SAĞLIK - 13 Ocak 2022 Perşembe 08:59

30 dakikada katarakttan kurtulmak mümkün

A
A
A
30 dakikada katarakttan kurtulmak mümkün

Özellikle orta yaş sonrasında görülen ve yaşam kalitesini ciddi oranda bozan ve tek tedavi yöntemi ameliyat olan katarakt ile ilgili Dr. Cahit Burke gelişen teknoloji ile katarakttan yarım saatlik bir ameliyatla kurtulmanın mümkün olduğunu söyledi.

Orta yaş üzerinde yaşanan görme kayıplarının en önemli sebebi olarak öne çıkan katarakttan, yarım saat süren bir ameliyatla kurtulmak mümkün. Görme kalitesinde azalma ve renklerde soluklaşma gibi şikayetlerle ortaya çıkan ve kişinin günlük yaşam kalitesini bozan katarakt, normalde şeffaf olan doğal göz merceğinin şeffaflığını yitirerek bulanıklaşması ve opak-beyazımsı bir görünüm alması ile oluşuyor.

Yakın Doğu Üniversitesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Cahit Burke, katarakt hastalarının yüzde 90’ının 60 yaş ve üzerinde olduğunu fakat her yaş grubunda da görülebildiğini söyledi. Uzm. Dr. Burke, yeni doğan bebeklerde de doğuştan katarakt görülebileceğini söyleyerek, çocuklarda, gençlerde ve orta yaşlılarda da katarakta rastlanabildiğini belirtti.

Belirtiler çoğunlukla yaşla beraber ortaya çıkıyor

Göz lenslerindeki bozulma ile oluşan kataraktın belirtilerinin daha çok yaşın ilerlemesi ile ortaya çıktığını aktaran Uzm. Dr. Cahit Burke, “Hatta başlangıç döneminde belirti göstermeyebilir. Göz merceğinin bulanıklaşması gün geçtikçe artar ve bu durum çoğunlukla diğer kişiler tarafından fark edilir. Yaygın olarak, görüşün net olmaması, bulanıklaşması, dumanlı ve puslu olması belirtiler arasında yer alır. Katarakt; renklerin daha solgun, daha az keskin olmasına sebep olabilir. Gazete ve kitap okumak, televizyon izlemek, araç kullanmak güçleşir. Nadir olarak çift görme olabileceği gibi karanlıktaki sokak lambası ya da araç farı gibi güçlü ışık kaynaklarının etrafında hâle görülebilir”dedi.

Tek seçenek ameliyat

Katarakttan tamamen kurtulmak için tek seçeneğin cerrahi müdahale olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Cahit Burke, “Katarakt ilk evrelerinde ise gözlük kullanımı ile günlük işlerin yapılması sırasında oluşan şikayetler geçici olarak giderilebilir. Ancak ilerlemiş katarakt vakalarında ameliyat tek seçenektir” diye konuştu.

Ameliyat detayları

Gelişen teknoloji ile birlikte katarakt cerrahisinin kolaylıkla ve hızlı bir şekilde gerçekleştirildiğini de hatırlatan Uzm. Dr. Burke, “Ameliyatta gözün doğal merceği alınarak yerine suni mercek yerleştiriliyoruz. Göz çevresini, çoğunlukla lokal anestezi ile uyuşturarak küçük bir tünel kesinden bulanıklaşan göz merceğini çıkarıyoruz. Ardından göz içine yüksek kalitede yapay monofokal (tek odaklı) ya da multifokal (çok odaklı) mercek yerleştirilerek hastanın görme duyusunu geri kazanmasını sağlıyoruz” dedi. Operasyonun yaklaşık yarım saat kadar sürdüğünü söyleyen Uzm. Dr. Burke, “Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde son teknoloji ile gerçekleştirdiğimiz katarakt operasyonları ile hastalar ilk günden itibaren gözünü kullanarak normal yaşantılarına geri dönebilmektedir” şeklinde konuştu.

Katarakt riskini azaltabilirsiniz

Son olarak katarakt oluşumunu tam olarak engellemenin mümkün olmadığını fakat riskleri azaltabilmek adına önerilerde bulunan Uzm. Dr. Burke, “Gözleri güneş ışığından korumak ve direkt olarak güneşe bakmamak, sigarayı bırakmak, sağlıklı ve dengeli beslenme, şeker hastalığını kontrol altında tutmak katarakt riskini azaltacaktır” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Yangınlara karşı ’Orman Benim’ kampanyası başlatıldı Samsun’da ’Orman Benim’ kampanyası çerçevesinde ormanda çöp toplama etkinliği gerçekleşti. Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından ormanları korumak ve yangınlara karşı alınacak önemler konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla ülke genelinde "Orman Benim" programı başlatıldı. Bu çerçevede Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlük Binası hemen yanında ormanlık alanda çöp toplama etkinliği düzenlendi. Samsun’daki kurum amirleri, öğrenciler, üniversite görevlileri ve öğrencileri orman içinde yürüyerek, doğaya zarar verebilecek tüm çöpleri topladı. Minik öğrenciler ellerinde poşetlerle çöp olan bir yer bırakmadı. Etkinlikle ilgili bilgi veren Atakum Kaymakamı Vali Yardımcısı Vekili Kemal Yıldız, "Orman Benim. Ateş Yakmam, Orman Yangın Önlerim’ kampanyası çerçevesinde tüm yurtta valilerimiz, kaymakamlarımız, il müdürlerimiz, üniversitemiz ve öğrencilerimizle hep birlikte bir farkındalık kampanyasını başlattık. Bugün tüm öğrencilerimizle ve vatandaşlarımızla ormanlarımızı temizliyoruz. Orman yangınlarına sebep olan insan atıklarını temizlemeye çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi orman yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklıdır. Bunun önemli bir kısmı da insanların ormanlara bıraktıkları atıklardan kaynaklanıyor. Bu konuda bir farkındalık oluşturmak istiyoruz" dedi. Öğrenciler ise ormanların insanlar için birer nefes olduğunu, doğayı korumanın herkesin görevi olduğunu söylediler. Etkinlik, öğrencilere yapılan çeşitli ikramlarla son buldu.
Elazığ Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Akbulut: "Ülkemizde her yıl ölen 460 bin kişinin yüzde 37’si kalp damar hastalığından hayatını kaybediyor " Dünyada her yıl 18 milyon insanın kalp damar hastalığından hayatını kaybettiğini belirten Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akbulut, "Ülkemizde her yıl ölen 460 bin kişinin yüzde 37’si kalp damar hastalığından hayatını kaybediyor" dedi. Fırat Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akbulut, Sağlık Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu. Kalp damar hastalıklarının kader olmadığını, bir tercih olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mehmet Akbulut, “Özellikle kalp damar hastalıkları dünyada ve ülkemizde ölüme, sakatlığa, yaşam kalitesinin bozulmasına ve büyük ekonomik harcamalara yol açan hastalıkların başında yer alıyor. Dünyada her yıl yaklaşık 18 milyon insan kalp damar hastalığından hayatını kaybediyor. 2030’lu yıllara geldiğimizde kalp damar hastalıklarına bağlı meydana gelecek ölümlerin sayısının katlanarak 30 milyona yaklaşacağını tahmin ediyoruz. Yani Türkiye’nin yaklaşık üçte birine tekabül eden bir nüfusun her yıl bu hastalıktan dolayı hayattan kopacağı tahmin ediliyor. Maalesef bu ölümlerin yüzde 75’i gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde meydana gelecektir. Ülkemizde her yıl 460 bin civarı ölüm gerçekleşirken, bu ölümlerin yaklaşık yüzde 37’si kalp damar hastalıklarından kaynaklanıyor. Ve bu konuya ulusal çapta değinilmesi ve bu konu ile ilgili tedbirler alınması gerekiyor” diye konuştu. Kalp damar hastalıklarının en büyük formlarından birinin kalp krizi olduğunu belirten Prof. Dr. Akbulut, “Kalp krizi kalbin oksijen ihtiyacını taşıyan damarların tıkanması ile meydana geliyor. Bu damar tıkanıklıklarının sebebi de özellikle kolesterol denilen bazı yağ birikimlerinin damar civarında birikmesi ve zamanla darlık ve tıkanıklığa sebep olması ile ortaya çıkıyor. Bunun en büyük sebebi ise özellikle sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam, kötü alışkanlıklar ve bazı metebolik hastalıklar olan diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklardan kaynaklıdır. Bu hastalıklarla mücadele etmek özellikle kalp damar hastalıklarına bağlı meydana gelecek ölümlerin önüne geçecek, insan en önemli ve verimli çağında yaşama tutunacaktır. Kalp damar hastalıklarına yönelik yapılacak olan tedbirlerin alınması durumunda yüzde 80 oranında ölümler azalacaktır” ifadelerini kullandı.