EKONOMİ - 26 Mart 2022 Cumartesi 09:32

1915 Çanakkale Köprüsü ve otoyolu Akıllı Ulaşım Sistemi ile donatıldı

A
A
A
1915 Çanakkale Köprüsü ve otoyolu Akıllı Ulaşım Sistemi ile donatıldı

Dünyanın en uzun orta açıklığına sahip 1915 Çanakkale Köprüsü ve bağlantı otoyolları son teknolojik Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) ile donatıldı. Yapay zeka destekli olay algılama sistemlerinden oluşan teknoloji sayesinde köprü üzerinde 24 saat yol, hava ve afet durum riskleri izlenebiliyor.

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi 107. Yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Güney Kore Başbakanı Kim Boo-Kyum da katılımıyla hizmete açılan 1915 Çanakkale Köprüsü mimari estetiğini yanı sıra teknolojik donanımıyla da büyük ilgi uyandırdı. Akıllı Ulaşım Sistemi (AUS) sayesinde Malkara- Çanakkale Otoyolu’nun yanı sıra 1915 Çanakkale Köprüsü 24 saat gözlem altında tutuluyor. Bu sayede risk ve diğer faktörler en hızlı şekilde bertaraf edilebiliyor.

“86 kamera ve hız sensörleri var”

Malkara- Çanakkale Otoyolu ve 1915 Çanakkale Köprüsü’nün 86 kamera, meteoroloji istasyonları ve hız sensörleriyle takip ettiklerini belirten Çanakkale Otoyol ve Köprüsü İnşaat Yatırım ve İşletme (ÇOK) A.Ş.’nin Tasarım Müdürü Ferruh Aytekin, “1915 Çanakkale Köprüsü’nde Akıllı Ulaşım Sistemi (ITS) kullanıyoruz. Bu ITS sistemi nelerden oluşuyor? En temeli aslında yapay zeka destekli olay algılama sisteminden oluşuyor. Yapay zeka destekli olması ve olay algılaması da 1915 Çanakkale Köprüsü ve köprüyü bağlanan tüm yollarıyla birlikte son derece modern bir sistemle yönetildiğini ve kontrol edildiğini gösteriyor bize. Peki, bu olay algılama nedir? Kaza durumları, trafiğin ters yönden akması, araçların durması yada yola bir cismin düşmesi gibi bütün bu anormal durumları algılayan bir akıllı sistemimiz var. Bu sistem birçok farklı fonksiyonları olan kameralarla birlikte çalışıyor. Bu kameralardan genel değerler sistemin içerisinde değerlendiriliyor. 86 adet kameramız ve hız sensörlerimiz. Trafiği bu hız sensörleriyle de gözlemleyebiliyoruz. Sıkışmaların olduğu yada başka problemlerin olduğu yerlerde ortalama hızları tespit edebiliyoruz. Bunun yanı sıra birçok meteorolojik istasyonumuz var. Meteorolojik verileri, rüzgarları, sıcaklık farklılıklarını veya don seviyesinin altına inen sıcaklıkları bu istasyonlarımızdan görüp, algılayabiliyoruz” dedi.

“Akıllı sistemler işaret tabelalarına mesaj göndererek yolcuları uyarıyor”

Yapay zeka sayesinde oluşturulan algoritma ile anlık değişken durumların ikaz tabelalarına gönderilerek yolcuların uyarıldığını kaydeden Aytekin, “Bütün bu işler algılandıktan sonra VMS dediğimiz değişken mesajları içeren işaret tabelalarına gönderiliyor, böylece yolcu ve şoförleri ikaz eden sistemlerimiz var. Bu sistem Türkiye’deki bütün otoyollarda kullanılıyor ama burada en modern teknolojiyi bir araya getirerek en güncel halini 1915 Çanakkale Köprüsü ve otoyollarında sistemi kurmuş bulunmaktayız. Bu yapay zeka algılama sistemimiz aslında 5 adet kavşakta ve onun haricinde ücret toplama yerlerinin bulunduğu alanlarda aktif olarak çalışmakta. Bunun yanı sıra otolun tamamına yayılmış 6, köprü üzerinde de 3 adet meteoroloji istasyonumuz var” diye konuştu.

“Yapısal Sağlık İzleme Sistemi var”

Köprüdeki hava durumu ve yüklemelerin takibi için Yapısal Sağlık İzleme Sistemi’nin yer aldığını ifade eden Aytekin, “Aynı zamanda bizim burada yapısal sağlık izleme sistemimiz de var. Köprüdeki bütün hareketleri, titreşimleri, yer değişimleri ve sıcaklık farklılıklarını okuduğumuz yapısal sağlık izleme sistemimiz var. Bu da 7/ 24 aktif olarak verileri topluyor ve anlamlı hale getiriyor. Bu sayede de hareketli bir yapı olan köprünün nasıl çalıştığını, istendiğini gibi faaliyet gösterip, göstermediğini, rüzgar ve yüklemeler karşısında arzu ettiğimiz davranışı gösterip, göstermediğini gözlemleme şansımız oluyor” şeklinde konuştu.

Trafik güvenliği hat safhada

Köprü ve otoyollarda güvenli sürüş konforu için; 2 bin 557 adet aydınlatma direği, 6 bin 360 metrekare düşey levha montajı, 167 bin metrekare yatay işaretleme, 411 kilometrelik otokorkuluk, 196 kilometre tel çit ve 17,5 kilometre uzunluğunda yaya otokorkuluk montajı ve akıllı ulaşım sistemleri çerçevesinde 225 bin 250 metre uzunluğunda Fiber Optik İletişim Altyapısı tesis edildi.

Utku Yaşar Cüce

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Mıhlama için izdiham: Süleymanpaşa’da 1 tonluk lezzet seli Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde düzenlenen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali’nin ilk gününde yaklaşık 1 ton mıhlama kısa sürede tükenirken, etkinlik alanında zaman zaman izdiham yaşandı. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde Karadenizliler Derneği tarafından organize edilen 2. Hamsi ve Mıhlama Festivali, ilk gününden yoğun ilgi gördü. Festival kapsamında vatandaşlara yaklaşık 1 ton mıhlama ikram edilirken, lezzetten tatmak isteyenler erken saatlerden itibaren etkinlik alanına akın etti. Kazanlarda hazırlanan mıhlama karıştırılırken ortaya çıkan görüntüler adeta görsel şölene dönüştü. Mıhlama dağıtımı öncesinde oluşan uzun kuyruklar dikkat çekerken, dağıtımın başlamasıyla birlikte kalabalık zaman zaman kontrolden çıktı, yoğunluk üst seviyeye ulaştı. Oluşan kalabalık nedeniyle festival yetkilileri, hazırlanan mıhlamanın yetip yetmeyeceği konusunda endişe yaşadı. İzdiham havadan görüntülendi Mıhlama için oluşan metrelerce kuyruk ve kalabalık, dron ile görüntülendi. Havadan çekilen görüntülerde, etkinlik alanındaki yoğunluk net şekilde gözler önüne serildi. Festivalin ilk günü, yoğun katılım ve renkli görüntülerle hafızalara kazındı. "6 bin kişiye mıhlama dağıtacağız" Tekirdağ Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Muharrem Akyüz, "Hamsi ve Mıhlama festivalimizin bugün ikinci günündeyiz. Arkamda görüyorsunuz izdiham oluştu. Bu daha ikinci gün mıhlama dağıtımı. Sağ olsun Süleymanpaşalılar bizlere tevazu gösteriyorlar. Bizi çok memnun ettiler ve çok kalabalık oldu. Mıhlama yetecek mi yetmeyecek mi bunun endişesi içerisindeyiz. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. 6 bin kişilik mıhlama hazırladık, 6 bin kişiye ücretsiz mıhlama dağıtacağız. Yarın da 10 bin kişiye ücretsiz hamsi dağıtacağız" dedi.
Ankara Yoğurt, ayran, turşu gibi ürünler 2026’da gıda trendleri arasında Türk mutfak kültüründe önemli bir yere sahip olan yoğurt, ayran ve turşu gibi ürünlerin tüketim trendinin arttığını belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Sena Nur Doğan, "İnsanlar bu gıdaları artık yalnızca sindirim için değil, bağışıklık, ruh hali ve enerji üzerindeki etkileri nedeniyle tercih ediyor; böylece kültürel tarifler modern dokunuşlarla yeniden popülerleşiyor" dedi. Bireylerin artık yalnızca beslenmeye değil sağlıklarını korumaya, yaşam kalitesini artırmaya, zihinsel ve bedensel dengeyi sağlamaya ve çevre bilinciyle hareket etmeye odaklandığını vurgulayan Medicana International Ankara Hastanesi Feel Well Beslenme ve Yaşam Tasarımı bölümü Diyetisyen Sena Nur Doğan, 2026 yılına nostaljik tatlar ve geleneksel pişirme tekniklerinin damga vuracağını söyledi. Proteinin beslenmenin merkezindeki yerini daha da sağlamlaştıracağına belirten Diyetisyen Sena Nur Doğan şu bilgileri paylaştı: "Bu yılın en güçlü sağlık temalarından biri bağırsak sağlığı. Mikrobiyom dostu ürünler, prebiyotik lifler, fermente gıdalar ve doğal probiyotik içeren seçenekler giderek daha fazla tercih ediliyor. Yoğurt, ayran, turşu gibi kültürümüzde var olan gıdalar modern beslenme trendlerinin yıldızı haline geliyor. 2026’da sağlıklı beslenme ‘yasaklar’ üzerinden ilerleyen katı bir sistem olmaktan çıkıyor. Yerini; tat duyusunu tatmin eden, dokularla oynayan, nostaljik lezzetleri modern yorumlarla yeniden sunan bir beslenme kültürü alıyor. Fermente gıdalar, bakliyatlar, ev yapımı soslar, eski pişirme teknikleri ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekler güçlü bir geri dönüş yapıyor." Sığır yağı talebi artıyor Sığır yağının raflarda daha sık görüleceğini aktaran Diyetisyen Sena Nur Doğan, "Bir zamanlar geleneksel yemek pişirmenin temel unsurlarından biri olarak yüksek dumanlanma noktası ve zengin aromasıyla değer verilen sığır yağı, alternatif yağ arayışındaki tüketiciler tarafından yeniden keşfediliyor. Ancak sığır yağı doymuş bir yağdır. Yüksek doymuş yağ alımı, kalp ve damar hastalıkları riskiyle ilişkilidir; bu nedenle az miktarda tüketilmesi en sağlıklısıdır" ifadelerini kullandı. Proteinli içecekler daha da popülerleşiyor İçeceklerin artık yalnızca bir tamamlayıcı değil, başlı başına fonksiyonel bir ürün haline geldiğini ifade eden Diyetisyen Sena Nur Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Elektrolit destekli sular, proteinli içecekler, prebiyotik içeren soğuk çaylar, mantar özleri ve zihinsel dengeyi hedefleyen bitkisel karışımlar her zamankinden daha popüler. Tüketici, içtiği her ürünün kendisine ne sağladığını bilmek istiyor. Bu durum, üreticileri daha sade içeriklere, daha net amaçlara ve daha şeffaf etiketlere yönlendiriyor. Günümüz gıda trendleri, sağlıklı beslenmenin yalnızca makro ve mikro besin dengesiyle sınırlı olmadığını; keyif, sürdürülebilirlik, duygusal iyilik hali, kültürel bağlar ve pratik yaşamla uyumlu bir bütünlük sunması gerektiğini gösteriyor. 2026; bedeni besleyen, zihni destekleyen ve gezegene saygı duyan daha bütüncül bir beslenme yılı olacak."