GÜNDEM - 15 Eylül 2017 Cuma 07:17

Aydın Doğan skandal mektup karşısında sessizliğe büründü

A
A
A
Aydın Doğan skandal mektup karşısında sessizliğe büründü

Türkiye gazetesi yazarı Batuhan Yaşar “Aydın Bey neler neler yapmış öyle?” başlıklı yazısı gündemde büyük yankı uyandırdı. Aydın Doğan’ın vergi affı için dönemin Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Sever’i kullandığının ortaya çıkması gündemi sarstı. Doğan ve Sever sessizliğe büründü.

 Batuhan Yaşar’ın ortaya çıkardığı mektubu değerlendiren yazar Serdar Arseven “O isteklerinin ne kadarı karşılandı? Onun yargı tarafından ortaya çıkarılması lazım” dedi. Doğan Holding Onursal Başkan Aydın Doğan’ın 2011 yılında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Sever’e gönderdiği ve kendisini vergi cezasından kurtarması için yardım istediği mektup, gündeme bomba gibi düştü. Yazarımız Batuhan Yaşar’ın dünkü “Aydın Bey neler neler yapmış öyle?” başlıklı yazısında duyurduğu skandal talep, Doğan’ın danışmanlar üzerinden nasıl akçeli ilişkiler yürüttüğünü gözler önüne serdi.

Doğan, yıllardır hükûmetlere manşetlerle baskı kurup ihale aldığı yönündeki iddialarla konuşuluyordu. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da iki yıl önce yaptığı konuşmada, Hilton’un arkasındaki araziyi vermedikleri için hedef hâline getirildiklerini söylemişti. Turgut Özal döneminin bakanlarından merhum Ekrem Pakdemirli de bir röportajında “Gazete kâğıtlarına zam yaptım diye beni hedef aldılar. Kooperatifim vardı. Onun üzerinden ‘Ballı kooperatif’ manşetleri atarak şantaj yaptılar” demişti.

HESAP VERSİN

 Konu ile ilgili görüşünü sorduğumuz hukukçular “Aydın Doğan’ın ilk bakışta kendisini bazı cezai müeyyidelerden kurtarmak için böyle bir yola tevessül ettiği görülüyor. Vergi cezasındaki indirimin ya da kaçakçılıkla ilgili iddiaların karşılığı nedir? Aydın Doğan, Ahmet Sever’e yazdığı yazıyla ne istiyor? O isteklerinin ne kadarı karşılandı? Onun yargı tarafından çok net bir şekilde ortayı konulması lazım” dedi.
Doğan’ın Ahmet Sever’a yazdığı mektubun ilginç bir girişim olduğuna dikkat çeken Milat Gazetesi Yayın Koordinatörü Serdar Arseven gazeteci ya da gazete sahibi de olsa adil bir şekilde yargılanması gerektiğini kaydederek “Kamuoyu müsterih olmalı. 28 Şubat darbesindeki medyanın rolü malumdur. Bazı yayın organları 28 Şubat darbecilerinin uzantısı gibi işlev görmüştür. 28 Şubat darbesine eklemlenen medya organlarının yargılanması ve varsa suçları, cezalandırılmaları noktasında kamuoyundan çok talep olmuştur ama bugüne kadar bir sonuç elde edilememiştir. 28 Şubat bir darbeydi. Türkiye oradan çok büyük zarara uğradı. Bunun mutlaka yargıda hesabı sorulmalı” ifadelerini kullandı.

ZAMAN AŞIMINA 1 YIL KALDI

Aydın Doğan’ın sanık olarak yargılandığı “kâğıt üçkâğıdı” davasıyla ilgili yazılar yazan Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu gazetemize dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Dosyanın zaman aşımı sürecinin 12 yıl olduğunu hatırlatan Karahasanoğlu “Bugün İstanbul Çağlayan Adliyesine geri dönen dosya karara bağlansa da, yargılamanın tamamlanması kararın yazılması ve Yargıtay’ca onanması 1 yılı geçer. Zaten dosya defalarca oradan oraya gönderildi. Böylece zaman aşımı süresinin dolmasına 1 yıl kalmıştı. O da artık böyle tamamlanacak” dedi. SPK’nın da taraf olduğu dosyanın en son Yargıtay Ceza Genel Kurulunda değerlendirildiğini ifade eden Karahasanoğlu, buradan çıkan karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın itiraz ettiğini söyledi. Çıkan kararda suçlu ya da suçsuzluk yönünde bir karar olmadığını dile getiren Karahasanoğlu “Sadece bazı konularda Yargıtay 7 Ceza Dairesinin verdiği kararın bozulması söz konusuydu. Usul hatası ve bazı açılardan yargının tamamlanması gerektiğini ifade eden bir karardı. Ben Başsavcılığın itiraz etmesinin gereksiz olduğunu ve dosyayı 1 yıl süreyle uzattığını yazdım. Bu gerekçeyle hakkımızda ceza kararı verildi” değerlendirmesinde bulundu.

17-25’TE HESAPLARI BOZULDU

Yargıtay Ceza Genel Kurulunda verilen kararın 23’e karşı 24 oyla alındığına da dikkat çeken Karahasanoğlu, sürecin tamamlanmasından sonra yerel mahkemeye gönderildiğini ancak son gelişmelerden haberinin olmadığını da söyledi. Kararın artık çok önemli olmadığını da söyleyen yazar, zaman aşımı sürecinin dolmasına 1 yıl kalan dosyanın karara bağlanmasının ve Doğan’ın bu konuya ilişkin bir ceza almasının çok muhtemel olmadığını ifade etti. Yargılama sürecinde dönemin FETÖ’cü hâkimlerinin örgütün talimatıyla Doğan’ı kendilerine yönlendirmek için Yargıtay 7.Ceza Dairesi’nde “suçu sabittir” yönünde karar verdiğini de belirten Karahasanoğlu, “Bunun ardından yerel mahkemeye dönen dosyaya, 2015 yılında hemen FETÖ’cü avukatlar girdi. Böylece yerel mahkemeye mesaj verildi. Ardından 17-25 Aralık kumpasları ortaya çıkınca bütün hesaplar bozuldu. Ancak bu süreçte neler olduğunu bilmiyoruz” dedi. 

Aydın Doğan skandal mektup karşısında sessizliğe büründü

Mektupta ne vardı?

Butahan Yaşar, 25 Şubat 2011’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kamuoyundaki adıyla “vergi barışı” kanuna yönelik Aydın Doğan’ın Ahmet Sever’e gönderdiği mektubu yazdı. “Ahmetciğim” diye başlayan ve “sevgiyle gözlerinden öperim” diye biten mektupta bazı talepler yer alıyor.
Yaşar, mektubun içeriğini ve yazılış amacısını şöyle anlattı: “Mektupta talepler mevcut... İki ayrı paragrafta bunları görebiliyoruz... Bir de “çıkarılacak kanun maddelerinin nasıl düzenlenmesi” gerektiğini açıklayan “ek metin” var... 4. satırın sonlarına doğru şöyle diyor Aydın Doğan:
-“Ekli metinden anlaşılacağı gibi bu fıkranın iptali mükelleflerin daha da aleyhine olacağından iptal yerine bu fıkranın düzeltilmesinin sağlanması önem arz etmektedir...”
Aydın Bey burada açıkça şunu demek istiyor:
“Vergi Barışı Kanunu'nda değişiklik düzenlemesi yapılırken, sadece Vergi Kanunu ile sınırlı kalmayın. Aynı zamanda ‘Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'ndaki’ ilgili maddeyi de düzenleyin ki benimle ilgili sıkıntı tamamen ortadan kalksın. Vergi barışı ile hapis cezasından kurtulsam bile Kaçakçılık Kanunu'ndaki madde yüzünden problem aynen devam ediyor. İkisini birlikte çözün”
-“İkinci konu ise, kanunun onaylanmadan önce mükellef hakları da dikkate alınarak bu açıdan da her yönü ile değerlendirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir…” 6111 sayılı Kanun, Cumhurbaşkanı'nın onayı ile 25 Şubat 2011 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giriyor... Kesinleşmiş veya mahkeme safhası devam eden vergi cezalarını yeniden düzenleyen 6111 sayılı Kanun'la neler mi oldu?
-Aydın Bey 3 kat vergi cezası ödemekten kurtuldu...
-Sadece “Ana paranın” bile yarısını ödeyerek bu işten sıyrıldı...
-Ana paranın kalan yarısını bile ödemedi.
-Faizini zaten hiç ödemedi.
Peki ya hapis cezası... Ondan da kurtuldu mu?
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda istenilen o değişiklik yapılmadı. Kanun değişmediği için Aydın Bey hakkındaki “Kâğıt Üçkâğıt davası” devam ediyor...” 

Aydın Doğan skandal mektup karşısında sessizliğe büründü

KÖŞK’TE YAŞANAN HER ŞEYİ ANLATMAMIŞ

KİTABINDA NİYE YAZMADIN?

Ahmet Sever, Doğan Grubu’nun sahip olduğu Milliyet gazetesinde uzun yıllar Brüksel temsilciliği yaptı. Dışişleri Bakanlığı döneminde Abdullah Gül’ün danışmanlığını yürüttü. Gül ile birlikte Köşk’e taşındı. Danışmanlık görevi 12 yıl sürdü. Gül’ü etkileyen, yönlendiren, bilgilendiren önemli isimler arasında yer aldı. Daha sonra Köşk’te şahit olduğu olayları “Abdullah Gül ile 12 yıl” isimli kitabında deşifre etti. Satır aralarında Ruşen Çakır ile Ekrem Dumanlı gibi bazı isimlere nasıl “malzeme” verip, komuoyunu yönlendirdiğini anlattı. Batuhan Yaşar’ın ortaya çıkardığı mektup, “Ahmet Sever, Aydın Doğan’dan gelen talepleri niye kitabına yazmadı? Doğan’ın ne tür akçeli işlerine aracılık etti” sorularını akıllara getirdi. Sever, MİT tırları davasından sonra da Cumhuriyet gazetesine konuşarak casusluktan yargılanan Can Dündar’a destek çıktı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri AKİB güçlü yapısı ve vizyonuyla dikkat çekiyor Avrupa’da faaliyet gösteren Kayserili iş insanlarını aynı çatı altında buluşturmayı hedefleyen Avrupa Kayserili İşverenler Birliği (AKİB); kurumsal yapısı, vizyoner yaklaşımı ve geniş temsil gücüyle Avrupa’nın en güçlü sivil toplum kuruluşları arasında yer alıyor. Üyelik başvurularının yönetim kurulunun çoğunluk onayı ile kabul edildiği AKİB’in ana yönetiminde görev almak isteyen üyeler için ek kriterler uygulanıyor. Buna göre, adayların Avrupa’da oturum iznine sahip olmaları veya Avrupa’da aktif bir şirkete sahip olmaları ve aynı zamanda delege statüsünde bulunmaları zorunlu tutuluyor. AKİB; doğrudan dernek bünyesinde yatırım veya ticari faaliyet yürütmemekle birlikte, birlik çatısı altında yer alan iş insanları kendi aralarında bir araya gelerek kurdukları şirketler üzerinden yatırımlarını hayata geçiriyor. Bu yaklaşım; şeffaflık, sürdürülebilirlik ve profesyonel işleyiş ilkeleri istikametinde uygulanıyor. AKİB; bugün Avrupa’daki en büyük Kayseri diasporasını temsil eden yapıların başında gelirken, yaklaşık 400 bin Kayserilinin sesi olma misyonunu üstlendi. AKİB’e üyelik başvuruları devam ediyor Kurumsal yapısı, vizyoner bakış açısı ve güçlü temsil kabiliyeti sayesinde AKİB, hem yurt içinde hem de yurt dışında devlet büyükleri ve resmî kurumlar tarafından kabul gören saygın bir sivil toplum kuruluşu olarak faaliyetlerine devam ediyor. AKİB’e üye olmak isteyen iş insanlarının, www.ak-ib.com adresi üzerinden üyelik müracaatlarını online olarak gerçekleştirebileceği bildirildi. AKİB yetkilileri birliğe katılmak isteyen adaylara; dayanışma kültürünü benimsemelerini, kurumsal vizyona katkı sunmaya hazır olmalarını ve aktif katılım göstermelerini tavsiye etti. Ali Hızar başkanlığındaki birliğin; Avrupa’daki Kayserili iş dünyasının gücünü daha da artırmak amacıyla nitelikli ve vizyon sahibi üyelerle yoluna kararlılıkla devam etmeyi hedeflediği bildirildi.
Hatay İskenderun’a nefes olacak 15 bin metrekarelik Orman Parkı’nın açılışı gerçekleştirildi Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından İskenderun ilçesine yapılan ve 15 bin metrekarelik alanıyla bölgeye nefes olacak Orman Parkı’nın açılışı gerçekleştirildi. Başkan Öntürk, Hatay’ın yeniden ayağa kalkışını simgeleyen eserlerden birinin daha açılışını yapmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirterek 6 Şubat’ta yaşanan asrın felaketinin izlerini, güçlü bir iradeyle ve birlik beraberlik içerisinde silmeye devam ettiklerine vurgu yaptı. Hatay Büyükşehir Belediyesi (HBB), depremin kentteki izlerine silmeye yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürürken vatandaşlar odaklı hizmetlerine de devam ediyor. HBB tarafından İskenderun ilçesine yapılan Orman Parkı; toplamda 15 bin m2 alanıyla yöresel ürün satış alanları, açık ve kapalı kafe alanları, piknik alanları, çocuk ve oyun alanlarıyla vatandaşların nefes alabileceği kaliteli zaman geçirebileceği yeni bir yaşam alanı olarak vatandaşlara hizmet verecek. Yürüyüş yolları, geniş otopark alanı ve çocuk oyun grupları gibi farklı donatılarıyla birçok ihtiyaca cevap verecek olan İskenderun Orman Parkı vatandaşların uğrak alanlarından biri olmayı hedefliyor. Açılış törenine Başkan Öntürk’ün yanı sıra; İskenderun Kaymakamı Muhammed Önder, İlçe Jandarma Komutanı Jandarma Binbaşı Mustafa Açık, İlçe Emniyet Müdürü Nevzat Güneş, Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Emin Ünalan, Muhtarlar Dernek Başkanı Ethem Akseki ve İskenderun mahalle muhtarları, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. "Bir yandan hükümetimizin yaptığı destekler diğer yandan da ayrı gayrı demeden başta Büyükşehir olmak üzere 15 belediyemizin birlik beraberlik içerisinde imkanlarını milletimizin emrine seferber etmesiyle işte bugün böyle eserler ortaya çıkıyor" sözleriyle bölgede yürütülen çalışmalara değinen Başkan Öntürk, "Bugün İskenderun’da bir sahil bandı yeniden yapıldı yapılıyor. Feyezan Kanalı yıllarca konuşuluyordu yapılıyor. Plajlar, yollar, bulvarlar yapılıyor. İşte biz tüm bunları devlet, millet ve yerel yönetimler el birliğiyle beraber olarak yaptık" İfadeleriyle eserlerde emeği geçen herkese teşekkür etti. Başkan Öntürk konuşmasını "Sadece İskenderun’un sahil bandına harcanan para milyarca lira. Bunu ne İskenderun Belediyesi Başkanı Mehmet Bey’in yapması mümkün ne benim yapmam mümkün. Uyumlu çalışma, birlik ve beraberlik ruhu işte bu eserleri ortaya çıkardı. Feyezan Kanalı yılların problemiydi onu da bitireceğiz. İskenderun, Türkiye’nin en önemli en güzel ilçelerinden bir tanesi. Yolları, parkları, plajları, alt yapısı ve üst yapısıyla her şeyin en iyisine layık. Mehmet Başkanımla el ele verdik. Tüm diğer ilçe belediye başkanlarımızla olduğu gibi bu şehri de o özlenen beklenen İskenderun haline getireceğiz" sözleriyle sürdürdü. Başkan Mehmet Öntürk, gençliğe çok önem verdiklerini ve eğitimlerinden kalan zamanları daha verimli kullanabilecekleri alanlar oluşturduklarının altını çizerek "istiyoruz ki gençlerimiz okullarında eğitimleri bittiği zaman yaptığımız plajlara gitsin. Sahillerimizi gezsin, açtığımız kütüphaneler var açacaklarımız var buralara gitsinler. Bizler onların hep yanındayız her zaman da yanın da olacağız" dedi.