GÜNDEM - 20 Temmuz 2014 Pazar 22:19

87 rektör Gazze için harekete geçti

A
A
A
87 rektör Gazze için harekete geçti

87 üniversitenin rektörü, Gazze için ortak bir bildiri yayınladı. İsrail'in Gazze'de yaptığı katliama dur demek için harekete geçen rektörler, İsrail'e çok sert bir dille tepki gösterdi.

Türkiye'deki 87 üniversitenin rektörü İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları hakkında ortak açıklama yaparak, İsrail'e çok sert bir dille tepki gösterdi. 87 rektör, kamuoyu duyurusuyla aldıkları kararları sıraladı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Gazze'de büyük bir insanlık dramı yaşanıyor. Bu katliama karşı bütün dünya kör ve sağır gibi davranıyor. İsrail Yönetimi, muhakemeyeteneğini kaybetmiş ve namlunun hedefine çocukları koyarak zalimce saldırıyor. İslam dünyasının mübarek Ramazan ayında, Gazze'de, iftarlar bomba seslerinin eşliğinde keder, acı ve gözyaşları ile açılıyor. Maalesef, zalime ve zulme göz yuman herkes bu vahşetin paydaşı oluyor.

Bütün dünyanın, özellikle de İslam Dünyasının, Müslüman kardeşlerimizi ve İslami değerlerimizi hedef alan İsrail Yönetiminin eylemlerine karşı birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu içerisinde ortak bir tavır ve duruş sergileme zorunluluğu bulunmaktadır. İsrail Yönetimi, bu hain saldırılarla hiçbir sonuca ulaşamayacaktır. Ancak; insanlık bu zulme sessiz kaldıkça ve göz yumdukça, hayatını kaybeden çocukların hikâyelerini daha çok dinleyecektir.

Aşağıda imzası bulunan Türkiye Üniversiteleri Rektörleri olarak; işgalci İsrail Yönetiminin, 8 Temmuz 2014 tarihinde Gazze Şeridi'ne yönelik olarak başlatmış olduğu hava ve devamında kara saldırılarını şiddetle kınıyoruz. Aralarında masum çocuk ve kadınların da bulunduğu üç yüz elliden fazla sivil Filistinlinin hayatını kaybettiği ve binlercesinin yaralandığı, Uluslararası hukuka ve temel insan haklarına aykırı saldırıları nefretle telin ediyoruz.

İşgalci İsrail Yönetiminin bu saldırısı ilk değildir ve uluslararası hukukun açıkça bir kez daha ihlalidir. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, ABD, AB ve Arap Yönetimlerinin önemli bir kısmının bu süreçteki açık destekleri, İsrail'in daha da saldırganlaşmasının temel nedenidir. Uluslararası toplum, İsrail'in insanlık ve savaş suçu olan bu politikalarına göz yummaktadır. Oysa bölgesel ve uluslararası aktörlerin; işgalci İsrail Yönetimine karşı açık tavır alarak, sonuç odaklı baskı politikaları uygulamaları beklenmektedir.
Ayrıca uluslararası nizamı koruma misyonu olan, ancak bu konuda başarısızlığı birçok kez teyit edilen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin, bu saldırılardan dolayı İsrail'i kınayan ve yaptırımlar öngören bir kararı en kısa zamanda kabul etmesi ve uygulamaya koyması uluslararası kamuoyunca beklenmektedir. Birleşmiş Milletlerin; İsrail Yönetimi aleyhine onlarca kararı olmasına rağmen, BM kararlarını uygulamayan İsrail Yönetimine hiçbir yaptırım uygulamaması ise son derece düşündürücüdür.
Türkiye Üniversiteleri Rektörleri olarak;

• Gazze'deki zulme karşı ulusal ve uluslararası platformda kamuoyu oluşturma konusunda her türlü sorumluluğu alacağımızı,

• Gazze'deki kardeşlerimize destek olmak için ülke çapında tüm üniversitelerimizde destek ve yardım kampanyaları başlatacağımızı,

• Gazze'de hayatını kaybeden ve yaralanan mağdurlar için İsrail Yönetiminin tazminat ödemesi için tüm hukuki yolları kullanacağımızı,

• Katliam emrini veren ve uygulayanların, uluslararası hukuk nezdinde hesap vermelerinin ve cezalandırılmalarının takipçisi olacağımızı,

• Gazze'ye yönelik hukuksuz abluka ve işgalin kaldırılması için uluslararası kamuoyunu harekete geçireceğimizi,

• İşgal edilmiş öz vatanlarında cezaevi hayatı yaşayan kardeşlerimizin, Başkenti Kudüs olan Bağımsız Filistin Devleti kurulması taleplerini desteklediğimizi,

• Gazze'deki kardeşlerimize uygulanan bu insanlık dışı katliam bitinceye ve Gazze ablukası kalkıncaya kadar, İsrail Yönetiminin katliamını kınamayan İsrail'deki üniversitelerle; her türlü akademik, kültürel ve sosyal ilişkilerimizi sonlandıracağımızı,

• İsrail Yönetiminin katliamına karşı tepki koyan, sesini yükselten, protesto eden İsrail Üniversiteleri ve Musevi Bilim insanlarıyla ise her türlü akademik, kültürel ve sosyal ilişkilerimizi devam ettireceğimizi, katliamı sonlandırma ve barış için yapacakları her türlü girişimlerine destek vereceğimizi,

• Kendileri; ülkelerinin dışında barış ve huzur içinde yaşarken, kendi vatanlarında acı çeken ve hayatını kaybeden Filistinli mazlumlar için, İsrail Yönetimine tepki koyan Musevi Cemaatlerine ve vatandaşlarına her türlü desteği vereceğimizi,

kamuoyuna deklare ederken;

Siyonist İsrail Yönetiminin saldırılarında hayatını kaybeden Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılara acil şifalar dileriz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Türkiye Üniversiteleri Rektörleri

Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.  M. Emin Arat,

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mehmet Fatih KARAASLAN

Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç,

Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek,

İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca,

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer,

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş,

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İrfan Aslan,

Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan,

Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas,

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan,

Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ethem Tolga,

Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Büyükberber,

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet,

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Demir,

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe,

Bezmialem Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Tüzgen,

Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Faruk Kocacık,

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniv. Rektörü Prof. Dr. Musa Duman,

Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın,

Konya Necmettin Erbakan Üniv. Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker,

Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç,

Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talha Gönüllü,

Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan,

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan,

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun,

Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal,

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin,

Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kudret Saylam,

Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer,

Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş,

Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ,

Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar,

Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan,

Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Halil Mutlu,

Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Jale Saraç,

Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ebubekir Ceylan,

Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz,

Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan,

Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel,

İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yadigar İzmirli,

Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. S. Bedii Omay,

KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Torlak,

Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Karaaslan,

Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kutbeddin Demirdağ,

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamit Okur,

Siirt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Erman,

Adana Bilim Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Ersoy,

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. H. Hüsnü Gündüz,

Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Acar,

İstanbul Medipol Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabahattin Aydın,

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal,

Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. H. Salih Güder,

Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağcı,

Karamanoğlu Mehmet Bey Üniver. Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen,

Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu,

Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Şimşek,

Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aykaç,

Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Karahan,

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak,

Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı,

Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. İbrahim Savaş,

Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sami Özcan,

Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu,

Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Çelik,

Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akmaz,

Iğdır Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İ. Hakkı Yılmaz,

Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz,

Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Eruslu,

Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Doğru,

Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdüsselam Uluçam,

Osmaniye Korkutata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Büyükalaca,

Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Sürmen,

Niğde Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Görür,

Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bircan,

Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Duman,

Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun,

Erzincan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İlyas Çapoğlu,

İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhan Aykaç,

Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin,

Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak,

Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Baykal,

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Karaman,

Süleymanşah Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Ekiz,

Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Günaydın,

Kilis 7 Aralık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Güvenç,

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen,

Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Yıldız,
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Gençlik ve spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız" dedi. Bak, 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bak, gençlerle ilgili projelerden bahsederek, "Burada, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber ortaklaşa yürüttüğümüz proje çerçevesinde geçtiğimiz dönemde 10 bin istihdam sağlayan projeler gerçekleştirdik. Burada yaklaşık 150 tane fabrikanın kurulmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber sağlamış olduk. Yine, gençlerin, özellikle üniversitedeki gençlerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için, hayalini kurdukları projelerini gerçekleştirmeleri için; sosyal, toplumsal değerlerini yükseltmeleri için "ÜNİDES" adını verdiğimiz proje çerçevesinde yani üniversitedeki öğrenci kulüplerini destekleme projesi çerçevesinde geçtiğimiz yıl sadece 360 milyon gibi bir rakamı öğrenci kulüplerine tahsis ettik ve bu gençlerimiz inanılmaz projeler ortaya çıkardı. Kimisi hasat zamanı çiftçilerle beraber oldu, kimisi çevre çalışmalarında oldu, kimisi köylere gidip okulları boyadılar, okulları yaptılar, kimileri teknoloji projesi yaptı. Dolayısıyla, gençlerimizin bu çerçevede aktif bir şekilde katılmasını sağlıyoruz. Yine, bu yıl da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yaklaşık 1,2 milyar TL’lik bir yatırımı yine gençlerin istihdama katılması çerçevesinde gündeme alıyoruz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla 50 tane fabrikanın kurulumu ve bu çerçevede de iş istihdamının artırılması noktasında çalışma yürütüyoruz" dedi. Bak, bağımlılıkla ilgili olarak bilgi vererek, "Bizim bağımlılıkla ilgili süreç içerisinde 12 bakanlıktan oluşan Bağımlılıkla Mücadele Kurulu üyesi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı görev yapıyor. Bizim bütçemizde teknik olarak 59 milyon gözüküyor ama bizim Bakanlığımızın -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı hem gençlik merkezlerinde verdiğimiz eğitimler hem yurtlarda verdiğimiz eğitimler, gençlerimize psikososyal destek olarak verdiğimiz eğitimler, bağımlılıkla mücadele için verdiğimiz eğitimler, formatör eğitimleri, Yeşilayla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaptığımız eğitimlerin her birinde bağımlılıkla mücadele ana eksenimiz. Dolayısıyla biz de farkındayız, gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız. Yine örnek vereyim: Bağcılar’da, İstanbul’da, Edirne’de, işte, diğer ilçe ve illerde yapılan mücadelelerde muhtarlarımızla, amatör spor kulüplerimizle, kaymakamlıklarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber çok ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Tabii, sporun birleştirici gücüne inanıyoruz, sporun iyileştirici gücüne inanıyoruz çünkü biz de büyüdüğümüz yerde, spora gittiğimiz zaman çocuk enerjisini atıyor, enerjisini gideriyor. Düşünün, bir evde uyuşturucu kullanan bir çocuk var, bir de spor yapan çocuk var. Dolayısıyla, biz spora teşvik etmek yönünde çaba harcıyoruz" dedi.
Van Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.
Bursa Bursaspor sahasında Aliağa FK ile golsüz berabere kaldı TFF 2. Lig Kırmızı Grup 17. hafta maçında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda konuk ettiği Aliağa FK ile 0-0 berabere kaldı. TFF 2. Lig Kırmızı Grup’un 17. haftasında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda Aliağa FK’yı konuk etti. İlk yarının kapanış niteliği taşıyan karşılaşmada iki ekip te yakaladığı fırsatları değerlendiremezken, mücadele golsüz eşitlikle sona erdi. Karşılaşmaya kontrollü başlayan iki takım, ilk yarıda zaman zaman etkili ataklar geliştirdi. Bursaspor, özellikle kanatlardan bulduğu pozisyonlarla gole yaklaşsa da kaleci Ahmet Pekgöz ve Aliağa savunması kritik anlarda gole izin vermedi. İlk 45 dakika 0-0 eşitlikle tamamlandı. İkinci yarıda tempo yükseldi İkinci yarıya oyuncu değişikliğiyle başlayan Bursaspor, oyunun kontrolünü ele almaya çalıştı. Yeşil-beyazlı ekip, İlhan Depe, Hamza Gür ve Musa Çağıran ile net gol pozisyonları yakaladı ancak bu fırsatları değerlendiremedi. Konuk ekip Aliağa FK da özellikle son bölümde etkili oldu. Ahmet İlhan Özek’in ortasında Harun Kavaklıdere’nin vuruşunda savunmaya çarpan top kornere giderken, mücadeledeki en net pozisyonlardan biri kaçtı. Karşılaşmanın sonuna eklenen 7 dakikalık uzatma bölümünde de skor değişmezken, mücadele 0-0 eşitlikle tamamlandı. Kadrolar Bursaspor: Anıl Atağ, Ertuğrul Ersoy, Hamza Gür, Muhammet Demir, Hakkı Türker, Alperen Babacan, Murat Akyüz, Barış Gök, Ertuğrul İdris Furat, Ali Kerim Yıldız, Ahmet Hakan Atış, Muhammet Zeki Dursun Aliağa FK: Ahmet Pekgöz, Oktay Kancı, Hasan Kılıç, Mertcan Akıkgöz, Ahmet İlhan Özek, Harun Kavaklıdere, Oğuzhan Yıldırım, Göktuğ Yılmaz, Necati Özdemir, Erhan Kartal, Yusuf Erdem Gümüş
Bursa Bursa, suyunu konuştu Bursa Kent Konseyi’nin ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ temasıyla düzenlenen 92. Olağan Genel Kurulu’nda, kentin geleceğini doğrudan etkileyen su kaynakları ve iklim değişikliği konuları tüm yönleriyle ele alındı. Bursa’da katılımcı demokrasinin yaygınlaşması adına önemli görevler üstlenen Bursa Kent Konseyi’nin 92. Olağan Genel Kurulu, ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ başlığıyla Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, meclislerin ve çalışma gruplarının temsilcileri ile çok sayıda gönüllü katıldı. Kent konseylerinin önemine vurgu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kent konseylerinin vatandaşlar ile resmi kurumlar arasında köprü vazifesi gördüğünü söyledi. Kent konseylerinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini, takibini yaptığını ve sonuçlarını paylaştığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, halkın çıkarları doğrultusunda çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. "Su kaynakları azaldı" Dünyanın ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, tüm bunlara rağmen Bursa’da gerekli önlemlerin alınmadığını vurguladı. Suyun bir yaşam kaynağı olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Geldiğimiz noktada çevremizi ve suyumuzu kirlettik. İklim krizinden dolayı da su kaynakları azaldı. Bu süreçte Bursa Ovası’nda suyu fazla tüketen işletmelere de izin verildi. Bu, geleceği iyi okumamanın sonuçlarıdır" dedi. "Bursa ovasında su seviyesi 250 metrenin altına indi" Su kesintileri yapmak zorunda kaldıkları dönemde bazı tepkiler aldıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Ama bu sayede farkındalığı başardık. Şu anda Bursalılar suyu tasarruflu kullanıyor. Kesinti yapmadan önce 510 bin metreküp civarında kullanım vardı, kesintilerin ardından 430 binlere düştü. Kesintileri kaldırdık ve hala bu seviyelerde izliyor. Bizim halkı doğru bilgilerle bilgilendirme sorumluluğumuz var. Bursa artık su şehri değil. Bursa Ovası’nda su seviyesi 250 metrenin altına indi. Bilim insanları, Bursa Ovası’nın her sene 6 santim çöktüğünü açıkladı. Bunun sebepleri araştırılmalıdır. Aralık ayının 20’si oldu ve Uludağ’da hala doğru düzgün kar yok. Gerekli tedbirleri almaya devam etmeliyiz" diye konuştu. "Günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var" Çınarcık Barajı’ndaki arıtma tesisi için çalışmaların yoğun biçimde devam ettiğini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Göreve gelir gelmez çalışmaları başlattık. Bu yaz bu sıkıntının çekileceğini biliyorduk. Baypass hattı yaparak 100 bin metreküp suyu aktardık. Bunu yapmasaydık daha önceden su kesintileri yapmak zorunda kalabilirdik. Ama bizim günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var. Yaz aylarında daha da artacaktır. Artık bahçelerin işlenmiş suyla sulanmaması lazım. Tarımda yeni çözümler üretmeliyiz. Daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeleri lazım. Yanlış politikalar, Bursa’nın daha vahim su sıkıntısı yaşamasına sebep olabilir" dedi. Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, suyun sadece çevresel başlık olmadığını, sosyal, ekonomik ve hayati bir mesele olduğunu ifade etti. İklim krizinin etkilerinin yerel ölçekte daha görünür hale geldiğini belirten Aksoy, su politikalarının katılımcı ve bilimsel temelde yeniden ele alması gerektiğini vurguladı. Genel kurulda su kriziyle ilgili çözüm önerilerinin geliştirilmesini amaçladıklarını anlatan Aksoy, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Tüm paydaşlarla birlikte kent için önemli çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksoy, her alanda kendilerine destek veren Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından oturum bölümüne geçildi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hayrettin Kuşçu ‘Tarımsal kuraklık, su verimliliği ve etkin sulama yöntemi’, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aslıhan Katip ‘İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde su kaynakları’, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam ‘İklim değişikliğinin Bursa ve su kaynakları üzerindeki etkisi’, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Murat Demir ‘İklim krizi ve su hakkı’ konularında sunumlar yaparak önemli bilgiler paylaştı.