EKONOMİ - 23 Ekim 2020 Cuma 14:51

AK Parti Grup Başkanvekili Muş: 'Vergi yapılandırması 18 taksit halinde gerçekleştirilecek'

A
A
A
AK Parti Grup Başkanvekili Muş: 'Vergi yapılandırması 18 taksit halinde gerçekleştirilecek'

AK Parti Grup Başkanvekili Muş, vergi borçlarına yönelik yapılandırma için "Vergi yapılandırması 18 taksit halinde gerçekleştirilecek" dedi.

Detaylar birazdan...

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Işıkhan: "(TÜRK-İŞ ile görüşme) Komisyona katılmama gerekçelerini tekrar yenilediler" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ile olan görüşmesinin ardından "Geçen hafta bize iletmiş oldukları komisyona katılmama gerekçelerini tekrar yinelediler" dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, asgari ücrete ilişkin görüş alışverişinde bulunmak üzere Türk-İş Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Bakan Işıkhan, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, ikili birlikte basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. "Geçen hafta bize iletmiş oldukları komisyona katılmama gerekçelerini tekrar yenilediler" Türk-İş’in Asgari Ücret Komisyonuna katılmama gerekçelerini tekrar yinelediğini ifade eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "2026 yılı itibari olacak olan asker ücret sürecini başlattık. Bugün de saat 14.00’da ikinci toplantımızı gerçekleştireceğiz. Daha önce bakanlık olarak sosyal diyalog sürecini devam ettireceğimi söylemiştim. Bugün de sağ olsun Ergün Atalay’ı ziyaret ettik. Geçen hafta bize iletmiş oldukları komisyona katılmama gerekçelerini tekrar yenilediler. Herhangi bir değişiklik yok. Bu şekilde biz süreci devam ettireceğiz. Bundan sonraki aşamada da HAK-İŞ Başkanı’nı ziyaret edip sosyal diyalog sürecini işleteceğiz. Görüşlerini alacağım ve komisyona ileteceğim, sosyal diyalog sürecini iki önemli sendikamız var biliyorsunuz. Türk-İş başkanının yanındayım, yakın zamanda da HAK-İŞ’e gidip onların da görüşlerini, asker ücretiyle ilgili önerilerini almak durumundayım. Rakam belli değil zaten müzakerenin amacı bu" açıklamalarında bulundu. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda tüm konuların konuşulacağını belirten Bakan Işıkhan, "Hepsini komisyonda değerlendiriliyor. Tabii ki komisyon amacım bu zaten. Komisyona gelecek bu rakamlar işveren kesimi, kamu kesimi ve işçiden aldığım bu bilgileri komisyonda çalışma genel müdürümüze ileteceğim. Komisyonda bunları savunacak ve dediğim gibi her zaman işçilerimize, çalışanlarımıza enflasyona ezdirmeyecek aynı zamanda da işverenlerimizin gelişimlerini, girişimlerini engelleyemeyecek, ortak bir noktada anlaşacağımı verenizi ben belirtmek isterim" ifadelerinde bulundu. "Katılmama gerekçelerimiz biz geçen sunduk" Görüşme sonrası Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na katılmayacaklarını vurgulayan TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, "Biz dediğimiz noktadayız. Burada komisyonu öyle olmuş, böyle olmuş, biz ona bakmadık hiçbir zaman. Burada veriler ortada, kira ortada, ulaşım ortada, eğitim ortada, gıda ortada. Bununla ilgili asgari ücretin kayıpları ortada. Bunları göz ardına almasınlar. Emeklin durumu ortada, işsizin durumu ortada. Bugün ne anlattıysam kendisine burada, hepsini bir de anlattım. Bakan Bey’de aynısını anlattı, talep verdiğimiz yok. Katılmama gerekçelerimiz biz geçen sunduk" diye konuştu.
İstanbul Haliç’ten olta kurşunları çıkarıldı İstanbul’da deniz ekosistemimin korunmasına yönelik denizden olta kurşunlarının çıkarılması etkinliği düzenlendi. İstanbul Tarım ve Orman Müdürü Suat Parıldar, "Dalgıçlarımızın yapmış olduğu dalış neticesinde şu ana kadar 33 kilogram kurşunu denizden çıkarmış olduk" dedi. İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafında Sucul Biyoçeşitliliğin Korunması ve Geliştirilmesi projesi kapsamında Haliç bölgesinde belirlenen koordinatlarda deniz dibi temizlik ve farkındalık çalışması gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşması yapan Tarım ve Orman İl Müdürü Suat Parıldar, sucul biyoçeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi projesi kapsamında örnek bir farkındalık projesini balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ile beraber yürüttüğümüz çalışmayı özellikle olta balıkçılığının çok yoğun yapıldığı Haliç’te beraber organize ettiğini söyledi. "33 kilogram kurşunu denizden çıkarmış olduk" İstanbul Tarım ve Orman Müdürü Suat Parıldar, "Olta balıkçılığında herhangi bir sebeple kopan kurşunlar, deniz dibinde toplanıyor ve denizin tuzlu suyu ile beraber zaman içerisinde korozyona uğrayarak hem balıklar açısından hem de insanlar için ağır metal konusunda tehlike arz ediyor bizde hem balıkçılarımızı ve oltacılarımızı bu konuda bilinçlendirmek hem de denizlerimizin temizliğini sağlamak adına bu farkındalık çalışmasını organize ettik. Dalgıçlarımızın yapmış olduğu dalış neticesinde şu ana kadar 33 kilogram kurşunu denizden çıkarmış olduk dedi. 5 ve 9 Aralık tarihinden ise dalgıçlarımız toplam 25 kilogram kurşunu denizden çıkarmıştı. Biyoçeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi adına ise daha önce hayalet ağların denizden temizlenmesi projesini yürütmüştük" diye konuştu. "450 bin metrekarelik hayalet ağları denizden uzaklaştırdık" 2025 yılında 450 bin metrekarelik hayalet ağların denizden uzaklaştırıldığını ifade eden Parıldar, "Tarım ve Orman İstanbul İl Müdürlüğü olarak 5,3 milyon metrekare alanı taradık. Bu taramış olduğumuz alandan da 2025 yılının sonuna kadar yaklaşık 450 bin metrekarelik hayalet ağları denizden uzaklaştırdık. İç sularımız ile beraber taramış olduğumuz alan toplam 6,3 milyon metrekaredir ifadelerini kullandı. Denizlerden çıkarmış olduğumuz hayalet ağları atık halde bırakmayarak bununla ilgili çeşitli geri dönüşüm projesi gerçekleştirdik. Amacımız dün olduğu gibi denizlerimizin cömertliğinin bugün de devam etmesi sürdürülebilirliğin sağlanabilmesidir" şeklinde konuştu. "25 milyona aşkın destekleme ödemesini balıkçılarımıza buluşturduk" Konuşmasına devam eden Parıldar, "İstanbul su ürünleri açısında çok kıymetli bir yer, 660 kilometrenin üzerinde bir kıyı şeridimiz, 48 balıkçı barınağımız 2 bin 19 balıkçı gemimiz ve 18 bini aşkın ticari ruhsatlı balıkçı ile beraber avcılıkta önemli bir konuma sahip olduğunu dile getirdi. Bakanlığımızın destekleme politikaları çerçevesinde özellikle kıyı balıkçılığının kayıt altına alınması kapsamında bin 400’ü aşkın balıkçımıza 2025 yılında 12.6 milyon destekleme ile birlikte toplamda 25 milyona aşkın destekleme ödemesini balıkçılarımıza buluşturduk" ifadelerini kullandı. Etkinliğe katılan İstanbul Vali Yardımcısı Cengiz Karabulut, "Sucul biyoçeşitliliğin korunması adına önemli bir çalışma yapıyoruz son yıllarda artan iklim değişikliğinden kaynaklanan su ve çevre kirliliği denizlerimizi, göllerimizi ve su kaynaklarımızı olumsuz etkilemekte, bu anlamda bizlerde kamuoyunda toplumsal bir farkındalık oluşturmak açısından bu projeyi hayata geçirdik" dedi. Karabulut, tüm vatandaşlara çevre ve su kirliliği adına duyarlılık göstermelerini çevreyi korumalarını temenni ettiğini dile getirdi. Karabulut, Galata bölgesinin balıkçılık konusunda sembol bir yer olduğu için projeyi buradan başlatmayı uygun gördüklerini ifade etti. Etkinlik su altı tarama dalgıç ekiplerinin deniz dibinde olta kurşunlarını çıkarması ile sona erdi.
Sakarya Sapanca Gölü’nde Bizans’a açılan kapı: Kalıntılar, stratejik bir yapının parçası olabilir Sapanca Gölü’nde su seviyesinin çekilmesiyle ortaya çıkan adacıktaki kalıntıların bazilika, kilise, şapel ya da gözetleme noktası olabileceği değerlendiriliyor. Sakarya Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SAKUM) Müdürü Dr. M. Alper Cantimer ise "Bitinya döneminden itibaren Roma’da, Bizans’ta ve hatta Osmanlı’da denenmiş olan bir proje var. Biz bunu hep Marmara’ya üçüncü bir boğaz gibi düşündük ama bir alternatif olarak Karadeniz’e çıkışı değil de Sakarya Nehri’ni değerlendirerek Sapanca Gölü’yle birleştirerek Körfeze bir çıkış yani İstanbul’a yeni yol olarak düşünmenin de oldukça makul olduğunu düşünüyorum" dedi. Sakarya ve Kocaeli’de milyonlarca vatandaşın içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü’nün çekilmesiyle gözle görülür şekilde ortaya çıkan adacık üzerindeki yapı merak uyandırdı. İlgili adacık hakkında başlatılan tahkikat sürecinin ardından Sakarya Müze Müdürlüğü tarafından bölgede kurtarma kazısı çalışmaları başlatıldı. Çalışmalar sırasında çeşitli envanter niteliğinde buluntulara rastlandığı, sikke gibi küçük buluntuların yanı sıra yerleşime ait olduğu değerlendirilen mozaik kalıntılarının tespit edilerek koruma altına alındığı bildirildi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Sakarya Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SAKUM) Müdürü Dr. M. Alper Cantimer ise göl seviyesinin düşmesiyle görünür hale gelen kalıntının bir bazilika, kilise, şapel ya da gözetleme ve kontrol noktası olabileceği ihtimallerinin değerlendirildiğini söyledi. Kalıntının, Sakarya ve çevresinde Bizans döneminden kalma kale ve köprülerle birlikte ele alınmasının daha sağlıklı neticeler verebileceğini dile getiren Cantimer, Justinianus döneminde planlandığı bilinen ve Beşköprü’yü de içine alan nehir limanı projesinin hayata geçirilmiş olması halinde, bu alanın stratejik bir noktada yer almış olabileceğini kaydetti. Cantimer, Sakarya Nehri üzerinden İstanbul’a taşımacılık yapılması durumunda 200 kilometrelik bir yol kat edilmesi gerektiğini, projeyle nehir ve göl ikilisi kullanılarak Körfez’den İstanbul’a ulaşımın mesafesinin en az 100 kilometre kısaltılmasının hedeflendiğini aktardı. "Burasının gözetleme ve kontrol noktası olması da muhtemel" Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Sakarya Sosyal ve Kültürel Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (SAKUM) Müdürü Dr. M. Alper Cantimer, "Sapanca Gölü’nde ortaya çıkmış olan kalıntı üzerinde yoğun çalışmalar gerektiriyor. Önümüzdeki birkaç yıl boyunca bu çalışmaların devam edeceğini düşünüyorum. Ortaya çıkan yapının ne olduğunu bilmemekle birlikte bir hipotez üzerinde çalışacak olursak Sakarya ve çevresinde Bizans döneminden kalmış olan kaleler, köprüler ve bu kalıntıyı beraber değerlendirebilmenin bence ciddi bir anlamı var. Bu kalıntı, şuan itibariyle belki güncel bilgi olarak bazilika İznik’tekiyle mukayese edilebilir ya da bir kilise, şapel denebilir. Bize kalmış olsa makul olan çerçevede üretmek istediğimiz hipotezle bağlantılı olarak burasının gözetleme ve kontrol noktası olması da muhtemel ya da ihtimaller dahilindedir. Gözetleme derken eğer Justinianus zamanında Beşköprüyü’de içine alacak şekilde planlanmış olan nehir liman projesi işlemiş olsaydı burası önemli bir nokta olacaktı. Elbette bugün böyle görünmüyor çünkü ‘Sakarya’nın bir tarihi yoktur’ diye düşünülüyor. Oysaki adı konulmamış birbirinden farklı noktalarda bir sürü yapıyı bir araya getirebilme imkânı sunuyor bu kalıntı bize. Eğer bir iskele babasına rastlarsak ya da yapılan araştırmalarda buna benzer bir yapılar bulunursa memnun oluruz. Çünkü hemen yakınlarında Kurtköy Kalesi ve Eşme de hemen bu kalıntıyı gören bir de köprü var. Bu yapının bulunduğu yer Kocaeli Körfezi’ne doğru en son derinlikli noktadan önceki zirve nokta göl içeresinde" dedi. "Bitinya döneminden itibaren Roma’da, Bizans’ta ve hatta Osmanlı’da denenmiş olan bir proje var" Bizans döneminden bu yana Marmara ile Karadeniz arasında ticaret ve askeri transfer hususunda ulaşımın kısaltılması hedeflenen bir projenin olduğuna dikkat çeken Cantimer, "Göl çerçevesinde konuşmak gerekirse bunların anlam kazanabilmesi için gölün genişleme ve daralma sürelerini tarihi olarak bilememiz gerekiyor. Bununla ilişkilide hidrojeologlar çalışıyorlardır, bunların verilerinden istifade etmek ve beraber çalışmak gerektiğini düşünüyorum. Beşköprü ile buraya nasıl birleştirecek dersek; restorasyon geçirmekte olan Beşköprü’de bugün itibariyle biliyoruz ki altında küçük bir iskelesi var. Bitinya döneminden itibaren Roma’da, Bizans’ta ve hatta Osmanlı’da denenmiş olan bir proje var. Biz bunu hep Marmara’ya üçüncü bir boğaz gibi düşündük ama bir alternatif olarak Karadeniz’e çıkışı değil de Sakarya Nehri’ni değerlendirerek Sapanca Gölü’yle birleştirerek Körfeze bir çıkış yani İstanbul’a yeni yol olarak düşünmenin de oldukça makul olduğunu düşünüyorum. Bunu bizden evvel düşünen pek çok tarihçi, arkeolog, sanat tarihçimiz var, rahmetli Sencer Şahin hocamız bunlardan bir tanesiydi. Beşköprü’nün altında yapılan sondaj çalışmalarında büyük bir nehrin geçmediği ama geniş bir bataklık olduğu meselesi önümüzde akademik çalışma olarak duruyor. Bunun yapılabilmesi, bütün boğazın açılabilmesi Sapanca Gölü’nün tatlı su havzası özelliğini kaybetmesi demektir. Bitinyalılardan beri kimse bunu yapmak istemiyor. Kaldı ki Körfez’in kotunu sıfır aldığımızda Sapanca’nın rakımının 31-32 olduğunu, Sakarya Nehri’nin gölün paralelinden geçerken bundan biraz daha yüksek olduğunu düşündüğümüzde başka bir yapılanmaya ihtiyaç vardı. Bugün itibariyle Körfez tarafında bir ticaret yolu eğer ortaya çıkacak olursa bir taş zemin veya başka bir şey olabilir. Bu yol ortaya çıkacak olursa söylediklerimiz büyük bir anlam kazanacaktır. Sakarya Nehri’nden Sapanca Gölü arasında nasıl bir bağlantı söz konusu olabilir; Çark Deresi suyuyla bağlanılarak Sakarya Nehri’nin Kuzey’den Güney’e çevrilmesi ve Anadolu içlerinden gelen ticari emtianın aynı zamanda gönderilmek istenen askeri birliklerin en hızlı transfer edebileceği alandır. İnsanların zihinlerinde canlandırılmaları adına da 5-6 metre uzunluğunda, yaklaşık 3 metre eninde Bizans teknelerinin varlığını Yenikapı kazısı sırasında ortaya çıktığını söylemek isterim" diye konuştu. "Ayasofya’nın varlığından daha eski bir Bizans yapısına da erişmiş oluruz" Kalıntının, Ayasofya’dan daha eski bir yapı olabileceği ihtimalinin olduğunu aktaran Cantimer, "Eşdeğer olma ihtimali vardır hatta öncesinde de bir yapının varlığına erişilebilirse Ayasofya’nın varlığından daha eski bir Bizans yapısına da erişmiş oluruz. Bunu da İznik ile mukayese etmiş olursa oradaki Bazilika’nın altında da bir mezarlığın olduğunu hatırlatmak gerekir. Sapanca’nın altında da böyle bir yapının olması insanlık tarihinde anormal gelmemelidir. Sağlıklı bir araştırmanın 2-3 yıldan önce bitebileceğini ön görmüyorum çünkü gölün içerisinde ve tatlı su havzasıyla ilişkili zaten transfer imkânı oldukça sınırlı seyrediyor. Ekiplerin de devreye girmesi akademisyen arkadaşların çalışmalarını zaman alacağını zannediyorum. Bunun zaman alması bir kayıp değildir çünkü Beşköprü’deki restorasyonun da buna benzer şekilde hızla bitmesini istiyor insanlar ama Beşköprü’nün ayaklarının daha aşağıya kazılması ve görünür hale gelmesi bizim için çok önemli. Gözle görülmeyen bir sürü yeni iş çıkabilir. Sakarya’nın tarihi çerçevesinde oldukça önemli olan bu eser, Sakarya Nehri boyundaki Bizans kaleleriyle, nehir limanla birlikte Sakarya şehir tarihinin ilerlemesi ve derinleşmesinde büyük katkılar sağlayacaktır" şeklinde konuştu.
Kayseri Başkan Büyükkılıç’tan 1 yılda 90 saat ücretsiz tramvay hizmeti Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın talimatıyla, Kayserispor’un iç saha maçlarında taraftarlar için tramvaylar ücretsiz hizmet vermeye devam ediyor. Son bir yılda oynanan 18 karşılaşmada toplam 90 saat ücretsiz ulaşım sağlandı. Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, şehrin Süper Lig’deki temsilcisi Zecorner Kayserispor’a ve sarı-kırmızılı taraftarlara verdiği desteği aralıksız sürdürüyor. Başkan Büyükkılıç’ın talimatıyla hayata geçirilen ücretsiz tramvay uygulaması, Kayserispor’un ev sahibi olduğu maçlarda taraftarların stadyuma ulaşımını kolaylaştırıyor. Uygulama kapsamında, Kayserispor’un RHG Enertürk Enerji Stadyumu’nda oynadığı karşılaşmalarda maçtan 2,5 saat önce ve 2,5 saat sonra olmak üzere toplam 5 saat boyunca tramvaylar ücretsiz hizmet veriyor. Bu sayede taraftarlar hem ekonomik hem de konforlu bir şekilde stadyuma ulaşma imkânı buluyor. 2025 yılı içerisinde, hem bu sezon hem de geçtiğimiz sezonu kapsayan süreçte Kayserispor’un kendi sahasında oynadığı 18 karşılaşmada toplam 90 saat ücretsiz tramvay hizmeti sunuldu. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş. tarafından sağlanan bu hizmet, şehirde futbol coşkusunun artmasına ve tribün desteğinin güçlenmesine önemli katkı sağladı. Kayserispor’u yalnız bırakmayan ve şehirde takım lehine oluşan birlik ve beraberliğe öncülük eden Başkan Büyükkılıç, bu sezonda da taraftarın yanında olmayı sürdürüyor. Şehrin markası Zecorner Kayserispor için sunulan ücretsiz ulaşım hizmeti, sporun birleştirici gücünü ve yerel yöneticilerin kulübe olan sahiplenmesine örnek teşkil ediyor. Başkan Büyükkılıç’ın "taraftar odaklı belediyecilik" anlayışıyla sürdürülen uygulama, Kayserispor camiasından da büyük takdir topluyor.