GENEL - 02 Mayıs 2018 Çarşamba 16:42

Giresun Üniversitesi’nden “Türk Siyasetinde 14 Mayıs 1950 Seçimleri ve Demokrat Parti Olgusu” konferansı

A
A
A
Giresun Üniversitesi’nden “Türk Siyasetinde 14 Mayıs 1950 Seçimleri ve Demokrat Parti Olgusu” konferansı

Giresun Üniversitesi Karadeniz Stratejik Araştırma ve Uygulama Merkezi (KARASAM) ile Uluslararası Hukuk Topluluğu birlikte “Türk Siyasetinde 14 Mayıs 1950 Seçimleri ve Demokrat Parti Olgusu” konulu konferans düzenlendi.

Giresun Üniversitesi Karadeniz Stratejik Araştırma ve Uygulama Merkezi (KARASAM) ile Uluslararası Hukuk Topluluğu birlikte “Türk Siyasetinde 14 Mayıs 1950 Seçimleri ve Demokrat Parti Olgusu” konulu konferans düzenlendi.


Güre Yerleşkesi Şehit Ömer Halisdemir konferans salonunda öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği konferansa, Rektör Prof. Dr. Cevdet Coşkun, KARASAM Müdürü ve Rektör Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Abbas Karaağaçlı, Tirebolu İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Cem Feridunoğlu, Genel Sekreter Ahmet Tevfik Korkmaz ile üniversitenin akademik-idari personeli katıldı.


Konferansın düzenlenme amacını anlatan Rektör Prof. Dr. Cevdet Coşkun “14 Mayıs 1950 tarihinde gerçekleşen ve Demokrat Parti’yi iktidara taşıyan, ülkemizin ilk çok partili seçiminin demokrasi tarihimizdeki yerini tartışmak ve ülkemiz demokrasisi uğrunda can veren demokrasi şehitlerimizi anmak için toplandık” ifadelerini kullandı.


Rektör Prof. Dr. Coşkun konuşmasını şöyle sürdürdü:


“İlk olarak, başta merhum Başbakanımız Adnan Menderes, merhum Dışişleri Bakanımız Fatin Rüştü Zorlu ve merhum Maliye bakanımız Hasan Polatkan olmak üzere çok partili siyasi hayata geçişimizden 15 Temmuz Darbe Girişimine kadar demokrasi uğruna can veren tüm demokrasi şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. 14 Mayıs 1950 tarihinde Aziz Milletimiz, Milli birliğin, gönüllü beraberliğin tek zemini, kimsenin kimseye üstünlüğünün olmadığı yönetim tarzı olan demokrasi ve onun ayrışmazı olan refahla tanışmıştır. Demokrat Parti’nin 1946’daki “Yeter Söz Milletindir” çıkışının arkasından esasen Millet kavramında saklı tarihi birikime geçerlilik kazandırmak yatıyordu. Çünkü Demokrat Parti için Milli Egemenlik, demokrasinin gereği olmaktan öte bir anlam taşıyordu. Milleti merkeze alan bu anlayışa göre demokrasi milleti önemli kılmıyor, milletin mevcudiyeti demokrasiyi mecburi kılıyordu. Cumhuriyet’in millete karşı taahhüdü olan ve Cumhuriyetin de demokrasinin de ortak kurucu öğesi olan ’Egemenliğin kayıtsız, şartsız milletin olması’ prensibi bundan 68 yıl önce 41 Mayıs 1950’de sandıkta; milletin hür iradesiyle, kansız, kavgasız bir şekilde hayata geçirilmiştir. Milletimizin hür iradesinin ürünü olan bu demokratik şahlanış Milli Mücadele’den sonra yaşanmış en muhteşem halk hareketinin siyasi zemini ve adıdır.”


Konferansa konuşmacı olarak katılan Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İdris Demir ise Aydın Menderes’in ’Siyasi Kişiliği’ kitabından yararlanarak yaptığı çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Demir, Aydın Menderes’in entelektüel bilgi birikimi ve sosyal yaşamı çerçevesinde değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına Demokrat Parti’nin devlet erkinin önüne milleti koyabilmiş olmasının bir başarı olduğunu belirterek 14 Mayıs 1950’e kadar İstanbul’un kimliğinde müslüman vizyonunun ortaya çıkmadığını ve Adnan Menderes’in, Demokrat Parti’nin bu dönemde devlet ve millet kaynaşmasını İstanbul vizyonu ile gerçekleştirdiğini kaydetti.


İzmir Milletvekili ve Gazeteci Yazar Hüseyin Kocabıyık ise “Bugün yaşadığımız ülkede ve yaşadığımız anda karşılaştığımız sorunların içeriğini ve kaynağını anlamak istiyorsak, Demokrat Parti’nin 1950-60 arası dönemini bilmek zorundayız. 27 Mayıs darbesinin bugün yaşadığımız olumsuzlukların bir numaralı sebebi ve Türk tarihinin büyük felaketidir” diye konuştu.


Konuşmacılar arasında yer alan eski Milletvekili-Yazar Rasim Cinisli de Demokrat Parti’nin geçmişte başlattığı demokrasi mücadelesine değinerek, ülkenin zor zamanlardan geçtiğine işaret etti. Cinisli, gençlerin bugünden geleceklerini tanzim etmek zorunda olduklarını, bugünü kaybetmemek için dikkatli olunması gerektiğini söyledi.


Konferans Rektör Prof. Dr. Cevdet Coşkun’un günün anısına hazırlanan plaket ve teşekkür belgelerinin konuşmacılara takdim edilmesi ile son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.