GÜNDEM - 20 Şubat 2021 Cumartesi 13:33

Profesör, kadına şiddeti buzla eleştirdi

A
A
A
Profesör, kadına şiddeti buzla eleştirdi

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, toplumdaki cinsiyet eşitsizliği ve şiddetin her türlüsüne maruz kalan kadınlar adına bir eleştiri dili oluşturup 13 metrelik piramit konstrüksiyonu buz tutturarak kadına şiddet konusuna dikkat çekti.

Daha önce terör, şiddet, ölüm, sonsuzluk, yücelik, eğitim, pandemi gibi birçok kavram ve orman yangınları, mülteci sorunu, Covid-19 gibi birçok sosyal problem üzerine enstalasyonlar, alan- kurgular ve performanslar gerçekleştiren Prof. Dr. Mehmet Kavukcu yeni bir sanat eseri üretti. Erzincan Merkez’de Barış Manço Parkı’nda ağaçların arasına yerleştirdiği 13 metrelik piramit konstrüksiyonu buz tutturarak kadına şiddet konusunu gündeme getirdi. Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, 9 metrelik bir metal konstrüksiyon ve tepesinde gökyüzüne uzanan 4 metrelik bir merdiven yapıdan meydana getirdiği enstalasyonu buz tutturan Kavukcu, toplumdaki cinsiyet eşitsizliği ve her gün şiddetin her türlüsüne maruz kalan kadınlar adına bir eleştiri dili oluşturdu.

Buz tutturduğu enstalasyonun dört ayrı yüzeyine kadına ait bazı kavramları boya ile yazdığı performansı ile tamamlanan eser, şehrin merkezinde olması itibariyle kadına şiddetin acı ve insafsız yönlerini insanlara hatırlatmayı amaçladıklarını ifade eden Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, “Bu kurduğumuz konstrüksiyonun bir yüzeyine “Anne” yazarak, bütün anne olan kadınların sürekli aile yaşantılarında ve toplumsal hayatında yaşadıkları acılara gönderme yaptım.” dedi.
Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, diğer bir yüzeye ise “Aile” yazarak kadının aile içindeki yerine göndermede bulunduğunu, bir diğer buz yüzeye ise “Emekçi Kadın” yazarak çalışan kadınlara, işçi kadınlara ve bir kadının hayatında verdiği bütün emeğe gönderme yaptığını ve son olarak dördüncü yüzeye ise “Şiddet” yazarak bu üç duvardaki güçlü, merhametli, şefkatli, topluma katılan kadın rollerinin hepsini kaplayan bir probleme işaret ettiğini söyledi.

Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, “Çünkü kadın hayatın her alanında erkekten daha eksik olmamasına rağmen, sürekli şiddete maruz kalmaktadır. Kadınlar için bu şiddet bazen fiziksel bazen psikolojik olmakta ancak kesinlikle acı verici olmaktadır. Bu acıyı ve şiddeti sanatsal bir dil ile eleştiri getirerek, adeta bu şiddeti buz içine hapsetmek istedim. Bu eser kadına şiddetin toplumda gözden kaçırılmasını eleştirerek, toplumun kadına şiddete karşı buz tutan yönünü simgeleştiriyor” ifadelerine yer verdi.

Konstürüksiyonun en tepesine ışıltılı harfler ile “Kadın” kavramını yerleştirdiğini söyleyen Kavukcu, “Toplumdaki cinsiyet eşitsizliğine bu kavramı yükselen formun en tepesine yerleştirerek karşı çıkmaktayız. Neon aydınlatmalarla yazılan “Kadın” yazısı ile bütün zorluklara rağmen hayatımızın ayrılmaz bir parçası olan kadınların ışıldayarak ayakta kalmasına da gönderme yaptım. Konstrüksiyonun gökyüzüne ve sonsuzluğa açılan formu da bu durumu pekiştirerek, bir yönüyle kadın cinayetlerini eleştirirken bir yönüyle de sonsuzluğa uzanan varlıkları ile kadını ifade ettim. Ayrıca kadının kendi kültürümüz ve geleneğimizde baş tacı edilmesi durumuna da gönderme de bulundum” dedi.

Buz tutmuş piramiti gören vatandaşlar ise o anı kaydetmek için telefonlarına sarılarak öz çekim yaptılar.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Hemşirelik adayları beyaz üniformalarını giydi Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü’nü kazanan 1. sınıf öğrencileri için “Üniforma Giyme Töreni” düzenlendi. Sağlık ordusunun yeni mensupları olmak için eğitim almaya başlayan BUÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi 1. sınıf öğrencileri gerçekleştirilen tören ile beyaz üniformalarına kavuştu. Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurcan Özyazıcıoğlu, Hemşirelik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Neriman Akansel, akademisyenler, öğrenciler ve aileleri katıldı. En büyük gurur günü Törende konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, gelecek sene 50. yılını kutlamaya hazırlanan köklü bir üniversite olduklarını vurguladı. 23 araştırma üniversitesi arasında yer aldıklarını, akreditasyon ve kalite belgesine sahip ciddi bir yükseköğretim kurumu vizyonu ile akademik çalışmalar yaptıklarını belirten Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu; “Sağlık Bilimleri Fakültemiz de bu anlamda son derece modern bir sistem içerisinde eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Üniversite sınavını başarıyla geçen ve hemşirelik bölümünü tercih eden öğrencilerimizi de bu anlamda tebrik etmek istiyorum. Anne babalara da buradan seslenmek istiyorum. Bugün sizlerin en büyük gurur günüdür. Evlatlarınızı bizlere büyük bir gururla teslim ettiniz. Onlar da eğitimdeki ilk yıllarını neredeyse tamamlamak üzereler ve birazdan üniformalarını giyecekler. Beyaz üniforma; sağlığı, temizliği ve statüyü temsil etmektedir. Dolayısıyla bu üniformaları hayatınız boyunca gururla taşımanız gerekmektedir” şeklinde konuştu. “İstekli ve azimli olun” Konuşmasında genç hemşire adaylarına da seslenen Rektör Yardımcısı Kırıştıoğlu, “Hemşire olmak zordur. Çokça özveri gerektirir. Mesleğe başladınız zaman bunun ne denli doğru olduğunu çok daha iyi anlayacaksınız. Mesleğinizi yaparken kendinizi de geliştirmeye devam etmenizi tavsiye ediyorum. Sosyal hayatınız da başarılı ve üretken olmayı hedefleyin. Hastalarla en sık iletişim kuracak mesleği yapacaksınız. Doğru iletişim sizlere her zaman kazandıracaktır. Sevgili gençler; hocalarınız olarak sağlık sektörüne katkıda bulunacak insanlar olmanız için elimizden gelen desteği vereceğimizi bilmenizi istiyoruz. Geleceğe umutla bakmanız gerekiyor. İstekli ve azimli olun. Ailenize, hocalarınıza ve vatanınıza vefa gösterin. Hepinize kolaylıklar diliyorum, yolunuz ve bahtınız açık olsun” dedi. Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurcan Özyazıcıoğlu ise sağlık alanında yetişmiş insan gücünün bir ülkenin en önemli zenginliklerinden birisi olduğuna vurgu yaptı. Eğitimin kalitesinin sunulacak hizmetin kalitesine doğrudan hizmet edeceğini aktaran Prof. Dr. Nurcan Özyazıcıoğlu; “Fakültemiz sağlık sektörüne nitelikli personel yetiştiren, lisans düzeyinde eğitim veren saygın bir yükseköğretim kurumudur. Hemşirelik bölümümüzde teorik derslerin yanı sıra uygulamalı dersler de yer almaktadır. Teorik bilgilerin klinik alanda uygulanmasıyla derslerde yeteri kadar öğretilemeyen bazı becerilerin kazandırılması hedeflenmekte ve öğrencilerin gelişimine olumlu katkılar sağlanmaktadır. Öğrencilerimiz, yeterli oranda sağlık personeli, hemşire ve teçhizatla donatılmış, ayrıca yurtiçi ve yurt dışı kalite belgesine sahip Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesi’nde uygulamaya çıkmaktadır. Sevgili öğrenciler, her zaman yanınızda olacağız. Bununla birlikte insanla çalışılan önemli bir meslek dalında çalışacak olmanız nedeniyle; hastayla empati ve güven ilişkisi kurmaya gayret etmeniz, mesleğinizi sevmeniz, yeni teknolojileri kullanma konusunda istekli olmanız ve meslekteki diğer üyelerle işbirliği içerisinde olmanızı tavsiye ediyoruz. Hepinize başarılar diliyoruz” diye konuştu. Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman Akansel ve Hemşirelik Lisans ve Lisansüstü Mezunları Derneği Başkanı Vahid Dalkızan’ın da konuşma yaptığı etkinlik, öğrencilerin sahneye davet edilmeleri ve tebrik edilmelerinin ardından sona erdi.
Ankara Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasında 8 sanığa tahliye kararı Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 28’i tutuklu 61 sanığın yargılandığı davada 8 sanık tahliye edildi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı. Mahkeme başkanı, gizli tanığın beyanlarının doğruluğu aşamasında emniyetin çalışma yaparak evrak hazırladığını ve avukatların inceleyebileceğini söyledi. Mahkeme başkanı, savcılığın gizli tanıklardan M7’nin kontrol tedbirlerine uymadığı için dinlenmek üzere duruşmada hazır edilemeyeceği yönünde yazı gönderdiğini de belirtti. Sanık avukatları da gizli tanığın birçok insanı ilgilendirdiğini söyleyerek, M7’nin tanıklığının zedelendiğini vurguladı. Söz alan cumhuriyet savcısı, tutuklu sanıkların tutukluluğu, tutuksuz sanıkların da adli kontrol tedbirlerinin devamını talep ederek, tanıkların gelecek celse duruşmada hazır edilmesini istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıklar Ali Dönmez, Ali Şallı, Ferit Çelik, Muhittin Mert Koçoğlu, Murat Altay, Murat Sağlam, Mustafa Koç ve Oğuz Ercengiz’in tutuklukta geçirdikleri süreyi dikkate alarak adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar verdi. Duruşma 20 Mayıs’a ertelendi. İddianameye göre soruşturma, 7 Eylül 2023’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına giderek Ayhan Bora Kaplan ve suç örgütü üyelerinden şikayetçi olan müşteki Erkan D’nin beyanları üzerine başlatıldı. Suç örgütü üyelerinin Kaplan’ın talimatı ve bilgisi doğrultusunda farklı tarihlerde Mahfuz Tatar ve Semih Arslan’ın öldürülmesi, müştekiler Altan T, Murat Y, Serhat T. ve Serdar H’nin silahla yaralanması, müşteki Erkan D’ye 2 gün boyunca alıkonularak işkence edilmesi, müşteki Mehmet Taha E’nin sahibi olduğu işletmelerin zorla alınması, müşteki Muhammed S’nin 2 otomobilinin gasbedilmesi ve zorla çek yazdırılması ile müşteki Emirhan B’nin darbedilmesi olaylarını gerçekleştirdikleri ileri sürüldü. Kaplan ve örgütün diğer yöneticileri, suç örgütünün işlediği tüm suçlardan sorumlu tutuldu. İddianamede Ayhan Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticileri Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", "kasten öldürme", "nitelikli kasten öldürme", 7 kişiye yönelik "kasten yaralama", 2 kişiye yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kişiye yönelik "nitelikli yağma", "eziyet", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "suç üstlenme" ve 2 kez "suçluyu kayırma" suçlarından biri ağırlaştırılmış 2’şer kez müebbet ve 169’ar yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edildi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi.