ASAYİŞ - 03 Eylül 2015 Perşembe 21:53

AK Partili Yunus Koca'yı vuran katil zanlısı suçunu itiraf etti

A
A
A
AK Partili Yunus Koca'yı vuran katil zanlısı suçunu itiraf etti

Diyarbakır'da silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden AK Parti eski Diyarbakır Gençlik Kolları Başkanı Koca'nın 2 katil zanlısından biri suçunu itiraf etti.

Edinilen bilgilere göre, AK Parti eski Diyarbakır Gençlik Kolları Başkanı Yunus Koca'nın hayatını kaybettiği saldırıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, toplanan deliller ve görgü tanıklarının ifadelerinden yola çıkan Cinayet Büro dedektifleri Diyarbakır dışında tespit edilen ve gözaltına alınan 2 katil zanlısının Diyarbakır Emniyet Müdürlüğündeki işlemi sürüyor.

ZANLILAR TÜM DETAYLARI SAVCIYA ANLATTILAR
Diyarbakır'a getirilen Bilgin B. (19) ile Mustafa A. (46), Asayiş Şube Müdürlüğü'nde sorguya alındı. Şüphelilerin sorgusu Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılırken cinayete ilişkin tüm detayları anlattılar.
Cinayeti azmettirdiği illeri sürülen ve gözaltına alınan Mustafa A. emniyette savcıya verdiği ifadesinde, İstanbul'da bir otobüs firmasında kaptan olarak çalıştığını belirterek, "2014 yılında M.S.F. isimli bir emlakçı ile tanıştım.

Bana Yunus Koca'nın yakın bir arkadaşının kızını iğfal ettiğini ve aynı zamanda PKK'ya tıbbi yardımda bulunduğunu söyledi. Sık sık görüşmeye başladık. 2-3 ay sonra bana bu işi yapıp yapmayacağımı sordu. Maddi sıkıntılarım olduğunu biliyordu. Bana Yunus'un fotoğrafını gösterdi. Bu işten alacağım paranın yarısı, yani 50 bin lira bana yetiyordu.

Bu para ile ideallerimi gerçekleştirecektim. Bana en baştan 100 bin lira vereceğini söylemişti. Ofisine gittiğimde bana tabanca ve 2 bin lira masraf verdi. Otogarda Cavit Sivri adına bilet aldım ve Diyarbakır'a geçtim, Diyarbakır'a geldikten sonra eczanenin yerini öğrendim ve sonra eczaneye giderek Yunus ile görüşmek istediğimi söyledim. Yunus'un olmadığını ve birazdan geleceğini söylediler. MİT'ten geldiğimi söyleyince beni oturmak için buyur ettiler. Sonra geleceğimi söyleyip ayrıldım.

Her gün eczaneyi ve Yunus'un evini gözetliyordum. Eczaneye gitmek istiyor bir türlü gidemiyordum. Sonra otele giderek neden gördüğüm halde Yunus'u vuramadığımı düşündüm. Diyarbakır'da telefonum sürekli kapalıydı. Bu şekilde her gün eczane önüne gidip gözetledim. Eczaneyi gözetlemeye giderken yakında bulunan türbede Kur’an okuyan kadınlara para verdim. Türbenin etkisinden olup olmadığını bilmiyorum ama ben yerimden kıpırdayamadım. Bir türlü eczaneye gidemedim.

Poşetteki silaha mermi sürdüm. Ama bir türlü kalkamadım. Sanki biri beni engelliyordu. Otelin yanında kabirler olunca oteli değiştirmeyi düşündüm ama vazgeçtim. Silah, mermi, her şey hazır olmasına rağmen elim kolum bağlandı. Defalarca kendisini vurabilecekken vicdanen yapamadım. Öğleden sonra tekrar eczaneye gittim. Yunus'u sorduğumda yine olmadığını söylediler. Kendimi sorguladım ve İstanbul'a dönmeye karar verdim" dedi.


İfadesinde cinayete ilişkin tüm detayları anlatan Bilgin B. ise sorgusunda şunları söyledi:
"Öldürdüğüm Yunus Koca'yı tanımıyorum, Esenler Otogarı'nda muavinlik yapıyorum. Cavit Sivri'yi de otogardan tanıyorum. En son kendisini otogarda gördüğümde Yunus isimli bir kişiyi namus yüzünden vuracağını söyledi.

Yunus'un bir kıza tecavüz ettiğini ve onu araştırmak için Diyarbakır'a gittiğini söyledi. Bir gün sonra otogarda Cavit ile görüştüğümüzde Diyarbakır'da bir adam kaldıracağını, bu şahsın bir arkadaşının kızına tecavüz ettiğini, namus meselesi olduğunu söyledi. Ben de namus meselesi olduğundan Diyarbakır'a gitmeyi kabul ettim. Gittiğimizde bana Yunus'un ev ve işyerini gösterdi.

Buralarda keşif yaptık. Yunus gelince evinin önünde elimi belime götürdüm ama silah çekemedim. Çünkü cesaret edemedim, panikledim. Akşam Cavit işi bitirmemi söyledi. Beni her gönderdiğinde 'Kafasına 3, kalbine 1, cinsel organına 1 el sıkacaksın. Geriye kalan kurşunu arkadan saldıran olursa sıkarsın' diye telkinde bulunuyordu.28 Ağustos günü internetten nöbetçi eczaneleri araştırdım ve Koca Eczanesi'nin nöbetçi olduğunu tespit ettim. Gece eczane çevresine gidip 02.00 sıralarına kadar bekledik. Vurma fırsatımız olmayınca otele döndük. Sabah 05.00'da Cavit beni tekrar eczaneye gönderdi. Bu sırada Yunus yalnız başına eczaneden çıktı ama yine vuramadım.

Cavit Mersin'e gideceğini söyleyerek ayrıldı. Cavit geldiğinde bana bir sürprizi olduğunu ve hediye aldığını söyledi. İki tane bira alıp otele gittiğimde bana peçete içinde 10 adet cesaret verici hap gösterdi. Olay günü bana cesaret hapı içirdi. Daha sonra eczaneye girerek şahsı görmek için ağrı kesici hap aldım. O sırada Yunus dışarı çıktı. Arabanın yanına yaklaşınca 3 el ateş ettim. Yere yığıldıktan sonra 1 el daha ateş ettim. Kaçarken şapkamı attım ve Cavit'i arayarak işi bitirdiğimi söyledim. Otobüse binip yola çıktık. Kayseri'de dinlenme tesisinde durduk.

Cavit'e silahın tutukluk yaptığını söyledim. O da suikast silahının hiçbir zaman tutukluk yapmayacağını söyleyerek havaya bir kez ateş etti. Tekrar yola çıktık ve Kayseri yakınlarında polis otobüsü durdurarak bizi yakaladı. Cavit ile İstanbul'da bir ev kiralayıp birlikte soygun yapacaktık. Yunus Koca'yı ben öldürdüm. Cavit tarafından bilinçsizce kullanıldım, kandırıldım, pişmanım" şeklinde ifade verdi.

Öte yandan gözaltı süreleri uzatılan zanlıların örgüt bağlantılarını araştırırken olayla ilgili olarak geniş çaplı soruşturma tüm yönüyle devam ediyor.

OLAYIN GEÇMİŞİ
AK Parti Diyarbakır eski Gençlik Kolları Başkanı ve eczacı Yunus Koca, 31 Ağustos'ta merkez Yenişehir ilçesindeki iş yerinin önünde uğradığı silahlı saldırıda ağır yaralanmış, kaldırıldığı Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi'nde yapılan tüm müdahaleye rağmen hayatını kaybetmişti. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.