EKONOMİ - 01 Ocak 2021 Cuma 13:25

2021 için finansal tasarruf önerileri

A
A
A
2021 için finansal tasarruf önerileri

Yaşar Üniversitesi Ekonomi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Serpil Kahraman, yeni yıla girerken pandeminin en çok etkisini hissettirdiği noktaların başında gelen ekonomide, tüketim-tasarruf dengesini nasıl korunması gerektiği konusunda önerilerde bulundu.

2021 yılında yatırım araçlarında rallinin devam edeceğini, 2021 yılının analistler için tahmi edilemesi güç bir yıl olduğunu belirten Kahraman, “Öncelikle cebinizde olmayan parayı harcamaktan kaçının ve kredi kartlarını bilinçli kullanın” diyerek, küçük de olsa tasarruflarımıza nasıl yön verebileceğimizi de anlattı.

2020 geride kalıp yeni bir yıla girerken, geride bırakılan yılda korona virüsü pandemisinden sağlıktan sonra kuşkusuz en fazla etkilenen alan ekonomi oldu. Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Serpil Kahraman da, ekonomide, tüketim-tasarruf dengesini nasıl korunması gerektiği konusunda bilgiler verdi. Kahraman, “2020, hem küresel ekonomiler hem de vatandaşın ekonomi açısından zor bir yıl oldu. Şüphesiz ki ekonomide belirsizlik en büyük risk unsuru olarak kabul edilir. Bu süreçte, azalan üretim ve tüketimin tetiklemesiyle ekonomiler küçülürken belirsizlik arttı. 2021’de ekonomide bizleri neler bekliyor? Hane halkı olarak bizler bütçe dengemize nasıl destek olabiliriz? Bunlara önümüzdeki yıl daha fazla dikkat edip ekonomik planlarımızı ona göre yapmalıyız” dedi.

Belirsizliklere karşın tüketimin sınırlı düzeyde azaldığını belirten Kahraman, “Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfının (TEPAV) raporuna göre; pandemi sürecinde toplam tüketim harcamalarının öngörüldüğü düzeyde azalmadığını; ancak tüketim tercih kalemlerinin yön değiştirdiğini görüyoruz. Rapora göre pandeminin başlangıç süreci olan 13-20 Mart 2020 haftasında tahmin edileceği üzere gıda ve buna bağlı olarak artan market alışverişi gibi zorunlu tüketim kalemlerine yönelen harcamaların, 13 Mart–25 Eylül 2020 döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre, yüzde 83 ile en fazla artış elektrik-elektronik ve bilgisayar ve yüzde 42 market ve alışveriş merkezleri olurken, en fazla azalış görülen kalemler ise tahmin edileceği üzere, yüzde 59 havayolları, yüzde 56 seyahat acenteleri/taşımacılık ve yüzde 46 konaklama sektörü oldu” diyerek tüketim alışkanlıklarındaki değişimlere dikkat çekti.

Kredi kartı kullanımına azami dikkat şart
Ülkemizde ekonomi okur-yazarlığının oldukça düşük olduğunu kaydeden Serpil Kahraman, “Hepimizin kullandığı kredi kartları, krediler ya da ufak tasarruflarımızı değerlendirme yöntemlerinde bilgi düzeyinin artması, en azından süreci daha iyi yönetmemizi sağlayacaktır. Kredi kartları; nakit taşıma gereğini ortadan kaldırması, nakdimizi aşan ihtiyaçların temininde tutar erteleme, taksit gibi avantajlarla hayatımızı kolaylaştıran bir enstrüman; ancak bilinçli kullanımı durumunda. Birçok kart hamili, asgari ödemenin yeterli olacağını düşünmekte. Oysa asgari ödeme bedelinin, kredi kartının kullanıma açık olarak devam etmesi için belirlenen bir tutar olduğu unutulmamalı. Ödenemeyen her borç bedeli için borç kapanana dek günlük olarak faiz işlemeye devam edecektir. Dolayısıyla kart hamilleri için öncelikli hedef, kredi kartı hesap ekstresi bedelinin son ödeme tarihine kadar tamamının kapatılması, tamamı kapatılamıyorsa izleyen hesap kesimi beklenmeden mümkün olduğunca borcun kapatılması hedeflenmelidir” diye konuştu.

Nakit çekim yerine kredili mevduat kullanımı önerisi
Kredi kartlarının, nakit çekim amaçlı olarak da başvurduğumuz bir araç olduğunu da hatırlatan Dr. Serpil Kahraman, “Kredi kartından nakit çekme en son tercih olmalıdır; çünkü kredi kartından nakit çekim durumunda, işlem başına nakit çekim ücreti alınacak olup nakit tutarına ödeme yapılana kadar günlük bazda faiz işlemektedir. Küçük tutarlarda nakit desteği için kredili mevduat veya eksi hesap olarak ifade ettiğimiz, vadesiz hesabımızda artı bakiye olmasa bile kullanabileceğimiz ki genelde bankalar mevduat sahibinin maaşı doğrultusunda bu tutarı tanımlarlar, hesap tanımlaması talep edebiliriz. Yüksek nakit gereksinimleri için ise çözüm tabii ki ferdi destek kredisi olmalı. Ferdi destek kredilerinin da taşıt kredisi gibi odak kredilerden daha yüksek faizlendiği unutulmamalı” diyerek uyarıda bulundu.

Küçük miktarla da tasarruf ve yatırım mümkün
Tüm bunların yanı sıra küçük de olsa birikimlerimizi değerlendirebileceğimizi vurgulayan Dr. Serpil Kahraman, “Gelirimiz düşerken kuşkusuz tüketim-tasarruf dengemizi, tasarruf lehine artırmak kolay değil; ancak, ufak tutarlarla da tasarruflarımıza yön vermek mümkün. Belirsizlik sürecinde 2021 yılında yatırım araçlarında ralli devam edecek. Esasen 2021 yılı, analistler için tahminlemesi güç bir yıl. Ülkemizde klasik vadeli mevduat, yatırım fonları, hisse senetleri veya kıymetli evrak gibi yatırım araçlarını tercih etmeyen küçük yatırımcılar için altın ve dolar iki alternatif gibi. Altın, her ne kadar yıl sonuna yakın sert düşüş gösterse de geçtiğimiz yıl yaklaşık yüzde 58 ile yatırımcısının yüzünü güldürdü; ancak 2021 yılı için agresif bir yükseliş beklenmiyor. Yine bir diğer kıymetli maden gümüş, altına göre daha iyi bir getiri sağlayacaktır. Yine de 2021 sonunda gram altının 500 TL’ye ulaşması güç görünüyor. Hane halkı için neredeyse geleneksel iki yatırım aracı, altın ve dolar olsa da finansla sistemde, küçük birikimlerimizi değerlendirebileceğimiz dönemsel faiz getiren mevduat hesapları, yatırım fonları gibi yatırım araçları da mevcut. Her fonu, bir sepet gibi düşünebiliriz. İçeriklerinde barındırdıkları yatırım araçlarına göre getiri ve risk oranları değişen fonlar var. Pay adedi olarak günlük bazda bile alım-satıma imkan vermesi açısından, elimize geçen ufak meblağlarla birikim yapmamıza ve aynı şekilde ihtiyacımız kadar pay adedini bozarak, nakde çevirme imkanı sağlaması açısından etkin bir araç. Bankaların farklı isimlerle arz ettikleri fonlar arasında, likit fonların bunlardan en bilineni. Likit fon, 5-10 TL gibi küçük meblağlarla anında alım-satım işlemi yapabileceğiniz, bir yatırım aracı. Hane halkının ufak birikimlerini tasarrufa dönüştürmesi, kendi getiri ve risk düzeylerini de göz önünde bulundurarak kendi yatırım sepetlerini oluşturmak pek tabi mümkün” diyerek 2021 için daha iyimser beklentiler olsa da piyasalarda rallinin süreceği bir yıl olacağını hatırlattı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’da yüz milyonlarca yıl önceye ait fosiller bulundu Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesinin üzerinde olduğu zeminin, Tetis Denizinin zemini olduğu değerlendiriliyor. Zeminde, milyonlarca yıl boyunca oluşan fay kırıklarından çeşitli canlı türüne ait olduğu tahmin edilen fosillere kadar birçok jeolojik ve paleontolojik (fosilbilimsel) kalıntı bulunuyor. İlçe merkezine yaklaşık 4 kilometre mesafede bulunan bu kayaçlardaki fosiller ve fay kırıkları zengin görüntülerle dikkat çekiyor. Antropolog Naci Akdemir, alanın Tetis Denizinde meydana gelen sediment tortulu çökellerinin bulunduğu bir yer olduğunu, bu çökellerin vaktiyle muhtemelen tek tabaka halindeyken Afrika-Arabistan plakasının zorlaması ve Avrasya’nın buna direnmesi neticesinde bir yükselme-dalma hadisesinin meydana geldiğini ifade etti. Afrika-Arabistan zonu yükselirken Avrasya zonunun bunun altına daldığını kaydeden Akdemir, "Tetis Denizinin altındaki çökeller yükselirken önce doğu-batı istikametinde çatlaklar ve kırılmalar meydana gelmiştir. Bilahare yine Afrika-Arabistan plakasının sola momentli yani batıya açılı bindirmesi yüzünden bu defa kuzey-güney istikametli düzgün çatlaklar meydana gelmiştir. Her çatlağın bulunduğu yerde doğudaki zon, batıdakine nazaran daha hızlı ilerlemektedir. Çatlakların vaktiyle bakışımlı iken, günümüzde birbirinden ayrılmış kırıkları, bunu bize açıkça göstermektedir" dedi. "Yöremizdeki depremler bundan kaynaklanmaktadır" Antropolog Akdemir, hadisenin yaklaşık 250 ila 300 milyon sene önce başladığını değerlendirerek, "Biz bunu jeolojik hareket olarak düşünüyorsak halen devam etmektedir. Zaten yöremizdeki depremlerde bundan kaynaklanmaktadır. Bulunduğumuz yer, kanaatime göre hareket başladığında şimdiki Süveyş ve Basra Körfezini birleştiren bir hattın üzerinde bulunuyordu, kabaca. Arazi, yılda 10-15 milimetrelik bir hızla kuzeye doğru seyir halindedir ki Anadolu yarımadası da bunun önünden batıya doğru, yani Ege Denizine doğru kaçmaktadır. Hareket, güneyden kuzeye doğrusal bir hareket değil sola, yani batıya momentli bir hareket karakterindedir. Hareketin ivmesi, aynı şekilde Avrasya’ya yüklenen Hint kıtasında çok hızlı iken, Arabistan ve Afrika’nın batısına gittikçe yavaşlamaktadır. Bakılırsa, Hindistan’ın Avrasya’yı Himalayalar’da 9 bin metrelere varan ölçeklerde yükselttiği, İran ve Anadolu platolarının batıya gittikçe azalan meyillerle bu harekete refakat ettiği görülür. Söz konusu yükselme hareketi batıda, Atlas Dağlarını da kıvırdıktan sonra, Cebelitarık’ta neredeyse sıfırlanmaktadır. Ancak Alp kıvrımları ile Pirenelerin de bu sistemin etkisiyle oluşmuş dağ kıvrımları olduğunu unutmamak gerekir" diye konuştu. "Akdeniz, şu an gittikçe kapanmaktadır" Üzerinde bulunulan sediment tortullarında bakterilerden, omurgalı hayvanlara kadar çok farklı türlerde hayvan fosilini bulmak mümkün olduğunu aktaran Akdemir, "Deniz yumuşakçaları, derisi dikenliler, balıklar ve ne olduğunu tam kestiremediğimiz başkaca omurgalı hayvanların fosilleri bize bunu göstermektedir. Biraz önce görmüş olduğunuz gibi, bir kayanın üzerinde bulunan ve üzerinde birkaç diş bile mevcut olan bir çene kemiği mevcuttur. Bunun üzerinde de oluşmuş ve tabiatıyla daha geç çağlara ait olan başka bir katmanda da omurga kemikleri müşahede ettik. Söz konusu hareketlenmeler neticesinde bu arazi, yaklaşık 5-6 milyon kadar önce günümüzdeki manzaraya büründü. Zaten Tetis Denizinin devamından başka bir şey olmayan Akdeniz, şu an gittikçe kapanmaya, başka ifadeyle daralmaya devam etmektedir. Akdeniz’in zeminininde birkaç, 10 milyon sene sonra, günümüz Kocaköy arazisine benzeyen bir görünüm alacağı tahmin edilmektedir" şeklinde konuştu.
Kayseri Bilim Merkezi’nden sağlık alanına akademik destek Kayseri Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde faaliyetlerini sürdüren Kayseri Bilim Merkezi; sağlık alanında eğitim gören ve çalışan bireylere yönelik önemli bir akademik programa ev sahipliği yaptı. ’Bilimsel Basamak Eğitimi’ başlığıyla düzenlenen program, katılımcılara bilimsel araştırma süreçleri ve akademik yazım konusunda kapsamlı yetkinlikler kazandırmayı amaçladı. 20-21 Aralık 2025 tarihlerinde düzenlenen eğitim, sağlık alanında lisans ve lisansüstü eğitim alan öğrencilerin yanı sıra, sahada görev yapan profesyonellere yönelik olarak planlandı. İki gün süren program kapsamında, bilimsel düşünme sistematiği, araştırma etiği, literatür tarama yöntemleri, hipotez oluşturma ve proje tasarımı gibi temel başlıklar ele alındı. Bunun yanı sıra akademik metin yazımı, etkili sunum teknikleri ve bilimsel makale değerlendirme konularında uygulamalı atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Katılımcıların hem teorik bilgi hem de pratik beceri kazanmasını hedefleyen eğitim, sağlık alanındaki bilimsel çalışmaların niteliğini arttırmayı ve araştırmacıların akademik süreçlerde daha yetkin hale gelmesini amaçladı. Program sonunda katılımcıların, bilimsel araştırma planlama ve akademik yazım konularında güçlü bir altyapıya sahip olmaları hedeflendi. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın bilim ve eğitime verdiği önem doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Kayseri Bilim Merkezi, ’Bilimsel Basamak Eğitimi’ ile akademik gelişimi desteklemeye ve bilimsel üretime katkı sunmaya devam etti.
İzmir Göztepe, ilk devrenin en az gol yiyen takımı oldu Göztepe, Trendyol Süper Lig’in ilk devresinde oynadığı 17 maçta kalesinde yalnızca 9 gol görerek ligin en az gol yiyen takımı oldu. Göztepe, Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında sergilediği savunma performansıyla dikkat çekti. İzmir temsilcisi, 17 haftalık periyotta elde ettiği 9 galibiyet, 5 beraberlik ve 3 mağlubiyetle 32 puan topladı ve ilk devreyi 4. sırada tamamladı. Avrupa potasında yer alarak hedeflerine ulaşan sarı-kırmızılı ekip, güçlü savunmasıyla ligin zirvesinde yer alıyor. Stanimir Stoilov yönetimindeki Göztepe, ligin ilk devresinde kalesinde yalnızca 9 gol görerek Süper Lig’in ilk 17 haftalık bölümünde en az gol yiyen takımı oldu. Bu alanda Göztepe’yi, 12 golle lider Galatasaray takip etti. Kalesini en fazla maçta gole kapatan takım Trendyol Süper Lig’in ilk yarısında savunma performansıyla öne çıkan Göztepe, 17 maçın 11’inde gol yemeyerek bu alanda da ligin zirvesinde yer aldı. Rakiplerine adeta gol şansı vermeyen İzmir temsilcisi; Çaykur Rizespor, Karagümrük, Beşiktaş, Başakşehir, Gençlerbirliği, Kasımpaşa, Gaziantep FK ve Samsunspor maçlarını hem kazanıp hem de gol yemeden tamamladı. Sarı-kırmızılılar, galip gelemediği Fenerbahçe, Eyüpspor ve Kocaelispor karşılaşmalarında da kalesini gole kapatmayı başardı. Göztepe’nin bu sezon vazgeçilmezleri arasında yer alan Polonyalı kaleci Mateusz Lis, ortaya koyduğu performansla ön plana çıktı. 28 yaşındaki file bekçisi, 17 maçın tamamında 90 dakika sahada kalarak sarı-kırmızılıların ligin ilk yarısındaki başarısında önemli pay sahibi oldu. Savunmada 6 farklı oyuncu oynadı Trendyol Süper Lig’de sezon boyunca üçlü stoper hattıyla mücadele eden Göztepe, karşılaşmalarının büyük bölümüne bu sistemle çıktı. Sarı-kırmızılı ekip, stoper mevkisinde 6 farklı isme görev verirken; Heliton, Bokele, Godoi, Taha, Furkan Bayır ve Miroshi forma giydi. Bu isimler arasında Heliton, Bokele ve Taha en fazla süre alan oyuncular olurken, joker olarak kullanılan Miroshi ise önemli dakikalar almasına rağmen ağırlıklı olarak orta sahada görev yaptı. Godoi, zaman zaman ilk 11’de yer almasına karşın yaşadığı sakatlıklar nedeniyle forma şansı bulmakta zorlandı. Furkan Bayır ise rotasyonun önemli parçalarından biri oldu.