ASAYİŞ - 01 Aralık 2011 Perşembe 00:28

BİNGÖL`DEKİ TERÖR OPERASYONU

A
A
A
BİNGÖL`DEKİ TERÖR OPERASYONU

Bingöl’de düzenlenen operasyonda eylem hazırlığında olan 2 terörist ile bu teröristlere yardım ve yataklık yaptığı değerlendirilen 2 kişi gözaltına alındı.
Edinilen bilgiye göre, saat 23.00 sıralarında bir ticari taksi ile şehre giriş yapan 2 terörist ile onlara yardım ve yataklık yaptığı değerlendirilen 2 kişi, polisin takibi sonucu yakalandı. Saray Mahallesi Seyran Sokak’ta ticari taksiye düzenlenen operasyonda, biri yabancı uyruklu 2 terörist ile onlara yardım ve yataklık yaptıkları değerlendirilen 2 kişi, sağ olarak ele geçirildi. Daha önce keşif yaptıkları bölgeye eylem yapmak için geldikleri öğrenilen teröristlerin sırt çantasında yapılan aramada, 2
adet kaleşnikof, 1 adet uzi silah, 2 adet tabanca, 6 adet el bombası, A-4 patlayıcıyla güçlendirilmiş patlatılmaya hazır bomba düzeneği ve 1 adet telsiz ele geçirildi.
Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı bölgede yaklaşık 2 saat süren çalışmaların ardından hayat normale döndü.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul ’Profesyonel Futbolcu Sözleşmelerinde Güncel Uyuşmazlıklar’ sempozyumu düzenlendi Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Uyuşmazlık Çözüm Kurulu (UÇK) koordinatörlüğünde ’Profesyonel Futbolcu Sözleşmelerinde Güncel Uyuşmazlıklar’ sempozyumu düzenlendi. TFF UÇK koordinatörlüğünce ’Profesyonel Futbolcu Sözleşmelerinde Güncel Uyuşmazlıklar’ sempozyumu düzenlendi. Riva Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri Orhan Saka Konferans Salonu’nda düzenlenen seminerin açılış töreninde TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, TFF UÇK Başkanı Dr. Hakan Öncel, FIFA Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Başkanı Frans De Weger, FIFPRO (Uluslararası Profesyonel Futbolcular Federasyonu) Baş Hukuk Müşaviri ve FIFA Uyuşmazlık Çözüm Kurulu üyesi Roy Wermeer, UEFA Kulüp Finansal Kontrol Kurulu Üyesi ve CAS Hakemi Dr. Despina Mavromati ile Uluslararası Spor Avukatı Marcos Motta birer konuşma yaptı. Sempozyumda Türkiye Futbol Federasyonu Onursal Başkanı Şenes Erzik, TFF Başkan Vekili, İcra Kurulu Üyesi, Kulüp Lisans İşleri ve Engelli Federasyonlarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Günay, TFF Başkan Vekili, İcra Kurulu Üyesi, Futbol Gelişim Direktörlüğü, Akademi ve Altyapı Projelerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Agah Ruşen Çetin, Başkan Vekili, İcra Kurulu Üyesi, FIFA, UEFA İlişkileri ve Dış İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Eröğüt, Yönetim Kurulu Üyesi Şevket Çelik, Genel Sekreter Taner Senseven, Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Aztopal, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu üyeleri, kulüplerin hukuk temsilcileri ve davetliler de yer aldı. Mehmet Büyükekşi: "Kurullarımızın belirlenmesinde çok önemli kriterler getirdik" TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, spor hukukunda Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun önemine vurgu yaptı. Başkan Mehmet Büyükekşi, "Bugün burada Türk futbolunda yine bir ilki sizlerle paylaşmak için bir araya geldik. Türkiye Futbol Federasyonu olarak futbol hukuku alanında dünyanın en iyi hukukçularıyla sizleri buluşturuyoruz. Futbol sektörünün gelişmesiyle kulüpler ve futbolcular arasındaki uyuşmazlıkların arttığını görmekteyiz. Uluslararası uyuşmazlıklarda FIFA Uyuşmazlık Çözüm kurullarının rolü gibi yerel düzeyde de Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun önemli bir rolü var. Diğer kurullarımızın yanı sıra Uyuşmazlık Çözüm Kurulu üyelerinin belirlenmesinde çok önemli kriterler getirdik. Kurul üyelerinin en az 10 yıl mesleki tecrübeye sahip olması, en az bir üyenin hakimlik veya savcılık alanında mesleki tecrübesi bulunması ve en az bir üyenin öğretim görevlisi olması gibi kriterlerimiz var. Ayrıca atama yapılırken üyelerin hukuk alanında veya spor hukuku alanında yüksek lisans mezunu olması, üyelerden en az birinin ceza hukuku alanında tecrübesi olması, en az bir üyenin kadın olması gibi tercih sebeplerini talimatlarla belirledik. Üyelerin tarafsız ve bağımsız olması gibi önemli kurallara yer verdik" ifadelerini kullandı. "TFF tarihinde eşi ve benzeri olmayan bir sempozyumla dünyanın en iyi spor hukukçularına ev sahipliği yapıyoruz" Başkan Mehmet Büyükekşi, sözlerine şöyle devam etti: "Bildiğiniz üzere yerel uyuşmazlık çözüm kurulumuz, kararlarını FIFA ve UEFA kuralları çerçevesinde vermektedir. Kararlarda FIFA, CAS ve İsviçre Federal Mahkemesi kararları çok büyük önem taşıyor. Bu sebeple siz değerli hukukçuları, TFF tarihinde eşi ve benzeri olmayan bu sempozyum ile futbol hukuku alanında dünyanın en iyi spor hukukçularına ev sahipliği yapıyoruz. Birbirinden değerli ve önemli hukukçular profesyonel futbolcu sözleşmesi dolayısıyla çıkan uyuşmazlıklar nedeniyle en çok karşılaşılan sözleşmenin feshi halini uluslararası kararlar ışığında değerlendiriyor. Böylece siz değerli basın mensupları ve ilgili hukukçular, bu tecrübelerden faydalanma imkanına sahip oluyorsunuz." "Bu sempozyumun son derece faydalı olacağına yürekten inanıyorum" TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, sempozyum katılımcılarına da teşekkür ederek, "FIFA, UEFA ve sektöre ışık tutan kurumların değerli uzmanlarına sempozyumun gerçekleşmesinde katkısı olan FIFA Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Başkanı’na, UEFA Kulüp Finansal Kontrol Kurulu üyesi ve CAS Hakemi’ne, Uluslararası Futbolcular Birliği Baş Hukuk Müşaviri ve FIFA Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Üyesi’ne ve Uluslararası Spor Avukatı’na, Uyuşmazlık Çözüm Kurulumuza, Yönetim Kurulu üyelerimize ve TFF profesyonellerimize teşekkür ederim. Sempozyumun son derece faydalı olacağına yürekten inanıyorum. Bu duygu ve düşüncelerle çalışmalarınızda başarılar diliyor, sizleri saygıyla, sevgiyle ve muhabbetle selamlıyorum" diye konuştu. Dr. Hakan Öncel: "Sözleşmeler en hassas alanlardan birini oluşturmaktadır" TFF Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Başkanı Dr. Hakan Öncel, "Öncelikle davetimize icabet ederek, değerli zamanınızı bizimle paylaştığınız için hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum" cümleleriyle sözlerine başladı. Öncel, "Profesyonel futbol dünyası, her geçen gün karmaşıklaşan bir yapıya sahiptir. Bu yapı içerisinde yer alan futbolcuların, kulüplerin ve menajerlerin sözleşmesel alacaklarına ilişkin inceleme ve karar alma süreci, futbol endüstrisinin en kritik ve hassas alanlarından birini oluşturmaktadır. Türkiye’de, profesyonel futbol sözleşmelerine ilişkin temel kaynaklar Türkiye futbol Federasyonu (TFF) talimatlarıdır. Bu talimatlar elbette, FIFA tarafından belirlenen düzenlemelerle uyumlu olmalıdır. Bununla birlikte, yerel yargı kararları ve içtihatlar, belirsiz durumlarda ve uyuşmazlık çıktığında büyük önem taşır. Bu hususları, sayın katılımcılar geniş bir biçimde biraz sonra ele alacak" şeklinde konuştu. "Bir dosya ortalama 3 aylık sürede karara bağlanıyor" Hakan Öncel, ülkemizdeki Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun gelişimi hakkında da bilgi vererek, şöyle devam etti: "Uyuşmazlık Çözüm Kurulu, 11 Nisan 2008 tarihinde, UÇK Talimatı’nın yürürlüğe girmesiyle görevini fiilen icra etmeye başlamış ve futbol yargısı içinde yerini almıştır. 2015’te kurulun münhasıran görevli olması hususu gündeme gelmiştir. Bunun üzerine o tarihte, tarafımdan hukuki bir mütalaa hazırlamam istenmesi üzerine, yapmış olduğum araştırmada, o tarihe kadar UÇK’nın işlevsiz kalmış olduğu tespit edilmiştir. Çünkü TFF’nin 29 Haziran 2011 tarihli Genel Kurulu’nda, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na başvurma mecburiyeti kaldırılmış ve en son bu konudaki karar ise bir gün önce 28 Haziran 2011 tarihinde verilmiştir. Tarihlerden de anlaşıldığı üzere, en son karar verildikten 1 gün sonra UÇK’ya başvurma mecburiyeti kalkmış ve 4 yıl bu konularda başvuru olmadığından kurul işlevini yitirmiştir. 25 Haziran 2015 tarihinde yapılan TFF genel kurulunda başvuru mecburiyeti kabul edilerek, kurul yeniden işlevsel hale getirilmiştir. Ancak anayasa mahkemesi 2019’dan geçerli olmak üzere başvuru zorunluluğunu iptal etmiştir. Böylece 2015-2019 arası dönemde uygulanan, "ilgili taraflarca oluşturulan hakem listesinden", hakem seçilerek ihtilafların çözülmesi süreci sona ermiş ve o tarihten itibaren ve halen belirlenen kurul tarafından karar verilmeye başlamıştır. 2019’da başvuru zorunluluğunun sona ermesine rağmen, daha önceki dönemin aksine, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu taraflarca tercih edilmeye başlanmıştır. Bunun sebebi, gerek genel mahkemelerin futbol konusunda özel ve teknik bilgiye sahip olmaması, gerekse davaların uzun sürmesidir. Kurulumuzda başvuru sayıları ve bir dosyanın ortalama 3 aylık sürede karara bağlanması, bu durumu teyit etmektedir." "Geçen yıl 502 dosya karara bağlandı, sadece 65’ine itiraz edildi" UÇK Başkanı Dr. Hakan Öncel, gelen dosyalarla ilgili de şu bilgileri verdi. Öncel, "Geçen yıl toplam 502 adet dosya karara bağlanmış ve bunlardan 65 adedine tahkim kurulu nezdinde itiraz edilmiştir. Göreve başladığımız 1 yıllık dönemde vermiş olduğumuz kararların, sadece % 13’üne itiraz edilmiş, geriye kalan % 87 oranındaki karar ise taraflarca hukuka uygun görülmüş ve itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir. Biraz önce izah etmeye çalıştığım ihtiyari başvuru yolu olmasına rağmen, uyuşmazlık çözüm kurulu’nun tercih edilmesinin temel sebebi bunlardır. Spor hukuku, özellikle futbol hukuku, sürekli olarak değişmektedir. Bu değişim ve gelişim sürecinde, futbol camiasının, hukukçuların ve karar vericilerin düzenli olarak bir araya gelmesi ve güncel konuları tartışması büyük önem taşımaktadır. Bugün bizleri onurlandıran değerli konuşmacılarımızın katkılarıyla, futbolcuları ve kulüpleri yakından ilgilendiren fesih konularını ele alacağız. Bu tür etkinlikler, futbol camiasının bilgi birikimini artırırken, aynı zamanda mevcut hukuki sorunlara çözüm bulma sürecine de katkı sağlamaktadır. Verimli ve başarılı bir sempozyum olması dileğiyle, katılımlarınız ve katkılarınız için tekrar teşekkür ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum" diyerek sözlerini tamamladı. Frans De Weger: "Burada olmaktan dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz" FIFA Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Başkanı Frans De Weger ise böyle bir sempozyum düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirip, Türkiye Futbol Federasyonu’na teşekkür etti. Weger, "Türkiye Futbol Federasyonu’na çok teşekkür etmek istiyorum bizi buraya davet ettikleri için. Çok büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Çok güzel bir misafirperverlik gördük. Bu koordinasyonunuz ve organizasyonunuz için çok teşekkür ederim. Bence bugünkü konumuz çok önemli; sözleşmelerin feshi, ihtilaflar Bu konularda yazdığımız bir kitap da var yakın zamanda. Bu kitabın çalışmaları 2008 yılında başlamıştı. Uluslararası futbol alanında yaptığımız araştırmalarla bu alandaki uyuşmazlıklar üzerine çalıştık ve bu kitabı oluşturduk. Şu anda bulunduğum kurumun başkanı olarak burada olduğum için çok mutluyum. Eminim çok güzel bir gün olacak hepimiz için. Çok önemli konuşmacılar var. Hepsi kendi alanında uzman kişiler, hepsi futbolun bir parçası. Sabırsızlıkla bekliyorum yapacağımız oturumları. Eminim önemli tecrübe paylaşımları olacak. Tecrübelerimizi paylaşacağız. Bir kez daha beni buraya davet ettiğiniz için teşekkür etmek istiyorum" açıklamasını yaptı. Despina Mavromati: "Burada tanıdık yüzleri görmek çok güzel" UEFA Kulüp Finansal Kontrol Kurul Üyesi ve CAS Hakemi Dr. Despina Mavromati da çok heyecanlı olduğunu söyledi. Mavromati, "Burada sizlerle bulunduğumuz için ne kadar heyecanlı ve mutlu olduğumuzu belirterek başlamak istiyorum. Burada tanıdık yüzleri görüyor olmak çok güzel. Çeşitli tahkim hakemleri ve çeşitli meslektaşlarımızla burada yeniden bir araya geldik. Ben kendim bir avukat olarak İsviçre Lozan’da çalışmalarımı sürdürmekteyim. Spor tahkimi üzerine çalışıyorum. Lozan Hukuk Fakültesi mezunuyum ve spor tahkimi konusunda uzmanlaştım. 2015 yılında CAS’ın spor tahkim mahkemesinin bu alanda yürüttüğü çalışmalarda görev aldım. Yine aynı şekilde temyiz kurulu üyesiyim, CAS’da da hakem olarak çalışmaktayım. Oyuncu sözleşmeleri konusu çok geniş kapsamlı bir konu. Tekrar teşekkür etmek istiyorum ben kibar davetiniz için, burada bulunmaktan dolayı mutluluk duyuyorum" şeklinde konuştu. Roy Vermeer: "TFF’yi bu sempozyum için tebrik ederim" FIFPRO (Uluslararası Profesyonel Futbolcular Federasyonu) Baş Hukuk Müşaviri ve FIFA Uyuşmazlık Çözüm Kurulu üyesi Roy Vermeer de, "TFF’ye teşekkür etmek istiyorum. TFF bünyesinde ilk defa böyle bir etkinlik yapıldığını duymak çok güzel. FIFPRO tarafını temsil etmekteyim. Son yıllarda Türk kulüpleriyle ilgili FIFA’da çok sayıda dava mevcut. Bu konuda sadece Türkiye’de değil, tüm dünyadan ihtilaflı örneklerle karşılıyoruz. Mümkün olduğunca az anlaşmazlık olduğunu isteriz. Davetiniz için teşekkür etmek istiyorum. Umarım FIFA, FIFPRO ve TFF için güzel bir adım olur. Umarım bugün burada konuşacağımız şeylerle, iş birliğimizi güçlendireceğimiz sürecin başlangıcını yapmış oluruz" temennisinde bulundu. Marcos Motta: "9 yıl sonra Türkiye’de bulunmaktan dolayı çok mutluyum" Dünyaca ünlü futbolcu Neymar’ın da avukatlığını yapan Uluslararası Spor Avukatı Marcos Motta ise 9 yıl sonra yeniden Türkiye’ye gelmekten dolayı çok mutlu olduğunu belirtti. Motta, "Türkiye Futbol Federasyonu’na davetleri için teşekkür ediyorum. Futbol konusunda çeşitli görüşmelerde bulunmak üzere 9 yıl önce buraya gelmiştim. 9 yıl sonra yeniden burada olmaktan dolayı mutluyum. Bugün sözleşmelerin feshi konusunu özellikle ele alacağız. Bunun sonuçları neler olabilir, bunu konuşacağız. Geçtiğimiz 10 yılda futbol çok değişti. 30 yıla yakın bu işteyim. Flamengo’da sportif direktörlük de yaptım. Bugünkü oturumda bir fesih durumu olacaksa şartlar ne olacak, sonuçları ne olacak bunları konuşacağız. 200’den fazla federasyon var. Hepsinin sözleşmelerde aynı standartta olması zor. Ben pratik uygulamadan örnekler vereceğim. Örneğin Neymar, çalıştığım sözleşmelerden biri, ondan detaylı bahsedeceğim. İlk sözleşmesi 3-4 sayfalıktı, PSG transferinde 100 sayfalık sözleşmesi vardı. İşler karmaşık olabilir. Önümüzdeki oturumları sabırsızlıkla bekliyorum. Eminim çok faydalı olacaktır. TFF’ye çok teşekkür ediyorum" dedi. Profesyonel Futbolcu Sözleşmelerinde Güncel Uyuşmazlıklar Sempozyumu plaket ve forma takdiminin ardından UÇK Koordinatörü Av. Mahmut Can Büyükhatipoğlu’nun moderatörlüğünde yapılan üç oturumla sona erdi.
Mersin Tarsus Belediyesi mantar yetiştiriciliği kurslarıyla iş kapısı oluyor Tarsus Belediyesi, düzenlediği mantar yetiştiriciliği kursları ile iş arayanlara önemli fırsatlar sunmaya devam ediyor. Tarsus Belediyesi ve Halk Eğitim Merkezi iş birliğiyle gerçekleştirilen kurslarda, katılımcılara mantar yetiştiriciliğinin temel teknikleri, bakım süreçleri ve pazarlama stratejileri hakkında detaylı eğitim veriliyor. Kursu başarıyla tamamlayanlar, kendi işlerini kurma veya mevcut tarım faaliyetlerini genişletme fırsatına sahip oluyor. Katılımcılar, uluslararası geçerliliğe sahip belgelerle mezun oluyor ve kendi mantar yetiştirme tesislerini kurarak üretime başlıyorlar. Tarsus Belediyesinin bu girişimi, yerel ekonomiyi canlandırma ve istihdamı artırma amacı taşıyor. "Amacımız, halkımıza ekonomik bağımsızlıklarını kazandırmak" Tarsus Belediye Başkanı Ali Boltaç, istihdam oluşturmanın önemine vurgu yaparak, “Amacımız, halkımızın kendi işlerini kurarak ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarına yardımcı olmak. Mantar yetiştiriciliği kurslarımız, bu hedef doğrultusunda önemli bir adım. Bu kurslar sayesinde hem yerel ekonomiyi canlandırıyor hem de sağlıklı besin üretimine katkı sağlıyoruz” dedi. Kurslar, Tarsus’un yanı sıra Mersin ve Adana’dan gelen katılımcılara da rehberlik ediyor. Bu kapsamda, eğitimlerini başarıyla tamamlayan birçok kişi, kendi mantar üretim tesislerini kurarak ekonomik bağımsızlıklarına kavuştu. Kursiyerlerden Fatma Aslan, kursu tamamladıktan sonra kendi işletmesini kurarak mantar üretimine başladı. Aslan, “Tarsus Belediyesinin sağladığı bu eğitim sayesinde bir kadın girişimci olarak kendi işimi kurdum. Üretim yaparak hem aileme ekonomik katkı sağlıyorum hem de çevremdeki insanlara iş imkanı sunuyorum. Belediye Başkanı Ali Boltaç’a ve tüm ekibine teşekkür ederim" diye konuştu. Ücretsiz uygulamalı eğitim ve hibe desteği imkanı Tarsus Belediyesinde mantar yetiştiriciliği eğitmeni ve üretim tesisi sera sorumlusu olarak görev yapan Sibel Güvençli ise “Her yaştan ve her meslekten insan tarafından yoğun ilgi gören kurslarımız, bu işsizlik ortamında insanlara iş kapısı olmuştur. Kursumuz 88 saat olup, kursiyerlere mantar yetiştiriciliği teorik dersinin yanında seralarda uygulamalı eğitim veriyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı onaylı ücretsiz olarak uluslararası sertifika veriyoruz. Bunun yanında girişimcilik, hibe destek programlarında da sunumlar yapıyoruz. Mantar yetiştiriciliği kursumuza başvuru yapmak için Tarsus Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü, Tarsus Halk Eğitim Merkezi ve ’www.tarsusmantar.com.tr’ adresinden başvuru formunu doldurabilirler" ifadelerini kullandı.
Trabzon Bakan Kacır: “Akıncı 1,5 saate yakın bir zaman içerisinde İran’da düşen helikopterin lokasyonunu tespit etti” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “İran Cumhurbaşkanı ve İran Dışişleri Bakanı’nın içinde bulunduğu helikopter düştü. Daha sonra komşumuz bizden helikopterin yerinin tespiti için Akıncı insansız hava aracımızı talep etti. Türkiye’nin milli insansız hava aracı Akıncı Türkiye’den kalktı, İran coğrafyasına geçti. Çok zor hava koşulları altında çok sarp bir vadide, çok sisli bir havada çok kısa bir zaman içerisinde 1,5 saate yakın bir zaman içerisinde düşen helikopterin lokasyonunu tespit etti ve İranlı makamlara bildirildi. Bu zor coğrafyada bu misyonu yapabilmesi Akıncı’nın sahip olduğu uydu bağlantısı sayesinde mümkün oldu” dedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve ilk Türk Astronot Alper Gezeravcı, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KTÜ) 2’nci kez düzenlenen Bilim Kültür Sanat (BKS) Haftası etkinliğine katıldı. Sabah saatlerinde havayolu ile geldiği Trabzon’da kendisinin kullandığı Togg ile KTÜ’ye gelen Bakan Kacır, minik astronot ve horon gösterisiyle karşılandı. Minik astronota yerli ve milli Togg’un oyuncağını hediye eden Bakan Kacır, daha sonra üniversite öğrencileri tarafından hazırlanan stantları inceledi. Ardından Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansa katılan Bakan Kacır, üniversite öğrencilerine Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki başarılarını anlattı. Bakan Kacır, Türkiye’nin tüm sanayileşme tarihinin adeta akıbete uğratılmış hikayeler tarihi olduğunu belirterek, “Ta ki 2000’li yıllara kadar. O yıllarda sağlam irade dedi ki bu ülkenin neye ihtiyacı varsa, Silahlı Kuvvetlerimiz terörle mücadelede neye ihtiyaç duyuyorsa biz onu kendi öz evlatlarımızın alın teriyle, akıl teriyle geliştireceğiz, üreteceğiz. 2000’li yılların başında insansız hava aracı diye bir kavram bilmiyorduk. İHA denildiğinde aklımıza İhlas Haber Ajansı’ndan başka bir şey gelmiyordu. Peçeteye selpak der gibi İHA’ya Heron diyorduk. Zannediyorduk ki bir tek İsrail’in yaptığı insansız hava araçları var. Onların markası Heron ve biz onları alarak terörle mücadele etmeye çalışıyorduk. Hiçbir zaman o mücadelenin kritik anlarında istediğimiz düzeyde insansız hava araçlarından istifade edemiyorduk. Ne zaman ki kendi evlatlarımızın, bu ülkenin kendi insan kaynağının geliştirdiği İHA’lar devreye girdi, Türkiye o zaman terörle mücadelede netice elde etti. Terörü topraklarımızdan milli SİHA’lar sayesinde kazıdık, attık. Yetmedi sınırlarımızın ötesinde kurulmaya çalışılan teröristan haritalarını da milli SİHA’larıımızı kullanan silahlı kuvvetlerimiz sayesinde şimdi yırtıyoruz. O teröristlerin arkasında kim olursa olsun, hangi ağa babalarına güveniyor olurlarsa olsunlar gözlerinin yaşlarına bakmıyoruz, bakmayacağız” dedi. “Temmuz ayında Türksat 6A’yı uzaya göndereceğiz” Büyüyen uzay ekonomisinden pay almak istediklerini kaydeden Bakan Kacır, “Milli haberleşme uydumuzu da geliştirdik. Biliyorsunuz daha önceki Türksat haberleşme olgularını yurt dışında etmekteydik. Fakat şimdi ilk milli haberleşme uydumuz Türksat 6A’yı yerli olarak geliştirdik, ürettik. Yüzde 80’in üzerinde bir yerlilik oranıyla üretim sürecini tamamladık. Şimdi inşallah temmuz ayında Türksat 6A’yı uzaya göndereceğiz. Türkiye, haberleşme uydularını yerli olarak geliştirebilen 11 ülkeden biri olacak. Yeni nesil uydu projeleri başlatacağız. Alçak yörünge uydularını yerli olarak dönüştürmeye yönelik programlar başlatacağız. Bütün bu projelerde elde ettiğimiz birikimle bu defa Ay programında hibrit roket motor projesinde dünyanın önüne geçme fırsatı elde edeceğiz. Biz her bir projede milletimizle kazanırız, buna odaklanıyoruz. Türk milletinin bu projelerle kazanımı ne olur, Türkiye’nin hem ekonomik hem stratejik kazanımları hangi alanlarda ilerler buna odaklanıyoruz. Biliyoruz ki uzay hem stratejik hem ekonomik açıdan çok kıymetli bir alan. Küresel uzay ekonomisi 600 milyar dolar. Bunun 10-12 yıl içerisinde 1,5 trilyon dolara erişeceği öngörülüyor. Her yıl 1,5 trilyon doların uzay alanındaki işlere harcanacağı öngörülüyor. Biz hem bu büyüyen ekonomiden pay almak istiyoruz. Elde ettiğimiz kabiliyetlerle dünyayı yüksek teknoloji ihraç edebilen bir ülke olmak istiyoruz uzay alanında da. Bizim 20 yıl önce savunma ve havacılıkta ihracatımız ancak 250 milyon dolardı. Geçtiğimiz yıl bunu 22 misline çıkardık. 5,5 milyar dolar ihracat yaptık. Daha da artacak. Uzayda da benzer başarı hikayesi ortaya çıkartacağız” şeklinde konuştu. “Akıncı 1,5 saate yakın bir zaman içerisinde İran’da düşen helikopterin lokasyonunu tespit etti” İran’da düşen helikoptere Akıncı ile ulaşıldığını dile getiren Bakan Kacır, “Savunma sanayi gibi kritik alanlarda kullandığımız teknolojilerin tümü uzay sistemleriyle entegre çalışıyor. Bakın komşumuz İran’da bir helikopter kazası yaşandı. İran Cumhurbaşkanı ve İran Dışişleri Bakanı’nın içinde bulunduğu helikopter düştü. Daha sonra komşumuz bizden helikopterin yerinin tespiti için Akıncı insansız hava aracımızı talep etti. Türkiye’nin milli insansız hava aracı Akıncı Türkiye’den kalktı, İran coğrafyasına geçti. Çok zor hava koşulları altında, çok sarp bir vadide, çok sisli bir havada çok kısa bir zaman içerisinde, 1,5 saate yakın bir zaman içerisinde düşen helikopterin lokasyonunu tespit etti ve İranlı makamlara bildirildi. Bu zor coğrafyada bu misyonu yapabilmesi Akıncı’nın sahip olduğu uydu bağlantısı sayesinde mümkün oldu. Uydu haberleşmesi sayesinde bu zor coğrafyada Akıncı görevini icra edebildi. Elbette sahip olduğu diğer teknik kabiliyetler sayesinde. Bu misyon aslında Türkiye’nin teknoloji geliştirmeye bakış açısını da gösteriyor. Biz teknolojiyi insanlık yararına olduğu ölçüde kıymetli buluyoruz. Teknoloji insanlığa hizmet ettiği ölçüde bir değer ifade ediyor Türk milleti için. Biz yüzyıllarca dünyaya adaleti, merhameti götürmüş bir milletiz. Bütün bu milli teknoloji hamlesinde elde ettiğimiz kazanımların dünyayı yeniden adaletle ve merhametle buluşturabildiği ölçüde kıymetli olacağına inanıyoruz. Bu inançla çalışıyoruz. Biliyoruz ki Türk milleti güçlendikçe, tarihin en şerefli milleti olan Türkler kuvvetlendikçe dünyada zulümler son bulacak. Dünya yeniden merhamete, yeniden adalete kavuşacak” diye konuştu. “Uluslararası uzay limanını inşallah inşa edeceğiz” Uluslararası uzay limanının inşa edileceğini söyleyen Bakan Kacır, “Bir uluslararası iş birliğiyle Türkiye bir uzay limanının önümüzdeki yıllar paydaşı olacak. Böylelikle uzaya bağımsız erişebilen bir ülke olacağız. Bir yandan hibrit roket motor teknolojisinde halihazırda dünyada ilk 4 ülke arasındayız. İnşallah Ay programını gerçekleştirdiğimizde bu teknolojiye uzayda tarihçe kazandıran ilk ülke olacağız. Bu kazanım Türkiye’nin yörüngeler arası uyku transferleri gibi zorlu uzay misyonlarını icra edebilecek uzay araçları geliştirilmesini mümkün kılacak. Böylelikle uzay ekonomisinden o alanda da pay elde etme imkanına sahip olacağız” ifadelerini kullandı. Alper Gezeravcı: "Ülkenin savunma sanayi artık kabuğuna sığmaz bir noktaya geldi" Etkinliğe katılan ilk Türk Astronot Alper Gezeravcı ise deneyimlerini anlattı. Üniversite öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği Gezeravcı, yaptığı konuşmada Türkiye Milli Uzay Programı’nı anlattı. Gezeravcı, "2026-2028 aralığında kendi ülkemizde yapmış olduğumuz bir roketi kendi itiş sistemimizle Ay’a ulaştırmayı planlıyoruz. Halihazırda yapmış olduğumuz hazırlık süreçlerinden oraya erişebilecek bir roketimiz ve bu alanda buna etki sağlayacak sistemimizle ilgili çalışmaların büyük bir kısmı tamamlanmış vaziyette. Bizim niyetimiz dünyanın atmosferinden emniyetli bir şekilde çıkarmış olduğumuz roketin kendi ve dünya etrafında dönen Ay’da spesifik bir noktaya sert iniş yapması, çarptırılması. Buradan çıkan tecrübeyle hemen ardından üzerindeki bilimsel ünite ile Ay üzerine yumuşak iniş yaparak halihazırda Ay’da planlanan bilimsel çalışmaların platformunda hak sahibi olmak. Bir diğer hedefimiz uzaya erişim ve uzay limanı programı. Bizim insanlı uzay misyonumuz da dahil bugüne kadar göndermiş olduğumuz uyduları bu alanda faaliyet gösteren platformların olduğu ülkelerden şu ana kadar gönderdik. Ülkemiz savunma alanında halihazırda resmi ünite olan 100 kilometreyi aşan roketleri yapabiliyor. Ülkenin savunma sanayi artık kabuğuna sığmaz bir noktaya geldi. Artık kendi ihtiyacımızı görebilecek, uzay alanında çalışma yapmak isteyen başka ülkelerin de ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde bugün yapmış olduğumuz yatırımların karşılığını alacak farklı uzay platformları ve uzay istasyonları kurmak niyetindeyiz. Bu alanda ülkemiz de zaten belli adımları attı. Ülkemiz tarafından uygun görüldüğünde bununla ilgili detaylar paylaşılıyor olacak" dedi.