KÜLTÜR SANAT - 22 Ekim 2017 Pazar 13:56

Kelkit Zilli Kilimi küllerinden doğuyor

A
A
A
Kelkit Zilli Kilimi küllerinden doğuyor

Orta Asya’dan günümüze kadar gelen ve en iyi ustanın bile 15 günde 3 metrekare dokuyabildiği Kelkit Zilli Kilimi küllerinden doğuyor.

Orta Asya’dan günümüze kadar gelen ve en iyi ustanın bile 15 günde 3 metrekare dokuyabildiği Kelkit Zilli Kilimi küllerinden doğuyor.


Gümüşhane’nin Kelkit ilçesiyle özdeşleşen ve kökenleri Orta Asya’ya dayanan Zilli Kilim, unutulmaya yüz tutmuşken hazırlanan projeyle ilçe merkezi ve köylerinde bugün 2 bin kadın dokumayı öğrendi.


Sadece koyun yünü kullanılan ve kök boya ile renklendirilen Zilli Kilim bu nedenle de hiçbir şekilde akıtma ve solma yapmıyor, yüzyıllar boyunca ilk günkü gibi kalıyor.


Her bir dokunuş, her bir düğümünde ayrı bir anlam ifade eden ve Kelkit için hem maddi hem manevi bir değeri bulunan Zilli Kilimin gelecek nesillere aktarılması için Kaymakamlık tarafından hazırlanan proje kapsamında ilçe genelinde 2 bin kadın kilimi dokumayı öğrendi.


Halk Eğitimi Merkezinde kurulu atölyede kursiyer kadınlar tarafından üretilen Zilli Kilimler, Valilik, Kaymakamlık ve Belediye Başkanlığı tarafından satın alınarak Türkiye’nin dört bir tarafına gönderiliyor, ilçeye gelen devlet büyüklerine hediye ediliyor.



“2 bin kadına ulaşarak çok güzel bir ivme kazandık”


Zilli Kilimin Kelkit’e özgü, tarihi bir dokuma türü olduğunu belirten Kelkit Kaymakamı Naif Yavuz, özellikle son zamanlarda el emeği ve göz nuru olan kilimlerin unutulmaya yüz tutmuş durumunu SODES projesiyle 250 bin TL’lik destekle hazırladıkları bir projeyle hem köylerde hem de ilçe merkezinde yaklaşık 2 bine yakın kadına ulaşarak tarihe mal olmuş ve tarihi derinlikleri olan bu dokuma türünü yaşatmak adına çok güzel bir ivme kazandıklarını söyledi.



“Bu gelişigüzel bir dokuma türü değildir”


Kelkit’in dört bir tarafında 2 bin kadının bu göz nuru, alın teriyle işlenmiş olan ve her dokumasında kadınların hasreti, özlemi ve aşkı olan Zilli Kilimi dokuduklarını kaydeden Yavuz, “Bu gelişigüzel bir dokuma türü değildir. Her bir dokunuş, her bir düğüm ayrı bir anlam ifade etmektedir. Kelkit için hem maddi hem manevi bir değer addetmektedir. Bunu yaşatmak için elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz ve göstermeye devam edeceğiz” dedi.



“Bizim için maddi kaynağın ötesinde bu manevi değeri olan dokumanın bizden sonraki nesillere aktarılmasını sağlamaktır”


Kadınların yaptığı kilimleri Halk Eğitim ve Kaymakamlık olarak satın aldıklarını piyasaya sunduklarını ifade eden Yavuz, “Şuanda gerek Valilik gerek Kelkit Belediyemiz ciddi anlamda kadınlarımızın yanında yer almaktadır. Sağladıkları maddi destekle ciddi anlamda yanımızda yer alıyorlar. Ekonomik anlamda Kelkit’e ciddi bir katkı sağlanıyor. Ama bizim için maddi kaynağın ötesinde bu manevi değeri olan dokumanın bizden sonraki nesillere aktarılmasını sağlamaktır. Bu yönde ciddi emekler sarf ediyoruz. Özellikle Halk Eğitimi Müdürlüğümüzdeki arkadaşlarımız hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak Kelkit’in dört bir tarafına giderek bu Zilli kilimin yaşatılması adına gerekli çalışmaları yapıyor” diye konuştu.



“Kullanıldıkça değeri artan bir kilim, yüzyıllar boyunca solma ve akıtma yapmaz”


Zilli Kilimin tamamen koyun yünü ve doğal kök boyadan yapıldığını ve bu nedenle de yüzyıllarda geçse hiçbir akıtma ve solma göstermediğini, kullanıldıkça değeri artan bir ürün olduğunu dile getiren Yavuz, “Tamamen koyun yününden elde edilmektedir. Bunu yaşatmak adına bütün vatandaşlarımızı bu ürüne sahip çıkmaya davet ediyorum. Biz gerek kamu gerek yerel yönetimler olarak elimizden gelen gayreti gösterdik, gösteriyoruz. Çok önemli bir ürün ve tamamen Kelkit’e mal olmuş bir ürün. Zilli ismini almasının sebeplerinden birisi de özellikli bir ürün olması ve değerli bir ürün olmasından dolayı bu ismi aldı. Tarihi çok eskilere dayanıyor. Buna sahip çıkacağız, yaşatacağız ve bizden sonraki nesillere de bizden öncekiler aktardığı gibi bizler de aktaracağız” şeklinde konuştu.



“3 metrekaresi 15 günde dokunuyor”


Bu işi iyi bilen bir öğrencinin 3 metrekarelik bir Zilli kilimi 15 günde tamamlayabildiğini belirten Yavuz, “Ciddi bir emek var. Saatlerce uğraşıyor. Her bir dokunuşunda ciddi bir alın teri vardır. Tarihi eser niteliğinde olan ürünlerimiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.



“Kazanç olarak değil, eski geleneklerimizi sürdürmek amacıyla yapıyoruz”


Kursiyerlerden Ayşenur Baş ise Orta Asya’dan günümüze kadar gelen ve atalarından kendilerine armağan olan Zilli Kilimi yolluk, heybe ve bayan çantası olarak yaptıklarını belirterek, “Kazanç olarak değil, eski geleneklerimizi sürdürmek amacıyla yapıyoruz. Emeği çok ve dokuması da çok zor. 15 günde sadece 3 metrekare kadar yapabiliyoruz” dedi.


Kaymakam Yavuz, ziyareti sırasında yaklaşık 150 yıllık olmasına karşın ilk günkü gibi duran Zilli Kilimi incelemeyi de ihmal etmedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.
Kırıkkale Kuraklık riski artıyor, ekinler kuruyor: Köylüler yağmur duasına çıktı Kırıkkale’de ekili tarım arazilerinde yaşanan kuraklıktan yakınan köylüler, yağmur duası yaptı. Kırıkkale’de kuraklık tehlikesi çiftçileri endişelendiriyor. Yağışların önceki yıllara göre az olması sebebiyle ekili tarım arazileri, kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bölgede yağış miktarındaki azalma, ekili tarım arazilerinin birçoğunun kurumasına sebep oldu. Geçimini çiftçilikten sağlayan köylüler ise kuraklıktan dolayı zor duruma düştü. Köylüler, yağmur yağmaması halinde hasadı kaybedeceklerini belirterek, yağmur duasına çıktı. Tilkili köyünde muhtarlık tarafından organize edilen yağmur duasına, çevre köylerden de katılım oldu. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından dualar edildi, namaz kılındı. Yağmur duasına, Çelebi Kaymakamı Mehmet Melih Dalan ve Çelebi Belediye Başkanı Yaşar Erdemir de katıldı. Duanın ardından katılımcılara yemek ikram edildi. Tilkili köyü muhtarı Osman Ilıcan, İHA muhabirine mevsimsel değişiklikten dolayı bölgede kuraklık yaşandığını belirterek, köylülerle birleşerek yağmur duası yaptıklarını söyledi. "İnşallah dualarımız kabul olur" Bölgede kuraklığın olduğunu anlatan Ilıcan, "Bölgemizde mevsimlerin değişmesinden dolayı kuraklık yaşanıyor. Bizde tarım ülkesi olduğumuz için üretmeye mecburuz. Bölgemizde su sıkıntısı var. İklimlerin değişmesi yağışların kaymasından dolayı Nisan yağmurlarını alamadık. Buda bölgemizde ciddi bir kuraklığa sebep oldu. Bizde Müslümanlar olarak diğer köylülerimiz ile birlikte birleştik dua ettik. İnşallah yağmurumuz yağar. Dua ettik inşallah bundan sonrada şükür duası yaparız. İnşallah dualarımız kabul olur" dedi. Kaldırım köyü muhtarı Faruk Yıldırım ise ekinlerinin yüzde 70’inin kuramaya başladığını ifade ederek, bu sebeple de yağmur duasına çıktıklarını belirtti.