Renault Mais'in Türkiye'nin yol güvenliği alanındaki en uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk projesi 'Sokakta İlk Adımlar"ın Nevşehir'de tanıtımı amacıyla düzenlenen törene katılmak için gelen Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, iç pazardaki motorlu taşıt kullanımının artırılması için geçen yıl AB'de uygulanan destek programının Türkiye'de de uygulanabilir hale getirilmesi ile sektörde önemli bir potansiyel güce ulaşılabileceğini kaydetti.
Aybar, "Otomotiv sektörü geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2010 yılında da Türkiye'nin en gözde sektörü olmaya devam edecektir. Otomotiv sektörü Türkiye'de en çok katma değer üreten, ihracatta en çok geliri sağlayan ve nitelikli istihdam gücünün en çok gerçekleştiği sektör olmaya devam edecektir. Tüm bunların sürekli hale gelmesi, önümüzdeki yıllara da yansıyabilmesi için biz iç pazarımızı canlı tutmayı başarmak zorundayız. Türkiye'de çok büyük bir üretim üssü oluşturduk. Bu üssün ürettiği motorlu
araçların çoğunluğu ihraç edilmekle birlikte, yeni yatırımların gelmesinin temel şartının iç pazarın canlı olmasına bağlı olduğunun unutulmaması gerekir. 2010'daki temel hedefimiz, 2009 yılında başarmış olduğumuz iç pazar satışlarına yakın rakamların 2010'da da başarılmasıdır.
Bazı kısıtlamalarımız var, bunların başlıcası Türkiye'deki kişi başına milli gelirin bazı motorlu taşıtları alabilecek seviyede olmamasıdır. Dolayısıyla bu konuya çok dikkat edip fiyatların erişilebilir hale getirilmesine
yönelik destek programlarını hep birlikte bulmamız ve uygulamamız lazım. Fazla arayışa da gerek olmadığına inanıyoruz. Çünkü AB' de 2009'da uygulanan ve çok başarılı olan bir çözüm var. Türkiye de o çözümü uygulayabilecek altyapıya ulaşmıştır.
Böylelikle çok eski motorlu taşıtların yeni, çevreye son derece uyumlu, teknolojisi yüksek ve yakıt ekonomisi maksimum seviyeye çıkmış araçlarla değişimi sağlanabilecek. Vatandaşlarımız da böylece yeni teknolojilere sahip olabilecek ve yeni teknolojilerin üretiminde
süreklilik kazanabilecektir. Bizim 2010 yılında hedefimiz, Avrupa Birliği ülkelerinde 2009 yılında başarı ile uygulanabilen destek programının Türkiye'de uygulanmasını sağlayan şartları oluşturmaktır. Hep birlikte sektör olarak çalışacağız" dedi.
"GEREKLİ TEDBİRLER ALINDI"
2010 yılında 2009 yılında Türkiye'de uygulanan vergi indiriminin tekrarlanmaması nedeniyle otomotiv satışlarında yüzde 20'ye varan bir düşüş yaşanmasını beklediklerini ancak bunun için tedbirlerini aldıklarını ifade eden Aybar, 40 yıldan beri Türkiye'de bulunan Renault'nun bir Türkiye markası haline geldiğini dile getirdi. Aybar, "Renault, Türkiye'de 40 yıldan beri var. Otomobile sahip her ailenin mutlaka Renault marka bir aracı olmuştur veya halen vardır. Aslında global bir marka. Dünyada özellikle
Nissan ile yapmış olduğu iş birliğini göz önüne alırsanız, en çok satış yapan grup olarak 3. sıraya çıkmıştır. Türkiye'de Renault'un Oyak ile gerçekleştirdiği çok güçlü bir ortaklık var. Bu ortaklığın temelleri çok sağlam. Ve tüm dünyada önemli üretimler yapılmaktadır. Şu anda 5 değişik kafayı Türkiye ve dünya için üretmektedir. Pazar payı olarak da Türkiye'de en başta olabilmeyi başarmıştır.
Son 11 yıldır Türkiye'de binek otomobilin en çok satan markasıdır, özellikle Anadolu'da en çok tercih edilen marka
olmuştur ve bu devam edecektir. Bunu destekleyecek yeni ürünleri var. 2008 ve 2009 yıllarında hemen hemen bütün ürünler yenilenmiştir.
En yaşlı aracımız 1,5 yaşındadır. Bu teknolojiyi vatandaşlarımıza sunabilmenin de sevincini yaşıyoruz. 2010'da da 2009 da olduğu gibi iddialıyız. Binek otomobilde pazar payımızı geliştirip yine en önde olmayı hedefliyoruz. Hem Renault ve hem de Daccia markamız aynı şekilde zirvede olmayı sürdürecektir" şeklinde konuştu.
