GENEL - 01 Aralık 2011 Perşembe 10:09

(ÖZEL HABER) HAK-İŞ KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI MAHMUT ARSLAN:

A
A
A
(ÖZEL HABER) HAK-İŞ KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI MAHMUT ARSLAN:

Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, bölgesel asgari ücretin karşısında olduklarını dile getirerek, "Bu, Türkiye’de hiç beklemediğimiz olumsuzluklara yol açabilir" dedi. Yeni anayasa çalışmaları hakkında düşüncelerini aktaran Arslan, "Anayasanın özet olması, özgürlükleri esas alması, yasakların ise istisna olması gerekiyor. Hak-İş olarak 31 Aralık’tan önce taleplerimizi Meclis’e sunacağız" dedi.
Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgesel asgari ücret, yeni anayasa çalışmaları ve Hak-İş’in hedefleri hakkında açıklamalarda bulundu.
Hak-İş Konfederasyonu’nun diğerlerinden ayıran en temel özelliklerinden birinin sloganlarla sendikacılık yapmak yerine, sendikacılığı okul olarak görmeleri olduğunu dile getiren Arslan, "Hak İş’in 36. yaş gününü ve 12. olağan genel kurulunu birlikte kutladık. Hak-İş; prensip, ilkeler ve konfederasyon olarak kuruluşundan bugüne kadar çizgisinden farklı bir yerdedir. Sloganlarla sendikacılık yapmak yerine, sendikacılığı aslında bir okul olarak görmektir. İşçi-işveren ilişkilerini çatışma, kavga üzerine,
birinin diğerinin üzerinde egemenlik kurması olarak değil, işçi-işveren ilişkilerini kazan-kazan ilişkisi üzerinde kurmaya çalışmaktır. Hak-İş, adeta bir testere gibi her iki tarafa da adil bir dağılım yapmakta, adil bir yaklaşımı esas almakta ve sorunlara sloganlarla değil, bilimsel verilerle yaklaşmaktır. Sendikacılığı bu anlamda sadece kendi üyelerimiz açısından değil, tüm taraflar için bir kazanca dönüştürmenin adıdır Hak-İş. Biz küresel bir sendikal dayanışmayı yerel değerlerden de yararlanıp öne
çıkarmaya çalışıyoruz" dedi.
"SENDİKAL DÜNYANIN GELECEKTEKİ SORUNLARINA DA ÇARE ARIYORUZ"
Hak-İş’in sadece günlük sorunlara değil, gelecekte sendikal dünyanın sorunlarına da çözüm bulacak bir yaklaşım içerisinde olduğunu belirten Arslan, "Bunun temelinde de emek ve insan odaklı bir sendika anlayışı yatmaktadır. Merkeze oturttuğumuz insan ve emeğin hem haklarını koruyacağız, geleceğini dizayn edeceğiz hem de işçi-işveren ilişkilerini diyalog zemininde yürüteceğiz. Sendikacılık, bağırıp çağıran bir anlayış değildir. Hak-İş diyalog süreçlerini önemsiyor. İşletmelerin geleceği ile ilgili konular
da bizim için önemli. Hak-İş olarak biz farklı bir kulvarda sendikacılık yapıyoruz. Hak-İş, kendisini küresel sendikacılığın bir parçası olarak görüyor. Biz toplumun değerleriyle çatışan, toplumun kültürüyle yaşam biçimiyle kavga eden bir sendika biçimini kabul etmiyoruz. Bu medeniyetin çocukları olarak dünya sendika hareketine katkı vermeyi düşünüyoruz. Bu da farkımızı oluşturan önemli unsurlardan biri" ifadelerini kullandı.
"YENİ ANAYASANIN ÖZET OLMASI GEREKİR"
Yeni anayasa çalışmalarını değerlendiren Arslan, "Hak-İş Konfederasyonu, 1982 Anayasası’nın bir darbe anayasası olduğunu, tamamının antidemokratik şekilde dayatmayla oluştuğunu biliyoruz. Bu anayasanın başlangıcından sonuna kadar içerisinde hiçbir zaman halk olmamıştır, halkın iradesi olmamıştır. Bugün 12 Eylül Referandumu’nda anayasa değişikliği kabul edilirken, ’Bu değişikliği destekliyoruz, yetmez ama evet’ dedik. Bu değişikliklerle birlikte bir ortak zemin oluşturulsun ve yeni anayasa talebimizi daha
yüksek sesle ortaya koyalım talebiyle ’evet’ dedik. Yeni anayasa yapılması artık kaçınılmazdır. Bu anayasanın da toplumun tüm kesimlerini olabildiğince dikkate alan geniş bir uzlaşmayla yapılmasını istiyoruz. Hak-İş taleplerini hazırlıyor. 31 Aralık’tan önce tekliflerimizi oluşturup Meclis’e göndereceğiz. Bir defa, anayasanın özet olması gerekir. Anayasanın temel ilkesi özgürlükleri esas alması olmalıdır. Yasakları istisna olmalıdır. Dolayısıyla toplumun tüm kesiminin, ’Benim anayasam’ diyebileceği unsurlar
olmalı" şeklinde konuştu.
"BÖLGESEL ASGARİ ÜCRETİN KARŞISINDAYIZ"
Bölgesel asgari ücret konusuna da değinen Arslan, "Hak-İş. bölgesel asgari ücret uygulamasında, var olan ücretin daha aşağı çekilmesi yaklaşımını görüyor. Dolayısıyla biz buna karşıyız. Bu, Türkiye’de hiç beklemediğimiz olumsuzluklara yol açar. Asgari ücret aslında siyasi bir ücret, aynı zamanda sosyal bir ücrettir. Bölgesel asgari ücretler bence çalışanların aleyhine bir yaklaşım olarak görülüyor. Bölgesel asgari ücret uygulamasını kabul etmiyoruz" açıklamasını yaptı.
"BU ÜLKE VAR OLDUKÇA HAK-İŞ DE VAR OLACAKTIR"
Hak-İş’in güçlü bir şekilde var olması gerektiğini kaydeden Arslan, "Bu ülke var oldukça Hak-İş var olacaktır. Hak-İş bir numara olmak zorunda. Tarihsel birikim ve sorumluluklarımızla bir numara olmak zorundayız. Yol haritamız var; tüm iş kollarında sendika kurmamızı gerektiriyor. 4 yıllık süreçte yeni bir Hak-İş inşa edeceğiz. Var olan sendikaları güçlendirmek açısından 4 yılı iyi değerlendirmek istiyoruz. Dünyada da model olacak bir Hak-İş’i inşa etmek istiyoruz. Bunun adımlarını attık. Bence bunu
başaracak enerjimiz, kadromuz var. Biz inanıyoruz. Hak-İş’in büyüyeceğini inanıyoruz. Niyet hayır, akibet de hayır. Samimi bir mücadele yaparsak engellerimizin kalkacağına inanıyor, bu potansiyelimizin olduğuna inanıyorum. Mağdur edilmiş tüm kitlelerin de üzerimizde hakları olduğuna inanıyoruz. Biz sadece üyelerimizin Hak-İş’i olamayız. Eğer Suriye’de, Mısır’da, Arabistan’da hakları gasp edilmiş işçiler varsa onların da hakkını korumak adına elimizi taşın altına koymamız gerekiyorsa bunu yapacağız. Hak-İş,
evrensel bir sendika modelini bu anlamda temsil ediyor" dedi.
"KAYSERİ’Yİ ÖNEMSİYORUZ"
Kayseri’nin Hak-İş’in en güçlü olduğu illerden bir tanesi olduğunu belirten Arslan, "Kayseri’de çok etkin ve güçlü şubelerimiz var. Kayseri’de özel sektörde de ağırlık olarak örgütlüyüz. Sendikal kültürün özel sektörde de olması, bizim Kayseri’ye daha çok ilgi duymamızı sağlıyor. Kamu otoritesi ile iyi bir diyaloğumuz var. Özel sektördeki işletmelerimizle de. Hak-İş’in başarı öyküsünü Kayseri’de görmek mümkün. Kamuoyu nezdinde itibarları, uzlaşmayı temsil eden, kavgayı değil, çatışmayı değil, barışı,
kardeşliği temsil eden bir görüntümüz var. Kayseri’den daha çok umutluyum. Bu kentte güçlü bir Hak-İş inşa etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kayseri’de Tasavvuf Konseri ve Sema Mukabelesi’ne yoğun ilgi Seyyid Burhaneddin’in 781. vefat yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen ‘Seyyid-i Sırdan’ ismiyle düzenlenen anma programında gerçekleştirilen Tasavvuf Konseri ve Sema Mukabelesi’ne vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Kadir Has Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen Tasavvuf Konseri ve Sema Mukabelesi’ne Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler, Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Birlik Vakfı Kurucular Kurulu Başkanı ve 23, 24 ve 25. Dönem Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel AK Parti Kayseri İl Başkanı Hüseyin Okandan, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, Kayseri İl Emniyet Müdürü Atanur Aydın, Kayseri İl Milli Eğitim Müdürü Coşkun Esen, Birlik Vakfı Kayseri Şube Başkanı Bilal Habeş Bulut ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kuran-ı Kerim tilavetinin okunmasının ve dua edilmesinin ardından başlayan programda konuşan TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, "İnsanın maddi ihtiyaçları öncesinde manevi ihtiyaçları vardır. Bu manevi ihtiyaçların karşılanmaması halinde her şey eksik ve yanlıştır. Onun için biz binlerce yıllık tarihimizden sünüp gelen milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bunun ötesinde bunları mutlaka gelecek nesillere aktarmalıyız. Zaman su gibi akıp, geçiyor. Dolayısıyla yapmamız gerekenleri eğitim, öğretim çerçevesinde hayatın doğal akışı içerisinde yapmamız gerekiyor. Hayatımızın bugüne kadar gelmesine temel teşkil etmiş, katkı sağlamış büyüklerimiz var. Bizim şehirlerimizin manevi sahipleri var. Manevi önderlerimiz var. Onların çizdikleri yola vakıf olmamız lazım. Seyyid Burhaneddin Hazretleri Kayseri için gerçekten büyük bir övünç kaynağı" şeklinde konuştu. AK Parti Kayseri Milletvekili Aşe Böhürler ise, "Seyyid Burhaneddin Hazretleri Kayseri’nin sembolü. Anadolu’nun ruhudur. Anadolu’ya can veren bize kültür mirası bırakan bir isim. Onun talebesi Mevlana bugün Avrupa’da, Amerika’da, Kanada’da 200’e yakın eserle farklı dillere çevrilmiş. Dünya da bilinen bir isim. Bu çok önemli bir şey. Bir fikrin, bir düşüncenin sınırlarını aşarak, dünyaya yayılması ve insanlığa bir ses olması çok önemli. Bu noktada Seyyid Burhaneddin Hazretlerine minneti bir borç biliyoruz" ifadelerini kullandı. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç da Kayseri’nin alimler şehri olarak anıldığını söyleyerek, "Kayseri’mize yakışan güzel bir tablo burada. İyi ki varsınız. Seyyid Burhaneddin Hazretlerimizin boynunu bükük bırakmadık. Ona hep beraber sahip çıktık. Şehirler isimleriyle ve özellikleriyle anılır. Kayseri’de alimler ve veliler şehri olarak anılır. O açıdan bizim manevi önderlerimizden Seyyid Burhaneddin Hazretlerinin himmetine hepimizin muhtaç olduğunun farkındayız. Kayseri denince akla Seyyid Burhaneddin Hazretleri gelir" diye konuştu. Birlik Vakfı Kayseri Şube Başkanı Bilal Habeş Bulut, "Bugün burada şehrimizin manevi mimarlarından gönül ehli ilim ve irfan sahibi Seyyid Burhaneddin Hazretlerini rahmet, minnet ve hürmetle yad etmek için bir araya gelmiş bulunmaktayız. Onun ilme, hikmete ve insanlığın manevi tekamülüne ışık tutan mirası asırlardır olduğu gibi bugünde yolumuzu aydınlatmaya devam etmektedir" dedi. Konuşmaların ardından Tasavvuf Konseri ve Sema Mukabelesi’nde TRT Sanatçısı Ömer Faruk Güney ve Kasidehan Aziz Hardal sahne aldı.