GÜNDEM - 28 Şubat 2017 Salı 10:14

1 günde 52 MİT muhbirine infaz

A
A
A
1 günde 52 MİT muhbirine infaz

Terör örgütleriyle ortaklık yürüten FETÖ’cülerin verdiği liste sonucu PKK’lı hainlerin, MİT’in 52 muhbirini bir günde infaz ettiği ortaya çıktı. Orduda 6 paşa ByLock’çu çıktı. 10 bin civarında ByLock kullanıcısı da hâlen TSK personeli olarak görev yapıyor. Onların soruşturmaları ise sürüyor.

Türkiye’nin yaşadığı kanlı 15 Temmuz darbesinin ‘siyasi ayağına’ ilişkin yapılan tartışmalara üst düzey güvenlik yöneticileri son noktayı koydu. AK Parti’nin mevcut bakan ve milletvekillerinden ByLock kullanıcısı kimsenin olmadığı belirtilirken, TSK içinde 6’sı paşa düzeyinde ByLock kullanan 10 bin civarında personel olduğu tespiti yapıldı. Bu paşalardan iki tuğgeneralin 2016 Ağustos şûrasında terfi ettirildiği ortaya çıktı.

Bylock 2012’de farkedildi

FETÖ’nün kendi aralarında haberleşmek için kurduğu ByLock sistemi devlet tarafından 2012 yılında tespit edildi. Ardından PKK, DHKP-C ve FETÖ gibi örgütleri takip etmek için yüksek güvenlikli bir teknik takip sistemi kuruldu. Bu sistem çalışmaya başladığında FETÖ’nün iletişim ağında ByLock kullanıldığı fark edildi. Ancak bu süreçte ByLock çözülemedi. Yurt içi ve yurt dışında çalışmalar yapıldı. Telefonlarda yüklenen ByLock’lar aracılığı ile yapılan mesajlaşmaların depolama alanlarının olmadığı tespit edildi. İstihbarat bünyesindeki teknik takip sistemi ile görüşmeler takip ediliyor, ancak önceki mesajlaşmalar fark edilemiyordu. Bunun üzerine yurt dışında kurulu bulunan server’a girildi. Bu server’da kayıtlı olan geçmişe dönük tüm görüşmeler ve mesajlaşmalar alındı. Sonrasında ByLock sistemi bir daha kullanılamaz şekilde devlet tarafından hacklendi. Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve devletin ilgili diğer birimlerinin katılımı ile ByLock’un çözülmesi için özel ekibin çalışmaları Emniyet içindeki FETÖ’cülere sızdırıldı. Bunun üzerine örgüt o andan itibaren Eagle sistemini devreye soktu.

Bylock sonrası kaçış

Güvenlik birimleri önce 25 bin ByLock mesajını deşifre etti. Program sayesinde örgütün teşkilat şeması ortaya çıkarıldı. Bunun telaşıyla Gülen bu süreçte örgütteki kritik elamanları yurt dışına çıkarmaya başladı. İstihbarat birimleri, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimini öne almalarının sebeplerinden birinin de devletin ByLock aracılığı ile örgütün yapısına ulaşmalarını fark etmelerinden kaynaklandığını düşünüyor.

25 bin mesaj inceleniyor

ByLock mesajlarının büyük bir bölümünün deşifresi yapıldı, 25 bin civarında mesajın incelemesi ise sürüyor. ByLock kapandıktan sonra kullanılmaya başlanan Eagle’ın çözümüne ilişkin çalışmalar da devam ediyor. Güvenlik birimlerine göre, ByLock ile Eagle’ı kullananlar hemen hemen aynı kişiler. Eagle’in devlet tarafından tespiti ile birlikte ise FETÖ’cülerin dijital sistemler üzerinden haberleşmeleri tümüyle durmuş durumda. Örgüt artık farklı yöntemlerle haberleşmeye başladı. İstihbarat birimleri ByLock sisteminin çözülmesini çok önemsiyor ve “By-Lock çözülmeseydi, bu örgütün devlet içindeki ve Türkiye’deki yapılanmasının çözülmesi mümkün olmazdı. ByLock ile bu işin büyük bir bölümü çözüldü. Ancak tam olarak ortaya çıkarıldığı da söylenemez. Çünkü bazıları başkalarının üzerine kayıtlı telefonlarla ByLock kullanıcısı çıktı. Bunları ortaya çıkaracak araştırmalar sürmekte” değerlendirmesi yapıyor.

Yıldırım’la irtibat: 22.10’da

Ankara kulislerinde bir süreden beri konuşulan 15 Temmuz darbe gecesine ilişkin MİT’ten Başbakan Binali Yıldırım’a ‘yaşanan hareketliliğin PKK’lı Bahoz Erdal’ın öldürüldüğü bu sebeple PKK’lıların eylem yaptığı’ bilgisi verildiği iddiası konuşuluyordu. Bu iddia üst düzey güvenlik birimlerince kesin bir dille reddedildi. İstihbarat yöneticilerine göre, Başbakan, saat 22.10’da MİT Müsteşarı ile irtibat kurdu. Yıldırım ‘Sayın Müsteşar neler oluyor?’ diye sordu. Müsteşar “Saat 20.00’ye kadar gelen bir ihbarı değerlendirmek üzere Genelkurmay karargâhında idim. 20.00’de ayrıldım. Bir askerî hareketlilik var. Ben de Genelkurmay Başkanından cevap bekliyorum, ne olduğuna ilişkin. Ancak Genelkurmay Başkanına ve ikinci başkanına ulaşamıyorum. Herhâlde bir şeyler var” bilgisi verildi. 

O şimdi MİT’te...

15 Temmuz’da darbe girişimini MİT’e ihbar eden pilot binbaşının akıbetinin ne olduğu da merak edilen konular arasındaydı. Kara Havacılık Okulunda görev yapan pilot Binbaşı KHK ile TSK’dan ihraç edilmişti. Ancak daha sonra yapılan incelemelerde ihraç kararına konu olan raporun yanlış olduğu tespit edildi. Bunun üzerine önce görevine iade edildi. Ardından da Genelkurmay bu kişinin tayinini MİT’e çıkardı. Pilot binbaşı halen MİT’te görev yapıyor. Bu arada, FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle MİT’ten ihraç edilenlerin sayısının ise 200 civarında olduğu belirtiliyor.

İçeriden bilgi

Darbe gecesi Akıncılar Üssü’nde darbeyi yönettiği belirtilen FETÖ’cü Adil Öksüz’le ilgili önemli bir bilgiye de ulaşıldı. Güvenlik birimlerinden edinilen bilgiye göre Adil Öksüz’le irtibatı hâlen devam eden ve onun hücresinde görev yapan bir kurmay binbaşı tespit edildi. Bu kişinin hâlen Genelkurmay karargâhında görev yaptığı belirlendi. Binbaşı ile ilgili soruşturmanın sürdüğü ifade ediliyor. Adil Öksüz’ün ise hâlen yurt içinde olduğu düşünülüyor. Güvenlik birimleri “Yurt dışında olsaydı, tıpkı diğerleri gibi kendini gösterirdi” değerlendirmesini yapıyor.

Suikast endişesi

Yeni bir darbe girişimi ihtimalinin zayıf görülmesine rağmen, istihbarat birimleri referandum sürecinde kanaat önderleri, siyasetçiler ve önemli kişilere yönelik bireysel suikast düzenlenebileceği endişesi taşıyor. Özellikle firari 200 civarındaki FETÖ’cü asker ve polis ile TSK ve emniyetten atılanlar tarafından bu tip girişimlerin olabileceği değerlendiriliyor. Diğer yandan FETÖ’nün finansal ve uluslararası birlikteliklerini de kullanarak terör örgütleri PKK, DHKP-C ve DEAŞ gibi örgütlere terör eylemleri yaptırabileceği istihbaratının geldiği belirtiliyor.  

Nuri Elibol - Türkiye gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.