GÜNDEM - 17 Ekim 2017 Salı 10:18

Ameliyata alınan Deniz Baykal'ın durumuna ilişkin açıklama geldi

A
A
A
Ameliyata alınan Deniz Baykal'ın durumuna ilişkin açıklama geldi

CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, "Ameliyat esnasında yapılan anjiyo grafide beyindeki kanlanmanın tam olduğu ve bütün konulan stentin ve damarların açık olduğu gözlendi. Beyin dokusunun da canlı olduğu, bir problem olmadığı gözlendi. Onun üzerine dekomplese edilerek beynin içerisindeki ödem boşaltılarak ameliyata son verildi. Sağlık durumu iyidir" dedi. Ameliyat sonrası 72 saat Baykal'ı ziyaret yasaklandı.

CHP Aydın Milletvekili Baydar, tekrardan ameliyata alınan eski CHP Genel Başkanı ve Antalya milletvekili Deniz Baykal'ın durumu hakkında açıklamalarda bulundu. Baydar, "Bugün saat 08.30'da yapılan kontrol tomografisi sonrası yapılan genel değerlendirmede ameliyata alınarak operasyonla beyindeki basıncın giderilmesi kararı verildi. Biliyorsunuz bizim için ilk 72 saat çok önemli. Dün akşam çekilen tomografide bir miktar gözüktü ama kabul edilebilir ölçüdeydi. Bugün sabah çekildiğinde kanama durmasına rağmen beyindeki ödem artmıştı" diye konuştu.

Beyindeki ödemin dekomplese edilip basıncın düşürülmesi için ameliyat kararı verildiğini bildiren Baydar, "Ameliyat esnasında yapılan anjiyo grafide beyindeki kanlanmanın tam olduğu ve bütün konulan stentin ve damarların açık olduğu gözlendi. Beyin dokusunun da canlı olduğu, bir problem olmadığı gözlendi. Onun üzerine dekomplese edilerek beynin içerisindeki ödem boşaltılarak ameliyata son verildi. Sağlık durumu iyidir. Beyindeki bütün damarlar çalışmaktadır. Beynin herhangi bir noktasında canlı olmayan doku yoktur. İnşallah önümüzdeki günlerde yoğun bakımdan çıktıktan sonra da onun yine buradan 'nerede kalmıştık?' diyerek yapacağı konuşmaları hep birlikte bekleyeceğiz" şeklinde konuştu.

Baydar, "Sol tarafında beşte bir oranında bir kuvvet kaybının olduğunu biliyoruz. Sabah ameliyattan önce uyandırıldığında arkadaşlarımız yine tespit ettiler. Önümüzdeki günlerde onun da ortadan kalkacağını tahmin ediyoruz" ifadelerini kullandı. 

72 SAAT UYUTULACAK

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın son durumuna ilişkin yaptığı açıklamada, “Beyin hastalıklarında riskler her zaman vardır, sürprizler her zaman vardır. Bütün imkanlarımız burada mevcut, elden gelen yapılacaktır. Buna rağmen önümüzdeki süreçlerde farklı tablolarla karşılaşabiliriz” dedi.

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbiş, CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın son durumuna ilişkin açıklama yaptı. 48-72 saat kavramının önemini bir kez daha hatırlatan Erkan İbiş, “Çünkü beyinle ilgili hastalıklarla 48-72 saatte bazı komplikasyonların olabileceğini söylemiştik. Kafa içi basıncı artması nedeniyle ani gelişen bir durum. Arkadaşların bunu saptaması ve bunun da beyinde bir hasara, sağlam dokularda başka sorunlara yol açmaması için derhal müdahale ettiler. Ameliyatı yaparak o basınca bağlı yeni hasar oluşma riskini ortadan kaldırdılar. Elbette bu rahatlık beyin ödeminin olumsuz etkisini ortadan kaldırdı. Şu anda kanama yok. O konuda içimiz rahat” diye konuştu.

Deniz Baykal’ın, beynin istirahat de tutulması, yeni beyin hasarlarına karşı koruyucu tedbir ve akciğer fonksiyonları yönünden desteklenmesi nedeniyle uyutulduğunu söyleyen İbiş, “Akşam 8 gibi tekrardan tomografisi çekilecek. Şu anda bulunduğumuz durumda her şey hekim arkadaşlarımızın kontrolünde. Tedaviler başarıyla uygulanıyor. Bundan sonraki süreçte farklı sürprizlerle karşılaşabilir miyiz bilemiyoruz. O yüzden de sık takipler, sürekli muayeneler yapılıyor. Deniz Bey’e ziyaret bir süre yasak. Çünkü enfeksiyon riskini alsın istemiyoruz. Her karşılaştığıyla birkaç kelime konuşmak istiyor. Kimsenin görüşmesine izin verilmeyecek” ifadelerini kullandı.

İbiş, beyine kan akışında bir problemin olmadığına dikkat çekerek, Baykal’ın son durumuna ilişkin şunları söyledi:

“Hasarlı bölge dışında diğer bölgelerin kanlanmasında bir problem yok. İkinci ameliyat kafa içi basıncının yükselmesi sebebiyle onun doğurabileceği ikinci riskleri önleyebilmek içindi. Bizim için önemli olan hayati risklerini ortadan kaldırabilmekti. Arkadaşlar gayet zamanında, gayet iyi bir müdahaleyle bu operasyonu yaptılar. Kafa içi basıncına bağlı oluşabilecek hasarların önüne geçtiler. Bundan sonraki süreçte yeni riskler oluşabilir. Ama şu koşullar altında, şu anki bulgularla devam ettiği taktirde tablonun daha da iyiye gideceğini vurgulamak istiyorum. Şunu da not etmek istiyorum, çok ciddi bir hastalık geçiriyor. Bu gerçeği de bilmek lazım. Beyin hastalıklarında riskler her zaman vardır, sürprizler her zaman vardır. Bütün imkanlarımız burada mevcut, elden gelen yapılacaktır. Buna rağmen önümüzdeki süreçlerde farklı tablolarla karşılaşabiliriz. Arkadaşlar onu da düşünüyorlar, ne gibi tedbirler alacaklarını da sürekli planlıyorlar. Şu anda takipten, beklemekten başka çaremiz yok.”

Baykal’ın, kol ve bacağında güçsüzlük olduğu yönündeki iddiaları da cevaplandıran İbiş, “Şu anda zaten uyutulduğu için onu değerlendirmek çok güç. Ama güçsüzlük devam ediyor. Uyandırılarak bu değerlendirilebilir. Doğru değerlendirilmesi hasta uyandırıldığı zaman yapılabilir. Her şey yolunda giderse akşam 08.00'deki tomografiden itibaren uyandırılma sürecine girecek. Orada da arkadaşlarımız gerekli değerlendirmeyi yapacaklar. Belki de daha iyi sonuçta söyleyebilirler bilemeyiz” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa (Özel) 120 yıldır alem yapan ailenin son ustası Bursa’da Türkiye’nin 4 alem ustasından biri olan Rıza Akbalış, 120 yıllık aile mesleğini büyük bir özveriyle devam ettiriyor. Dedesinden babasına, daha sonra da kendisine kalan atölyede 14 yaşından itibaren çalıştığını belirten Akbalış, kendisinden sonra mesleğini devam ettirecek aile üyesinin olmadığını söyledi. Bursa’da 60 yaşındaki Rıza Akbalış 3 kuşaktır devam eden 120 yıllık aile mesleğini, ilk günkü heyecanıyla devam ettiriyor. Abdal Mahallesi’nde bulunan atölyesinde babasından kalan aletlerle 14 yaşından bu yana zanaatına devam eden Akbalış, Türkiye’de birçok tarihi caminin alemini onarırken yurt dışına da sipariş üzerine ihracat yapıyor. Genellikle Balkan ülkelerinden çok fazla talep olduğunu dile getiren Akbalış, bu güne kadar Balkan ülkeleri başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine alem yaptığını söylüyor. Türkiye’de sadece 4 tane alem ustası kaldığını belirten Akbalış, kendisinden sonra bu mesleği devam ettirecek kimsesi kalmadığını kaydetti. Alem yapmayı babasından öğrendi Okulu bitirmesinin ardından babasının yanında çırak olarak çalışmaya başlayan Rıza Akbalış, “Bu mesleği dedem, babam ve ben olmak üzere 3 kuşaktır yapıyoruz, 120 yıllık bir meslek. 14-15 yaşlarında okulu bitirdiğim gibi babam yanına aldı. Temel eğitimi babamın yanında aldım. Atölyede dedemin ve babamın aletleri var. Hem babam hem de ustam olduğu için ondan çok şey öğrendim. Sanatta ahlak çok önemli. Temel eğitimi aldıktan sonra her şey çok güzel olur. Ben bu çizgide devam ediyorum. Kaybolmaya yüz tutmuş bir meslek. Türkiye’de Samsun, Afyonkarahisar, Kahramanmaraş ve Bursa’da ben olmak üzere sadece 4 kişi yapıyor. İstanbul’da alem yapıyorlar ama onlar döküm alem. Bizim yaptığımız el sanatı çekiçle yapıyoruz. Ailemde benden sonra bu mesleği yapacak maalesef yok. Sağlığım elverdiği sürece bu mesleği devam ettireceğim” dedi. Deprem bölgesine alem gönderdi Hatay’da yıkılan tarihi camiler için de alem hazırladığını söyleyen Akbalış, “Türkiye’nin her tarafına özellikle Marmara bölgesine veriyoruz. Yurt dışında Avusturya, Romanya, Almanya, Macaristan, Balkan ülkelerine birkaç tane de Amerika’ya gönderdik. Yurt dışında bir hayırsever kilise iptal olunca yerine yapılan camiye alem istedi. Ben de para almadan hediye ederek yolladım. Zaman içerisinde bakırlar renk değiştiriyor, renklerini açıyoruz. Bazen yamuluyor, onları düzeltiyoruz. Eskisi gibi güzel şekilde teslim ediyoruz. 20-25 gün önce Hatay’da depremden dolayı yıkılan bir cami için hayırsever biri 5 tane alem aldı. Deprem bölgelerinde yıkılan ve hasar gören camiler yapılıyor onarılıyor. Tamamlanınca 5 tane daha alem göndereceğiz” ifadelerini kullandı.
Hatay Toz taşınıma dikkat, uzmanı uyardı: "Ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabilir" Hatay’ın İskenderun ilçesinde özel kliniği bulunan Cilt Uzmanı Selin Alpar, toz taşınımının etkili olduğu bu günlerde mecburi olmadıkça dışarı çıkılmamasına dikkat çekerek tozun ciltte kızarıklığa neden olabileceğini söyledi. Kuzey Afrika’dan gelen toz bulutu taşınımı depremin vurduğu Hatay’da etkili olmaya devam ediyor. Meteoroloji’den yapılan duyuruda, toz bulutu taşınımı 26 Nisan Cuma Günü gece 12’de sona ereceğini açıklandı. İskenderun körfezinde ve şehir merkezinde etkili olan toz bulutunun sağlık açısından olumsuz yanları görülüyor. Alerjik astımı ve kronik rahatsızlığı olanların bu havalarda dikkatli olmasını ifade eden Cilt Uzmanı Selin Alpar, mecburi olmadıkça dışarı çıkılmaması konusunda uyarıda bulundu. Kuzey Afrika’dan gelen toz aşınımın ciltte kızarıklığa ve alerjiye neden olabileceğini belirterek Cilt Uzmanı Selin Alpar, “Ciltte kızarıklık hassasiyet ve alerjiye neden olabilir. Alerjik astımı olanların da tetikleyeceği için kronik rahatsızlığı olanlar dışarıya mümkün olduğunca çıkmasınlar. Hiç kimsenin de çıkmamasını tavsiye ediyoruz. Bu toz bulutu; cildi kirletip gözenekleri tıkayabilir. Bu zamanda kişilerin cilt temizliğine daha çok dikkat etmesi gerekir. Ayrıca kişilerin cilt temizliğinde; akne eğilimli ciltler derma, kozmetik ve medikal cilt bakımı ürünleri olanlar, temizleyicileri olanlar, düzenli sabah akşam yıkamalarına özen gösterecekler, asidik olmayan peelinglerini haftada 3 gün bakımlarını yapsınlar. Asidik olan peelinglerini haftada 1 gün yapmalarını öneriyoruz. Aynı zamanda da medikal cilt bakımına gittikleri yerler varsa devamını getirmelerini ve bu süre zarfında daha sık yapmalarını tavsiye ederiz. Normalde cilt bakımları cilt kendini 28 günde 1 yeniler fakat bu zaman zarfında 20 günde 1 cilt bakımını yapabilirler” dedi. (OA-VK-
Mersin Mersin’in ’Kıyı Ekosistemlerinin Restorasyonu’ çalışmaları Barcelona’da tanıtıldı Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından geçtiğimiz günlerde düzenlenen ’Kentsel Kıyı Ekosistemlerinin Doğa Temelli Çözümlerle Restorasyonu’ çalıştayının sonuçları, Barcelona’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Okyanus On Yılı (UN Ocean Decade) konferansında sunuldu. Dünyanın dört bir yanından konferansa katılan kentler, okyanus ve denizlerin korunması ve restorasyonu konusunda konuştu. Avrupa komisyonu tarafından düzenlenen oturuma konuşmacı olarak katılan Dr. Kemal Zorlu, Mersin’in iklim değişikliği ve etkileriyle mücadelesi ile bu konudaki projeleri ve uygulamaları anlattı. “Önemli olan Mersin’in desteğini ve güçlü heyecanını sürdürmek” Okyanus ve denizlerin korunması için verdiği çabaları Avrupa kentleri için ilham verici bulan, Avrupa Komisyonunun Okyanuslar ve Suların Restorasyonu Politika Temsilcisi Claudia Pecoraro, “Önemli olan Okyanus ve Sular Misyonu için Mersin’in desteğini ve güçlü heyecanını sürdürmektir. Mersin’in bu konudaki çalışmaları açıkça görülmüştür. Diğerlerini de güçlendirmek ve yerel düzeyde bir şeyler yapmak için sizin gibi insanlara ihtiyacımız var’’ dedi. “Mersin, sorunların üstesinden gelmek içim bilimle çalışıyor” MedCities’in katkılarıyla Birleşmiş Milletler konferansında bir araya gelen tüm Akdeniz kentleri, İspanya’dan Barcelona, İtalya’dan Ancona ve Türkiye’den Mersin’de düzenlenen kentsel kıyı ekosistemleri çalıştaylarının sonuçlarını değerlendirdi. Çalıştayların düzenlenmesine öncü olan OC-NET (Okyanus Şehirleri Ağı) Koordinatörü Dr. Vanessa Sarah Salvo, “Akdeniz’de kentsel kıyı ekosistemlerinin restorasyonu ve dayanıklılığı hakkında bilim insanları ve politikacılar arasında diyalog kurulması çok önemlidir. Mersin Büyükşehir Belediyesi de tıpkı Barcelona, Ancona Belediyeleri gibi kentsel kıyı ekosistemlerindeki temel sorunların üstesinden gelmek için bilimle olan iş birliğini sağlam şekilde devam ettiriyor. Böylece iklim değişikliği ile birlikte gelen sorunların çözümüne bir adım daha yaklaşıyoruz" ifadelerini kullandı. ‘Kentsel Kıyı Ekosistemlerinin Doğa Temelli Çözümlerle Restorasyonu’ nedir? Mersin’in doğasını korumak adına hem karada hem denizde birçok çalışma yürüten Mersin Büyükşehir Belediyesi, kıyı ekosistemini koruyabilmek ve restore edebilmek adına birçok paydaşla çalışmalar yürütüyor. O çalışmalardan biri de paydaşlarını MESKİ, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, MedCities, Mersin Deniz Ticaret Odası, Türkiye Akdeniz Hub’ının oluşturduğu, ‘Kentsel Kıyı Ekosistemlerinin Doğa Temelli Çözümlerle Restorasyonu’ çalıştayı oldu. Mersin Büyükşehir Belediyesi, düzenlemiş olduğu çalıştay ile kıyı alanlarının korunmasına yönelik iyi uygulamaların paylaşılması ve gelecek için atılacak adımların değerlendirilerek deniz ve kıyı ekosistemi üzerindeki iklim değişikliği baskılarının azaltılmasını amaçlıyor.
İstanbul Arnavutköy’ün bu mahallesinde, yoldan geçenler gözlerine inanamıyor Arnavutköy’un Sazlıbosna Mahallesi her sene göç yolundaki leyleklerin uğrak noktası oluyor. Köylüler tarafından kış sezonunda hazırlanan yuvalar, leyleklerin konaklama noktası haline geliyor. Mahalle içerisinden geçen yolların kenarlarındaki direklerin ve evlerin tepelerindeki leylekler, vatandaşları şaşırtıyor. Her yıl düzenli olarak göç eden leylekler İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde bulunan Sazlıbosna Mahallesi’ni mesken tuttu. Göç eden leylekler Sazlıbosna Mahallesi’ndeki belli alanlarda bir süre konaklıyor. Arnavutköy Merkez ile Hadımköy Mahallesi arasında bulunan Sazlıbosna Gölü kıyısındaki Sazlıbosna Mahallesi’nde yol kenarlarındaki elektrik direkleri ve evlerin çatıları leylek yuvalarıyla doldu. Mahalleden geçen vatandaşların da gözlerine inanamadığı görsel şölen havadan görüntülendi. “Eylül ayında giderler. Burada veda uçuşu yaparlar“ Leyleklerin mahalle ile ilişkisine uzun yıllardır şahitlik eden mahalle sakinlerinden Saip İlkbaş, “Leylekler köyleri seçerler başka mahallelere gelmezler bize gelirler. Yuvalarını yapıyorlar. Ben 75 yaşındayım kendimi bildim bileli var. Dedemler buraya Kırım’dan gelmiş. Onlarla beraber leylekler de buraya gelmiş. Eylül ayında giderler. Burada veda uçuşu yaparlar. Biz anlıyoruz gidecekler mi ne yapacaklar hepsini biliyoruz. Leylekler için buraya çok gelen oluyor. Fark edenler duruyorlar ve fotoğraf çekiyorlar. Biz elimizden geldiğince yardımcı oluyoruz" ifadelerini kullandı. “Mart ayında gelip, Ağustos ayında giderler” Leylekler ile ilgili konuşan Sazlıbosna Mahalle Muhtarı Oktay Teke, “Leylekli köy denir buraya. Her sene Mart ayının başında buraya gelerek yuvalarını yaparlar. Ağustos sonu gibi de geldikleri yer olan Afrika’ya göç ederler. Biz onlar geldiklerinde baharın geldiğini anlıyoruz. Baharın müjdeleyicisiler. Leylekler her yere yuva yapmazlar sevdikleri yere yuva yaparlar. Biz de onları seviyoruz. Biz sahip çıkıyoruz hatta daha fazla gelmeleri için projeler üretiyoruz. Bilinmeyenler çok şaşırıyor ve bize soruyorlar. Bilenler de görmek için geliyorlar bizden konum istiyorlar” diye konuştu.
Bursa Bursa merkezli 7 ilde düzenlenen suç örgütü operasyonunda 24 kişi yakalandı Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli 7 ilde düzenlenen eş zamanlı “Mahzen-32” operasyonunda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 24 şüpheli yakalandı. Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütünün çökertildiğini açıkladı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamaya göre, düzenlenen operasyonlarda organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlardan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları, Bursa’ya il dışından getirdikleri tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin işyerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri, Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin iş yerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyonlarda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 24 şüpheli yakalandı. Operasyonlar sonucu, 15 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda çek ve senet ile çok miktarda nakit paraya el konuldu. 10 ayda 454 organize suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, organize suç örgütlerine yönelik düzenlenen operasyonlar hakkında bilgi verdiği paylaşımında, “10 aylık süre içinde; 454 organize suç örgütünü çökerttik. Bu suç örgütlerini isim isim kamuoyu ile paylaştık. Organize suç örgütlerine yönelik toplam bin 201 operasyon düzenledik. 8 bin 260 şüpheli yakalandık. Bunlardan; 3 bin 58’i tutuklandı. Bin 740’ı hakkında adli kontrol kararı verildi" ifadelerine yer verdi. Öte yandan, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı açıklamada soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü ifade etti.