POLİTİKA - 01 Aralık 2011 Perşembe 09:27

TBMM BAŞKANLIĞI İDARİ TEŞKİLATI KANUN TEKLİFİ YASALAŞTI

A
A
A
TBMM BAŞKANLIĞI İDARİ TEŞKİLATI KANUN TEKLİFİ YASALAŞTI

TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanun Teklifi, kabul edilerek yasalaştı.
TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen Meclis Teşkilatını yeniden yapılandıran, çalışanlara yönelik yeni düzenlemeler getiren TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanun Teklifi, kabul edilerek yasalaştı. Kanuna göre, ’’TBMM Genel Sekreterliği Teşkilatı’’nın adı ’’TBMM Başkanlığı İdari Teşkilatı’’ olarak değişti. TBMM Başkanı’na yardımcı olmak üzere 5 başkan başmüşaviri, 15 başkan müşaviri ile 15 müşavir atanabilecek. Başkan başmüşaviri, başkan müşaviri ve müşavir kadrolarına, her biri kadro unvanının toplam
sayısının yüzde 40’ı oranında, istisnai memuriyet hükümlerine göre açıktan veya naklen atama yapılabilecek. Başkanlık Divanı, siyasi parti gruplarının personel ihtiyacını tespit edecek. Divan, ayrıca dolu kadrolarda derece ve sınıf değişikliği ile boş kadrolarda, sınıf, unvan ve derece değişikliği ile sınıflar arası atama yapabilecek.
Genel sekreter ya da genel sekreter yardımcılığı için üniversitelerin 4 yıllık eğitim veren fakültelerinden veya YÖK tarafından kabul edilen yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından mezun olma ve en az 12 yıl kamu veya özel sektörde çalışma şartı aranacak. Memuriyette ilk defa idari teşkilat kadrolarında başlayacak olanlar, ÖSYM tarafından yapılan sınavda başarılı olanlar arasından sınavla seçilecek.
TBMM harcamalarının dış denetimi, her yıl Sayıştay tarafından görevlendirilen üç denetçiden oluşan bir komisyonca yalnızca hesaplar ve bunlara ilişkin belgeler esas alınarak yapılacak.
TBMM Genel Sekreterliği Kanunlar ve Kararlar, Bütçe ve Araştırma Merkezi Müdürlükleri ve Tutanak Müdürlüğünde müdürlük veya müdür yardımcılığı yapmış ya da yapmakta olanlar Yasama ve Denetimden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığına atanabilecek. TBMM Genel Sekreterliğinde uzman unvanlı kadrolarda bulunanlardan, kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Kanunlar ve Kararlar Müdürlüğünde görevli olanlar, yasama uzmanı kadrolarına atanabilecek.
15 Ocak 2012 tarihinden önce Meclis kadrosunda bulunun personel, Meclisin mali ve sosyal haklarına ilişkin eski hükümlerden yararlanmaya devam edecek.
İDARİ TEŞKİLATTA ÇALIŞTIRILACAK PERSONEL SINAVLA ALINACAK
İdari teşkilatta toplam kadro sayısının yüzde 20’sini geçmemek üzere, sözleşmeli ve geçici personel de sınavla alınmak koşuluyla çalıştırılabilecek. İdari teşkilat kadrolarında herhangi bir personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarına atanmasına ihtiyaç duyulması ve Başkanlık Divanında bu konuda karar alınması halinde, atamaya ilişkin talep, TBMM Başkanlığı tarafından Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmek üzere Başkanlığa gönderilecek. Devlet Personel Başkanlığı, personelin atanacağı kurum ve kuruluş
ile kadro görevini tespit edecek. İdari teşkilat personeli, Başkanlık tarafından uluslararası kuruluşlarda görevlendirilebilecek.
DANIŞMANLARA İLİŞKİN DÜZENLEME
TBMM faaliyetleri ile ilgili Meclis Başkanı’na danışmanlık yapmak üzere, kadro şartı aranmaksızın ve diğer kurumların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlere bağlı olmaksızın, sözleşmeli olarak 5 TBMM Başkan danışmanı çalıştırılabilecek. Milletvekilleri için 1 danışman, 2. danışman ve ilave bir personel sözleşmeli olarak çalıştırılabilecek.
Her siyasi parti grubunda 10 grup danışmanı, 25 büro görevlisi, partilerin milletvekili sayısının yüzde 10’u oranında ek büro görevlisi; yasama faaliyetlerinde milletvekillerine yardımcı olmak üzere her milletvekili için bir danışman, bir danışman yardımcısı ve ek bir personel sözleşmeli olarak çalışabilecek. Danışmana 83500, ikinci danışmana 73000, diğer personele ise 63000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda aylık sözleşme ücreti ödenecek.
Söz konusu sözleşmeli personel ile ilgili düzenleme, 15 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe girecek. Sınavlarda yasama uzman yardımcılığı için 35, stenograflık için ise 30 yaşını geçmeme şartı aranacak. TBMM Genel Sekreteri de diplomatik pasaport alabilecek.
MECLİS BAŞTABİPLİĞİ, SAĞLIK BAKANLIĞI’NA DEVREDİLECEK
Meclis Baştabipliği, Sağlık Bakanlığı’na devredilecek. Sağlık hizmetleri, TBMM Başkanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında yapılacak protokol çerçevesinde, bakanlığa bağlı eğitim ve araştırma hastanelerince ve bu hastanelerin TBMM yerleşkesi içinde kuracakları yataklı veya yataksız sağlık birimlerince verilecek. Özel sağlık kurumlarında da sağlık hizmeti alınabilecek.
MECLİSİ, POLİS KORUYACAK
TBMM’nin bütün bina, tesis, eklenti ve arazisinde kolluk ve yönetim hizmetleri, TBMM Başkanlığı eliyle düzenlenecek. Emniyet ve diğer kolluk hizmetleri için yeteri kadar kuvvet, İçişleri Bakanlığı tarafından TBMM Başkanlığı’na tahsis edilecek. Böylece, Meclisin güvenliği yalnızca polis tarafından sağlanacak. Meclisteki Tabur Komutanlığının görev süresi sona erecek. Kanun yürürlüğe girdikten sonra Mecliste görevlendirilecek polis memurları, Meclisin mali haklarından yararlanamayacak.
ERKEN EMEKLİ OLMAK İSTEYENLERE YÜZDE 30 İLE 50 ARASINDA FAZLA İKRAMİYE
Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, Daire Başkanı, 1. Hukuk Müşaviri, Daire Başkan Yardımcısı, Müdür, Müdür Yardımcısı, Şube Müdürü, İdari Şube Müdürü, Saray Müdürü ve Müdür Yardımcısı, Grup Başkanı, İşletme, Fabrika ve Personel müdürlükleri unvanlı kadrolarda bulunanların görevleri sona erecek. Aynı unvanlı bu kişiler, TBMM Başkanlığınca ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilebilecek. rat kadrolarında herhangi bir personel
TBMM Genel Sekreterlik kadrolarında görev yapanlardan, emekli aylığı bağlanmaya hak kazanan ve bu tarihten itibaren 4 ay içinde emeklilik başvurusunda bulunanlara emekli ikramiyesi; yasanın yayımı tarihi itibariyle yaş haddinden emekliliğine en fazla 3 yıl kalanlara yüzde 30, 3 yıldan çok 6 yıldan az kalanlara yüzde 40, 6 yıldan fazla kalanlara yüzde 50 oranında fazla ödenecek. Bu şekilde emekli olanlardan boşalan toplam kadro sayısının yüzde 40’ı, hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilecek.
Genel Sekreterlikte geçici personel olarak görev yapan ve kanun yürürlüğe girdikten sonra emekli aylığı bağlanmasına hak kazananlara iş sonu tazminatları ise emekli aylığı bağlanmasına hak kazanılan tarihi aşan süresi 10 yıl ve üstü olanlara yüzde 30, 5 ile 10 yıl arasında olanlara yüzde 40, 5 yıldan az olanlara yüzde 50 oranında fazla ödenecek.
İDARİ TEŞKİLATTA 4-C STATÜSÜNDE ÇALIŞANLARA ÖNCELİK
İdari teşkilata personel alımında 4-C statüsünde çalışanlara öncelik verilecek. Alınacak toplam personelin yüzde 20’si, 4-C’li çalışanlardan olacak. 4-C’li personelin atanmasında, kurum içindeki sınavlarda başarılı olma şartı aranacak. İdari teşkilatta norm kadro ilke ve standartları uygulanacak. Meclisteki personel sayısı norm kadro sayısına düşünceye kadar personel alınmayacak. Personelde aranacak nitelikler, norm kadro ilke ve standartları dikkate alınarak Başkanlık Divanınca belirlenecek.
TBMM Başkanvekili Meral Akşener, gece saatlerinde teklifin yasalaşmasının ardından birleşimi saat 14.00’de toplanmak üzere kapattı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Anayasa Mahkemesinden sendikal haklar adına emsal karar Anayasa Mahkemesi, Türk Eğitim Sendikası’nın aldığı karar doğrultusunda Türk Eğitim-Sen üyesi bir öğretmenin öğle arası nöbet tutmaması nedeniyle hakkında verilen kınama cezasının sendika hakkını ihlal ettiğine hükmetti. Anayasa Mahkemesinin kararıyla, sendika kararına dayanılarak gerçekleştirilen toplu eylemlerin Anayasa’nın 51. maddesi kapsamında sendikal faaliyet olduğu ortaya konuldu. Karara konu olayda, tam gün eğitim yapan bir okulda görevli öğretmen, üyesi olduğu sendikanın aldığı karar doğrultusunda öğle arası nöbet görevini yerine getirmemiş, bu gerekçeyle hakkında disiplin soruşturması başlatılarak kınama cezası verilmişti. İlk derece ve bölge idare mahkemeleri cezayı hukuka uygun bulmuştu. Anayasa Mahkemesi ise bu yaklaşımı hak ihlali olarak değerlendirdi. Kararda; öğretmenlerin dinlenme, beslenme ve ibadet gibi temel insani ihtiyaçlarının göz ardı edilerek verilen kesintisiz nöbet görevinin, sendikal eylemin meşru gerekçesini oluşturduğu vurgulandı. Yüksek Mahkeme, disiplin cezasının demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığını belirterek, idarenin ve yargı mercilerinin sendika kararının gerekçelerini hiç değerlendirmeden cezaya dayanak yapmasının ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu ifade etti. Konuya ilişkin Sendika tarafından yapılan açıklamada, "Bu karar, kamu çalışanlarının sendikal faaliyet kapsamında gerçekleştirdikleri toplu eylemler nedeniyle disiplin cezası ile karşı karşıya bırakılmalarının hukuka aykırı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Türk Eğitim-Sen’in, üyelerinin insan onuruna yakışır çalışma şartları ve sendikal haklarının korunması yönündeki mücadelesi, Anayasa Mahkemesi kararıyla bir kez daha haklı bulunmuştur" ifadeleri kullanıldı.
Bursa BEBKA Aralık ayı yönetim kurulu toplantısı Bursa’da yapıldı Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) Aralık ayı Yönetim Kurulu Eskişehir Valisi ve BEBKA Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aksoy başkanlığında, Bursa Valisi Erol Ayyıldız ev sahipliğinde BEBKA’nın Bursa Hizmet Binasında düzenlendi. Toplantıya, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, Bilecik Valisi Faik Oktay Sözer, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Aydın Saldız, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ayşe Ünlüce, Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Bilecik İl Genel Meclisi Başkanı Ramazan Kurtulmuş ve BEBKA Genel Sekreter Vekili Sabri Bayram katıldı. Toplantıda ilk olarak 2022 Yılı Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı’nın kapanış raporu sunularak, program kapsamında yürütülen faaliyetler, sağlanan destekler ve bölgesel kalkınmaya katkıları Yönetim Kurulu üyeleriyle paylaşıldı. Ardından Türkiye’nin yeşil kalkınma hedefleri doğrultusunda, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş Projesi (SoGreen) kapsamında BEBKA tarafından planlanan, 2026 yılı Sosyal Kapsayıcı Yeşil Geçiş (SoGreen) Geri Ödemeli Finansman Desteği Programı görüşülerek Yönetim Kurulu üyelerinin onayına sunuldu. KOBİ’lere yönelik olarak kurgulanan programın, bölgedeki yeşil dönüşüm ve sosyal kapsayıcılık odaklı yatırımların desteklenmesine katkı sağlaması hedeflendiği ifade edildi. Toplantıda ayrıca, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen Yerel Kalkınma Hamlesi Programı için 2025 yılında alınan başvurular ile 2026 yılı yatırım konuları görüşüldü. BEBKA Yönetim Kurulu, alınan kararların TR41 Bölgesi’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine, kurumsal etkinliğinin artırılmasına ve bölgesel önceliklerin hayata geçirilmesine katkı sağlayacağını vurguladı.
Konya ’Dirençli Karatay Projesi’nde imzalar atıldı Konya’nın merkez Karatay İlçe Belediyesi’nin ana yürütücüsü olduğu proje kapsamında; Türkiye, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı iş birliğinde, Konya Teknik Üniversitesi ve Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile birlikte Karatay’da kuraklıktan etkilenen alanlara yönelik önemli çalışmalar hayata geçirilecek. Hibe sözleşmesini; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Proje Uygulama Daire Başkanı Doç. Dr. İsmail Raci Bayer ile Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca imzaladı. Birleşmiş Milletler’e Gönüllü Yerel Değerlendirme (VLR) Raporunu sunan Türkiye’deki 3 belediyeden biri olan Karatay Belediyesi, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle mücadelede attığı adımlara yenilerini eklemeye devam ediyor. VLR Raporu’nun yayımlanmasıyla birlikte çalışmalarını hızlandıran Karatay Belediyesi, hazırladığı Sürdürülebilir Enerji ve İklim Değişikliği Eylem Planı’nı (SECAP) yürürlüğe alarak çevreci ve yenilikçi yatırımları kurumsal bir çerçeveye taşıdı. Bu kapsamda iklim değişikliğiyle mücadele, çevrenin korunması ve sürdürülebilir bir gelecek hedefi doğrultusunda önemli projelere imza atan Karatay Belediyesi, şimdi de "Dirençli Karatay" projesi için hibe anlaşmasını imzalayarak; kuraklık, su kıtlığı ve obruk oluşumu gibi çevresel risklere karşı somut ve bilimsel temelli bir uygulamayı hayata geçirdi. Hibe sözleşmesi imzalandı Türkiye ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) desteğiyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen "Türkiye’de Yerel İklim Eylemi için AB Ortaklığı Projesi" kapsamında hazırlanan "Dirençli Karatay; İklim Uyum ve Azaltım Yoluyla Konya Havzasında Kuraklık ve Obrukların Ele Alınması için Bir Model" başlıklı proje, AB-Türkiye İklim Değişikliği Hibe Programı (AB-TR CCGP) kapsamında hibe sözleşmesini imzaladı. Gelecek nesiller için dirençli bir Karatay 28 milyon TL bütçeye sahip Dirençli Karatay Projesi kapsamında; Karatay özelinde Konya Kapalı Havzası’nda yaşanan kuraklık, yeraltı suyu seviyesindeki azalma ve buna bağlı olarak ortaya çıkan obruk oluşumlarının etkilerinin azaltılması amaçlanıyor. Proje ile birlikte; verimli sulama ve iklime uyumlu tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, yeraltı suyu kullanımının azaltılması, kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi ve kuraklık ile jeolojik risklere karşı bilimsel verilere dayalı sürdürülebilir çözümler geliştirilmesi hedefleniyor. Projenin ana yürütücüsü Karatay Belediyesi Programın genel amacı, yerel düzeyde iklim değişikliğine uyum ve azaltım kapasitesini güçlendirmek olurken; Dirençli Karatay Projesi’nde Karatay Belediyesi ana başvuran, Konya Teknik Üniversitesi (KTUN) ve Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BDIARI) ise eş başvuran olarak yer alıyor. Proje, Karatay Belediyesi yürütücülüğünde; KTUN ve BDIARI’nin bilimsel katkılarıyla hayata geçirilecek. Su tasarruflu tarım ve erken uyarı sistemi Proje kapsamında, sürdürülebilir olmayan sulama ve ekim uygulamalarına alternatif oluşturmak amacıyla beş pilot gösterim alanı kurulacak. Yarı kurak şartlara uygun beş optimize edilmiş ekim modeli test edilerek; verim, toprak sağlığı ve su kullanım verimliliği izlenecek. Ayrıca su ayak izi düşük, bölgesel ekonomiye katkı sağlayan ve iklim uyum potansiyeli yüksek beş farklı ürün denemesi gerçekleştirilecek. Bu çalışmalar; BDIARI öncülüğünde, KTUN’un bilimsel desteği ve Ata Tohum Kooperatifi’nin yerel bilgi birikimi ile yürütülecek. Türkiye’nin ilk operasyonel obruk erken uyarı sistemi Dirençli Karatay Projesi ile Türkiye’nin ilk operasyonel obruk erken uyarı sistemi kurulacak. Yeraltı suyu, yağış, toprak nemi ve obruk tehlikelerine ilişkin verileri entegre eden web tabanlı bir izleme platformu sayesinde; çiftçiler ve belediye personeli için kullanıcı dostu gösterge panelleri oluşturulacak. Aynı zamanda sistem, kentsel planlama kararları, e-zonlama ve izin süreçleriyle entegre edilerek Karatay’da kontrollü ve risk temelli imar adımlarının atılmasına katkı sağlayacak. Kılca: "Kuraklık sebebiyle etkilenen alanlarda proje yürüteceğiz" Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Dirençli Karatay Projesi kapsamında imzalanan hibe anlaşmasının Karatay için önemli bir kazanım olduğunu belirtti. Proje hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Kılca, Karatay Belediyesi’nin ana yürütücüsü olduğu Dirençli Karatay Projesi’nin, kuraklık ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı somut adımlar içeren bir çalışma olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: "Karatay Belediyesi olarak ana yürütücüsü olduğumuz Dirençli Karatay Projemizin hibe anlaşmasını imzaladık. Bu proje kapsamında; Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın yürüttüğü çalışmalar doğrultusunda; Belediyemiz, Konya Teknik Üniversitesi ve Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile birlikte şehrimizin kuraklıktan etkilenen alanlarında önemli çalışmalar yürüteceğiz." "Konya’mıza hayırlı olsun" Projenin güçlü bir iş birliğiyle hayata geçirileceğini vurgulayan Başkan Kılca, Karatay Belediyesi öncülüğünde yürütülecek çalışmanın; akademik kurumlar ve ilgili paydaşların katkılarıyla sahada karşılık bulacağını kaydetti. Projenin Karatay’ın çevresel risklere karşı daha hazırlıklı hale gelmesine katkı sağlayacağını belirten Başkan Kılca, "imzaladığımız hibe anlaşmasının Karatay’ımıza ve Konya’mıza hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.
Gaziantep Gaziantep’te uyuşturucu vererek genç kadını öldürdüğü iddia edilen şahsa beraat Gaziantep’te 6 Mart 2025 tarihinde parkta baygın halde bulunan ve kaldırıldığı hastanede 6 gün sonra hayatını kaybeden 24 yaşındaki Nesrin Panoğlu davasında, tutuklu şahıs hakkında beraat kararı verildi. Gaziantep’te 6 Mart 2025 tarihinde parkta baygın halde bulunan ve kaldırıldığı hastanede 6 gün sonra hayatını kaybeden 24 yaşındaki Nesrin Panoğlu davası, Gaziantep 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya sanık, sanık avukatları ve maktul avukatları katıldı. Duruşmada konuşan sanık S.D., "Maktul Nesrin Panoğlu’nu evimde zorla tutmadım. Benim kız arkadaşımdı. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Mahkeme heyeti ise delil yetersizliği nedeniyle tutuklu sanık S.D.’nin beraatine karar verdi. "Kız kardeşim hayattayken ’seni bu hale kim getirdi’ sorusuna açıkça cevap vermiştir" Olay sonrası konuşan Nesrin Panoğlu’nun ağabeyi İsmail Panoğlu, "2025 yılı Mart ayında kız kardeşim Nesrin Panoğlu hayatını kaybetti. Kız kardeşim yaklaşık üç ay boyunca kayıptı. Bu süre zarfında ailesi olarak büyük bir endişe ve belirsizlik yaşadık. Bir gün beni Yeşilvadi Polis Merkezi’nden bir komiser aradı ve kız kardeşimin hastanede olduğunu söyledi. Ancak hastaneye gittiğimizde, kız kardeşimin darp edilerek bir parka atıldığını öğrendik. Hastaneye kaldırıldığında zaten hayatını kaybetmişti. Olayla ilgili olarak 5 kişi yargılandı, ancak dosya kısa sürede kapatıldı. Bu kişilerden Soner D. isimli şahıs yalnızca 2 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Diğer şüpheliler hakkında da herhangi bir cezai yaptırım uygulanmadı. Kız kardeşim daha önce Bekir B. isimli şahısla tanışmıştı. İddialarımıza göre Bekir B., kız kardeşimi Soner D. ve annesi Dursun D.’ye, ayrıca Sümeyye Y. ve Ali Y. isimli şahıslara teslim etmiştir. Toplamda 5 kişi, yeterli şekilde yargılanmadan dosyadan beraat etmiştir. En önemlisi şudur, kız kardeşim hayattayken ’seni bu hale kim getirdi’ sorusuna açıkça cevap vermiştir. Elimizde bulunan video kaydında, kız kardeşim Soner D. ve annesi Dursun D.’nin isimlerini net bir şekilde söylemektedir. Bu kayıtlar ve diğer deliller tarafımızca muhafaza edilmektedir. Buna rağmen mahkeme, ’yeterli delil bulunamadığı’ gerekçesiyle dosyayı kapatmıştır. Oysa elimizde video kayıtları ve somut deliller mevcuttur. Dosyanın hangi gerekçeyle kapatıldığı tarafımıza açık ve net bir şekilde de bildirilmemiştir. Karardan ancak dün haberdar olduk. Hakim, dosyanın kapatıldığını söylemiş ancak bize gerekçeler ayrıntılı biçimde açıklanmamıştır. Adalet yerini bulsun" şeklinde konuştu. Olay geçmişi Olay, mart ayında Şahinbey ilçesi İbni Sina Mahallesi’nde meydana gelmişti. İddiaya göre, uzun zamandır ailesinden ayrı yaşayan ve 2 haftadır hiç haber alınamayan 24 yaşındaki Nesrin Panoğlu, bir parkta vatandaşlar tarafından baygın halde bulunmuş ve daha sonrasında ambulansla kaldırıldığı Gaziantep Şehir Hastanesi’nde 6 gün süren tedavisinin ardından hayatını kaybetmişti. Olayın ardından genç kadının acılı ailesi cinsel istismar, zehirlenme ve uyuşturucu iddialarında bulunurken, soruşturmanın sürdüğü olayla ilgili 1 şahıs tutuklanmıştı.