- 23 Ocak 2018 Salı 10:18

Rusya’da parayı bıraktı Hindistan’da yogayı seçti

A
A
A
Rusya’da parayı bıraktı Hindistan’da yogayı seçti

Rusya’da 5 bin dolar maaş ile çalışırken, yaptığının ‘modern köle’ olduğunu düşündüğü için işinden ayrılan İnanç Karakaş, Hindistan’a giderek yoga eğitimi aldı.

Rusya’da 5 bin dolar maaş ile çalışırken, yaptığının ‘modern köle’ olduğunu düşündüğü için işinden ayrılan İnanç Karakaş, Hindistan’a giderek yoga eğitimi aldı. Karakaş, Eskişehir’e yerleşip yoga eğitimleri vermeye başladı.


Anadolu Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra önce Kazakistan’a giden İnanç Karakaş, daha sonrasında da Rusya’da çalışmaya başladı. Yoğun ve yorucu bir iş temposuyla çalıştıklarını belirten İnanç Karakaş, aldığı yüksek maaş ile garanti bir hayat yaşadığını düşünenlerin aksine ‘modern kölelik’ olarak gördüğü durumdan sıyrılmak için işten ayrıldığını ifade etti. Hayallerine vakit ayıramadığını ve istediği hayatı yaşayamadığını belirten Karakaş, bazı şeyleri sorgulamaya başladığını ve huzuru yogada bulduğu için Asya seyahatine çıktığını söyledi.


“Ben bu hayatı istemiyorum”


Rusya’da özel bir şirkette planlama ve maliyet kontrol mühendisi olarak çalıştığını belirten İnanç Karakaş, mesleki tatminsizlikler ile dolu bir ofis hayatında yoga ile tanıştığını ifade etti. Karakaş, “Rusya’ya gittim ve orada bir süre çalıştım. Yorucu ve sıkıcı bir iş temposu vardı. Mesleki tatminsizlikler ile dolu bir ofis hayatında yoga ile tanıştım. Rusya’da Planlama ve Maliyet Kontrol Mühendisi olarak çalışıyordum. Türkiye’ye göre daha dolgun maaş alıyordum ama aslında yoğun ve zorlu bir hayatım vardı. İki haftada bir gün izinle çalışıyorduk. Sabah 8’de başlayan mesaim, akşam 7’de bitiyordu. Bazen toplantılar oluyor derken çıkış saatimiz akşam 10’u buluyordu. İşin gücün iş oluyordu. Kendime vakit ayıramıyordum. Yüksek maaş alıp kendini garanti altına alsan bile bu durum bana biraz garip geldi. ‘Ben bu hayatı istemiyorum’ noktasına geldim. Bunları düşünmeye başladığım anda yoga ile tanıştım” şeklinde konuştu.


“Modern köleliğe doğru giden hayattan sıyrılmak istedim”


"Sistem bizleri ‘modern köle’ haline getirdi" diyen İnanç Karakaş, insanların önüne sunulan standart bir hayattan yoga sayesinde kurtulduğunu belirtti. Karakaş, “Yoga yapmaya başlayınca insanın gözünün önündeki perdeler kalkıyor. Dolayısıyla düşünmeye başlıyorsun ‘ben ne yapıyorum?’ diye. Bir süre daha böyle devam ettikten sonra işi bırakmayı belki de bir süre ara vermeye ve seyahat etmeye karar verdim. Hindistan ve Nepal gibi ülkelere gittim. Yoga ile uğraşmak istiyordum. İnsanın bu içindeki çelişkileri ve bu garanti hayat olarak görülen ama modern köleliğe doğru giden hayattan sıyrılmak istedim. Zincirler ile bağlı gibisin; para kazanacaksın, harcayacaksın, onu yap, bunu yap ve devam et ama her zaman o seviyede kal gibi bir baskı var. Bu durumdan kurtulmak istediğim için Hindistan’a gitmeye karar verdim. Hindistan’a gitmeden önce de Rusya’daki yoga eğitmenimin Nepal’de kamp ve yürüyüş düzenlediğini öğrendim. Hindistan’dan önce rotamı Nepal’e çevirdim” ifadelerini kullandı.


“Kariyer yerine yogayı seçtiğim için pişman değilim”


Hindistan’da yaşarken kendini evindeymiş gibi hissettiğini ve kariyer yapmak yerine yogayı seçtiği için pişmanlık duymadığını vurgulayan Karakaş, konuyla ilgili şunları kaydetti:


“Hindistan’da yaşarken kendimi evimde gibi hissettim. Orada bazı şeylerin farkına vardım. Sistem seni; şu var, bunu alayım, işte daha iyisi var onu da alayım, ya da komşumda bu var ben de niye yok gibi bir arzu, istek ve kıskançlık ile seni ihtiyacın olmayan şeylere yönlendiriyor. Bu kırılmayı hissettiğin noktada da bazı şeylere ihtiyacının olmadığını anlıyorsun. 10 ay boyunca 25 ülke gezdim ve en sonunda Türkiye’ye döndüm. Türkiye’ye dönünce de ‘Burada ne yapabilirim?’ diye düşünmeye başladım. Sonrasında da Eskişehir’e yerleştim. Yoga eğitimleri vermeye başladım. Evimin salonunda yoga eğitimleri verdim. Bir kafeye ortak oldum ve yoga eğitimlerine burada devam ediyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.