GÜNDEM - 30 Ekim 2017 Pazartesi 11:48

20 yıllık kan davası, barış sofrasında noktalandı

A
A
A
20 yıllık kan davası, barış sofrasında noktalandı

Mardin'in Ömerli ilçesine bağlı Salihköy Mahallesinde 5 kişinin ölümü ile Aytuğ ve Kaya aileleri arasında başlayan kan davası, 20 yıl sonra barış sofrasında noktalandı.

Mardin´in Ömerli ilçesine bağlı Salihköy Mahallesinde 20 yıl önce 5 kişinin ölümü ile Altuğ ile Kaya aileleri arasında başlayan kan davası, Sincar aşireti lideri Abdulkadir Sincar ile Necmi Öncel ve Cemal Sincar´ın girişimiyle barış sofrasında son buldu.

20 yıldan beri aralarındaki kan davası yüzünden husumetli olan Altuğ ve Kaya aileleri, Salihköy'de yaklaşık 5 bin kişiye barış yemeği verdi. İki, aile fertleri kucaklaşarak kan davasına son verdi. Açık havada verilen barış yemeği için 70 kuzu kesildi.

Barış komitesinde yer alan Necmi Öncel, Mehmet Fidan, Abdulkadir Sincar, Cemal Sincar, Zeyni Toparlı, Sabahattin Evrensel ve bölgenin kanat önderleri ile din adamları girişimleri sonucu barış sofrasına oturtulan Altuğ ve Kaya aileleri, kucaklaşarak kan davasına son noktayı koydu.

Barış yemeğine katılan Ömerli Kaymakamı Erol Korkmaz, İlçe Jandarma Komutan Bülent Kekinsoy, AK Parti İl Başkanı Mehmet Ali Dündar, bölgenin aşiret liderleri ve din adamları yaptıkları konuşmalarda, 21. yüzyılda kan davalarının yeri kalmadığına dikkat çekerek, “Barış, kardeşlik, birlik ve beraberlik içinde yaşamak varken, 21. yüzyılda silaha sarılmanın hiçbir mana ve anlamı yoktur. İnanç değerleri yüksek, çağdaş ülke olma yolunda adımlar atmış bir ülkede kan davalarının yeri olmamalıdır. Bu gün barışan Altuğ ve Kaya aileleri fitne ve fesat yollarını kesmiş oldular. Birbirimizi kucaklama, barış içinde ve kardeşçe yaşama zamanıdır” şeklinde duygularını dile getirdiler. 

Beril Solmuşgül - Diler Erbeyi - Murat Akgül

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Terör örgütü PKK Avrupa’nın başına bela oldu PKK/KCK’lı terörist ve sempatizanları, çıkardıkları şiddet olayları ile Avrupa ülkelerinin başına bela oldu. Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan habere göre, Belçika ve Fransa’da eş zamanlı gerçekleştirilen operasyon sonucu 8 PKK/KCK’lı gözaltına alındı. 8 kişiye yöneltilen suçlar, ‘terör eylemleri hazırlamak ya da finanse etmek, bir terör örgütünü finanse etmek için para sızdırmak veya sızdırmaya teşebbüs etmek için komplo kurmak’ olarak açıklandı. Belçika polisinin PKK/KCK’nın Belçika merkezli Sterk TV ve Medya Haber TV kanallarının stüdyolarına düzenlediği operasyonda doküman ve teknik malzemelere el konuldu. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, eş zamanlı olarak Fransa’da da PKK/KCK’ya müzahir Drancy Demokratik Kürt Toplum Merkezi’ne ve üyelerin evlerine operasyon düzenlendi. Söz konusu operasyonun örgüte karşı Avrupa ülkelerinin attığı adımların somutlaşması açısından önem arz ettiği belirtildi. Avrupa’da PKK/KCK yapılanması nasıl çoğaldı? Avrupa, PKK/KCK tarafından Türkiye’ye karşı stratejik bir cephe olarak görülmekle birlikte lojistik, finansman ve kadro temini için önemli alanlardan biri. Avrupa’da örgütün bu yapısının oluşmasında AB ülkelerinin sessiz kalarak, yer yer destek olduğu ifade ediliyor. PKK/KCK, Avrupa Birliği ülkelerinde terör örgütleri listesinde yer alıyor. Kürtlerin sözde ezilen halk olarak yaptıkları algı politikası ve AB’deki ilgili kurum ve kuruluşlar ile siyasi çevreler içinde oluşturulan diplomasi Avrupa kamuoyunda karşılık bulurken, AB’ye üye birçok ülkenin örgüte karşı gerekli adımları atmaması da örgütün Avrupa’da sesinin yükselmesinde ve daha cüretkâr davranabilmesinde etkili oldu. Avrupa’da artan PKK/KCK şiddeti PKK/KCK, propaganda faaliyetlerini daha çok Avrupa’da Kürt nüfusunun yoğun olduğu Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre ve Hollanda gibi ülkeler ile örgütün faaliyetlerinin merkezi olması sebebi ile Belçika’da gerçekleştiriyor. Bununla birlikte Avrupa’da geniş bir alana yayılmış olmanın verdiği avantaj da her eylem ve etkinlikte kullanılıyor. Avrupa sınırları içinde düzenledikleri eylemler sırasında ivedi bir şekilde organize olup, şiddet içeren girişimlerde bulunabilen örgüt üyeleri, güvenlik güçleri ile çatışıp çevreye zarar verebiliyor. Tüm bunlara Avrupa makamları tarafından göz yumulurken, ancak son zamanlarda PKK/KCK yüzünden artan şiddet olayları Avrupa ülkelerine bile “dur” dedirtti. Avrupa makamlarından PKK/KCK’ya karşı tepkiler arttı Belçika’da yaşanan PKK/KCK’nın kızıştırdığı son olaylar ve bu olayların diğer Avrupa ülkelerine de sirayet etmesi ile Avrupa ülkeleri, görmezden geldikleri PKK/KCK şiddetine karşı adım atmaya başladı. Özellikle Belçika’da Türk kökenli nüfusa yönelik şiddet olaylarının artması, bu olaylarda güvenlik güçlerinin yetersiz kalması, PKK/KCK’ya müzahir basın organlarında manipülatif haberlerin yapılması Avrupa vatandaşlarının da tepkisine neden oldu. PKK/KCK’nın asıl hedefindeki Türkler ise Türk siyasetçilerinin telkinleri ile sakinliklerini hep koruyarak, şiddet olaylarından kaçınmaya çalıştı. Olayların artması sonucu Belçika Başbakanı Alexander De Croo yaptığı basın açıklamasında, “PKK/KCK lehine gösteriler kabul edilemez. Belçika’da fikir özgürlüğü garanti altındadır ancak terör örgütü PKK/KCK lehine ifadelere tolerans gösterilemez. Zira Kürt sorununa sempati duymak farklı bir şeydir” ifadelerini kullandı. Belçika Federal Adalet Bakanı Paul Van Tigchelt’ten de benzer bir açıklama geldi. Van Tigchelt, “Belçika için PKK/KCK, açık şekilde bir terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Bu kırmızı çizgimizdir. Bu bağlamda PKK/KCK’nın Belçika’daki faaliyetleri kabul edilemez” dedi. Avrupa, PKK/KCK şiddetinin giderek artmasından endişe ediyor Belçika’da yaşanan olaylardan sonra Avrupa makamları PKK/KCK sempatizanları nedeni ile şiddet olaylarının artmasından endişe ediyor. Örgüte müzahir basın-yayın organlarında yaşanan şiddet olaylarının işlenme şekli ile Avrupa’daki örgüt yandaşlarını şiddete teşvik etmesi tedirginliği de arttı. Bu yayınlar yüzünden özellikle örgüte müzahir genç kesimin zaman zaman şiddet içerikli eylemlere başvurmasından korkuluyor. PKK/KCK, Avrupalı gençlerden örgüte adam devşiriyor Türkiye’de geçmişte olduğu kadar kolay kadro bulaman PKK/KCK, Avrupa’da Türk milliyetçileri ile Kürtlerin çatışmasını ön plana çıkararak gençlerden kadro temin edebilmek için bir zemin oluşturuyor. Kürt gençleri militarize eden örgüt, olaylara karışan ve adli yaptırım uygulanacak Kürt gençlerini örgüte sığınabileceği vaadiyle kandırıyor. Türkiye’den uzak ve PKK/KCK gerçeğinden habersiz Kürt gençlerini politize eden örgüt, “örgütsel bilinç” kazandırmaya çalışıyor.