GÜNDEM - 28 Haziran 2018 Perşembe 11:54

Atılım Üniversitesi ve Medicana Ankara'dan iş birliği protokolü

A
A
A
Atılım Üniversitesi ve Medicana Ankara'dan iş birliği protokolü

Atılım Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Medicana İnternational Ankara Hastanesi arasında iş birliği protokolü imzalandı. Atılım Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Füsun Terzioğlu, "Öğrencilerimizin her türlü uygulamanın yer aldığı Medicana İnternational Hastanesinde uygulama fırsatlarını yakalamaları, çok farklı disiplinlerden ve mesleklerden vaka örneklerini görmeleri öğrencilerimizin bu anlamda mesleki donanım ve becerilerinin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır'' dedi.

Ankara'da son derece nitelikli sağlık hizmeti veren Medicana İnternational Ankara Hastanesi ile eğitimde fark oluşturan Atılım Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi arasında iş birliği protokolü imzalandı. İmzalanan protokol kapsamında Atılım Üniversite Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencileri Türkiye genelinde Medicana Hastanelerinde iş fırsatı bulabilecek. Bunun yanında Medicana Hastanesi personelleri de eğitimlerini daha da ilerletmek istedikleri takdirde Atılım Üniversitesinin fırsat ve imkanlarından daha kolay bir şekilde yararlanabilecek. 

Protokolün imzalanmasından sonra konuşan Medicana İnternational Ankara Hastanesi Genel Müdürü Gülçin Türkmen Sarıyıldız, Medicana ailesi olarak Atılım Üniversitesiyle birlikte çok güzel ve farklı şeyler oluşturabileceklerine inandıklarını söyleyerek, "Ankara'nın yerleşik iki kurumunun bir araya gelmesiyle çok güzel şeyler oluşturulacak. Şu anda böyle bir gerçek afiliasyon Ankara'da yok. Bu gerçekten Ankara'da sağlık alanında bir ilk ve Türkiye'de birçok şeye örnek olabilecek bir ilk. Kadınların gücünü de kullanarak hep birlikte bir hikaye oluşturacağımıza ve anlatılacak bir hikayeyi arkamızda bırakacağımıza olan inancımızla ailemize hoş geldiniz diyoruz" ifadelerini kullandı. 

Atılım Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Füsun Terzioğlu da hemşirelerle çalışmaktan çok memnuniyet duyacağını ve kimsenin tek başına bir şey yapamayacağını belirterek, sağlık hizmetlerinin bir ekip çalışması olduğu için birlikte bir şey yapıldığında ortamın gücünün oluşacağının altını çizdi. 

İkili arasında imzalanan protokol anlaşmasından sonra yapılan röportajda güzel bir iş birliğine adım atıldığını söyleyen Sarıyıldız, "Misafirlerimizle birlikte bu protokolü imzaladık ve birlikte neler yapabileceğimiz adına projelerimiz paylaştık. Büyük hayallerimiz var. Güzel şeyler başarabileceğimize inanıyoruz çünkü biz sağlık sektörü olarak birlikte çalıştığımız yardımcı personelimizin eğitimlerine katkıda bulunabilecek yeni projeler oluşturabilmek, onların hastanemizde çalışırken, hem mutlu hem de eğitimli olarak çalışabilmelerini sağlayabilmek amacıyla yaptığımız bu afiliasyon protokolü ile güzel projeler doğuracağımıza inanıyoruz. Toplantılar, yayınlar, hizmet içi eğitimler, hizmet sonrası doktoralar, yüksek lisans, master gibi programlarla hem bu arkadaşlarımızın kendi vizyonlarına da kendi markalarına da değer katabilecek hem de Atılım Üniversitesi ve Medicana'ya da değer katarak marka değerimizi yükseltebilecek bir iş birliği programı içerisine girmiş olmaktan dolayı onur duyuyoruz. Bu iki markanın bir araya gelmesiyle güzel bir sinerji ve fark oluşturacağımıza inanıyoruz. Bu güçlü iki markanın sinerjisiyle güzel işler yapabileceğimize olan inancımızla yola çıktık. Bundan sonra Atılım Üniversitesi ve Medicana İnternational Ankara Hastanesi olarak güzel şeyler oluşturmak üzere hayallerimizin takipçisi olacağız" şeklinde konuştu.

"Atılım Üniversitesinin uluslararası iş birlikleri de öğrencilerimizin bu donanımlarını geliştirmede önemli katkılarda bulunmaktadır" 

Terzioğlu, 2018'de 22. yılını kutlayacak olan Atılım Üniversitesinin sağlık alanına 21. yılında adım attığını vurgulayarak, "Atılımın mühendislik, hukuk gibi çok farklı bölümlerine sağlığın da eklenmesi Atılım Üniversitesinin güçlenerek devam etmesine çok büyük katkılar sağlamaktadır. Sağlık Bilimleri Fakültesi bünyesinde geleceği yönlendirecek üç güzide bölümümüz yer almaktadır; hemşirelik bölümü, beslenme ve diyetetik bölümü, fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümü. Bu üç meslek grubu da Avrupa'da serbest dolaşım hakkına sahip önemli meslek gruplarıdır. Geleceği yönlendirecek mesleklerdir. Bu anlamda da öğrencilerimizin Atılım'da nasıl fark oluşturabileceklerini düşünerek programlarımızı diğer programlardan farklı olarak İngilizce olarak hazırladık. Böylelikle öğrencilerimizi hem sağlık meslek gruplarını, hem geleceği yönlendirecekleri şekilde bireysel gelişimlerine katkıda bulunarak yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bu üç bölümden mezun olacak öğrencilerimiz aynı zamanda uluslararası iş birliklerimiz sayesinde çok farklı boyutlarda mesleki ve bireysel kazanımlar sağlayacaklardır. Atılım Üniversitesinin uluslararası iş birlikleri de öğrencilerimizin bu donanımlarını geliştirmede önemli katkılarda bulunmaktadır" diye konuştu.

"Yapmış olduğumuz iş birliği aynı zamanda öğrencilerimize de fırsatlar sağlayacaktır" 

Çok önemli bir proje için Sarıyıldız ile bir araya geldiğinin altın çizen Terzioğlu "Beni son derece heyecanlandıran bir iş birliği programı, bir afiliasyon programı için buradayız. Ankara'da son derece nitelikli sağlık hizmeti veren ve sağlık hizmetlerinde fark oluşturan Medicana İnternational Ankara Hastanesi ile Atılım Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinin afiliasyon programı için buradayız. Bu bana büyük bir heyecan veriyor çünkü akademik ve klinik ortam iş birliğini sağlamada, en arzu edilen sonuçları almada ve sağlık hizmetlerini yönlendirmede bu iki marka değerinin gelecekte çok ciddi farklar oluşturacağına inanıyorum. Bu kapsamda yapmış olduğumuz iş birliği aynı zamanda öğrencilerimize de fırsatlar sağlayacaktır çünkü Medicana Hastaneler grubu bir zincir hastaneler grubudur. Türkiye genelinde 13 hastaneye sahiptir. Medicana İnternational Ankara Hastanesinde olduğu gibi öğrencilerimiz bu Türkiye geneline yayılmış 13 hastanede de mezuniyetten sonra istihdam edilme fırsatlarına sahip olabileceklerdir. Günümüzde en önemli sorunlardan birisi kalifiye iş gücünün istihdam sorunlarıdır. Hem beslenme diyetetik, hem hemşirelik hem de fizyoterapi öğrencilerimize böyle bir fırsatın sağlanması onların mezuniyetten sonra bir iş garantisiyle hareket etmelerine katkıda bulunacaktır. Aynı zamanda bu akademik ve klinik ortam iş birlikleri öğrencilerimizin de içinde bulunduğu farklı projelerin, nitelikli çalışmaların oluşturulmasında öncülük edecektir. Bu iki marka değeri arasında yapılmış olan afiliasyon programının ve iş birliği programının pek çok yeniliklere ve ilklere önderlik edeceğine de inanıyorum. Çünkü sağlık profesyonelleri, öğrencilerimizin her türlü uygulamanın yer aldığı Medicana İnternational Hastanesinde uygulama fırsatlarını yakalamaları, çok farklı disiplinlerden ve mesleklerden vaka örneklerini görmelerini öğrencilerimizin bu anlamda mesleki donanım ve becerilerinin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda programımızın İngilizce olmaması nedeniyle hem ulusal hem de uluslararası düzeyde kaliteli ve marka değeri taşıyan öğretim üyelerinden oluşan çok güçlü bir akademik kadromuz var. Bu akademik kadromuz öğrencilerimizi geleceğe hazırlamakta donanım sağlayacak bir yapılanma oluşturmuştur. O yüzden sağlık hizmetlerinin Atılımın gelişiminde, değişiminde ciddi anlamda bir fark oluşturacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.  

Seda Kahramantürk - Emre Yüzügüldü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Hüseyin Eroğlu: "Çorum FK’yı hep yukarı taşıyıp sezon sonunda Süper Lig’de olmayı planlıyoruz" Pendikspor’u 2-0 mağlup ettikleri karşılaşmanın ardından konuşan Çorum FK Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu, "Bu çok değerli bir galibiyet. Bu moral, motivasyonla hem oyunumuzu geliştireceğiz hem oyuncularımızı geliştireceğiz ve Çorum FK’yi hep yukarı taşıyıp sezon sonunda Süper Lig’de olmayı planlıyoruz" dedi. Trendyol 1. Lig’in 16. hafta karşılaşmasında Çorum FK, konuk ettiği Pendikspor’u 2-0 mağlup etti. Karşılaşmanın ardından değerlendirmelerde bulunan Çorum FK Teknik Direktörü Hüseyin Eroğlu, eksiklerini gidererek Süper Lig’e yükselmek için galibiyetler almak istediklerini ifade etti. Maçta sakatlanan Pendikspor oyuncusu Erdem Gökçe’ye geçmiş olsun dileklerini ileterek konuşmasına başlayan Hüseyin Eroğlu, "Kendi sahamızda ilk maçımdı. Çok iyi hazırlandığımız bir hafta. Geçtiğimiz hafta istemediğimiz bir skor almıştık. Çalışma süremiz biraz artınca hem taktiksel hem fiziksel hem mental anlamda iyi bir şekilde geçirdiğimiz haftayı iyi de sonuçlandırdık. Oyuncularımı tebrik ediyorum. Taktik disiplinine sadık kaldılar. Özellikle ilk yarıda rakibe yaptığımız takım savunmasında kalecemizden topu uzak tutmayı başardık. Fark daha da büyük olabilirdi. İlk yarıda topa sahip olmamız bizim için iyiydi. Ceza sahasında topla buluşmalarda belki istediklerimizi yaptık ama bunu daha da geliştirmek zorundayız. İkinci yarı biraz daha savunmada kalarak rakibimizin üzerimize geldikten sonra geçişten yakalayacağımız pozisyonları değerlendirmek istedik. Çok pozisyon da yakaladık ama değerlendiremedik. Kadromuzda çok fazla alternatifimiz şu an çok yok. Gidişatı değiştirebilme şansımız olsaydı değiştirirdik. Oyuncularımızın hepsi sonuna kadar iyi mücadele ettiler. Önemli bir maç kazandık. Gelen taraftarlarımıza teşekkür etmek istiyorum, sürekli bize destek oldular. Eksiklerimiz var. Kendimizi geliştirmek zorundayız. Bu çok değerli bir galibiyet. Bu moral, motivasyonla hem oyunumuzu geliştireceğiz hem oyuncularımızı geliştireceğiz ve Çorum FK’yı hep yukarı taşıyıp sezon sonunda Süper Lig’de olmayı planlıyoruz" dedi.
Ankara AK Parti Genel Başkan Vekili Ala: "2025 yılıyla birlikte ihracatımızda tarihi bir rekorla 270 milyar dolar eşiğini de geride bırakıyoruz" AK Parti Genel Başkan Vekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala, "2025 yılıyla birlikte ihracatımızda tarihi bir rekorla 270 milyar dolar eşiğini de geride bırakıyoruz" dedi. AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi görüşmelerinde konuştu. Konuşmasının başında dünyanın çeşitli bölgelerinde sıcak çatışmaların, bölgesel savaşların devam ettiğini ifade eden Ala, "Genel Kurul’un takdirine sunduğumuz 2026 yılı bütçemiz sadece rakamların ve tabloların teknik izahından ibaret bir mali dönem. Bu bütçe, tarihin akışının hızlandığı, yeniden şekillendiği, dünyanın belirsizlikler çağına girdiği bir dönemde Türkiye’nin milli duruşunu ve stratejik tercihlerini yansıtan kapsamlı bir mali çerçeve. Dünya 21. yüzyılda daha önce hiç tanık olmadığımız, hiç tecrübe etmediğimiz derinlikte çok katmanlı durumla bir karşı karşıya. Küresel aktörler arasındaki mücadele ekonomik rekabetin sınırlarını aşmış, tarife savaşlarıyla adeta silahsız bir ekonomik savaşa dönüşmüştür. Önümüzdeki dönemde bu risklerin devam edeceği öngörülmektedir. Avrupa’da aşırı akımların yükselişi ve artan yabancı düşmanlığı, siyasal istikrarsızlıkları giderek daha görünür hale getirmektedir. Böyle bir çağda belirsizliğin artık bir kural haline geldiği, uluslararası hukukun masum insanların acılarının enkazı altında kaldığı bir dönemde bir devlet için en büyük hazine devlet aklıdır, öngörüdür, dirayettir ve en önemlisi de kararlı bir siyasi liderliktir. Türkiye, bugün bu niteliklere sahip bölgesel güç ve küresel aktör olarak etrafındaki ateş çemberine rağmen bir güven ve istikrar adası olarak yoluna devam etmektedir. Bunun liderliğini Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan yapıyor. Ama arkasındaki irade halkın desteğidir. İktidara geldiğimiz 3 Kasım 2002’den beri parti olarak proaktif, pozitif, insani ve erdemli dış politika izlemekteyiz" ifadelerini kullandı. Uluslararası ölçekte jeopolitik rekabetin sertleştiği, teknolojik üstünlüğün belirleyici hale geldiği ve ekonomik bloklaşmanın hızlandığı tarihsel bir dönüşümden geçildiğini vurgulayan Ala, "Bu yeni güç mimarisinde Türkiye jeopolitik merkeziyle savunması çok boyutlu diplomasi ve beşeri nüfuz gücü sayesinde denge belirleyen merkez aktörler arasında yükselmektedir. Elbette Türkiye’nin bugün ulaştığı stratejik istikrar düzeyi asla bir rastlantı değildir. 23 yıllık bir emeğin sonucudur. Dirayetli liderliğin iradeli yönetimin eseridir. Alın terinin ürünüdür. Aziz milletimizle kurduğumuz sarsılmaz bağın neticesidir. Türkiye uluslararası ilişkilerde lider diplomasisini en etkin şekilde kullanan ülkedir. Aynı gün içinde hem Amerika’yla stratejik meseleleri konuşabilen hem Moskova’yla en kritik güvenlik konularını aynı yetkinlikle müzakere edebilen tek ülkedir. Lider de Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Türkiye coğrafi bir kavşak olmaktan öte küresel barış ve istikrarın mimarisinde merkez konumundadır" dedi. "Ülkemiz gayri safi yurt içi hasıla büyüklüğüne göre dünyanın en büyük 11’inci, Avrupa’nın en büyük 4’üncü ekonomisi konumuna erişecektir" AK Parti hükümetleri döneminde ekonomide çok önemli başarılara imza attıklarını dile getiren Ala, "238 milyar dolar olan milli gelirimizi 1,6 trilyon dolara çıkararak trilyon dolarlık ülkeler kategorisine girdik. 23 yılda dünya ekonomisi üç kat büyürken, bu dönemde Türkiye ekonomisi tam 5,4 katına ulaştı. İşte bu, AK Parti’nin başarısıdır. Türkiye ekonomisinin güçlü büyüme performansının olumlu sonuçlarını kişi başına düşen gelirde de görüyoruz. Kişi başına gelirimizi 2025 yılının sonuna kadar değerli kardeşlerim 17 bin 748 dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye yıl sonu itibarıyla da orta gelirli ülkeler grubundan çıkarak, tarihinde ilk kez yüksek gelirli ülkeler grubuna girecektir. Yine bu yılın sonunda ülkemiz satın alma gücü paritesi cinsinden gayri safi yurt içi hasıla büyüklüğüne göre dünyanın en büyük 11’inci, Avrupa’nın en büyük 4’üncü ekonomisi konumuna erişecektir" şeklinde konuştu. "2025 yılıyla birlikte ihracatımızda tarihi bir rekorla 270 milyar dolar eşiğini de geride bırakıyoruz" Sürdürülebilir, dengeli ve üretimle büyüyen bir Türkiye ekonomisiyle 32.7 milyon vatandaşa istihdam sağlandığının altını çizen Ala, "2025 yılıyla birlikte ihracatımızda tarihi bir rekorla 270 milyar dolar eşiğini de geride bırakıyoruz. Günümüzde uluslararası ekonomi; teknolojik dönüşümü, AR-GE’yi ve bilgi teknolojilerini zorunlu kılıyor. Göreve geldiğimiz günden bu yana sanayi istihdamımızı 3,9 milyondan 6,7 milyona çıkardık. İmalat sanayi katma değerinde dünyada 14’üncü sıradayız. 2002 yılından bu yana Türkiye’nin AR-GE harcamalarını 1,2 milyar dolardan 19,9 milyar dolara yükselttik. Gençlerimizin hizmetine sunduğumuz teknoparkların sayısını 2’den 113’e çıkararak, bugüne dek 13 milyar 670 milyon lira destek sağladık ve gençlerimizin bilgi ve birikimlerini değere dönüştürecekleri fırsatlarla buluşturduk, buluşturuyoruz" dedi.