EĞİTİM - 19 Mart 2024 Salı 11:58

Türk Ocağında ’Hz. İnsan olma yolunda Nebevi Ahlâk’ konulu konferans

A
A
A
Türk Ocağında ’Hz. İnsan olma yolunda Nebevi Ahlâk’ konulu konferans

Eskişehir Türk Ocağından ‘Hz. İnsan olma yolunda Nebevi Ahlâk’ konulu ramazan konferans gerçekleştirildi.


Ramazan’ın her pazarında devam eden ‘Ramazan konferanslarının’ bu sene ilkinde Prof. Dr. Kâmil Sarıtaş tarafından verilen ‘Hz. İnsan Olma Yolunda Nebevi Ahlâk’ konulu konferans verdi. Türk Ocağından gerçekleşen konferansta konuşan Prof. Dr. Sarıtaş,


“Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.), Allah’ın muradını insanlara tebliğ edip tevhidî noktada insanın zihin dönüşümü sağlamayı amaçlamış, akabinde insanların değerler çerçevesinde düşünmelerini ve davranmalarını hedeflemiştir. Ruhları uyarmak, gönülleri aydınlatmak, nefisleri arındırmak ve anlam arayışına sevk etmek üzere barış, emniyet, selamet ve huzur anlamına gelen İslam’ı tebliğ etmiştir. O’nun sünneti, Kur’an-ı Kerim’den sonraki vazgeçilmez ikinci kaynaktır. Bu minvalde Hz. Peygamberin her yönünü özellikle de ahlaki yönünü iyice tetkik etmek gerekir. Hz. Peygamber, kendisine inanan ve inanmayan bütün insanların tanıklığı ile insanlık tarihinin en büyük ferdidir. Peygamberliğini reddedenler bile örnek bir insan olduğu konusunda hem fikirdir. Risaletten önce insani vazifelerine/sorumluluklarına dikkat edip el-Emin olarak anıldığı gibi, vahiy aldıktan sonra da hayatın içindeki sorumluluklarını hassasiyetle yerine getirmiştir. Ahlakın nasıl yaşanacağını herkesin anlayacağı tarzda açıklamış, bir insan, baba, eş, dede, akraba, arkadaş, komşu, yönetici ve komutan olarak üzerine düşen ahlaki rolleri en güzel şekilde yerine getirmiş, uygulamıştır. Yaşadığını söylemiş, söylediğini de yaşamıştır. Güzel ahlaklı olması peygamber olmasıyla kazandığı bir özellik değildir. Öyle ki insan, insan olmak itibariyle ahlaki bir varlıktır, Müslüman olmak veya bir dine inanmak hasebiyle insan ahlaki bir varlık olmaz. Onun çocukluğunda ve gençliğinde kazandığı güzel meziyetler İslam’la zirveye çıkmış, vahiyle olgunlaşmıştır. Peygamberimiz indinde ahlaki emirler aynı zamanda dini emirlerdir. Onun indinde ahlak inançla, ibadetle, bilgiyle, ahiret düşüncesi ile de yakından ilgilidir. Hz. Peygamber Hz. İnsan olma yolunda bazı ahlaki ilkeler ileri sürmüştür. Dikkatle incelendiği zaman tüm insanlığı kuşatan bu ilkelerin insanın Hz. İnsan olmasını sağlayacağı görülür: Hz. Peygamber, Mevlâna, Hacı Bektaş Veli ve Yunus Emre gibi insan-ı kamillerin yetişmesine vesile olmuştur’’ dedi.


Soru ve cevaplardan sonra Eskişehir Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal’ın teşekkür konuşması ve şükran beratı takdimi ile program sona erdi.



Türk Ocağında ’Hz. İnsan olma yolunda Nebevi Ahlâk’ konulu konferans

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sivas’ta kayak tarihi kitap oldu Türkiye’nin kayak tarihi açısından önemli bir yere sahip illerinden bir tanesi olan Sivas’ın kayak tarihi kitap oldu. Yapılan araştırmalar sayesinde Türkiye’de ilk kayak okulunun Sivas’ta askeri amaçla kurulduğu ortaya çıktı. Sivas’ta yaşayan ve yaklaşık 26 yıl Türk milli takımını çalıştıran Kayak antrenörü İlhan Erzurum, hayalini gerçekleştirmek için 3 yıl önce bir adım attı. Yaklaşık 16 binin üzerinde gazete arşivlerini tek tek araştıran Erzurum, Sivas’ın kayak kronolojisi çıkarmayı başardı. Araştırmalar sırasında Türkiye’nin ilk kayak okulunun 1917 yılında Arif Hikmet Koyunoğlu tarafında Sivas’ın Suşehri ilçesi Buldur köyünde, askeri amaçla kurulduğu ortaya çıktı. Bu zengin geçmişe ışık tutan İlhan Erzurum’un ‘Sivas Kayak Tarihi’ kitabı Türkiye’nin ilk kayak merkezinden günümüze kayak sporunun gelişimi ve Sivas’ın bu alandaki öncü rolünü anlatıyor. “Türkiye’de kayak sporu askeri amaçla başlamıştır” İlhan Erzurum, Türkiye’de kayak sporunun askeri amaçla başladığını ifade ederek, “Sivas’ın kayak kronolojisi çok zengin. Türkiye’de kayak sporu askeri amaçla başlamıştır. Sivil hayata geçmesi 1930 yıllarına denk gelir. Ama Türkiye’nin ilk resmi kayak okulu Suşehri Buldur köyünde Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından açılmıştır. Kronolojisi bu kadar zengin olan bir şehir. 1917 yılında ilk resmi kayak okuluyla başlayıp 1930’lu yıllarda kayakla ilgili sempozyumların yapıldığı Türkiye’nin ilk kayak kulüplerinden Yıldız Dağı Kayak Kulübü, 1933 yılında Sivas’ta kurulmuştur. Türkiye’nin katıldığı ilk kış olimpiyatlarına giden dört sporcudan birisinin Sivaslı olması ve ilerleyen yıllarda da olimpik sporcuların olması ve bugün totalde 30 - 40’a yakın milli sporcunun yetişmiş olduğu görüyoruz. Turizm ayağında da uzun yıllar hayalleri kurulmuş olan Yıldız Dağı kış sporları merkezi Sivas’ta dördüncü kayak merkezidir. Türkiye’nin en modern kayak merkezlerinden birine sahip olmamız hasebiyle bu bilgilerin bir şekilde toparlanması gerekliydi. Ben de bunları toparlayıp bir kitap haline dönüştürüp gelecek nesillere aktarmak istedim” dedi. “Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihi eşzamanlı başlamış” Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihinin eşzamanlı başladığını aktaran Erzurum, “Kitabımın ofis çalışması üç yıl sürdü. Yaklaşık 16 binin üzerinde gazete arşivlerinde araştırmalar yaptım. Kitabın neredeyse yüzde 90’ı zaten gazete arşivlerinden temin edildi. Hiçbirisi ansiklopedik bilgiler değil. Bir iki kitaptan faydalandım. Ama bunun dışındakilerin hepsi gazete arşivleri ve ansiklopedik bilgi olmayan bilgiler, gün yüzüne çıkmamış bilgiler. Kayak Türkiye’de askeri amaçla başladı ve 1. Dünya Savaşı’nda Rusların ülkeye girmesi ile birlikte Arif Hikmet Koyunoğlu ki bu kişi Cumhuriyet döneminin en önemli mimarlarından bir tanesidir. Türkiye’deki birçok ünlü binanın mimarlarından birisidir. Balkanlar’da savaşmış bir yedek subay. Giderken öğrendiği Suşehri Buldur köyü havzasında kaldığı için Rusların Anadolu’ya girmesi ile birlikte de orayı güvenli ve karın çok olduğu bir bölge olması sebebiyle ilk kayak okulunu orada açmıştır. Ama bu askeri amaçlıdır. Sivil hayata geçmesi Cumhuriyet kurulduktan sonra halk evleri aracılığıyla 1930’lu yıllara denk gelmektedir. Orada da Türkiye’deki kayak tarihi ile Sivas kayak tarihi eşzamanlı başlamış ve ilerlemiştir” diye konuştu. “Kayak sporu çalışmaları da Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başlıyor” Erzurum, Kayak sporu çalışmalarının Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başladığını ifade ederek, “Türkiye’de spor teşkilatının yapılanmasına kısaca baktığımız zaman Osmanlı döneminde Türkiye İdman Cemiyeti daha sonra Türkiye İdman Cemiyeti birliği ve sonra Beden Terbiyesi Müdürlüğü ve Spor Bakanlığı’yla gelir. Genç Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında halk evleri kuruluyor. Halkın savaş sonrası moral motivasyonu yükseltmek için Türk gençlerini spor yapması için ve halk evlerinde sportif faaliyetler sanatsal, oyunsal faaliyetler başlıyor. Bu arada da 1930’lu yıllarda kayak sporu 3-4 tane spor branşında bir tanesi. Kayak sporu çalışmaları da Anadolu’da kar olan yüksek dağları olan bölgelerde başlıyor. Bunların başında da Erzurum,S ivas, Sarıkamış, Bursa Uludağ ve Ankara gibi iller geliyor. Kayseri ve bunlar ilk yıllarda halk evleri arasında çeşitli etkinlikler yaparak kayak sporunu geliştirmeye çalışıyorlar. Onlara kitabımızda genişçe yer verdik” şeklinde konuştu.