GÜNDEM - 16 Nisan 2020 Perşembe 10:26

18 yaşındaki Lütfiye, yanmış çinkolu evde hasta babasına bakmaya çalışıyor

A
A
A
18 yaşındaki Lütfiye, yanmış çinkolu evde hasta babasına bakmaya çalışıyor

Adana’da kalp ve beyin hastası olup bakıma muhtaç babasıyla bir odası yanmış tek odalı çinkolu evde yaşayan Lütfiye Ateş, evlerinin yapılması için devletten ve hayırseverlerden yardım bekliyor. Devletten 500 lira bakım parası aldığını belirten Ateş, “Ben kimseden para istemiyorum. Sadece ev yapılsın babam da sağlıklı bir evde yaşasın yeter. Ameliyat olması gerek ancak ameliyattan sonra onu bu eve getiremem” dedi.

4 çocuklu Halil İbrahim ile A. Aslan çifti 18 yıl önce boşandı. Anne A. 3 çocuğunu alıp baba evine giderken en küçük kız Lütfiye (18) babası Halil İbrahim ile kaldı. Yüreğir ilçesine bağlı Havutlu Mahallesi’nde yaşayan baba kızın 2 odalı evlerinin bir odası ve çatısı 10 yıl önce elektrik kontağından çıkan yangında kullanılamaz hale geldi. Baba Halil İbrahim, tatlıcılık yaparak evinin çatısını çinko ile kaplattı ancak odayı yaptıramadı.
2015 yılına kadar hem kızını okutup hem de evini geçindirmeye çalışan baba, o yıl geçirdiği kalp rahatsızlığı sonrası çalışamaz hale geldi. Kızı Lütfiye ise okulu bırakıp babasına ve bakmak için çalışmak zorunda kaldı. Afyonkarahisar’daki amcasının yanına çalışmaya giden kız, geçen sene ise babasının beyninde kan pıhtıcığı, böbreklerinin de iflas etmeye yaklaşıp bakıma muhtaç kalması nedeniyle işini bırakıp geri Adana’ya geldi.
Babasının ameliyat olması gereken ancak derme çatma evde devletten aldıkları 500 lira bakım parasıyla zar zor geçinen Lütfiye, şimdi kara kara ne yapacağını düşünüyor.

18 yaşındaki Lütfiye, yanmış çinkolu evde hasta babasına bakmaya çalışıyor

“Para istemiyorum ev yapılsın yeter”

Babasının sağlığına kavuşmasını istediğini söyleyen Lütfiye Ateş, “Evimiz yandı. Evimiz çok sağlıksız ve babam hasta. Babamın ameliyat olması lazım ancak ben babamı bu eve ameliyattan sonra getiremem. Şu an hem sağlık hem de evimiz nedeniyle mağduruz. Ben kimseden para istemiyorum. Sadece ev yapılsın babam da sağlıklı bir evde yaşasın onu istiyorum. Ben babamla tek yaşıyorum. Babamın beyninde kan pıhtısı oluşmadan önce ben de çalışıyordum ama o pıhtı ortaya çıkınca ben de işten ayrılmak zorunda kaldım” diye konuştu.

18 yaşındaki Lütfiye, yanmış çinkolu evde hasta babasına bakmaya çalışıyor

“Utanmıyorum sadece yardım istiyorum”

Devletten ve hayırseverlerden yardım beklediğini kaydeden Ateş, “Tek olmak gerçekten çok zor. Kimseye gidemiyorsun. Aç kalsan su verecek insanlar yok. Tekim diye bazı şeyleri de yapamıyorum. Bazı kişiler habere çıkarsan utanırsın diye söylediler ama burası benim yaşadığım yer. Utanmıyorum sadece yardım istiyorum. Evin bir odası yandığı ve üzeri çinko olduğu için yağmur yağınca içeri su doluyor. Elektrik ve su tesisatlarında sıkıntı var onları da doğru düzgün kullanamıyoruz. Hayırseverler ve devletimizden evimizin yapılması babamın sağlığına kavuşması için yardım bekliyorum” ifadelerini kullandı.
Konuşma bozukluğu yaşayan Halil İbrahim Ateş ise kızından başka kimsesinin olmadığını ve yardım beklediğini söyledi.

Umutcan İşledici - Elif Ayşenur Bay
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kaleiçinde hanutçular, dilenciler ve etiket denetimi için için özel ekip Antalya’nın Kalbi Kaleiçi’nde Polis ve Zabıtalardan oluşan Hanutla Mücadele ve Etiket Denetimi ekipleri turistleri ve vatandaşları canından bezdiren hanutçulara göz açtırmıyor. 7/24 esasına göre görev yapan ekipler, turist kafilelerinin ve vatandaşların yoğun bulunduğu Kaleiçi, Cumhuriyet Meydanı, Işıklar Caddesi, Kazım Özalp Caddesi (Kapalı Yol) gibi alanlarda hanutçulara, dilencilere, seyyar satıcılara göz açtırmıyor. Geçen yıl ilçede Hanutçuluk yaptığı tespit edilen 5680 kişiye 3 milyon 508 bin 560 TL’lik idari para cezası uygulayan ekipler, 2024 yılının ilk üç ayında ise bin 828 kişiye 1 milyon 788 bin 106 TL’lik idari para cezası uyguladı. Özel ekipler kuruldu Antalya’da yoğun turizm sezonun başladığını ve Antalya’da gece gündüz demeden 24 saat boyunca yaşamın devam ettiğini belirten Muratpaşa Kaymakamı Orhan Burhan, “Günün her saatinde oldukça yoğun bir sezon geçiriyoruz. Pandemi dönemi öncesi 2019’da yaşadığımız turizmdeki en yüksek seviyeyi bu sene egale edeceğiz diye düşünüyoruz. Bu bizi turizm açısından oldukça mutlu ediyor. Bu anlamda gelen turistin rahat etmesi gerekiyor. Bu konuda da bir takım tedbirler aldık, almaya da devam ediyoruz. Özellikle turistlerin rahatsız edilmemesi, hanutçulukla karşı karşıya kalmaması için “Hanutla Mücadele ve Etiket Denetimi” ekipleri oluşturduk. Özellikle Kapalı Yol, Kaleiçi, Atatürk Caddesi, Karaalioğlu Parkı gibi turistin yoğun olduğu bu alanlarda denetimler yapıyoruz. Ekiplerimizde Polis Memurlarımız, Büyükşehir ve Muratpaşa Belediyelerimizin Zabıta personeli birlikte görev yapıyor. Hanuta ve turistlerin rahatsız edilmesine kesinlikle müsaade etmiyor. Hanut dışında esnafımıza etiket denetimi de yapıyoruz. Etiket denetimi önemli, turiste farklı farklı fiyatların uygulanması kesinlikle taviz veremeyeceğimiz bir husus” dedi. Huzuru bozanlara ceza yağdı Hanutla yaptıkları mücadele kapsamında çok sayıda cezai yaptırım uyguladıklarını belirten Muratpaşa Kaymakamı Orhan Burhan, çalışmalarını aylık, yıllık ve üç aylık olarak raporladıklarını ifade etti. Burhan, “2023 yılında rahatsız etme adı altında hanut, dilencilik, gürültü gibi konularda kabahatler kanunu çerçevesinde 5 bin 680 kişiye, 3 milyon 508 bin 560 Türk lirası idari para cezası uyguladık. 2024 yılının ilk üç ayında ise bin 828 kişiye 1 milyon 788 bin 106 Türk lirası idari para cezası uyguladık” açıklamasında bulundu.
Düzce Düzce Üniversitesi’nin ilk akredite bölümü DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesinin ilk akredite bölümü Peyzaj Mimarlığı değer üretmeye ve değer katmaya devam ediyor. Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Engin Eroğlu, Dünya Peyzaj Mimarlığı Ayı ve Ulusal Peyzaj Mimarlığı Gününde önemli açıklamalarda bulundu. Peyzaj Mimarlarının, ekolojik sürdürülebilirliği, peyzajların kalitesini ve işleyişini sağlamak, kolektif hafızayı, mirası ve kültürü canlı tutmak için estetik ve bilimsel ilkeleri uygulayarak, doğal, kırsal ve kentsel çevreleri planlandıklarını, tasarladıklarını ve yönettiklerini belirten Eroğlu, “Peyzaj Mimarları, diğer disiplinleri yönlendirerek, koordine ederek, iklim değişikliği ve ekosistemlerin istikrarı, sosyo-ekonomik iyileştirmeler, toplum sağlığı, refahı ile ilgili uyum ve azaltma gibi doğal ve kültürel ekosistemler arasındaki ilişkileri planlarlar ve yönetirler” ifadelerini kullandı. Peyzajı farklı ekosistemlerin birleşiminden oluşan bir mozaik şeklinde nitelendiren Eroğlu, “Bu mozaikte insan ve doğa arasındaki etkileşimlerin dengeli bir şekilde yönetilmesinde Peyzaj Mimarlarına ihtiyaç bulunmaktadır. 1968 yılında Peyzaj Mimarlığı eğitiminin ülkemizde başlamasının 56. yılı, Peyzaj Mimarlığı Bölümü’nün Düzce’de eğitime başlamasının 30. yılında, Düzce Üniversitesi’nin ilk akredite olmuş bölümü olarak ilimizde, bölgemizde ve ülkemizde değer üretmeye ve değer katmaya devam ediyoruz” dedi.
Tokat Tırın önünde metrelerce sürüklenip burunları bile kanamadan kurtuldular Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarınca Mart 2024 tarihinde Tokat’ta meydana gelen kazalar paylaşıldı. Kaydedilen görüntülerde bir otomobil tırın önünde metrelerce sürüklendi. Araç içerisinde bulunanlar şans eseri burunları bile kanamadan kurtuldular. Türkiye’nin birçok ilinde farklı tarihlerde meydana gelen trafik kazalarının görüntüleri, Emniyet Müdürlüğü Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarınca kaydedildi. Tokat’ta şubat ayında meydana gelen 4 ayrı kaza da kameralar tarafından an be an kaydedildi. Emniyet Genel Müdürlüğü, 2024 yılının Mart ayında Kent Güvenlik Yönetim Sistemi (KGYS) kameralarının kaydettiği farklı illerdeki trafik kazalarının görüntülerini paylaştı. Paylaşılan görüntülerde Tokat’ta 4 ayrı kaza kameralara yansıdı. Dikkatsizlik ve geçiş üstünlüğüne dikkat etmeyen sürücüler kazalara neden oldu. “Metrelerce sürüklendi” İlk görüntüde Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi önündeki caddede meydana geldi. Görüntüde bir otomobil aynı yönde ilerleyen tırın sıkıştırması ile yan döndü ve metrelerce sürüklendi. Kazada şans eseri otomobilde bulunanlar yara almadan kurtuldu. “Otobüs hızını alamadı” İkinci görüntüde ise şehir içi Özel Halk otobüsü durmayarak kırmızı ışıkta duran arabalara arkadan çarptı. Kaza nedeniyle araçlarda maddi hasar meydana geldi. “Yine kavşak yine kaza” Paylaşılan diğer iki kaza da şehirdeki farklı kavşaklarda meydana geldi. Geçiş üstünlüğüne dikkat etmeyen araçlar çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle araçlarda maddi hasar meydana geldi.
Sivas 58 yıldır gerçek kimliğini arıyor Sivas’ta yaşayan 58 yaşındaki Raziye Şimşek, doğduğu günden bu yana gerçek kimliğine kavuşamadı. Hikâyesiyle filmlere konu olacak olayın aydınlatılması için Şimşek’in biyolojik babasının mezarı açılarak DNA örneği alındı. Sivas kent merkezinde yaşayan Raziye Şimşek, 1 yaşında annesini kaybettikten sonra yaşadığı dramatik hayat hikâyesiyle duyanları derinden etkiliyor. Şimşek, annesinin vefatının ardından babası tarafından 1 yaşındayken yurda verildi. İddiaya göre, o dönemdeki yurt müdürü Şimşek’i kaydettirmeden resmi olmayan şekilde bir aileye verdi. Bu aile de sahte kayıtlarla Şimşek’i öz çocuklarıymış gibi nüfusa kaydettirdi. Şimşek, evlendikten sonra evlat edinen aile tarafından reddedilerek evlatlıktan düşürüldü. Evlat edinen ailenin çıkarttığı kimlik kartı numarası ve kendisinin mecburiyetten çıkarttığı kimlik kartı numarası bulunan Şimşek, bu nedenle resmi bir kimliğe sahip olmadığı için devlet kurumlarına gittiğinde kimlik eksikliği nedeniyle birçok sorunlarla karşılaşıyor. “Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok” Yaklaşık 3 yıldır bu durumun çözümü için mücadele eden Şimşek, “Ben bir yaşımdayken annem vefat etti. Bana bakan olmadığı için beni yurdun kapısının önüne bırakıyorlar. O dönemin yurt müdürü beni el altından yurda kaydetmeksizin beni büyüten aileye veriyor. Onlarda sahte kayıtla beni kendilerinin üzerine geçiriyorlar. 18, 19 yaşına gelip evlendiğimde beni üzerlerinden düşürüyorlar. Bunlarda olmadığı için benim bir kimliğim yok. Hiç bir resmi kurumlarda kaydım yok. Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım dahi yok. Bunun zorluğunu hep yaşıyorum. Benim ablalarım bütün aile fertlerim beni kabul ediyor ama daha büyük aile bireylerimiz olmadığı için Hâkim Bey DNA testine karar verdi. 2,5 yıldır çok büyük zorluklarla uğraşıyorum. Hem maddi hem de manevi sıkıntılar yaşıyorum. Sürekli mahkemelere gidip geliyorum. Yaşadığım şeyleri tekrar tekrar yaşıyorum” dedi. Resmiyette gözükmüyor, iki farklı kimlik numarası bulunuyor Adına iki farklı kimlik numarası olduğunu ifade eden Şimşek, “Geçmiş yakamı bırakmıyor ki rahat edeyim. 1965 yılından bu yana bu hayatı yaşıyorum ama hiçbir yerde resmiyette görünmüyorum. Şuanda benim adıma iki farklı TC kimlik numarası var. Birisi onların üzerine diğeri de benim şuan mecburiyetten kullandığım sahte TC kimlik kartı numarası. Devlet kurumlarına gittiğim zaman ‘kayıtlarda böyle birisi yok’ diyorlar. ‘Sadece baba adı var alt soy üst soy yok’ diyorlar. Hastanelere falan gittiğimde eşimin üzerine muayene olduğum için pek sorun yaşamadım ama yine de ben bu durumdan da rahatsız oluyorum. Her zaman elim yüreğimde. İnşallah son mahkeme olur, bu konudan dolayı hem maddi hem manevi çok yoruldum. 58 yaşındayım 25 yıl olmuştu ben unutalı. Ama ben 2,5 yıldır bu durumu mahkeme kapısında tekrar tekrar yaşıyorum, geçmiş yakamı bırakmıyor” şeklinde konuştu.