SPOR - 07 Ağustos 2016 Pazar 13:38

7. İnternasyonal Aba Güreşi Dünya Kupası Şampiyonası Hatay'da yapılacak

A
A
A
7. İnternasyonal Aba Güreşi Dünya Kupası Şampiyonası Hatay'da yapılacak

7. İnternasyonal Aba Güreşi Dünya Kupası Şampiyonası Hatay’da yapılacak. Dünya Aba Güreşi Federasyonu Genel Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek, dünya genelinde aba güreşlerine ilginin arttığını belirtti.

Dünya Aba Güreşi Federasyonu Genel Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek ve İhlas Haber Ajansı Spor Müdürü Mustafa Karagöl, eylül ayında Hatay’da düzenlenecek olan Geleneksel Aba Güreşi Dünya Kupası öncesi Hatay’a gelerek Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı devam eden Mersah alanında incelemelerde bulundu.  Dünya Aba Güreşi Federasyonu Genel Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek, dünya genelinde aba güreşlerine ilginin arttığını belirterek, ”Mersah alanının yapımı için öncelikle Belediye Başkanı Lütfü Savaş'a teşekkür ederim. 17-18 Eylül tarihlerinde Hatay’da düzenlenecek olan olan Geleneksel Aba Güreşi Dünya Kupası öncesi bu alanın biteceğinden hiç şüphemiz yok. Bizlerde elimizden geldiği kadar katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Eylül ayında düzenlenecek olan 7. İnternasyonal Aba Güreşi Dünya Kupası bu yıl’da Hatay’da yapılacak ve turnuvaya; Almanya, Sibirya, Başkurdistan, Afganistan olmak üzere 30’a yakın ülke katılacak” dedi.

İbrahim Öztek: "Ata sporumuzu dünyaya tanıtmak gayreti içindeyiz"
Hatay’a gelecek olan sporculara her türlü misafirperverliğin gösterileceğinden hiç şüpheleri olmadığını ifade eden İbrahim Öztek, "Gelen sporcularımız Hatay’ın güzellikleri görmesi bakımından Hatay’da bulunan müze ve tarihi yerleri gezerek, Hatay’ın tarihi dokusunuda görmüş olacaklar. Bizler federasyon olarak 10 yıldır aba güreşlerini hem ülkemizde, hem dünyaya yaymaya çalışıyorsak bunları spor aşkıyla yapıyoruz. Herhangi bir art niyet olmadan 5 bin yıllık geleneksel ata sporumuzu dünyaya tanıtmak gayreti içindeyiz. Bu yıl Almanya’da 3. Uluslararası Aba Güreşi Şampiyonası yapıldı ve oraya da 5, 6 ülkenin gelmesi aba güreşinin dünyanın bir çok ülkesinde sevilip sayıldığını görüyoruz” diye konuştu.

Kürşat Öztek: "Ücretsiz olarak projeyi hazırladık"
Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı devam eden mersah alanı hakkında bilgi veren proje mimarı Kürşat Öztek, mersah alanının projesinin babası Prof Dr. İbrahim Öztek tarafından istendiğini ve onun üzerine yapıldığını ifade etti. Böyle bir projenin yapılması fikri ortaya çıktığı zaman Hatay’a katkılarının olmasını istediklerini ve ücretsiz olarak bu projeyi hazırladıklarını kaydeden Kürşat Öztek, ”Mersah alanı yaklaşık 1500 kişi kapasiteli bir alan olacak. Ortada bulunan güreş alanı 225 metrekare olacak ve yapılan bu alan altında sporcuların ter türlü ihtiyaçlarını giderebilecekleri farklı alanlar oluşacak. Tamamlandığında spor kompleksi niteliği taşıyacak olan bu mersah alanında çalışmaların hızla devam etmesi sevindirici bir gelişmedir” dedi. Dünya Aba Güreşi Federasyonu Genel Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek ve İHA Spor Müdürü Mustafa Karagöl, incelemelerinin ardından Hatay Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Dünya Aba Güreşi ve Geleneksel Sporlar Federasyonu 7. İnternasyonal Aba Güreşi Dünya Kupası Şampiyonası hakem seminerine katıldı.

ADEM KARAGÖZ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.