TEKNOLOJİ - 19 Mayıs 2017 Cuma 11:06

Akıllı telefonlar mekanik fotoğraf makinesi piyasasını bitiriyor

A
A
A
Akıllı telefonlar mekanik fotoğraf makinesi piyasasını bitiriyor

Dijital teknoloji ile zor bir dönem yaşayan mekanik fotoğraf makineleri ve kameralar, akıllı telefon furyası ile birlikte tamamen unutuldu. Mekanik makineler, artık nostalji amaçlı bile ilgi görmüyor.

Gaziantep Büyük Pasaj’da nostaljik fotoğraf makinesi ve kamera satışı yapan Salih Solak, yakın dönemden yarım asra uzanan zamanda kullanılmış klasik mekanik makinelerin satış ve tamiratını da yapıyor. Yeni nesil dijital makinelerin yanı sıra, eski model otomatik, motorlu, filmli makinelerin de satış ve tamirini yaptığını belirten Solak, teknolojiden yakınıyor.

ESKİ MAKİNELERİN YERİNE AKILLI TELEFONLAR

Dijital makineler nedeniyle eski makinelerin rafa kalkmaya başladığını belirten Salih Solak, gelişen teknoloji ile nostaljik makinelere ilginin azaldığını ifade etti. Solak, akıllı cep telefonlarında yüksek kalitede kameraların kullanılmasının mekanik fotoğraf makinelerin piyasasını tamamen bitirdiğini de kaydetti. Fotoğraf çeken profesyonellerin dijital makineleri, fotoğraf çekmeyi seven amatörlerin de cep telefonlarına yöneldiğini anlatan Solak, klasik makinelerin nostalji amaçlı bile tercih edilmediği bir sürecin yaşandığını ifade etti.

Az da olsa satılan mekanik makinelere olan ilginin her geçen gün daha da azaldığını ifade eden Salih Solak, "Mekanik makineleri, fotoğraf makineleri ile anıları olanlar, koleksiyoncular geliyor, alıyor. Onlar da ayda yılda bir geliyor alıyor" dedi.

"YENİ NESİL MAKİNELER İŞİ BASİTLEŞTİRDİ"

Yeni nesil makinelerin sadece mekanik makine piyasasını bitirmediğini belirten Salih Solak, aynı zamanda fotoğrafçılık mesleğinin de tarihe karıştırmaya başladığını kaydetti. Yeni makine ve cep telefonları ile fotoğraf çekme işinin basitleştiğini anlatan Solak, "Fotoğrafçılık geçmişten beri vazgeçilmek bir tutkudur. Ancak teknolojinin gelişmesi bu tutkuya ve bu mesleğe büyük bir zarar veriyor. Her şeyden önce fotoğraf çekme işi basitleşti. Bununla birlikte çekilen fotoğrafların estetiğini de kaybolmaya yüz tuttu" ifadelerini kullandı.

“BALIK TUTMAKLA BALIK SATIN ALMAK AYNI ZEVKİ VERMEZ”

Fotoğraf çekmek için bir emeğin olması gerektiğini vurgulayan Solak, "Önceden diyaframı, ışığı iyi ayarlamak ona göre çekim yapmak gerekiyordu. Şimdi bu ayarlar otomatik olduğu gibi hafıza kartları bir sürü fotoğrafı depo ediyor. Bu şekilde fotoğraf çekmenin hazzı ne kadar alınabilinir? Fotoğraf çekmek emek işidir. Önceden çekilen eski fotoğraflar bir sanat eseridir. Şimdi dijital makinelerle akıllı telefonlarla çekilen resimler estetikten ve sanattan çok uzak. Bunu anlamak için balık tutmakla balık satın almayı kıyaslayan örneğe bakabiliriz. Balık tutakla, balık satın almak aynı zevki vermez" dedi.

Lider Olgun 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.