Solak, “Şu an gerçekten çok güzel bir işleyiş var. Katılımcılar tavsiyeler veriyorlar, farklı merak konuları oluyor. Görüşmelerden sonra değerlendirme formları veriyoruz. Geçmiş formları okuduğumuzda görüyoruz ki daha farklı dezavantajları olan bireyler istiyorlar. Farklı öneriler veriliyor, bizde o önerilere yönelik bir sonraki projelerimizde onları arıyoruz” şeklinde konuştu.


At gözlüklerinden kurtulup empati kurabilmek


Türkiye’nin yaklaşık 80 ilinde projenin yürütüldüğünü aktaran Solak, “İnsanların at gözlüklerinden kurtulup daha geniş açılarla bakabildikleri ve daha iyi empati kurabileceklerini düşünüyorum. Daha önceki projelere göre tabi ki artış ve kitap değişimleri var. Şu an 12 tane kitabımızla görüşme yapılıyor. Yarın 14 tane kitabımızla görüşme yapılacak ve farklı kitaplar da gelecek” diye belirtti.


“Toplumdan dışlanmış insanları ‘kitap’ olarak gördük


Koordinatör Murat Solak proje katılımcılarına ‘kitap’ denmesinin sebebini ise şu şekilde açıkladı;


“Kitapları genelde insanlar okuyor ve insanların okuma amacı merak duyguları. Biz de merak edilen şeyleri kitap diye düşündük. O yüzden toplumdan dışlanmış insanları ‘kitap’ olarak gördük ve okuyucuların da merak ettikleri için nefes alan kitapları okumalarını istedik.”


“Türkiye zaten misafirperver olarak tanınıyor”


Projenin ‘siyahi kitabı’ Nazir Alfredo Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri öğrencisi olarak Eskişehir’de yaşıyor. Türkiye’ye Mozambik’ten gelen Alfredo, etkinlikten duyduğu mutluluğu dile getirirken, “Etkinlik çok güzel. Çok ayrı bir şey, yani farklı bir şey. Bu tür etkinliklerin Eskişehir’de olmasının çok önemli olduğunun düşünüyorum. Çünkü başka bir yerde soramadıkları bir şeyi bu tür etkinliklerde sorabileceklerini düşünüyorum. Gelen herkes çok mutlu ayrılıyor, çok sevimli, sıcak kanlı. Türkiye zaten misafirperver olarak tanınıyor. Onlar da burada yanıma geldiklerinde çok mutlu bir şekilde soruları çok rahatça sorabildikleri için herkesin mutlu ayrıldığının düşünüyorum” ifadelerini kullandı.


“15-20 dakikada kırılacak önyargılar değil diye düşünüyordum”


Okuyucularıyla ‘Alevi kitap’ olarak buluşan Gaye Nur Kaya ise etkinliğin faydalı olup olmayacağı ile ilgili şüphelerinin olduğunu söyleyerek, “Bana kitap listesini verdiklerinde ‘bu önyargılar 15-20 dakikada kırılacak önyargılar değil, 15 dakikalık sohbet hiçbir şeye yetmez’ diye düşünüyordum. Süre birazcık az geliyor aslında ama konuşmaya başladıkça gelen insanların da gerçekten merak ettiklerini, yanlış bilinen bazı şeyleri düzelttiğimi ve onlara doğru olanı gösterdiğimi anladığım zaman gerçekten hoşuma gitmeye başladı” değerlendirmelerinde bulundu.


“Bir arada olursak aslında kimsenin bir savaş vermesine gerek yok”


Projede başörtü ile ilgili önyargıları kırmak üzere yer alan Özlem Çetin ise ‘kitap’ olarak katıldığı etkinliklerde şimdi gönüllü olarak çalıştığını belirtti. Toplumda herkesçe benzer sorunların yaşanabildiğini anlatan Çetin, “Bu projeden bahsettiğinde arkadaşlarım bir başörtülü kitap da olduğunu söylediler ve bana bunu teklif ettiler olmak ister misin diye sordular. Çok hoşuma gitti. Proje bize kesinlikle diğer bireylerle de diğer gruplarla da aynı alanda bulunabileceğimizi ve yaşayabileceğimizi vurguluyor aslında. Aynı önyargılarla savaştığımızı görüyoruz aslında. Ben insanların, bir grubun önyargısına maruz kalıyorsam, nasıl bunu acısını yaşıyorsam aynı şekilde bir ‘gay’ de ben ya da başka bir gruptan böyle bir şeyle karşılaşıyor. O da bir önyargı ile savaşıyor. Bir arada olursak aslında kimsenin bir savaş vermesine gerek yok” diyerek sözlerine devam etti;


“Bir okumam çok güzel geçmişti. Okuyan arkadaş fikrinin çok değiştiğini ve aslında önyargısının olmaması gerektiğini anladığını söylemişti ve okumanın sonunda birbirimize sarıldık, numaralarımızı verdik. Çok güzel dönüt aldığım bir okumaydı.”


“Geldim, bir kitabı karıştırdım”


Etkinliğin okuyucularından Gizem İşlek ise etkinliği çok beğendiğini vurgulayarak, “Burada görevli olan bir arkadaşım sayesinde geldim. Daha doğrusu hangi kitaplar ile konuşabiliyoruz diye merak ettim. Geldim, bir kitabı karıştırdım. İçinden ilgi duyduğum bir alan vardı onunla ilgili bilgi almak için görüştüm, çok da memnun kaldım” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla yargılanıyor Kocaeli’de kızının 11 ve 12 yaşlarındaki 2 arkadaşını taciz ettiği iddia edilen 52 yaşındaki sanığın, 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapsi istendi. İddiaya göre; Kocaeli’de yaşayan H.N.Y. (11) ile S.N.B. (12) isimli kız çocukları, 2020’nin yaz aylarında ve 2022’nin ocak ayında arkadaşlarının babası İ.K. (52) tarafından cinsel istismara maruz kaldı. Çocukların bu durumu öğretmenlerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. Suç duyurusunun ardından İ.K. gözaltına alındı. İfadesi alınan İ.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanık hakkında "Çocuğa karşı cinsel istismar" suçundan dava açıldı. Olayla ilgili açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin dinlenen S.N.B’nin ablası Z.B., "Tam zamanını hatırlamamakla birlikte pandemi sonrasında kardeşim bana sanık ve kızı ile motosiklete bindiklerini söyledi. Kardeşim, sanığın motosiklette bacaklarına ve bikini bölgesine dokunduğunu söyledi. Emin olup olmadığını sorduğumda emin olduğunu söyledi. Kardeşimin cep telefonunu denetlemek amacıyla kontrol ettim. Kardeşim arkadaşına yolladığı mesajda kendisine dokunduklarını yazmıştı. Kardeşime mesajların ne olduğunu sorduğumda şaka olduğunu söyledi ve bana tepki gösterdi. Telefonunu kontrol ettiğim başka tarihte ise intihar etmek amacıyla hap içtiğini yazmıştı. Daha sonra olayı anneme anlattım. Ben anlatmadan önce de kardeşim olayı öğretmenine anlatmış. Daha sonra olay polise intikal etti" dedi. "Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti" Tanık olarak dinlenen sanığın kızı ise "Mağdur kızlar benim arkadaşlarım olur. Evimize gelip giderlerdi. Kızlar bizim eve geldiğinde sürekli yanlarındaydım. İddia konusu olaylar yaşanmamıştır. Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti. S.N.B. çok yalan söyler ve olayları abartarak anlatır. Bu huyu sebebiyle kendisiyle çok kavga ettiğimiz olurdu" şeklinde konuştu. Sanık ise suçlamaları kabul etmediğini belirtti. 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapis talebi Cumhuriyet savcısı mahkeme heyetine sunduğu mütalaasında, sanık İ.K’nın her 2 çocuğa karşı işlemiş olduğu iddia edilen "çocuğa karşı cinsel sarkıntılık" suçundan ayrı ayrı 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Adıyaman İsias Otel davasının ikinci duruşması başladı Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’le ilgili davanın ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi’nde başladı. 6 Şubat depremlerinde 39’u KKTC’li voleybol sporcusu, öğretmen ve antrenör olmak üzere toplam 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki İsias Otel davasının ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde sabah saatlerinde başladı. 3’ü tutuklu toplam 11 sanığın yargılandığı davaya KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Ana Muhalefet Lideri Tufan Erhürman, otel enkazında hayatını kaybedenlerin aileleri ve çok sayıda kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde ellerinde kaybettikleri yakınlarının pankartlarıyla Adıyaman Adliyesine gelen aileler gözyaşlarına hakim olamadı. Burada aileler adına açıklamalarda bulunan, otel enkazında hayatını kaybeden Nazımcan Hartlap’ın annesi Hilal Düzgünce, “6 Şubat depreminin üzerinden 14 ay geçti. Bugün ortak davamız olan İsias Otel davasının ikinci duruşması yapılacak. Bizler İsias Otel’de 72 canımızı kaybettik. Rehberlerin ve şampiyon meleklerin anneleri, kardeşleri ve en yakınları buradayız. 14 aydır acımızı yaşayamıyor, faillerin yargı önünde hesap vermesi için mücadele ediyoruz. Tüm faillerin hak ettikleri şekilde ceza almaları ve aldıklarını görene kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, "Ne olursa olsun bu dava adaletle sonuçlanana kadar hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Katiller hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu davada bilimin yol göstericiliğine güveniyoruz. Hukukun üstünlüğü kadar toplum vicdanının gücüne de inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti adaletinden tek beklentimiz, İsias cinayetinin faillerinin bizden aldıkları her canın bedelini ödemesidir” şeklinde konuştu. Bu davanın peşini hiçbir şekilde bırakmayacaklarını vurgulayan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, "Bu depremde bizlerde çocuklarımızı kaybettik. Yavrularımızı kaybettik. Ve o günden bu güne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti adaleti güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir müddet önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için biz KKTC olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükumet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız, muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle ve yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla Adıyaman’a geldik. Çünkü bu çocuklar artık KKTC’nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acılarıdır. Biz çocuklarımızı unutmadık unutturmayacağız. Ve adalet sonuçlanana kadar biz bu işin devlet olarak takipçisi olacağız. Ülke olarak, devlet olarak Adıyaman’dayız. Ve iananıyorum ki en iyi neticeyi de bugün değilse bile en yakın zamanda adalet tecelli edecek, suçlular ise gerekli cezayı alacak diye düşünüyorum” diye konuştu.