ASAYİŞ - 01 Aralık 2011 Perşembe 06:09

D-100 KARAYOLU`NDA TRAFİK KAZASI: 2 ÖLÜ

A
A
A
D-100 KARAYOLU`NDA TRAFİK KAZASI: 2 ÖLÜ

İstanbul D-100 Karayolu’nda otomobilin TIR’a arkadan çarpışması sonucu ilk belirlemelere göre 2 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
Edinilen bilgilere göre aşırı hız ve dikkatsizlik sonucu meydana gelen kaza, sabah saat 05.00 sıralarında D-100 Karayolu İncirli mevkiinde gerçekleşti. Topkapı istikametinden Avcılar yönüne seyreden 34 VD 7487 plakalı "Honda" marka hususi otomobil, İncirli mevkiinde önce aynı yöne seyreden Oğuz Kemiksiz’in (40) kullandığı prefabrik yüklü 34 TP 095 plakalı TIR’a, ardından da Nazım Aktaş yönetimindeki 34 THV 05 plakalı ticari taksiye arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle hurdaya dönen hususi otomobildeki
kimlikleri henüz tespit edilemeyen iki erkek şahıs, araç içinde sıkışarak hayatını kaybetti. Cesetler, itfaiye ve sağlık ekiplerinin yoğun çalışması sonucu araç içinden çıkarılarak ceset torbasına kondu.
TIR sürücüsü Oğuz Kemiksiz, otomobilin çok süratli geldiğini, ne olduğunu kendisinin de anlamadığını ifade ederken, otoyol temizliği yapan bir belediye işçisi görgü tanığı ise, hususi otomobilin aşırı süratli olduğunu, ve çarpmanın şiddetiyle kontrolü kaybettiğini belirtti.
Kaza sonrası D-100 Karayolu Avcılar yönü uzun süre trafiğe kapanırken, uzun araç kuyruğunun oluştuğu gözlendi. Yaklaşık 45 dakika kapalı kalan karayolu trafiği, araçların ve cesetlerin kaza bölgesinden kaldırılmasının ardından normale döndü.
Polis, ölen sürücü ve yanındaki arkadaşının isimlerini tespit etmeye çalışıyor.
Kaza ile ilgili soruşturma başlatıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Söke Belediyesi’nden 2025 yılında 75 tonu bulan geri kazanım Söke Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü’nün 2025 yılı verileri, çevre bilincinde ulaşılan seviyenin büyüdüğünü ve atılan adımların güçlü olduğunu ortaya koydu. Atık Market ve şantiye-sokak toplama sistemi üzerinden yürütülen çalışmalarla toplam 74 bin 867 kilogram geri dönüştürülebilir atık ekonomiye kazandırıldı. Atık Market üzerinden 2025 yılı boyunca toplanan atık miktarı 37 bin 381 olarak kayıtlara geçti. Kağıt-kartondan plastiğe, camdan metale, bitkisel atık yağdan pile kadar geniş bir yelpazede yapılan teslimatlar sayesinde vatandaşlar hem çevreye katkı sundu hem de kazanç sağladı. Atık Market’te biriken toplam puan miktarı 63 bin 462 olurken, bu puanlar karşılığında Bin 365 adet teşvik ürünü vatandaşlara ulaştırıldı. Sistem, geri dönüşümü sadece bir sorumluluk olmaktan çıkarıp günlük hayatın bir parçası haline getirdi. 2025 yılı verilerine göre en yüksek geri kazanım kağıt-karton ve cam atıklarda gerçekleşti. Plastik, metal ve bitkisel atık yağlarda da önemli oranlara ulaşıldı. Pil ve karışık ambalaj atıkları ise çevreye verdiği zarar göz önünde bulundurulduğunda ayrı bir önem taşıdı. Söke Belediyesi Atık Market ve Atık Toplama Merkezlerinde 26 bin 288 kg kağıt karton, 33 bin 848 kg cam, bin 792 kg metal, 8 bin 73 kg plastik, 3 bin 356 litre bitkisel atık yağ, 881 kg atık pil, 629 kg karışık ambalaj toplandı. Sıfır atığın Söke’de bir proje değil, yaşayan ve karşılık bulan bir sistem haline geldiğini söyleyen Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan; "Geri dönüşümle hem doğal kaynaklar korunuyor hem de vatandaşlar teşvik ediliyor. 2025 yılı rakamlarıyla Söke, çevre dostu belediyecilikte örnek gösterilecek bir tablo ortaya koyduğumuza inanıyorum. Sıfır atık bilincinin her geçen yıl daha da güçlendiğini gözlemlemek bizi mutlu ediyor" dedi.
Gaziantep Doç. Dr. İrfan Koca: "Teknoloji kullanımı arttıkça fıtık oranı yükseliyor" Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. İrfan Koca, gençlerde bile sıkça görülen bu sağlık sorunu ile ilgili önemli uyarılar yaptı ve fıtık şüphesi yaşayan hastaların izlemesi gereken adımları anlattı. Doç. Dr. Koca, modern yaşam alışkanlıklarının omurga sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtti. Uzun süre yanlış pozisyonda oturmanın, telefon ve bilgisayar kullanımının artmasının, omurgayı destekleyen kasları zayıflattığını ifade eden Koca, "Kaslar zayıfladığında disk yapıları üzerindeki yük artıyor ve fıtık gelişimi kolaylaşıyor. Ani, kontrolsüz ve omurgayı zorlayan hareketler de diğer önemli risk faktörüdür" dedi. "Belirtiler ihmal edilmemeli" Ani başlayan bel veya boyun ağrısı, kola ya da bacağa yayılan ağrı, uyuşma, karıncalanma ve güç kaybı gibi şikâyetlerin ciddiye alınması gerektiğini vurgulayan Koca, "Hastalar bu belirtileri geçiştirmemeli; ilk adım mutlaka uzman bir hekime başvurmaktır. Çünkü her ağrının nedeni fıtık olmayabilir" şeklinde konuştu. "Tanıda MR tek başına yeterli değil" Tanı sürecinde ayrıntılı hasta öyküsü ve fizik muayenenin belirleyici olduğuna dikkat çeken Koca, gerekli durumlarda kan tahlili ve MR görüntüleme yapıldığını söyledi. Koca, "MR’da görülen her bulgu hastanın şikâyetlerinin nedeni olmayabilir. Bu yüzden hekimin değerlendirmesi ve deneyimi son derece önemlidir" dedi. "Fıtıkların büyük çoğunluğu ameliyatsız düzelir" Halk arasında yaygın olan "Her fıtık ameliyat gerektirir" algısının doğru olmadığını vurgulayan Koca, tedavide ilk aşamaların genellikle konservatif yöntemler olduğunu belirtti. Dr. Koca, "Fizik tedavi uygulamaları (sıcak-soğuk tedavisi, elektroterapi, ultrason, traksiyon, manuel terapi), Kişiye özel kas güçlendirme ve egzersiz programları, doğru duruş ve yaşam tarzı düzenlemeleri, nöralterapi, proloterapi ve ozon tedavisi gibi tamamlayıcı yöntemler" ifadelerini kullandı. Hastanın tedavi sürecine uygun hareket etmesi ile ameliyatsız çözümlerin oranının çok yüksek olduğunu belirten Doç. Dr. İrfan Koca, "Hastanın sabırlı olması çok önemlidir. Boyun ve bel fıtıkları yüzde 95-99 oranında ameliyatsız tedavi edilebilmektedir" dedi. Ameliyat gerektiren durumlar Koca, ameliyatın yalnızca belirli klinik bulgular ortaya çıktığında gündeme geldiğini belirterek şu durumları sıraladı: "Kolda veya bacakta belirgin kuvvetsizlik gelişmesi, İdrar-gaita kontrolünde bozulma gibi acil nörolojik bulgular, Uygulanan tedavilere rağmen 6-8 hafta içinde geçmeyen şiddetli ağrı." İyileşmeyi hızlandıran öneriler Uzman, fıtık hastalarının günlük yaşamda dikkat etmesi gereken noktaları ise şöyle özetledi: "Düzenli egzersiz ve core kaslarını güçlendirme, doğru duruş alışkanlıkları, kilo kontrolü, uzun süre aynı pozisyonda kalmaktan kaçınma, bilinçsiz ağır yük kaldırmama, sigara kullanmama." Fıtıklarla ilgili doğru bilinen yanlışlar Doç. Dr. İrfan Koca, bel ve boyun fıtıkları ile ilgili toplumda doğru bilinen yanlışlar konusunda da bilgiler paylaşarak, "Toplumda bazen ‘Fıtığım var, hareket etmeyeyim’ gibi yanlış bir algı ile karşılaşıyoruz. Fıtığı olan kişi hareket etmelidir. Çünkü, uygun egzersiz tedavinin temelidir. ‘Büyük fıtık kesin ameliyat demek’ şeklindeki düşünce de doğru değildir. Çünkü klinik tablo MR sonucundan daha önemlidir. ‘Fizik tedaviden fayda görmeyen hastanın tek seçeneği ameliyattır’ şeklindeki düşünce de yanlıştır. Çünkü, tamamlayıcı tedaviler birçok hastayı ameliyattan kurtarmaktadır" ifadelerine yer verdi. "Doğru yönetilen fıtık hastalığı kontrol altına alınabilir" Doç. Dr. Koca, bel ve boyun fıtığı şüphesi olan hastaların şu yol haritasını takip etmeleri gerektiğini vurgulayarak,"Uzman hekime başvurmak. Muayene ve gerekirse MR ile net tanı koymak. Kişiye özel fizik tedavi ve egzersiz programı uygulamak. Yaşam tarzı düzenlemeleriyle omurgayı korumak. Gerekli durumlarda diğer tedavi seçeneklerini değerlendirmek. Fıtık hastalığı doğru yönetildiğinde büyük oranda kontrol altına alınabilir. Önemli olan zamanında bu alanda uzman bir hekime başvurmak ve bilimsel tedavi yöntemlerinden şaşmamaktır" diye konuştu.
Sinop Sinop’ta yılbaşı tedbirleri Sinop’ta yılbaşı öncesi, yılbaşı gecesi ve sonrasında alınacak tedbirlerin değerlendirildiği toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda, vatandaşların yeni yıla huzur ve güven ortamı içerisinde girebilmeleri amacıyla valilik koordinasyonunda alınan ve alınması planlanan tedbirler ele alındı. Bu kapsamda il genelinde asayiş ve güvenliğin sağlanmasına yönelik yürütülecek çalışmalar, şehir içi ve şehirler arası yollarda trafik düzeni, denetimler ve kazaların önlenmesine yönelik önlemler görüşüldü. Ayrıca alışveriş alanları, eğlence mekânları, caddeler ve vatandaşların yoğun olarak bulunduğu alanlarda yapılacak denetimler, sahil şeridi, limanlar ve deniz alanlarında Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından yürütülecek devriye ve kontrol faaliyetleri değerlendirildi. Yılbaşı döneminde artan tüketim göz önünde bulundurularak gıda üretim ve satış noktalarına yönelik denetimler ile olası yangın, sağlık ve afet durumlarına karşı acil müdahale kapasitesi ve hazırlık planları da toplantının gündeminde yer aldı. Vali Mustafa Özarslan, yılbaşı süresince ilgili tüm kurumların sahada görev başında olacağını belirterek, vatandaşların huzur ve güvenliğini önceleyen çalışmaların kararlılıkla sürdürüleceğini ifade etti. Valilikte düzenlenen toplantıya; Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz, İl Jandarma Komutanı J. Kd. Alb. Hakan Başaklıgil, İl Emniyet Müdür V. Erol Ulaş, Sahil Güvenlik TCSG-72 Komutanı SG. Kd. Ütğm. Hasan Dündar, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Yahya Çınkıl ile İl Tarım ve Orman Müdürü Fatih Önlem katıldı.
İstanbul Küçükçekmece’de serseri kurşunun hedefi olan 19 yaşındaki Muhammet’in ölümüne ilişkin soruşturma tamamlandı İstanbul Küçükçekmece’de arkadaşlarıyla halı saha maçına giderken serseri kurşunun hedefi olan Muhammet Mutluay’ın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. İddianamede 4 sanığın, ‘olası kastla ölüme neden olma’ ile ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ gibi çeşitli suçlardan, 20 yıldan 68 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi. İddianame mahkemece kabul edilirken, oğlunun mezarı başında konuşan acılı baba Tanju Mutluay, "Konuşacak çok şey var, içim içime sığmıyor. Her geçen gün çocuğumuzu özlüyoruz. Huzurumuz kalmadı, hiçbir şeye hevesim kalmadı, bana bunun hesabını versinler" dedi. Küçükçekmece’de, 30 Ekim 2024 tarihinde meydana gelen olayda iddiaya göre, çalıntı araç içerisinde bulunan maskeli 3 şahıs, tabancalarıyla bir başka araca rastgele ateş edip, etrafı kurşun yağmuruna tutmuştu. O sırada halı sahaya giden Muhammet Mutluay’ın içinde bulunduğu araç da serseri kurşunların hedefi olmuş. Aracın ön koltuğunda oturan 19 yaşındaki Muhammet Mutluay’ın, başına isabet eden kurşunla vurularak hayatını kaybetmişti. Olaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Muhammet Mutluay ‘maktul’, Muhammet’in anne ve babası Tanju ve Derya Mutluay ile kaldırımda kurşunlanan araç içerisindeki 5 kişi ‘müşteki’, etrafa ateş ettiği iddia edilen Çekdar Ilık ve Yiğit Erdem Yağmur’un da bulunduğu 4 şahıs ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. Sanıklar ateş ettiği sırada mermiler, ön yolcu koltuğundaki Muhammet’in başına isabet etti Hazırlanan iddianamede, kaldırımda bulunan müştekilerin yanlarına çalıntı bir aracın yanaştığı, bu sırada aracı sanık Eyüp Kaya’nın kullandığı, arka sağ koltukta ise sanık Çekdar Ilık’ın oturduğu, araç içerisindeki şahısların yüzlerinin maskeli olduğu, aracın müştekilerin yanından geçtiği sırada, arka koltukta oturan sanık Ilık’ın müştekilere doğru ateş etmeye çalıştığı aktarıldı. İlk etapta silahın tutukluk yaparak ateş almadığı ve şüpheli Ilık’ın silahını doldur boşalt yaptığının belirtildiği iddianamede, Ilık ve ön yolcu koltuğundaki sanık Yiğit Erdem Yağmur’un, müştekiler Ramazan Makas, Mustafa Yiğit, Samet Burak Aşçı ve 17 yaşındaki Y.A. ve 18 yaşındaki Hamza Ormi’ye yönelik ateş ettiği, ancak müştekilerin yara almadığı vurgulandı. İddianamede, sanıklar Ilık’ın ve Yağmur’un, araçtan geriye doğru ateş etmeye devam ettiği, bu esnada mermilerin, tesadüfen güzergahta bulunan bir başka aracın ön yolcu koltuğundaki Muhammet Mutluay’ın başına isabet ettiği ve Mutluay’ın yapılan tedavisine rağmen 2 Kasım 2024 tarihinde vefat ettiği bilgisi yer aldı. Öte yandan, araç içerisinden müştekilerin aracına silah sıkan bir başka sanığın Yasin Ünal olduğunun tespit edildiği, olay sonrası Ünal ve beraberindeki şüphelilerin, Ataköy’de bir mekanda arkadaşlarıyla bir araya geldikleri iddianamede anlatıldı. Düzce’de yakalanan sanık: "Araçta bulunan sanıklar zaman zaman uyuşturucu ticareti yapıyordu" Sanıkların, olayı gerçekleştirdikleri aracı bir firmadan kiralayıp, sonrasında GPS sistemini söktükleri ve araç plakalarını değiştirdikleri bilgisi iddianamede yer aldı. Sanık Ilık’ın, olay sonrası Bitlis’e kaçma hazırlığı yaptığı sırada Düzce’de otobüste yakalandığı ve polis ekiplerince alınan ifadesinde, hayatını kaybeden Muhammet Mutluay ile diğer müştekileri tanımadığını, araçta bulunan sanıkların zaman zaman uyuşturucu ticareti yaptığını belirttiği aktarıldı. Olay yeri inceleme ekiplerinin, ele geçirilen çalıntı araç üzerinde yaptığı parmak izi inceleme raporu da iddianamede yer aldı. Raporda, çalıntı araca çalıntı plaka takıldığı, ön plakalık kısmında ve aracın sağ ön kapı dış yüzeyinde sanık Yiğit Erdem Yağmur’un parmak izi olduğu belirtildi. Muhammet’in hayatını kaybettiği noktada yapılan inceleme tutanağında ise, yerde 4 adet mermi çekirdeği ile bulundurulması yasaya aykırı fişek ele geçirildiği bilgisi yer aldı. Maktul Muhammet Mutluay hakkında düzenlenen otopsi raporu da iddianamede yer aldı. Raporda, Mutluay’ın vücuduna 1 adet ateşli silah mermi çekirdeğinin isabet ettiği, bu yaralanmanın öldürücü nitelikte olduğu, ölümün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kafatası kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve beyin doku zedelenmesi sonucu meydana geldiği belirtildi. Sanıklar hakkında değişen oranlarda hapis talebi Hazırlanan iddianamede, sanıklar Çekdar Ilık ve Eyüp Kaya hakkında, maktul Muhammet Mutluay’a yönelik ‘olası kastla ölüme neden olma’, olay yerindeki 3 müştekiye yönelik ‘kasten öldürmeye teşebbüs’, 2 müştekiye yönelik ise ‘çocuğa karşı kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma’ suçlarından toplamda 42’şer yıl 4’er aydan, 68’er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi. İddianamede, diğer sanık Yiğit Erdem Yağmur hakkında, Mutluay’a karşı ‘olası kastla ölüme neden olma’, ‘çocuğa karşı kasten öldürmeye teşebbüs’ suçlarından toplam 40 yıldan 53 yıla kadar hapis cezasıyla, bir diğer sanık Yasin Ünal hakkında ise, ‘olası kastla kasten öldürmeye azmettirme’ suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar ve diğer müştekilere karşı da işlenen çeşitli suçlardan değişen oranlarda hapis cezasıyla cezalandırılmaları istendi. Ayrıca sanıklar hakkında hazırlanan iddianame, Küçükçekmece Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıklar, önümüzdeki günlerde ilk kez hakim karşısına çıkacak. Öte yandan olaya ilişkin güvenlik kamerası görüntülerinde ise vatandaşların yaşadığı panik anları ve kaçıştığı görülüyor. "Konuşacak çok şey var, içim içime sığmıyor, her geçen gün çocuğumuzu özlüyoruz" Öte yandan evladının mezarı başında açıklamalarda bulunan acılı baba Tanju Mutluay, "Oğlum hem okuyor, hem gelin fotoğrafçılığı işi yapıyordu. Olay oğlum çekim bittikten sonra halı sahaya giderken olmuş. Küçükçekmece Bağlar Caddesi’nde, bu olaydan bir gün önce bir olay olmuş uyuşturucu çetelerinin. Bir hesaplaşma olayı olmuş, çocuk oradan geçerken, o kişiler oraya bir katliam için gitmiş, hepsi maskeli. Konuşacak çok şey var, içim içime sığmıyor. Her geçen gün çocuğumuzu özlüyoruz. Huzurumuz kalmadı, hiçbir şeye hevesim kalmadı, bana bunun hesabını versinler. Bunlar, araçtan kafalarını çıkarıp, geriye doğru benim oğlumun aracına doğru 3 el ateş ediyor. 1’i arabaya geliyor, o da oğlumu canından ediyor. Buna savcı olası kast diyor, ben bunu kabul etmiyorum" dedi. "Böyle bir haber nasıl verilebilir ki, evladın vurulmuş diye" Hayatını kaybeden Mutluay’ın sütkardeşi Yaren Başpınar ise, "Benim olaydan akşam haberim oldu. Muhammet’i vurmuşlar. O an tabii bir insanın, sevdiğinin vurulma haberini almak kolay değil. Çöktüm yere, bir yandan teyzem evde yatıyor. Ona nasıl söyleyeceğimi bilemedim çünkü böyle bir haber nasıl verilebilir ki? Evladın vurulmuş diye. Hastaneye gittik, 3 gün Muhammet’in kalkmasını bekledik. Maalesef orada hayatı sonlandı. Benim Muhammet’le aramda 3 ay var. Aynı okullara gittim, aynı evde büyüdük neredeyse, çok zor. Aynı işte çalışıyoruz Muhammet’le, o motor almıştı son zamanlarda. O zamanlarda benim kaskım yoktu. Yolda giderken bana 10 dakikada bir ‘üşüdün mü, durayım mı?’ Bir insan bu kadar iyi olabilir mi? Siz giderken arkasındakini de düşünür mü? Muhammet öyle bir insandı. Hayatım boyunca bana çok güzel kardeşlik yaptı. Ben de ona yaptığıma inanıyorum. Onu çok seviyorum" dedi.
Antalya Arı ürünlerine alerjisi olanlara ’propolis’ uyarısı Beslenme ve Diyet Uzmanı Mehmet Refik Sezgin, propolisin özellikle ağız ve cilt sağlığında faydalar sunduğunu ancak bilinçsiz kullanımın alerjik reaksiyonlara yol açabileceğini söyledi. Sezgin, kozmetik alanda kullanılan propolis ürünlerinde de cildin yenileme etkisinin olmadığını da belirterek, "Yarayı sakinleştirmesi ve rahatlatması açısından uçuk gibi bazı durumlarda yardımcı olabiliyor ama ’Ben bunu sürdüm cildimi yeniledim’ kısmında işe yaramıyor. Alerjik cilt reaksiyonu olan kişilerde alerjen bölgeye sürüldüğünde bu alerjiyi daha da fazla arttırabildiğine dair veriler var" dedi. Memorial Sağlık Grubu Medstar Antalya Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Mehmet Refik Sezgin, propolis hakkında açıklamalarda bulundu. Diyetisyen Sezgin, propolisin doğanın güçlü arı ürünlerinden biri olduğunu belirterek, "Propolis, baktığımızda doğanın güçlü ürünlerinden bir tanesi. Sağlık için kullanım alanlarıyla ilgili çok sayıda klinik çalışma bulunuyor" dedi. Propolisin özellikle çocuklar ve yetişkinlerde ağız sağlığı açısından değerli bir ürün olduğuna dikkati çeken Sezgin, "Ağız içi yaralar, aftlar ve mukozal problemler üzerinde etkili olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda ağız içindeki mikrobiyal dengeyi düzenlemeye yardımcı oluyor" ifadelerini kullandı. Çocukluk çağında plak oluşumunu azaltabildiğine dair veriler bulunduğunu aktaran Sezgin, uçuk tedavisinde de propolisin destekleyici olarak kullanıldığını belirterek, "Uçuklarda hem lezyonun iyileşmesi hem ağrının hafifletilmesi hem de kabuklanmanın azaltılması için tercih edilebiliyor" diye konuştu. "Kullanım mutlaka uzman kontrolünde olmalı" Propolisin kullanımında mutlaka uzman görüşü alınması gerektiğini vurgulayan Dyt. Sezgin, "Ağız sağlığı için kullanılacaksa diş hekimi, çocuklarda ise aynı zamanda pediatrist kontrolü mutlaka olmalı" uyarısında bulundu. "Alerji riskine dikkat" Propolisin her birey için uygun olmayabileceğini ifade eden Sezgin, dermatoloji rehberlerinde arı ürünlerinin uyarıcı olarak yer aldığını hatırlatarak, "Herhangi bir arı ürününe alerjisi olan kişilerde propolis de ciddi reaksiyonlara yol açabilir" dedi. "Ben bunu sürdüm cildimi yeniledim kısmında işe yaramıyor" Cilt ve dermokozmetik alanlarda erken evre sivilcelerde antibakteriyel özelliği sayesinde kullanılabildiğini ancak sınırlı etkisi olduğunu kaydeden Sezgin, "Yarayı sakinleştirmesi ve rahatlatması açısından uçuk gibi bazı durumlarda yardımcı olabiliyor ama ’Ben bunu sürdüm cildimi yeniledim’ kısmında işe yaramıyor. Alerjik cilt reaksiyonu olan kişilerde alerjen bölgeye sürüldüğünde bu alerjiyi daha da fazla arttırabildiğine dair veriler var. Bala karşı hassasiyeti varsa zaten bu gıdalardan uzak durulmasını istiyoruz. Çünkü bu da bir arı ürünü bunu bir arı üretiyor. Dolayısıyla bunu kullananda ciddi anlamda sıkıntılarla karşılaşabiliyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Bala ve diğer arı ürünlerine hassasiyeti olan kişilerin propolisten uzak durması gerektiğini vurgulayan Sezgin, bilinçsiz kullanımın ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini sözlerine ekledi.