SPOR - 07 Mayıs 2018 Pazartesi 16:33

Ziya Doğan: "TFF bu ligleri angarya görmesin"

A
A
A
Ziya Doğan: "TFF bu ligleri angarya görmesin"

TFF 2.

TFF 2. Lig Beyaz Grup’ta play-off’a kalan Gümüşhanespor’da Teknik Direktör Ziya Doğan, yaşanan süreçten sonra şehrin ve takımın tekrar ayaklanmasına ihtiyaç olduğunu aynı zamanda Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) da alt ligleri bir angarya olarak görmemesi gerektiğini söyledi.


TFF 2. Lig Beyaz Grup’ta haftalarca sürdürdüğü liderliği sezonun son maçında deplasmanda Altay’a 3-0 mağlup olarak kaybeden ve şampiyonluktan olan Gümüşhanespor cephesinde tek hedef play-off’larda en iyi sonuçları elde etmek.


İzmir dönüşü ayağının tozuyla hemen play-off çeyrek final müsabakaları kapsamında Şanlıurfaspor ile 10 Mayıs Perşembe günü saat 19.00’da deplasmanda yapacağı maçın hazırlıklarına başlayan Gümüşhanespor, bu maçın rövanşını ise 14 Mayıs Pazartesi günü saat 16.00’da sahasında oynayacak.


Gümüşhanespor Teknik Direktörü Ziya Doğan, Tekke köyünde bulunan Gümüşhanespor Tesisleri’nde düzenlediği haftalık olağan basın toplantısında Altay maçını değerlendirdi.


Gümüşhanespor’un sezon başından beri hedefinin şampiyonluk olduğunu ve bu bağlamda sezonun büyük bir bölümünü lider götürdüklerini kaydeden Doğan, “Altay maçında 60. dakikaya kadar rakibe çok pozisyon vermedik. Bizim de girdiğimiz pozisyonlar vardı. Son vuruşlarda sıkıntı yaşadık. Oyunun geneline baktığımız zaman rakip bizden üstündü. Çok diri bir takım beklemiyorduk. Ama vites büyüttüler, seyircinin coşkusuyla da haklı bir galibiyet aldılar. Altay futbolcularını tebrik ederim. Bizden çok daha üstünlerdi” dedi.



“Uyanık olmamız lazım, herkes herşeyi kullanıyor”


Eksiklerle ellerindeki mevcut kadronun en iyisini kullandıklarını hatırlatan Doğan, “Golü yedikten 4 dakika sonra ikinci golü de kalemizde görünce gardımız düştü. Sahada biraz panikledik. Eğer ikinci golü yememiş olsaydık belki daha farklı olabilirdi. Ama olmadı. Orayı unuttuk. Uyanık olmamız lazım, herkes her şeyi kullanıyor. Bu çok acı. Biz de kullanalım demiyorum ama uyanık olalım. Bunun örneklerini bu kulüp yaşadı. Ben hakeme devre arası girerken ‘hak eden kazansın’ diyorum. 25 tane sivil adam hücum ediyor. Ayıp. Medeniyetin beşiği denen yerlerde oluyor bu. TFF bu tür şeylere önlem alacak. Güvenlik var ama müdahale etmiyorlar. Her yere kamera koysunlar ve federasyon toplayıp izlesin. Bu ligler angarya olmamalı. İşimize bakıyoruz. Altay’ın futbolcularına haksızlık yapmak istemiyorum. Bizi net yendiler. Buradaki mazerete sığınmak istemiyorum” ifadelerini kullandı.



“Buradan tekrar ayaklanmamız lazım”


Ligi İzmir’de bitirmek istediklerini fakat olmadığını belirten ve ’üzgünüz’ değerlendirmesinde bulunan Doğan, “Play-off’tayız. Rakiplerimiz bu hafta yedeklerle çıkarak dinlendi. 35 derece sıcaklıkta, nemli bir havada oyuncular iyi niyetiyle mücadeleyi en iyi şekilde yaptılar ama başaramadık. Bu durum futbolcular üzerinde büyük bir moral bozukluğuna neden oldu. Biz yöneteniz, teknik adamız. Onlarla dünkü idman öncesinde maça motivasyon sağlamak için futbolda bunların doğal olduğunu kendilerine söyledik ve iyi çalışıyoruz. Buradan tekrar ayaklanmamız lazım. Gerçekten çok üzgünüm. Bu halk başarıyı hak ediyor. Ben İzmir’de 5-6 gibi kalkıp otele yakın noktalarda Gümüşhane’den gelenlerle karşılaştım. Dinlenin dediğimde, ’Hocam heyecandan uyuyamayız’ dediler. Böyle şeyler bizi daha çok kamçılıyor. Camia olarak daha ciddi bakmamız lazım” diye konuştu.



“TFF bu ligleri angarya görmesin”


TFF’ye seslenerek, ’Lütfen bu ligi angarya görmeyin’ çağrısında bulunan Doğan, “Türkiye’de çok şey değişti. Futbolda Süper Lig ve TFF 1. Lig’de daha güzel ve doğru işler oluyor ama hala bu liglerde bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Anadolu’da alıştık koridorlara. Ama İzmir’in koridorlarını TFF merak edip devre arasındaki kayıtları alsın ve kendisi açıklama yapsın. Hangi çağda yaşıyoruz. Sivil 30 adam. Kınıyorum onları. O kravatları boşuna takıyorlar. Bunu Gümüşhane’de yapsalar ben Gümüşhane’yi de kınarım. Bunlar beni üzüyor. Futbolda mutlaka birisi kazanacak. Kazanan taraf biz olmak istiyoruz ama bu ligi lütfen angarya görmesinler ve buralara da gereken önemi versinler” ifadelerini kullandı.


Tüm bunları unutarak önlerindeki Şanlıurfaspor müsabakasına odaklandıklarını dile getiren Doğan, Gümüşhanespor’a yakışır şekilde mücadele edeceklerini sözlerine ekleyen deneyimli teknik adam, şunları söyledi: “


Deplasmandaki maçın sonucu ne olursa olsun burada Şanlıurfaspor’u en iyi şekilde ağırlayacağız. Hangi çağdayız. Artık bunları konuşmayalım. Medyanın da sorumluluğu var. Büyük takım olunca yangın çıkarıyorlar ama ikinci ve üçüncü ligde olursa normalmiş gibi üstelik hiç kimse dokunmuyor bile. Bunlar Türk futbolunun kanayan yarasıdır.”


Doğan, maçı İzmir’de takip eden bir gazetecinin Gümüşhanespor’un net penaltısının verilmediği ve hakemin bazı kararlarının tartışmalı olduğuyla ilgili bir sorusunu, “Daha fazla konuşmayalım” şeklinde cevaplandırarak toplantıyı sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Motosikletine dağ keçisi boynuzu taktı, trafikte ilgi odağı oldu Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun motosikletine taktığı dağ keçisi boynuzu ile ilgi odağı oldu. Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun, Chopper tipi alçak binişli motosiklet aldı. Daha sonrasında motosikletini çeşitli eklemelerle modifiye etmeye başlayan Altun, bir avcı kulübünde duvarda gördüğü dağ keçisine ait olan boynuzu motosikletine taktırdı. Trafikte ’boynuzlu motosikletli’ olarak anılmaya başlayan Altun, vatandaşların kendisini motosiklet üzerinde gördüğünde video ve fotoğraf çekerek ilgi gösterdiğini, kendisinin de bu ilgiden mutlu olduğunu söyledi. "Bu tarz Alman askerlerinin savaş dönüşü dizayn ettikleri bir tarz" Amerikan motosiklet kulüplerine tutkulu olduğunu belirten Altun, "Amerikan motosiklet kulübü hastasıyım. Kulüpteki motosikletlere yıllar öncesinden hevesim vardı. Sonra ben de bu Chopper’ı aldım. Motorum 350 cc ve çeşitli aksesuar modifiyeleri ile kendime göre bir tarz oluşturdum. Bu tarz aslında yıllar önce Alman askerlerinin motorlarını savaştan döndükten sonra motorlarına dizayn ettikleri bir tarz. Artı olarak ben sadece dağ keçisi boynuzunu ekledim" dedi. "Boynuz dağ keçisine ait" Motosikletine monte ettiği dağ keçisine ait olan boynuzu bir avcı kulübünün duvarında gördüğünü anlatan motosiklet tutkunu Altun, "Bu boynuzu bir avcı kulübünde duvarda gördüm, Boynuzu görür görmez motosikletimin önüne güzel olacağını düşünerek aldım, gerçekten de güzel oldu. Trafikte giderken ışıklarda durduğum zaman vatandaşlar video ve resim çekiyorlar. Ayrı bir havası, kendine has bir ilgisi oldu motosikletimin. Boynuzu takalı 1 yıl oldu, motosiklet de 3-4 yıldır bende. Sinyalimi, farımı, sürüşümü engelleyen herhangi bir sorun yok, sadece motosikletime bir makyaj, bir süs yaptım. Trafiğe ve kurallara uymayan bir engelim yok, eğer olsa boynuzu kendim takmam" şeklinde konuştu. Chopper sahibi motosiklet tutkunlarının, farklı tarzlarına karşın trafikte gayet dikkatli motosiklet kullandıklarının da altını çizen Altun, "Chopper sahibi insanlar trafikte en düzgün motosiklet kullanan, kurallara harfiyen uyan motosiklet sürücüleridir. Motosiklet özgürlüktür, motosikletin üzerinde kendimi uçuyor gibi hissediyorum" sözlerine yer verdi. "Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz" Motosikleti sıkça gördüklerini belirten esnaf Şehmus Tular ise, "Bu arkadaş motosiklet hastası. Değişik bir tarz yapmış, hoşumuza da gidiyor. Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz. Değişik bir motor, arkadaş da biraz böyle şeyleri seviyor sanırım. Bu da bizim hoşumuza gidiyor. Söylenene göre yabani dağ keçisinden alınan boynuzmuş, orijinal bir şey olduğunu bana söyledi kendisi. Böyle şeyleri seviyor demek ki, Allah kaza bela vermesin" ifadelerini kullandı. (MUB-FKE-
İstanbul “Dönerin anavatanı Türkiye’dir” Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ın Türkiye ziyaretine döneriyle birlikte gelmesi dünyada geniş yankı bulmuştu. Son günlerde devam eden döner diplomasisine Türk dönerciden yorum ‘Türkiye’ye döner getirilmesine gerek yok biz zaten dünyanın her yerine döner gönderiyoruz.’ Türkiye’ye yanında 60 kilo döner ile birlikte gelen Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ülkesinde de eleştirilerin odağı oldu. Dönerin ana vatanına yanında dönerle gelen Steinmeier, İstanbul’da Alman Büyükelçiliği’ne ait yazlık Tarabya rezidansında döner keserek davetlilere ikram etmişti. Görüntüler üzerine ülkesinde de çeşitli eleştirilere maruz kalan Steinmeier’a dün Cumhurbaşkanı Erdoğan da akşam yemeği için döner ikramında bulundu. “Dünyanın her yerine döner gönderiyoruz” Döner diplomasisi ardından Türk döner ustası Harun Davut ‘Türkiye dönerin ana vatanıdır. Kimsenin Türkiye’ye gelirken yanında döner getirmesine gerek yok. Biz dünyanın her yerine döner gönderiyoruz. Dönerin buttan olması ve yaprak olarak kesilmesi önemlidir. Kuyruğuna, döşüne ve pişmesine dikkat edilmesi gerekir. Bu işin ustaları Türkiye’de yetişir. Döner Türkiye’de başladı Türkiye’de devam edecektir. “Dönerde etin kalitesi ve pişirilmesi çok önemli” Döner ustası Davut, “Bir döner ustası en alt tabakadan çırak olarak başlar. Bir ustanın yetiştirilmesi hiç kolay değil. Usta yetiştirmek yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında olur. Döneri her usta yaprak gibi kesemez. Bunu özenle yetiştirdiğimiz ustalar kesebilir. Döner yaklaşık 180 derece sıcaklıkta pişirilir. Dönerin kalitesinden çok pişimi çok önemlidir. Lezzetli bir döner için kaliteli et, etin soslaması ve bunları yapacak kaliteli bir usta gerekir. Bu saydığım şartlar birbirine zincirlidir. Bizim için önemli olan lezzet ve kesim tekniğidir” dedi. “Dönerin en güzeli ve en lezzetlisi Türkiye’de” Dönerin ana vatanının Türkiye olduğunu belirten Döner Ustası Davut, “Yurtdışından gelenler yanlarına yemek almalarına gerek yok burada en güzel en lezzetli Türk dönerini yiyebilirler. Gelen misafirlerimize yurt dışına götürebilmeleri için paketleme yapıp gönderebiliyoruz. En iyi döner Türkiye’de yenir” şeklinde konuştu. Türk döneri tescilleniyor Öte yandan Türkiye tarafından Avrupa Birliği’ne (AB) dönerin geleneksel ürün adı olarak tescili için yapılan başvurunun ilanı, AB Resmi Gazetesi’nde yayımlandı. Dönerin 1800’lerin başından itibaren İstanbul’dan Osmanlı coğrafyasına yayıldığı kaydedilen ilanda, 1962’den 1979’a kadar devam eden Türklerin başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya göçüyle yayıldığı anlatıldı. Dönerin 3 aylık itiraz süresinin dolmasının ardından tescil edileceği ve Türkiye’den AB’de tescillenen ilk geleneksel ürün adı olacağı kaydedildi.