YEREL HABERLER - 30 Nisan 2016 Cumartesi 19:22

Şehitkamil'e Ödüllü Sanat Merkezi Yapılacak

A
A
A
Şehitkamil'e Ödüllü Sanat Merkezi Yapılacak

Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Sanat Merkezi Ulusal Mimari Fikir Projesi Yarışması’na ilişkin açıklamada bulundu. Fadıloğlu, “Amacımız; Gaziantep’te nitelikli ve yaşayan bir mekan elde edebilmek” dedi.
Şehitkamil Belediyesi, Türkiye’nin ve bölgenin en önemli organizasyon adreslerinden biri olan Şehitkamil Kültür ve Kongre Merkezinin ardından şimdi de ilçeye bir sanat merkezi kazandırmak için kolları sıvadı. Kurumlar arası işbirliğine önem veren Şehitkamil Belediyesi, TMMOB Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi ile birlikte ilçeye önemli bir kültür-sanat yatırımı daha kazandırmaya hazırlanıyor. Şehitkamil Belediyesi Sanat Merkezi Ulusal Mimari Fikir Projesi Yarışması ile ulusal çapta bir proje oluşturmayı hedefleyen Şehitkamil Belediyesi, uzun yıllardan sonra kamu eliyle ulusal bir mimari yarışması düzenleniyor. Şehitkamil Belediyesi, düzenlediği yarışma sonrasında Gaziantep’te yaşanan sanat merkezi eksikliğini giderecek.
ŞEHİTKAMİL BELEDİYESİ SANAT MERKEZİ
Projenin yarışma yolu ile yapılmasındaki amaç; kültür, sanat, bilim ve çevre değerlerinin çok sayıda seçenekten ekonomik, işlevsel ve yenilikçi çözümlerin seçilmesine uygun ortam sağlamak. Projede 1. olana 50 bin TL, 2. olana 40 bin TL, 3. olana 30 bin TL ödül verilecek. Yarışma 14 Haziran 2016 günü saat 17.00’da sona erecek. Proje hakkında ayrıntılı bilgi Şehitkamil Belediyesi resmi internet sayfasından elde edilebilecek.
YOĞUN KATILIM OLDU
Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Sanat Merkezi Ulusal Mimari Fikir Projesi Yarışması ile ilgili açıklamalarda bulundu. Amaçlarının nitelikli ve yaşayan bir mekan elde edebilmek olduğunu kaydeden Başkan Rıdvan Fadıloğlu, sembol olacak bir yapı oluşturmayı hedeflediklerini söyledi. Yapılan yarışmaya yoğun bir talep olduğunu kaydeden Başkan Fadıloğlu, “TMMOB Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi ile birlikte başlatmış olduğumuz yarışma devam ediyor. Geçen hafta itibariyle proje noktasındaki soruları aldık. Bunlarla ilgili cevaplar yazıldı, süreç devam ediyor. Amacımız; Gaziantep’te nitelikli ve yaşayan bir mekan elde edebilmek. Bu konuda da yerel unsurlara bağlı kalmadan ulusal ölçekte bir yarışma düzenledik. Şuana kadar Türkiye’nin her noktasından yoğun bir katılım olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
SEMBOL BİR YAPI OLUŞTURMAK İSTİYORUZ
Ulusal çapta bir yarışma düzenlemenin heyecan verici olduğunu belirten Başkan Rıdvan Fadıloğlu, “Böyle bir yarışmanın Gaziantep’te yeniden yapılıyor olması, bir heyecan uyandırdı. En son Gaziantep Hükümet Binası yarışma projesiyle yapılmıştı. Ondan sonra bir yarışma projesi gerçekleşmemişti. Biz, hem katılımcılığı arttırmak hem de daha farklı fikirleri ortaya koyabilmek adına bir çalışma yapmaya çalıştık. Yarışmanın jürisinin de şehir dışından ve bu konunun üstadı şahıslar tarafından yapılıyor olması da ayrıcalıklı bir olay. Bizim buradaki amacımız hem içerdeki fonksiyonları kazanabilmek hem de dışıyla ilgili olarak da sembol bir yapı olmasını sağlamak. Şehrimize gelen vatandaşlarımızın önünde resim çektirebileceği veya ‘benim mutlaka bu mekanı görmem gerekir’ diyeceği bir çalışma olmasını istiyoruz. Umarım yarışma sonuçlandıktan sonra da bu projeyi en kısa sürede hayata geçiririz” ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Fitness sporcusu sağlık çalışanı kadının başarı hikayesi görenleri hayran bıraktı Elazığ’da vücut geliştirme ve fitness şampiyonu eşi sayesinde spora başlayan sağlık çalışanı Tuba Yıldırım, 4 yıldır hem yaptığı spor hem de yaşam stiliyle dikkat çekiyor. Elazığ’da yaşayan 1 çocuk annesi Tuba Yıldırım, özel bir hastanede yıllardır sağlık çalışanı olarak görev yapıyor. Yıldırım, dünya vücut geliştirme ve fitness şampiyonluğu ve ikinciliği bulunan eşi Uğur Yıldırım ile ’sporcu beslenmesi’ farklılığı nedeniyle spora başladı. Yaklaşık 4 yıldır profesyonel vücut geliştirme ve fitness ile ilgilenen 34 yaşındaki Yıldırım, yaşam stili ve yaptığı sporla dikkat çekiyor. Aynı zamanda sağlık sektöründe çalışan Yıldırım, şampiyon eşi ile birlikte açtıkları salonda hem genç sporcu yetiştiriyor hem de önümüzdeki aylarda düzenlenecek olan Türkiye Vücut Geliştirme ve Fitness Şampiyonası’na hazırlanıyor. "Elazığ’da vücut geliştirme alanında kadın sporcu olarak tekim" Eşinin vesilesiyle bu spor başladığını ifade eden Tuba Yıldırım, "Yaklaşık 4 yıldır profesyonel olarak bu sporu yapıyorum. Eşimle tanıştıktan sonra bu spora başladım ve ondan sonra profesyonel olarak devam etmeye çalışıyoruz. Elazığ’da vücut geliştirme alanında kadın sporcu olarak bir ilkim. İnşallah bunu da şampiyonlukla taçlandıracağız. Önceliğimiz şampiyonluk ardından da dünyaya açılmak niyetindeyiz. Son yıllarda bir artış var ama kadın sporcu olmak biraz zorlu bir süreç oluyor. Kadınların biraz daha ilgisinin artmasını temenni ediyoruz. Ben sağlık çalışanıyım. Eşimle de bu meslekle vesilesiyle tanıştık ve ondan sonra eşim beni spora teşvik etti. Bu spor, sadece vücut geliştirme ya da kas oranı yükseltme anlamında değil, sağlık açısından çok önemli" dedi. 14 yıldır vücut geliştirme sporuyla ilgilenen eşi 33 yaşındaki Uğur Yıldırım ise, "Dünya şampiyonluğu ve dünya ikinciliğim var. Yaklaşık 5 senedir de kendi spor kulübümüzü işletiyoruz. Burada gençlere örnek olmaya ve insanları spora teşvik etmeye çalışıyoruz. Şu anki en büyük hedefimiz de birkaç şampiyonluk daha alıp gençlere daha çok örnek olmak, sporu ve sağlıklı yaşamı insanlara daha çok lanse edebilmek. Eşim bu spora beni görerek teşvik oldu. İlk tanıştığımız zaman kendisi sporla ilgilenmiyordu. Kendisi benden gördükçe hoşuna gitti. Ayrıca sporcu beslenmesi farklı olduğu için evde biraz uyumsuzluk oluyordu. Ya ben ona uyum sağlayacaktım ya o bana. Eşim şu anda Elazığ’da bu spor branşında eğer şampiyon olursa, bu dereceye ulaşmış ilk kadın sporcu olacak. Bu konuda kendisiyle gerçekten gurur duyuyorum. Bu zor bir spor. Kendisi çok iradeli. İnşallah, 14 hafta sonra bunu bir Türkiye şampiyonluğu ile taçlandıracağız” diye konuştu.
Hatay Evladından depremden bu yana haber alamayan anne: “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi” HATAY (İHA) – Hatay’da asrın felaketinden bu yana 25 yaşındaki evladı Batuhan Güleç’ten haber alamayan Sema Güleç, bu yıl Anneler Günü’nü evladı olmadan geçirmenin burukluğunu yaşıyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmiş ve çok sayıda vatandaştan depremden sonra haber alınamamıştı. Asrın felaketinin üzerinden 16 aydan fazla süre geçmesine rağmen yakınlarından gelecek haberi bekleyen vatandaşların da umutlu bekleyişi devam ediyor. Bu insanlardan biri de Hatay’ın İskenderun ilçesinde yaşayan Sema Güleç. Acılı anne mimarlık bölümü mezunu 25 yaşındaki evladı Mustafa Batuhan’dan aylardır haber alamıyor. Depreme İskenderun ilçesi Numune Mahallesi Güleryüz Apartmanı’nda yakalanan Mustafa Batuhan, asrın felaketinin ardından adeta yok oldu. Acılı anne Sema Güleç, evladından gelecek haberi aylardır umut içerisinde bekliyor. “Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi” Evladının yaşadığı binaya depremden 20 dakika sonra gittiğini dile getiren 53 yaşındaki Sema Güleç, oğlu Batuhan’ı nüfustan düşürmek istemediğini belirterek “6 Şubat depreminden sonra oğlum Mustafa Batuhan Güleç’e hiçbir şekilde ulaşamadım, oğlumu arıyorum. Deprem günü oğlum iş yerinin üzerindeki yine diğer evimizde kalıyordu, tekti. Ben de buradaydım, kendi diğer evdeydi. Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi. Dedim Batuhan’ın yanına gidelim, kızımla, damadımla birlikte o tarafa gittik ve binanın yıkıldığını gördük. Bina yıkıldıktan 20 dakika sonra ordaydım. Depremin ardından ben çok kaygılandım, araştırma yaptım daha bir şey çıkmadı, yani nüfustan düşürme olayı olmadı. Fakat bu kimilerinde miras konusu oluyor bazı işlemlerden dolayı isteğe karşı isteğe karşılıklı düşürülüyormuş nüfustan onu öğrenince biraz rahatladım. Ben daha evladımı arıyorum. Ben oğluma nüfustan düşürme ya da gaiplik verilmesini istemiyorum. Daha arıyorum, yani vefat ettiyse bana mezarını versinler. Yoksa ben kabul etmiyorum, nüfustan düşürmeyi, gaiplik verilmesini onu asla kabul etmiyorum” dedi. “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi” Anneler Günü yaklaştıkça içini burukluk kapladığını dile getiren Sema Güleç, “Anneler Günü yaklaştıkça benim içimi bir burukluk kaplıyor. Benim diğer çocuklarım var ama hiçbiri birinin yerini tutmuyor. Hepsi ayrı ayrı Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi. Beraber geçirirdik, gerçekten Anneler Günü’nün yaklaşmasını istemiyorum. Oğlum yanımda olmadığı için artık Anneler Günü’nün gelmesini istemiyorum. Oğlum olmadığı için çok zor bir durum” şeklinde konuştu.