DÜNYA - 06 Şubat 2024 Salı 17:23 | Son Güncelleme : 06 Şubat 2024 Salı 17:24

AB, çiftçi protestolarının ardından pestisit kullanımını azaltma planından vazgeçti

A
A
A
AB, çiftçi protestolarının ardından pestisit kullanımını azaltma planından vazgeçti

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa genelindeki çiftçi protestolarının ardından tarım ilacı (pestisit) kullanımını azaltma planından vazgeçildiğini açıkladı.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Fransa’nın Strasbourg kentinde düzenlenen Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurul oturumunda konuştu. AB genelinde sokaklara dökülerek seslerini duyurmak için yolları kapatan çiftçilere değinen Von der Leyen, "Çiftçilerin birçoğu kendini köşeye sıkışmış hissediyor. Çiftçiler iklim değişikliğinin etkilerini ilk hisseden kesim. Kuraklık ve seller hasadı yok etti ve hayvanlarını tehdit etti. Çiftçiler Rus savaşıyla birlikte enflasyondaki, enerjideki ve gübre maliyetlerindeki artışın etkilerini hissediyor. Yine de yediğimiz kaliteli gıdayı üretmek için her gün çok çalışıyorlar. Bu nedenle onlara takdir, teşekkür ve saygı borçlu olduğumuzu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Son yıllarda sorunların arttığını belirten Leyen, çiftçilerimizin dinlenmeyi hak ettiğini söyleyerek, “Tarımın geleceği ve çiftçi olarak gelecekleri konusunda endişeli olduklarını biliyorum” dedi. Tarımın daha sürdürülebilir bir üretim modeline geçmesi gerektiğini belirten Leyen, bu süreçte çiftçilerin direksiyon başında kalmasını sağlamak istediklerini kaydetti. Leyen diyaloğun devam ettiğini vurgulayarak, “Kutuplaşmış bir tartışmanın ötesine geçip güven oluşturmamız gerekiyor. Güven, uygulanabilir çözümler için çok önemli bir temeldir” diye konuştu.

“Teklifi geri çekeceğiz”

Doğanın korunmasına yönelik teşviklere duyulan ihtiyacın altını çizen Leyen, Avrupa'nın dünyanın en kaliteli gıdasına sahip olduğunu ve çiftçilerin bu sistemde merkezi bir rol oynadığını, bunun için de onlara adil bir ücret ödenmesi gerektiğini söyledi. Leyen AB bütçesinden sektöre büyük destek verildiğini vurgulayarak, “Para önemlidir ama her şey değildir. Sağlıklı doğal kaynaklar aynı zamanda yüksek verimi korumanın da anahtarıdır ve özellikle verimli topraklar her zaman çiftçilerimizin geçim kaynağı olmuştur. Avrupa'daki toprakların yüzde 60 ila 70'inin artık kötü durumda olduğunu biliyoruz. Bunu tersine çevirebiliriz” şeklinde konuştu. Çiftçilerin doğanın korunması için “gerçek teşvike” ihtiyacı olduğunu belirten Leyen, “Kamu sübvansiyonları bu teşvikleri sağlayabilir. Doğanın korunması, ancak aşağıdan yukarıya ve teşvik temelli bir yaklaşımla başarılı olabilir. Çünkü çiftçilerimiz ancak topraklarından geçinebilirlerse geleceğe yatırım yapabilirler ve ancak iklim ve çevre hedeflerimize birlikte ulaşırsak çiftçiler geçimini sağlamaya devam edebilecek. Çiftçilerimiz bunun bilincindedir ve onlara daha fazla güvenmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Leyen pestisit kullanımını yüzde 50 oranında azaltma teklifini geri çekeceğini ve Komisyonun farklı bir teklif sunabileceğini söyledi.

Belçika Başbakanı, AB pestisit teklifinin geri çekilmesini memnuniyetle karşıladı

Leyen’in duyurusunun ardından Belçika Başbakanı Alexander De Croo’dan açıklama geldi. Başbakan De Croo, “AB Komisyonu Başkanı Leyen’in pestisitlere ilişkin düzenlemenin geri çekilmesine yönelik duyurusunu memnuniyetle karşılıyorum. Yeşil Anlaşma'yı hayata geçirme kararlılığımızın bir parçası olarak, çiftçilerimizi daha sürdürülebilir bir geleceğe hazır tutmamız çok önemli. Diyalog devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Çiftçiler artan maliyet, haksız rekabet ve sıkı kurallara tepkili

AB ülkelerindeki çiftçiler, AB'nin Yeşil Anlaşması'nın içerdiği pestisit ve herbisit yasaklarına ve Brezilya ile Arjantin'den daha fazla sığır eti ithal edilmesini sağlayacak yeni bir anlaşmaya karşı çıkıyor. Hayvan refahıyla ilgili katı kurallara bağlı olmadıkları için söz konusu ülkelerle rekabet etmenin son derece zor olduğunu belirten çiftçiler, üretim maliyetlerindeki artış, sıkı çevre düzenlemeleri ve haksız rekabet arasında ezildiklerini belirtiyor. Çiftçilere göre çelişkili politikalar sonucu tarım endüstrisi, hem gıda üretimini artırmaya hem de tarımın çevre üzerindeki etkisini azaltmaya çalışıyor. 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Fidan: “Türkiye olarak Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’da açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Bugün yaptığımız değerlendirmelerin neticesini Cumhurbaşkanımıza arz ettik ve alınan siyasi karar gereği buradan ilk kez duyurmak istiyorum, Türkiye olarak Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’da açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik. Bu adımlar UAD önündeki sürecin doğru yönde ilerlemesini temenni ediyoruz” dedi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Endonezya Dışişleri Bakanı Retno Marsudi ile Dışişleri Bakanlığı’nda görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından ikili düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Görüşmede Türkiye Endonezya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyinin ilk toplantısının hazırlıklarını ele aldıklarını aktaran Baka Fidan, “Bu mekanizma Cumhurbaşkanımızın 2022 tarihinde Bali’yi ziyaretleri sırasında tesis edilmişti. Bu çerçevede ikili ilişkilerimizin tüm taraflarını görüşme şansımız oldu. Endonezya’nın seçilmiş Cumhurbaşkanı Prabowo’nun ülkemizi ziyareti dahil önümüzdeki dönemde üst düzey ziyaretlerin devamı hususunda da mutabık kaldık. Görüşmelerimizde ekonomik ve ticari ilişkilerimizi yenilenebilir enerji ve helal gıda dahil çeşitli alanlarda geliştirme hususunda mutabık kaldık. Ticaret hacmimizin liderlerimiz tarafından belirlenen 10 milyar dolar hedefine ulaşması için atabileceğimiz adımları istişare ettik” ifadelerini kullandı. Kapsamlı Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının müzakerelerinin devam ettiğini belirten Bakan Fidan, Endonezya’nın yeni başkenti Nusantara’nın inşa sürecinde Türk müteahhitlik firmalarında rol almasını istediklerini kaydetti. “Savunma ve dışişleri bakanlarının yer alacağı ‘2+2’ formatında bir mekanizma kurulması konusunda mutabık kaldık” Türkiye ve Endonezya arasında savunma sanayi işbirliğinin artarak devam etmesini ve firmaların Endonezya ordusunun modernizasyonunda daha fazla rol almasını arzu ettiğini dile getiren Bakan Fidan, “Terörle mücadele dahil önümüzdeki dönemde imzalanabilecek belgeleri gözden geçirdik. FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadele konusunda çalışmaya devam edeceğiz. Ayrıca bugün ilişkilerimizin daha da derinleşmesini sağlayacak önemli bir karar daha aldık. İki ülke arasında savunma bakanlarıyla dışişleri bakanlarının yer alacağı ‘2+2’ formatında bir mekanizma kurulması konusunda mutabık kaldık” dedi. “Bazı Avrupa ülkelerinin Filistin’i tanımaya yakın olduklarını söylemeleri de ayrıca umut vericiydi” Endonezyalı mevkidaşı ile görüşmesinde Filistin’deki gelişmelerin yer aldığını aktaran Bakan Fidan, Endonezya’nın Filistin konusundaki tutum ve hassasiyetin ortak olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Endonezya’nın da yer aldığı İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği Temas Grubu olarak Gazze’ye yönelik saldırılara ilişkin uluslararası farkındalığı artırmak için önemli çalışmalarda beraber görev aldık. Biliyorsunuz Gazze Temas Grubu Toplantısına katılmak üzere Riyad’daydım. Burada öncelikle Temas Grubu olarak kendi aramızda bilahare batılı ülkelerin de temsilcilerinin katılımıyla toplantılar yaptık. Filistin Devleti’nin tanınması ve iki devletli çözüme odaklanan mesajlarımızı bir kez daha kuvvetle vurguladık. Bazı batılı ülkelerin artık iki devletli çözümün bir şart olduğunu kabul ettiklerini, İsrail kadar Filistin de güvenliğinin sağlanmasının eşit derecede önem taşıdığını teslim ettiklerini görmekten memnuniyet duyduk. Tüm çabalarımızla artık dünyanın en azından söylem bazında da olsa aynı noktaya geldiğini görmekteyiz. Bazı Avrupa ülkelerinin Filistin’i tanımaya yakın olduklarını söylemeleri de ayrıca umut vericiydi.” “Zaman, bu söylem birliğinin uygulamaya geçme zamanıdır” Filistin’i 136 ülkenin tanıdığını hatırlatan Bakan Fidan, ağırlıklı olarak Avrupa ülkeleri ve ABD’nin tanımaması nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Filistin’in statüsünün tescil edilmediğini aktararak, “Şu anda geldiğimiz aşamada bu yaygın tanımanın daha büyük uluslararası meşruiyete dönüşmesi, başta ABD olmak üzere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne daha büyük bir baskı uygulanması. Bu noktada sistemli ve yoğun çalışmalarımızı dostlarımızla beraber devam ediyoruz. Uluslararası kamuoyunun bu tepkisine karşı İsrail büyük bir pervasızlık ve cüretle Filistinli sivillere karşı işlediği suçları sürdürmektedir. Artık zaman, bu söylem birliğinin uygulamaya geçme zamanıdır. Bu insanlık dışı durma hep beraber uluslararası toplum olarak sistemli bir şekilde aktif bir şekilde ‘dur’ dememiz gerekiyor. 21. Yüzyılda Gazze’de açlıktan ölümler yaşanırken, İsrail ordusunun çekildiği yerlerde toplu mezarlar ortaya çıkarken, kadın, çocuk, hasta, yaşlı demeden siviller hedef alınırken, uluslararası toplum daha neyi beklemekte? Artık zorlayıcı tedbirlerin gündeme gelmesi gerektiği ortadadır. İsrail’in Filistin halkını boyunduruk altına alma ve topraklarından sürme çabasını, ne Filistinliler ne Türkiye ne de adalet ve hukuk arayışında olan diğer ülkeler ne de uluslararası toplum vicdanı kabul etmeyecektir. Bir tercih ile karşı karşıyayız. Ya hukuktan ve insanlıktan yana olacağız ya da zulmün yol açtığı sorunların bedelini hep birlikte ödeyeceğiz. Bu hususu özellikle İsrail’in suçlarına kefil olan ancak tüm uluslararası sistemi ve güvenliği tehlikeye atan ülkelere ikaz olarak bir kez daha vurgulamak istiyorum. Krizin başından beri Gazze’de yaşanan bu insanlık trajedisinin dünyanın dört bir yanında toplumsal olayları tetikleyebileceğinin önceden söyledik. Bugün görüyorsunuz, İsrail’e şartsız destek olan ülkelerde halk sokaklara dökülmüş durumda. Daha da vahim bir noktaya gelmemek için bu ülkelerin bir an evvel uyanması gerekiyor. Gazze de akan kan, yalnızca Filistinlilerin kanı değil, Gazze’de insanlık bir sınav vermektedir” diye konuştu. “Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’da açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik” İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği suçlara yönelik Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’na (UAD) yaptığı başvuruyu ilk günden itibaren iki yönlü şekilde değerlendirdiklerini belirten Bakan Fidan, şöyle devam etti: “Riyad’da yaptığım gibi özellikle İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği Ülkeleri başta olmak üzere Filistin’i devlet olarak tanıyan diğer ülkelerle yaptığımız görüşmelerde de şunu gördük, bazı ülkelerde bu konuda tavır almaya hazır hale gelmiş durumdalar. Şu ana kadar biliyorsunuz sadece iki ülke, Nikaragua ve Kolombiya bu konuda somut bir tutum aldı, başvuruda bulundu. Biz de bugün yaptığımız değerlendirmelerin neticesini Cumhurbaşkanımıza arz ettik ve alınan siyasi karar gereği buradan ilk kez duyurmak istiyorum, Türkiye olarak Güney Afrika’nın İsrail’e karşı UAD’da açtığı davaya müdahil olmaya karar verdik. Bu adımlar UAD önündeki sürecin doğru yönde ilerlemesini temenni ediyoruz. Başvurumuza yönelik çalışmalarımız çok uzun süredir devam etmekteydi. Biz bundan sonra bu siyasi karar Cumhurbaşkanımız tarafından alındıktan sonra ve şu anda bütün dünyaya duyurulduktan sonra hukuki çalışmalarımızı tamamlayacağız. Bu esnada bütün aha sonra müttefik ülkelerle bu konuda daha fazla ne yapılabilir, hangi ülkeler başvuruda bulunabilir onun çalışması içerisinde olmaya devam edeceğiz. Çalışmamızın hukuki metni tamamlandığı zaman da alınmış olan bu siyasi kararı fiiliyata geçirmek için resmi müracaatımızı UAD’a yapacağız. Türkiye olarak her her durumda Filistin halkın yanında olmaya devam edeceğiz.” Endonezyalı mevkidaşı Marsudi ile Filistin konusu başta olmak üzere her zaman temasta kalacaklarını belirten Bakan Fidan, Endonezya’yla birlikte Gazze Temas Grubu bünyesinde ve farklı platformlarda Filistin halkının meşru davasını savunmaya devam edeceklerini kaydetti. Endonezya Dışişleri Bakanı Marsudi, Endonezya ve Türkiye’nin bulunduğu bölgelerde stratejik etkiye sahip olduğunu belirterek, iki ülkenin de Filistin konusunda ortak kararlılığı ve konumu paylaştıklarını söyledi. Filistin için insanlığı ve adaleti her zaman savunacaklarını vurgulayan Bakan Marsudi, Endonezya’nın kalıcı ateşkesin oluşturulması, insani yardımın Gazzelilere ulaştırılması ve iki devletli bir çözümle ilgili olarak sürecin başlatılmasını hedeflediklerini kaydetti.
Yalova Çiftlikköy’de Başkan Yele, çalışmalar için düğmeye bastı Çiftlikköy Belediye Başkanı Adil Yele, birim müdürleriyle birlikte Sahil Mahallesi’nde incelemelerde bulunarak eksikliklerin giderilmesi için gerekli çalışmaların başlatılması talimatı verdi. Başkan Yele, Park ve Bahçeler Müdürü Ali Kaplan, Temizlik İşleri Müdürü Ali Çarık ve Fen İşleri Müdürü Erdinç Yıldız’la birlikte sahil şeridinde incelemelerde bulundu. Yaşar Okuyan Parkı’ndan başlayarak Mokamp’a kadar olan alanda park temizlikleri, sahil ve kumsal temizliği, yosunla mücadele, bakım ve onarım çalışmalarıyla ilgili tespitler gerçekleştiren Başkan Yele, Mokamp alanındaki eski tuvaletin de yıkımı talimatını verdi. Yıkımı yapılan eski tuvaletin yerine bir mescit ve yeni bir tuvalet yapımı gerçekleştirilecek ve Mokamp alanındaki çocuk parkı da yenilenecek. Başkan Yele, “Amacımız ve tek düşüncemiz Çiftlikköylülerin temiz, güzel bir şehirde yaşamasını ve “İyi ki Çiftlikköy’de yaşıyorum” demesini sağlamak. Bunu sağlamak için ilgili birim müdürlerimizle birlikte Sahil Mahallesi’nde Yaşar Okuyan Parkı’ndan başlayarak Şevket Yılmaz ve Ziya Taşkent caddeleri, sahil şeridimiz ve Mokamp’ta incelemelerde bulunduk. Özellikle park temizlikleri, peyzaj düzenlemeleri, sahil ve kumsal temizliği, yosunla mücadele, bakım ve onarım çalışmaları konusunda tespitlerde bulunarak yapılacak çalışmalarla ilgili düğmeye bastık. Bu çalışmaların ilk bölümü olarak da Mokamp’ta bulunan, ancak ilçemize yakışmayan görüntüsüyle şikayet konusu olan tuvaletin yıkılması ve yerine yeni bir tuvalet yapılması çalışmasını başlattık. Aynı kapsamda halkımızın bir ihtiyacı olan mescit yapımını da ivedilikle başlatacağız. Ayrıca bölgemizdeki çocuk parkımızı da hemen yenileyeceğiz” dedi.