EKONOMİ - 27 Nisan 2018 Cuma 10:43

Tarımda en büyük sorun çiftçilerin eğitim yetersizliği

A
A
A
Tarımda en büyük sorun çiftçilerin eğitim yetersizliği

Türkiye’nin en önemli sektörlerden biri olan tarım alanında çalışan çiftçilerin genel olarak eğitim seviyelerinin düşük olması, bir çok ekonomik fırsatı kaçırmalarına ve teknolojik gelişmelerden mahrum kalmalarına sebep oluyor.

Türkiye’nin en önemli sektörlerden biri olan tarım alanında çalışan çiftçilerin genel olarak eğitim seviyelerinin düşük olması, bir çok ekonomik fırsatı kaçırmalarına ve teknolojik gelişmelerden mahrum kalmalarına sebep oluyor.


Çiftçilerin çoğunlukla eğitim seviyesinin düşük olması sebebi ile devlet ve çeşitli kurumlar tarafından sektöre sağlanan maddi desteklerin genellikle iş adamları tarafından değerlendirilmesine yol açtığı belirtildi. Tarımdaki beklenen gelişimin sağlanması için çiftçilerin bilinçli ekim ve uygulamalar yapmasının şart olduğunu vurgulanıyor.



"En büyük sıkıntı çiftçilerin eğitim sorunu"


Eskişehir Ticaret Odası (ETO) 35’inci Komite Başkanı Neşet Gürsoy, Türkiye’deki çiftçilerin çoğunun ilkokul düzeyinde bir eğitim seviyesine sahip olduğunu ve bu durumun da sektörde büyük yaralar açtığını dile getirdi. Türkiye’nin tarımdaki gelişiminin ancak çiftçilerin bilinçlenmesi ile gerçekleşebileceğini vurgulayan Gürsoy, “Eskişehir bölgesi ve Türkiye genelindeki yaptığımız görüşmelerde, çiftçi toplantılarında gördüğümüz en büyük sıkıntı çiftçilerin eğitim sorunu. Çiftçilere verilen desteklerin, onların bilinçsizce kullanmasından dolayı bu desteklerin tam yerine ulaşmadığını düşünüyorum. Çiftçiler hâlâ atalarından, babalarından gördükleri gübrelemeyi yaptıkları için ileriki yıllarda Türkiye’de ciddi ekim sıkıntıları yaşanacağını düşünüyorum. Hükümetin, Tarım Bakanlığının yapacağı çalışmalarla bu işin çözüleceğini düşünmekteyim. Şöyle ki, çiftçiler senede 2 defa 15- 20 günlük eğitimlere tabi tutularak daha sonra da bu eğitimler dahilinde sınava giren çiftçilerden başarılı olanlara destek verilmesi durumunda, gerçekten tarımda kalkınmalarına ciddi katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.



"Devlet gereğinden fazla destek veriyor, lakin bu destekler bilinçsizce kullanıldığı için istenilen geri dönüş alınamıyor"


Çiftçilerin, ekim sırasında yaptığı yanlış uygulamaların, tarım konusunda Türkiye’nin gelişimine ciddi bir sekte vurduğunu dile getiren Başkan Gürsoy, şunları kaydetti:


“Çoraklaşma, bilinçsiz gübre kullanımı ve bilinçsizce yapılan ekimler, çiftçilerin gelirlerini ciddi anlamda kısıtlamaktadır. Çiftçiler, gübrelemeyi eğer doğru yaparlarsa, toprak analizlerini zamanında ve düzgün bir şekilde yaptırırlarsa, inanın Türkiye’de tarımın önüne geçilemez. Biz şuanda artan tarım ihracatımızla beraber, kendi öz gelirlerimizi arttırmış bulunuyoruz. Şuan da yapılan hesaplara göre 50-100 sene arasında tarım topraklarının yüzde 40 oranında azalacağı hesaplanmaktadır. Bu da gelecek nesle sağlıklı bir tarım bırakamamız anlamına gelir. Bunun için de biz, insanlara bilinçli tarım yapmalarını tavsiye ediyoruz. Devlet de desteklerini bu eğitimli kişilere verirse, Türkiye’de tarımın önü açılacaktır. Bana göre devlet gereğinden fazla destek veriyor lakin bu destekler bilinçsizce kullanıldığı için istenilen geri dönüş alınamıyor. Büyük baş hayvan üreticileri, tarla, gübre, mazot destekleri tam olarak yerinde kullanılmıyor. Aynı zamanda bazı projelere verilen Avrupa Birliği destekleri, Tarım Bakanlığı veya Küçük ve Orta Ölçekli Sanayiyi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığının (KOSGEB) vermiş olduğu destekler, çiftçiler tarafından değil, şehirde iş hayatı olan insanlar tarafından değerlendiriliyor. Eğer çiftçi, bu destekleri değerlendirirse zaten işi olan çiftçiliği bu projeler de desteklediği için daha kaliteli yapabilir. Bu durum da ülkemizin tarım ekonomisine ciddi anlamda katkı sağlayacaktır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla yargılanıyor Kocaeli’de kızının 11 ve 12 yaşlarındaki 2 arkadaşını taciz ettiği iddia edilen 52 yaşındaki sanığın, 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapsi istendi. İddiaya göre; Kocaeli’de yaşayan H.N.Y. (11) ile S.N.B. (12) isimli kız çocukları, 2020’nin yaz aylarında ve 2022’nin ocak ayında arkadaşlarının babası İ.K. (52) tarafından cinsel istismara maruz kaldı. Çocukların bu durumu öğretmenlerine anlatmasıyla konu polise intikal etti. Suç duyurusunun ardından İ.K. gözaltına alındı. İfadesi alınan İ.K. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sanık hakkında "Çocuğa karşı cinsel istismar" suçundan dava açıldı. Olayla ilgili açılan davanın duruşması Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Duruşmaya tutuksuz sanık, tanıklar ve taraf avukatları katıldı. Olaya ilişkin dinlenen S.N.B’nin ablası Z.B., "Tam zamanını hatırlamamakla birlikte pandemi sonrasında kardeşim bana sanık ve kızı ile motosiklete bindiklerini söyledi. Kardeşim, sanığın motosiklette bacaklarına ve bikini bölgesine dokunduğunu söyledi. Emin olup olmadığını sorduğumda emin olduğunu söyledi. Kardeşimin cep telefonunu denetlemek amacıyla kontrol ettim. Kardeşim arkadaşına yolladığı mesajda kendisine dokunduklarını yazmıştı. Kardeşime mesajların ne olduğunu sorduğumda şaka olduğunu söyledi ve bana tepki gösterdi. Telefonunu kontrol ettiğim başka tarihte ise intihar etmek amacıyla hap içtiğini yazmıştı. Daha sonra olayı anneme anlattım. Ben anlatmadan önce de kardeşim olayı öğretmenine anlatmış. Daha sonra olay polise intikal etti" dedi. "Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti" Tanık olarak dinlenen sanığın kızı ise "Mağdur kızlar benim arkadaşlarım olur. Evimize gelip giderlerdi. Kızlar bizim eve geldiğinde sürekli yanlarındaydım. İddia konusu olaylar yaşanmamıştır. Mağdurlar, iddia ettikleri eylemler tarihinden sonra da sürekli bize gelmeye devam etti. S.N.B. çok yalan söyler ve olayları abartarak anlatır. Bu huyu sebebiyle kendisiyle çok kavga ettiğimiz olurdu" şeklinde konuştu. Sanık ise suçlamaları kabul etmediğini belirtti. 2’şer kez 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapis talebi Cumhuriyet savcısı mahkeme heyetine sunduğu mütalaasında, sanık İ.K’nın her 2 çocuğa karşı işlemiş olduğu iddia edilen "çocuğa karşı cinsel sarkıntılık" suçundan ayrı ayrı 3 yıl 9 aydan 14 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuksuz halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Adıyaman İsias Otel davasının ikinci duruşması başladı Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel’le ilgili davanın ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi’nde başladı. 6 Şubat depremlerinde 39’u KKTC’li voleybol sporcusu, öğretmen ve antrenör olmak üzere toplam 72 kişinin hayatını kaybettiği Adıyaman’daki İsias Otel davasının ikinci duruşması Adıyaman Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde sabah saatlerinde başladı. 3’ü tutuklu toplam 11 sanığın yargılandığı davaya KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, KKTC İçişleri Bakanı Dursun Oğuz, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Ana Muhalefet Lideri Tufan Erhürman, otel enkazında hayatını kaybedenlerin aileleri ve çok sayıda kişi katıldı. Sabahın erken saatlerinde ellerinde kaybettikleri yakınlarının pankartlarıyla Adıyaman Adliyesine gelen aileler gözyaşlarına hakim olamadı. Burada aileler adına açıklamalarda bulunan, otel enkazında hayatını kaybeden Nazımcan Hartlap’ın annesi Hilal Düzgünce, “6 Şubat depreminin üzerinden 14 ay geçti. Bugün ortak davamız olan İsias Otel davasının ikinci duruşması yapılacak. Bizler İsias Otel’de 72 canımızı kaybettik. Rehberlerin ve şampiyon meleklerin anneleri, kardeşleri ve en yakınları buradayız. 14 aydır acımızı yaşayamıyor, faillerin yargı önünde hesap vermesi için mücadele ediyoruz. Tüm faillerin hak ettikleri şekilde ceza almaları ve aldıklarını görene kadar mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi. Daha sonra konuşan Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Yücesoylu Karakaya, "Ne olursa olsun bu dava adaletle sonuçlanana kadar hep birlikte olmaya devam edeceğiz. Katiller hesap verene kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu davada bilimin yol göstericiliğine güveniyoruz. Hukukun üstünlüğü kadar toplum vicdanının gücüne de inanıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti adaletinden tek beklentimiz, İsias cinayetinin faillerinin bizden aldıkları her canın bedelini ödemesidir” şeklinde konuştu. Bu davanın peşini hiçbir şekilde bırakmayacaklarını vurgulayan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, "Bu depremde bizlerde çocuklarımızı kaybettik. Yavrularımızı kaybettik. Ve o günden bu güne kadar adalet arayışımız devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti adaleti güveniyoruz. Birinci duruşma bundan bir müddet önce başladı ve sonuçlandı. Bugün ikinci duruşma için biz KKTC olarak bütün kesimlerimizle buradayız. Hükumet olarak buradayız, bakan arkadaşlarımızla buradayız, muhalefet başkanıyla, milletvekilleriyle ve yavrularımızın anneleriyle, yakınlarıyla, halkımızla Adıyaman’a geldik. Çünkü bu çocuklar artık KKTC’nin davasıdır. Onların acıları hepimizin acılarıdır. Biz çocuklarımızı unutmadık unutturmayacağız. Ve adalet sonuçlanana kadar biz bu işin devlet olarak takipçisi olacağız. Ülke olarak, devlet olarak Adıyaman’dayız. Ve iananıyorum ki en iyi neticeyi de bugün değilse bile en yakın zamanda adalet tecelli edecek, suçlular ise gerekli cezayı alacak diye düşünüyorum” diye konuştu.