DÜNYA - 21 Şubat 2016 Pazar 12:41

Altın Ayıi ’mültecilere’ gitti

A
A
A
Altın Ayıi ’mültecilere’ gitti

Bu yıl 66'ncısı düzenlenen Uluslararası Berlin Filim Festivali Berlinale'nin en büyük ödülü olan Altın Ayı, İtalyan yönetmen Gianfranco Rosi’nin mültecilerin dramını beyaz perdeye yansıtan "Fuocoammare" (Denizdeki Ateş) isimli filmine verildi.

66. Berlin Uluslararası Film Festivali gösterişli bir galayla son buldu. 18 filmin 'Altın ayı' için yarıştığı festivalde ödül Fuocoammare'ye verildi. Mültecilerin dramını beyaz perdeye yansıtan film Oscarlı oyuncu Meryl Streep'in Jüri Başkanı olduğu kurul tarafından Altın Ayı ödülüne layık görüldü.

Fuocoammare (Denizdeki Ateş) isimli film 66. Uluslararası Berlin Film Festivalinde Altın ayı ödülü alırken, film mültecilerin yaşadığı dramı yeniden gündeme getirdi. Yıllardır deniz yoluyla İtalya’ya gelen Afrikalı sığınmacıların yaşadıklarını beyaz perdeye taşıyan Gianfranco Rosi, bir yanda gündelik hayatını neredeyse hiç değiştirmeden devam ettiren ada sakinlerini, diğer yanda ise ada açıklarında hayatta kalma savaşı veren çoğu Afrika kökenli sığınmacıları ekrana yansıttı. 

Yönetmen Rosi, "Mültecilerin yaşadığı bu acılarda hepimizin sorumluluğu olduğuna inanıyorum. Bu belki de Yahudi soykırımından sonra çağımızın en büyük trajedisi" açıklamasında bulundu.

Cannes ve Venedik ile birlikte dünyanın en prestijli üç sinema festivalinden biri olan Berlinale'de, 77 ülkeden 434 film sinemaseverlerle buluştu. Festivalin açılış galasına George Clooney, Meryl Streep ve Tilda Swinton gibi beyaz perdenin ünlü isimleri de katıldı. Festivalin iddialı eserlerinden Fransız ve Bosna Hersek yapımı Danis Tanovic’in "Mort a Sarajevo" filmi Gümüş ayı olarak da adlandırılan Jüri Büyük ödülünü aldı. Filipin ve Singapur yapımı Lav Diaz’ın "Hele Sa Hiwagang Hapis" isimli filmi de yine gümüş ayı olarak adlandırılan Alfred Bauer ödülüne layık görüldü.

Bu yıl Altın Ayı'ya Türk filmi davet edilmedi. Festivalin forum bölümlerinde ise Türk Sineması dört film ile temsil edildi.
Türkiye’den Ümit Köreken’in yönettiği Mavi Bisiklet, Mete Gümürhan’ın Genç Pehlivanlar ve Barış Kaya ile Soner Caner’in Rauf filmi ile Ahu Öztürk’ün Toz Bezi de izleyicilerden tam not aldı.
Uluslararası Berlin Film Festivalinde bu yıl önemli bir ilk yaşandı. Suudi Arabistan’dan ilk kez Berlin Film Festivaline romantik bir komedi katıldı. İlk kez görücüye çıkan 'Barakah meets Barakah' adlı filim, festivalin önemli etkinliklerinden birisi oldu. Festival boyunca gösterime giren filimleri 300 bin Berlinli izledi. 

MEHMET KOCA
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Leroy Sane: "3 puanı almayı başardık, en önemlisi buydu" Galatasaray’ın Alman futbolcusu Leroy Sane, 3-2 kazandıkları Samsunspor maçının ardından yaptığı açıklamada karşılaşmanın ikinci yarısında zorlandıklarını fakat önemli olanın 3 puanı kazanmak olduğunu ifade etti. Trendyol Süper Lig’in 15. haftasında Galatasaray, sahasında karşılaştığı Samsunspor’u 3-2 mağlup etti. Sarı-kırmızılılarda 1 gol ve 1 asistle oynayarak galibiyette önemli katkı sağlayan Alman futbolcu Leroy Sane, maçın ardından basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu. Sane, "Zor bir oyundu. Önemli bir maçtı bizim için. İlk yarıda çok iyi bir oyun sergiledik. İkinci yarıda daha zorlandığımız bir oyun oldu. Hatta kontrolü kaybettik bazı yerlerde. Ama sonunda kazanmasını bildik. 3 puanı almayı başardık, en önemlisi de buydu" diye konuştu. "Takımımız ve hocamızla birbirimize çok iyi alıştık" Takım olarak iyi bir adaptasyonları olduğunu ifade eden 29 yaşındaki futbolcu, "Tabii ki de herkesi tanımak, birbirimize alışmak, nasıl oynayacağımızı görmek biraz zaman alıyor. Herkes için olan bir şey bu. Hem takımımız hem de hocamızla birbirimize çok iyi alıştığımızı düşünüyorum. Abdullah (Kavukcu) ağabeye de çok teşekkür ediyorum. Geldiğimden beri evimde hissetmem için çok yardımcı oldu. Aslında kulüpteki herkes de böyle yapıyor. Önümüzdeki maçlarda daha da iyi olmamız gerektiğini düşünüyorum" açıklamasında bulundu. "Oyunda eli görmedim, bana değil gibi göründü" Son olarak maçın son anlarında Samsunspor’un penaltı beklediği pozisyonla alakalı sorulan soruyu yanıtlayan Leroy Sane, "Oyunumun dışındaki şeylerle ilgili çok yorum yapmak istemiyorum. Takımıma yardımcı olmak istiyorum. Her zaman odaklandığım şey bu. Takım olarak da başarılı olmak ve kazanmak istiyoruz. Oyun içerisindeyken eli görmedim, bana değil gibi göründü. Tekrardan görüntülere bakmam gerekir" diyerek sözlerini tamamladı.
Kayseri Avrupa’da Türk kadın gücü sahaya çıkıyor Avrupa’nın dört bir yanındaki Türk kadınlarından oluşan Türk Diasporası Kadınlar Birliği kuruluyor. Avrupa’nın dört bir yanındaki Türk kadınları ilk kez tek bir güçlü çatı altında birleşiyor. Bu tarihi adımın öncülüğünü, Almanya’da yaşayan iş insanı Jasmin Şahin üstleniyor. Uzun süredir üzerinde çalıştığı projeyi artık resmiyete kavuşturma aşamasına gelen Kurucu Başkan Jasmin Şahin, yönetim kadrosu ve Avrupa’daki etkili Türk kadınlarıyla defalarca toplantılar yaparak hem yakın plan hem orta vadeli hem de uzun vadeli bir yol haritası oluşturduklarını ifade etti. Şahin, kurulacak yapıya üyeliğin, herhangi bir statü şartına bağlı olmadığını vurgulayarak, şu sözleri kaydetti: "Türk Diasporası Kadınlar Birliği; yalnızca işveren kadınların, sadece akademisyenlerin ya da sadece girişimcilerin oluşturduğu bir platform değildir. Bu birlikte 18 yaşını geçmiş her Türk kadını yer alacak. Emekliler, çalışanlar, işçiler, öğrenciler, akademisyenler, ev kadınları, profesörler, girişimciler. Yani Avrupa’daki Türk kadınının tüm renkleri, tüm temsil grupları tek çatı altında birleşecek." Tek hedeflerinin Avrupa’da Türk kadınının sesini güçlü bir şekilde duyurmak olduğunu dile getiren Jasmin Şahin, "Kadın gücünün bu topraklarda hissedilmesi, görünmesi ve etkisinin artması için çalışıyoruz. Aynı zamanda Türkiye’deki dezavantajlı kadınlara destek olmak, onları güçlendirmek, balık tutmayı öğretmek, iş ve üretim fırsatları yaratmak temel misyonumuz. Üreten kadınların ürünlerini Avrupa pazarına taşıyacak projeleri de hazırladık" ifadelerini kullandı. Hazırlıkları son aşamaya gelen Türk Diasporası Kadınlar Birliği, önümüzdeki hafta resmen kurulmuş olacak. Avrupa’da kadın odaklı en geniş kapsamlı Türk sivil oluşumu olmaya aday bu birlik, daha şimdiden büyük bir heyecan ve umut yaratmış durumda.
Ankara AFAD’dan gönüllülerine sertifika ve kimlik teslim töreni Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından Akreditasyon Sertifika ve Destek AFAD Gönüllüleri Kimlik Töreni düzenlendi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü kapsamında akreditasyon sürecini başarıyla tamamlayan ekiplerin ve 81 ilden gelen Destek AFAD Gönüllülerinin katılımıyla AFAD Başkanlığında ‘Akreditasyon Sertifika ve Destek AFAD Gönüllüleri Kimlik Teslim Töreni’ düzenlendi. Programa, İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Sevim Sayım Madak, AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan ve gönüllüler katıldı. "Gönüllülük kavramıyla çerçeve daha da genişlemiştir" Akreditasyon Sertifika ve Destek AFAD Gönüllüleri kimlik kartlarını takdim etmek üzere bir araya geldiklerini belirten AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, "4 kavramdan bahsetmek isterim. Aslında belki de bu süreci özetleyen temel kelimeler, temel kavramlar arasında yer alan bu kavramlardan birisi; imece, diğeri gönül kelimesi gönül kavramı ve bu kavramlardan doğmuş olan gönüllü kavramı ve en nihayet akreditasyon kavramı. İmece; bizim kadim kültürümüzde, geleneğimizde yeri olan, insanlarımızın hiçbir karşılık beklemeden birbirlerinin yardımına koştuğu süreçleri ifade eder. Bir insanın, bir ailenin ihtiyacı olduğunda diğer komşuları o mahallede köyde yaşayanlar hiçbir teklif beklemeden bazen haberli bazen habersiz bu vatandaşlarımızın yardımına koşarlar ve belki de günlerce sürecek bir iş, 1 gün içerisinde bitirilir. Bunun hep birlikte mutluluğu yaşanır. Gönül kavramı; diğer insanlarda tek bir kelimeyle karşılığı olmayan, birçok anlamı içinde barındıran bir kelimedir. Kalp, ruh, duygu, arzu, istek gibi birçok anlamlı kelimeyi bünyesinde barındırır. Bu da aslında bizim sahip olduğumuz kültür ve medeniyet değerlerinin doğurduğu bir kelimedir, kavramdır. Bir işe gerçekten içtenlikle ve arzu, istekle ve kalben, ruhen katılım sağlamak, isteklilik göstermek anlamına gelir. Bu kelimeden doğmuş olan gönüllük kavramı hem imeceyle hem gönül kavramıyla bir bütünlük arz edecek şekilde hiçbir karşılık beklemeden insanların birbirinin yardımlarına kavuşmasıdır. Hatta gönüllülük kavramıyla çerçeve daha da genişlemiştir" diye konuştu. "Salondaki bütün gönüllere, bütün gönüllülere ihtiyacımız var" 5 Aralık Dünya Gönüllüler günü vesilesiyle tüm gönüllüleri tebrik eden İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu, şöyle konuştu: "AFAD bir koordinasyon kurumu. AFAD, afet yönetimiyle ilgili bir işi kendisi yapacak diye bir şey yok. Dünyaya baktığımızda afet yönetiminin büyük çoğunlukla gönüllüler üzerinden yürüdüğünü de görüyoruz zaten. Şu ana kadar akredite ettiğimiz ekip sayısı 16 bini geçti. Benim resmi olarak şu anda AFAD’daki arama kurtarma eleman sayım kaç? Sadece 3 bin 500. Bin 200 daha alacağız. İşte 4 bin 500, 5 bine yaklaşacağız 5 bin bile olmayacağız. Bu bize yeter mi arkadaşlar? Yetmediğini 6 Şubat depreminde Rabbim hepimize öğretti. Bu sayıların yetmediğini, yetmeyeceğini sadece bu hizmeti kamu eliyle, kamu görevlisi eliyle yapamayacağımızı en büyük delili, ispatı 6 Şubat depremleriydi. Az önce sayı verildi. Dendi ki 6 Şubat depremlerinde 32 bin 500 arama kurtarma görevlisi sahada çalıştı. Doğru mu? Doğru. AFAD’ın elinde resmi çalışan kaç tane arama kurtarma elemanı vardı? 2 bin 200-2 bin 500. Gerisi, bir kısmı diğer kamu kuruluşlarından, emniyetin PAK’ı, Milli Eğitim’in arama kurtarma, cezaevlerinin arama kurtarma ekipleri. Diğeri de 14 bini de dünyanın çeşitli ülkelerinden bizim yardımımıza koşan dost ve kardeş ülkelerin gönüllüleri ve sivil toplum kuruluşları. Bizim bir hesabımız var. 6 Şubat depreminde 30 bin bina enkaz oldu. 25 kişidir bizim ekipler. Ekipler 25 kişi 8 saat çalıştı biz dinlenelim sonra 16 saat sonra gelip mesaiye devam ederiz diye bir kavram yok. Orada kesintisiz bir hizmete ihtiyaç var. Yani aynı enkazın başında 3 ayrı ekibe ihtiyacınız var. 75 kişi enkaz başına 30 binle çarparsanız 1 milyon 900 bin küsur arama kurtarmacıya aynı anda bütün enkazlara ulaşıp çalışma yapabilmeniz için ihtiyacınız var. Bu kadar insanı resmi olarak istihdam etme şansınız var mı? Yok. İşte o zaman salondaki bütün gönüllere, bütün gönüllülere ihtiyacımız var." Konuşmaların ardından AFAD gönüllülerine kimlikleri ve sertifikaları teslim edildi.