EKONOMİ - 17 Mayıs 2021 Pazartesi 11:25

Akkuyu NGS, Türkiye’nin en büyük istihdam projesine dönüştü

A
A
A
Akkuyu NGS, Türkiye’nin en büyük istihdam projesine dönüştü

Türkiye, toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesi ile nükleerden enerji üreten ülkeler arasına girmeye hazırlanıyor. Akkuyu NGS projesi, sahada inşaat çalışmaları yapan ve yüzde 80’ini Türklerin oluşturduğu 11 bin kişi ile ülkenin en büyük istihdam projesine dönüştü.

Nükleer enerjiye duyulan ihtiyaç konusunda farklı görüşler gündeme gelirken, karbon emisyonu sağlamadan kesintisiz elektrik üretimi sağlayan nükleer, Japonya, ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinde ilk sıralarda yer alan enerji kaynaklarından biri. İklim değişikliği mücadelesindeki rolü de AB liderleri dahil çok sayıda önemli kuruluş tarafından daha net dile getiriliyor. Uzmanlar, nükleer santral yatırımlarını uygun fiyatla temiz enerji tercihi, enerji arz güvenliğinin arttırılması, endüstri ve altyapının geliştirilmesi ve ekonomik canlılık için önemli bir yatırım olarak değerlendiriliyor.

Nükleer sanayi AB’de 1,1 milyondan fazla istihdam sağlıyor

Ünlü araştırma kuruluşu Deloitte’un Avrupa nükleer endüstrisi üzerine yaptığı bir çalışmaya göre, nükleer enerji, üretilen her terawatt saat (TWh) elektrik başına diğer temiz enerji kaynaklarından daha fazla iş sağlıyor. Rapora göre, nükleer sanayi Avrupa Birliğinde (AB) 1,1 milyondan fazla istihdam sağlıyor. Kurulu nükleer kapasitenin her bir Gigawattı, nükleer ve ilgili ekonomik sektörlerdeki yıllık yatırımlarda 9,3 milyar Euroluk bir katkı yapıyor ve yaklaşık 10 bin kişiye kalıcı istihdam sağlıyor. Nükleer endüstriye yapılan her 1 Euroluk yatırım GSYİH'ya dolaylı olarak 4 Euroluk katkı sağlıyor. Nükleer endüstrideki her bir istihdam ise AB’de ortalama 3,2 istihdam oluşturuyor.

Türkiye’nin geleceğine yapılacak en büyük yatırım olacak

Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında gerçekleşen en büyük proje olarak tarihe geçen Akkuyu NGS projesi de sahada inşaat çalışmaları yapan ve yüzde 80’ini Türklerin oluşturduğu 11 bin kişi ile ülkenin en büyük istihdam projesine dönüşmüş durumda. Akkuyu’nun bölgede şimdiden oluşturduğu ekonomik ve sosyal canlılık ise Deloitte’ın araştırmasını teyit eder gözüküyor.

İlk reaktörünün temeli Nisan 2018'de, ikinci reaktörünün temeli Nisan 2020'de atılan ve üçüncü reaktöründeki çalışmaların da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in video konferans katılımıyla gerçekleştirilen törenle başladığı projedeki gelişmeler, Türkiye’nin yanı sıra tüm dünyada da yakından takip ediliyor. Projenin sadece üreteceği elektrikle değil, ekonomiye, istihdama, iklim değişikliği mücadelesine ve nükleer teknolojilerin gelişimine yapacağı katkılara dikkat çekiliyor. Üçüncü ünitenin temel atma töreninin ardından çok sayıda uzman, TV yayınları ve çeşitli platformlarda yaptıkları açıklamalarla nükleer enerji yatırımının ekonomik, sosyal ve çevresel kazançlarının altını çizerek, Türkiye’nin enerji geleceği açısından da kritik bir role sahip olacağını dile getirdi.

Kalkınma hamlesinde önemli

Stratejik bir adım olarak değerlendirilen Akkuyu projesi ile ilgili bazı uzmanların değerlendirmeleri şöyle:

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Nükleer Araştırmalar Anabilim Dalı Eski Başkanı Prof. Dr. Beril Tuğrul, ‘temiz ve güvenli bir enerji kaynağı’ olarak tanımladığı nükleer enerjinin Türkiye için son derece önemli olduğunu söyleyen isimlerden biri. Tuğrul’a göre, Akkuyu NGS, Türkiye’nin kalkınma hamleleri bakımından büyük değer taşıyor. Tuğrul, “Nükleer santralde bir üniteden en yüksek gücü elde edebiliyoruz. Ayrıca bu kadar büyük gücü elde ederken herhangi bir sera gazı salınımı da söz konusu olmuyor. Bu bağlamda temiz enerji tanımına giriyor. Bununla birlikte her zaman emre amade olan bir santral, yani nükleer santrallerden zamandan bağımsız olarak her daim enerji üremek mümkün. Mevsimsel şartların değişimiyle herhangi bir güç değişimi söz konusu olmuyor ve her an emre amade olması nedeniyle baz yük santraller grubunda yer alıyor. Akkuyu NGS devreye girdikten itibaren güvenilir enerji temini için iyi bir seçenek oluşturacak. Böylece Türkiye’nin kalkınma hamleleri bağlamında ihtiyacı olan enerji ihtiyacını güvenilir ve sürdürülebilirlikle temin edebilecek santral tipi hayata geçirilmiş olacak” dedi.

“Akkuyu NGS ile üretilecek elektrik, 15 milyon nüfuslu bir şehrin elektriğini karşılayacak”

Akkuyu NGS’nin 3’üncü ünite temel atma törenine katılan ve yapılan çalışmaları yakından takip eden Mersin Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Enerji Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Gökhan Arslan da santralin Türkiye’ye ekonomik ve çevresel katkılarını şu sözlerle anlattı:
“Yaptığımız hesaplamalar ile Akkuyu’nun yıllık bazda 35 milyon kilovatsaat elektrik üretimi sağlayacağını söyleyebiliriz. Bu da yıllık bazda toplam elektrik ihtiyacımızın bugünkü şartlarda yaklaşık yüzde 10’una tekabül etmekte. Türkiye, 20 yıllık süreç zarfında enerji ihtiyacını 2 katına çıkarmış bir ülkedir ve ilerleyen süreçte de bu enerji tüketimindeki artış hızı devam edecektir. Ülkemiz bunun yanı sıra, bugünkü şartlarda tükettiği enerjiyi yüzde 80 oranında fosil yakıtlardan temin etmektedir. Fosil yakıtların da 2 önemli etkisi var. Bunlardan birincisi dışa bağımlı olmamız, yani tamamen ithal olması.

Bu, ekonomik anlamda ülkemiz açısından büyük bir sıkıntı oluşturmakta. Bir diğeri de çevresel etkileri. Küresel ısınmanın en önemli tetikleyicisi olan insan kaynaklı sera gazı salınımı, özellikle de karbondioksit salınım miktarları nedeniyle dünyada bundan sonra sürecin fosil yakıtlardan uzaklaşma yönünde işleyeceği tahmin edilmektedir. Akkuyu NGS ile üretilecek elektrik, 15 milyon nüfuslu bir şehrin elektriğini karşılayacak. Yani İstanbul’un yaklaşık yüzde 90-95 oranında elektrik ihtiyacını karşılayabilecek bir tesis olacak. Ekonomik anlamda bunu değerlendirecek olursak, bu elektriğin fosil yakıtlardan temin edilmesi, özellikle doğalgaz açısından konuşursak, yılda 7 milyar metreküplük bir doğalgaz tüketimi gerçekleşecektir. Bunun da tamamını yurt dışından ithal ettiğimizi düşünürseniz bugünkü kurla birlikte yaklaşık 15 milyar liralık bir maliyet oluşturmaktadır. Nükleer santralde ise özellikle yakıt açısından maliyetler çok çok daha düşüktür. Bu tür avantajlarından ötürü ülkemiz açısından önemli bir proje. Akkuyu projesi ile ilerleyen süreçte özellikle teknolojik gelişmişlik anlamında ülkemizde ciddi bir altyapı oluşuyor.”

“Nükleer teknoloji alanında uzman bilim insanlarının yetişmesi Türkiye’ye büyük katkı sağlayacak”

Akkuyu NGS projesi, Türkiye’nin nükleer teknolojiler konusunda yeni uzmanlar kazanmasına da katkıda bulunuyor. Türkiye ve Rusya arasındaki anlaşma kapsamında şu ana kadar 190 Türk mühendis Rusya’da nükleer üzerine aldığı eğitimi tamamlayarak yurda döndü. Akkuyu NGS projesinde çalışmaya başlayan Türk mühendislere önümüzdeki yıllarda yenileri de eklenecek. Projenin bu yönüyle de Türkiye için son derece önemli olduğuna dikkat çeken Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Niyazi Meriç, nükleer teknoloji alanında uzman bilim insanlarının yetişmesinin Türkiye’ye büyük katkı sağlayacağını söyledi. Meriç, Akkuyu NGS’nin varlığının Türkiye’de nükleer alanda çalışmak isteyen bilim insanları için son derece önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Ben konuya eğitim açısından bakmak istiyorum. 1950’li yıllardan bu yana Türkiye yurt dışına; özellikle Amerika’ya nükleer konusunda doktora öğrencileri gönderdi ama bu öğrenciler Türkiye’ye döndüklerinde iş bulamayacaklarını düşünerek farklı alanlarda çalıştılar. Örneğin, medikal fizik alanlarında çalıştılar, bu cihazların geliştirilmesiyle uğraştılar. Akkuyu NGS kurulduğu zaman ben eminim bu konuda çalışmak isteyen bilim insanlarını yetiştirmek için üniversitelerde bölümler fazlalaşacak. Şu anda Türkiye’de bu konuda eğitim veren sadece 3 bölüm var ama nükleer reaktörü olan ülkelere baktığımız zaman en az 50 tane üniversitede bu konularda, yani nükleer üzerine çalışılmakta. Tabi üniversiteler çalışmayınca özel sektör de çok fazla ilgi duymuyor. Nükleer teknoloji, bizim yaşamımızın her alanında aşağı yukarı biz farkında olmasak da var. Bu teknolojinin gelişmesi için böyle bir nükleer santralin kurulmasının, Türkiye’de var olmasının eğitim alanında bu konuda çalışacak insanlara ışık tutacağına, cesaret vereceğine ve motive edeceğine inanıyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Tarımsal girdi fiyatları yıllık yüzde 33,66 arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verilerini açıkladı. Buna göre Tarım-GFE, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,04, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 29,06, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,66 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 32,3 artış gösterdi. Ana gruplar incelendiğinde, bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksi yüzde 2,12, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi ise yüzde 1,57 yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre ise tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 34,79, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 27,19 artış kaydedildi. Alt gruplar bazında yıllık Tarım-GFE verilerine göre 6 alt grupta artış oranı ortalamanın altında, 5 alt grupta ise üzerinde gerçekleşti. Yıllık artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 18,91 ile tarımsal ilaçlar ve yüzde 20,98 ile bina bakım masrafları olurken, en yüksek artış yüzde 64,33 ile veteriner harcamaları ve yüzde 47,39 ile gübre ve toprak geliştiricilerde görüldü. Aylık Tarım-GFE’ye göre ise 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Ekim ayında aylık bazda artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 0,09 ile enerji ve yağlayıcılar, yüzde 0,27 ile gübre ve toprak geliştiriciler olarak belirlendi. Buna karşılık, aylık artışın en yüksek olduğu alt gruplar yüzde 5,61 ile veteriner harcamaları ve yüzde 4,71 ile tohum ve dikim materyali oldu.
Ankara 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 67 şüpheli yakalandı, 42’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 7 ilde dolandırıcı, tefeci ve göçmen kaçakçısı 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda 67 şüphelinin yakalandığını ve 42’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyonlar düzenlendi. Şüphelilerin; Denizli’de 30 ayrı iş yerinden organize şekilde hırsızlık yaptıkları, Yalova’da nitelikli dolandırıcılık suçunu organize şekilde yönettikleri, İzmir’de trafo ve enerji nakil kablosu hırsızlığı yaptıkları, Iğdır’da göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri ve Muğla’da tefecilik yaptıkları, Tekirdağ ve Şanlıurfa’da terör örgütüyle bağlantıları olduklarını söyleyip para talep ederek vatandaşları dolandırdıkları tespit edildi. Düzenlenen operasyonlar ile hesaplarında son 5 yıl içerisinde 251 Milyon Türk lirası hesap hareketi bulunan 67 şüpheliyi yakalandı. 42’si tutuklandı. 23’ü hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Diğer 2 şüphelinin işlemleri devam ediyor. Ayrıca operasyonlar sonucu çok sayıda dijital materyal ile muhtelif miktarda nakit para ve ziynet eşyası ele geçirildi.
Erzincan Erzincan’da soğuk hava nedeniyle sürüler yayladan indirildi Erzincan’da yüksek kesimlerde görülen kar yağışı ve soğuk havayla birlikte yaylalarda bulunan küçükbaş hayvan sürüleri donma tehlikesi nedeniyle merkeze ve köylere taşındı. İlkbahar aylarından itibaren yaylalarda kalan küçükbaş hayvanlar, hava sıcaklıklarının düşmesi ve kar yağışının başlamasıyla birlikte daha güvenli alanlara çekildi. Üreticiler, kış şartlarının ağırlaşması nedeniyle sürülerini Erzincan merkez ve çevre köylere indirerek ahırlara aldı. Kış boyunca hayvanların yem, saman ve arpa ile besleneceği öğrenildi. Üreticilerden İlhan Koyun, nisan ayı sonunda koyunlarını yaylaya çıkardıklarını belirterek, "Aylarca yaylada kaldık, süt ve peynir üretimi yaptık. Aralık ayının sonlarına doğru havalar sertleşince geri dönmek zorunda kaldık. Kış aylarında yem ve saman temini bizim için en büyük sıkıntı" dedi. Tulum peyniri üreticisi Özkan Beydili ise bahar aylarında çıktıkları yaylalarda aralık ayına kadar kaldıklarını ifade ederek, soğuk havanın etkisini artırmasıyla köylerine dönmek zorunda kaldıklarını söyledi. Beydili, hayvancılığın büyük emek ve fedakârlık gerektirdiğini vurguladı. Üretici Ferdi Kaya da ilkbaharda yaylaya çıkarılan koyunların yaz boyunca otlatıldığını ve peynir üretimi yapıldığını belirterek, "Hava şartları sertleşince dönüş hazırlıklarına başladık. Hayvanlar ilkbahara kadar yem ve arpa ile beslenecek" diye konuştu. Erzincan’da her yıl kış mevsimiyle birlikte yaşanan bu dönüş, bölgedeki küçükbaş hayvancılığın doğayla iç içe süren zorlu üretim sürecini bir kez daha gözler önüne serdi.
Bursa Bursa’da geniş çaplı asayiş uygulaması Bursa’da polis ekiplerince gerçekleştirilen asayiş ve kumar uygulamalarında 1 aranan şahıs yakalanırken, kumar oynatılan iş yerine adli işlem yapıldı. Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü koordinesinde Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım ilçelerinde geniş çaplı asayiş uygulaması gerçekleştirildi. Yapılan sabit asayiş uygulamasında 182 araç kontrol edilirken, 254 şahsın sorgulaması yapıldı. Uygulamada 1 aranan şahıs yakalandı. Osmangazi ilçesi Emek bölgesinde 5 ayrı noktada yapılan sabit asayiş uygulamasında ise 78 araç kontrol edilirken, 214 şahıs sorgulandı. Ahlak Büro Amirliği koordinesinde Osmangazi, Nilüfer ve Yıldırım ilçelerinde yapılan kumar uygulamasında 10 iş yeri denetlendi. Denetimlerde 1 iş yerinde kumar oynandığı tespit edilerek iş yeri sorumlusu hakkında "Kumar Oynamak İçin Yer ve İmkan Sağlamak" suçundan adli işlem yapıldı. Kumar oynayan şahıslara idari yaptırım uygulandı. Ayrıca 1 iş yerinde 4207 Sayılı Kanuna muhalefet, 2 iş yerinin ruhsatsız olduğu tespit edildi. Ruhsatsız iş yerlerinden biri zabıta ekiplerince mühürlendi. Uygulamada 225 şahsın UYAP sorgulaması yapıldı. Ahlak Büro Amirliği koordinesinde Osmangazi ilçesinde yapılan umuma açık iş yeri uygulamasında ise 149 şahsın sorgulaması yapılırken, denetlenen 5 iş yerinden 2’sinde çalışan toplam 3 şahsın SGK kaydının olmadığı tespit edildi. Polis ekiplerinin kent genelindeki asayiş uygulamalarının kararlılıkla sürdürüleceği bildirildi.