GÜNDEM - 15 Eylül 2017 Cuma 07:17

Aydın Doğan skandal mektup karşısında sessizliğe büründü

A
A
A
Aydın Doğan skandal mektup karşısında sessizliğe büründü

Türkiye gazetesi yazarı Batuhan Yaşar “Aydın Bey neler neler yapmış öyle?” başlıklı yazısı gündemde büyük yankı uyandırdı. Aydın Doğan’ın vergi affı için dönemin Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Sever’i kullandığının ortaya çıkması gündemi sarstı. Doğan ve Sever sessizliğe büründü.

 Batuhan Yaşar’ın ortaya çıkardığı mektubu değerlendiren yazar Serdar Arseven “O isteklerinin ne kadarı karşılandı? Onun yargı tarafından ortaya çıkarılması lazım” dedi. Doğan Holding Onursal Başkan Aydın Doğan’ın 2011 yılında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Sever’e gönderdiği ve kendisini vergi cezasından kurtarması için yardım istediği mektup, gündeme bomba gibi düştü. Yazarımız Batuhan Yaşar’ın dünkü “Aydın Bey neler neler yapmış öyle?” başlıklı yazısında duyurduğu skandal talep, Doğan’ın danışmanlar üzerinden nasıl akçeli ilişkiler yürüttüğünü gözler önüne serdi.

Doğan, yıllardır hükûmetlere manşetlerle baskı kurup ihale aldığı yönündeki iddialarla konuşuluyordu. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da iki yıl önce yaptığı konuşmada, Hilton’un arkasındaki araziyi vermedikleri için hedef hâline getirildiklerini söylemişti. Turgut Özal döneminin bakanlarından merhum Ekrem Pakdemirli de bir röportajında “Gazete kâğıtlarına zam yaptım diye beni hedef aldılar. Kooperatifim vardı. Onun üzerinden ‘Ballı kooperatif’ manşetleri atarak şantaj yaptılar” demişti.

HESAP VERSİN

 Konu ile ilgili görüşünü sorduğumuz hukukçular “Aydın Doğan’ın ilk bakışta kendisini bazı cezai müeyyidelerden kurtarmak için böyle bir yola tevessül ettiği görülüyor. Vergi cezasındaki indirimin ya da kaçakçılıkla ilgili iddiaların karşılığı nedir? Aydın Doğan, Ahmet Sever’e yazdığı yazıyla ne istiyor? O isteklerinin ne kadarı karşılandı? Onun yargı tarafından çok net bir şekilde ortayı konulması lazım” dedi.
Doğan’ın Ahmet Sever’a yazdığı mektubun ilginç bir girişim olduğuna dikkat çeken Milat Gazetesi Yayın Koordinatörü Serdar Arseven gazeteci ya da gazete sahibi de olsa adil bir şekilde yargılanması gerektiğini kaydederek “Kamuoyu müsterih olmalı. 28 Şubat darbesindeki medyanın rolü malumdur. Bazı yayın organları 28 Şubat darbecilerinin uzantısı gibi işlev görmüştür. 28 Şubat darbesine eklemlenen medya organlarının yargılanması ve varsa suçları, cezalandırılmaları noktasında kamuoyundan çok talep olmuştur ama bugüne kadar bir sonuç elde edilememiştir. 28 Şubat bir darbeydi. Türkiye oradan çok büyük zarara uğradı. Bunun mutlaka yargıda hesabı sorulmalı” ifadelerini kullandı.

ZAMAN AŞIMINA 1 YIL KALDI

Aydın Doğan’ın sanık olarak yargılandığı “kâğıt üçkâğıdı” davasıyla ilgili yazılar yazan Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu gazetemize dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Dosyanın zaman aşımı sürecinin 12 yıl olduğunu hatırlatan Karahasanoğlu “Bugün İstanbul Çağlayan Adliyesine geri dönen dosya karara bağlansa da, yargılamanın tamamlanması kararın yazılması ve Yargıtay’ca onanması 1 yılı geçer. Zaten dosya defalarca oradan oraya gönderildi. Böylece zaman aşımı süresinin dolmasına 1 yıl kalmıştı. O da artık böyle tamamlanacak” dedi. SPK’nın da taraf olduğu dosyanın en son Yargıtay Ceza Genel Kurulunda değerlendirildiğini ifade eden Karahasanoğlu, buradan çıkan karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın itiraz ettiğini söyledi. Çıkan kararda suçlu ya da suçsuzluk yönünde bir karar olmadığını dile getiren Karahasanoğlu “Sadece bazı konularda Yargıtay 7 Ceza Dairesinin verdiği kararın bozulması söz konusuydu. Usul hatası ve bazı açılardan yargının tamamlanması gerektiğini ifade eden bir karardı. Ben Başsavcılığın itiraz etmesinin gereksiz olduğunu ve dosyayı 1 yıl süreyle uzattığını yazdım. Bu gerekçeyle hakkımızda ceza kararı verildi” değerlendirmesinde bulundu.

17-25’TE HESAPLARI BOZULDU

Yargıtay Ceza Genel Kurulunda verilen kararın 23’e karşı 24 oyla alındığına da dikkat çeken Karahasanoğlu, sürecin tamamlanmasından sonra yerel mahkemeye gönderildiğini ancak son gelişmelerden haberinin olmadığını da söyledi. Kararın artık çok önemli olmadığını da söyleyen yazar, zaman aşımı sürecinin dolmasına 1 yıl kalan dosyanın karara bağlanmasının ve Doğan’ın bu konuya ilişkin bir ceza almasının çok muhtemel olmadığını ifade etti. Yargılama sürecinde dönemin FETÖ’cü hâkimlerinin örgütün talimatıyla Doğan’ı kendilerine yönlendirmek için Yargıtay 7.Ceza Dairesi’nde “suçu sabittir” yönünde karar verdiğini de belirten Karahasanoğlu, “Bunun ardından yerel mahkemeye dönen dosyaya, 2015 yılında hemen FETÖ’cü avukatlar girdi. Böylece yerel mahkemeye mesaj verildi. Ardından 17-25 Aralık kumpasları ortaya çıkınca bütün hesaplar bozuldu. Ancak bu süreçte neler olduğunu bilmiyoruz” dedi. 

Aydın Doğan skandal mektup karşısında sessizliğe büründü

Mektupta ne vardı?

Butahan Yaşar, 25 Şubat 2011’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kamuoyundaki adıyla “vergi barışı” kanuna yönelik Aydın Doğan’ın Ahmet Sever’e gönderdiği mektubu yazdı. “Ahmetciğim” diye başlayan ve “sevgiyle gözlerinden öperim” diye biten mektupta bazı talepler yer alıyor.
Yaşar, mektubun içeriğini ve yazılış amacısını şöyle anlattı: “Mektupta talepler mevcut... İki ayrı paragrafta bunları görebiliyoruz... Bir de “çıkarılacak kanun maddelerinin nasıl düzenlenmesi” gerektiğini açıklayan “ek metin” var... 4. satırın sonlarına doğru şöyle diyor Aydın Doğan:
-“Ekli metinden anlaşılacağı gibi bu fıkranın iptali mükelleflerin daha da aleyhine olacağından iptal yerine bu fıkranın düzeltilmesinin sağlanması önem arz etmektedir...”
Aydın Bey burada açıkça şunu demek istiyor:
“Vergi Barışı Kanunu'nda değişiklik düzenlemesi yapılırken, sadece Vergi Kanunu ile sınırlı kalmayın. Aynı zamanda ‘Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'ndaki’ ilgili maddeyi de düzenleyin ki benimle ilgili sıkıntı tamamen ortadan kalksın. Vergi barışı ile hapis cezasından kurtulsam bile Kaçakçılık Kanunu'ndaki madde yüzünden problem aynen devam ediyor. İkisini birlikte çözün”
-“İkinci konu ise, kanunun onaylanmadan önce mükellef hakları da dikkate alınarak bu açıdan da her yönü ile değerlendirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir…” 6111 sayılı Kanun, Cumhurbaşkanı'nın onayı ile 25 Şubat 2011 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giriyor... Kesinleşmiş veya mahkeme safhası devam eden vergi cezalarını yeniden düzenleyen 6111 sayılı Kanun'la neler mi oldu?
-Aydın Bey 3 kat vergi cezası ödemekten kurtuldu...
-Sadece “Ana paranın” bile yarısını ödeyerek bu işten sıyrıldı...
-Ana paranın kalan yarısını bile ödemedi.
-Faizini zaten hiç ödemedi.
Peki ya hapis cezası... Ondan da kurtuldu mu?
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda istenilen o değişiklik yapılmadı. Kanun değişmediği için Aydın Bey hakkındaki “Kâğıt Üçkâğıt davası” devam ediyor...” 

Aydın Doğan skandal mektup karşısında sessizliğe büründü

KÖŞK’TE YAŞANAN HER ŞEYİ ANLATMAMIŞ

KİTABINDA NİYE YAZMADIN?

Ahmet Sever, Doğan Grubu’nun sahip olduğu Milliyet gazetesinde uzun yıllar Brüksel temsilciliği yaptı. Dışişleri Bakanlığı döneminde Abdullah Gül’ün danışmanlığını yürüttü. Gül ile birlikte Köşk’e taşındı. Danışmanlık görevi 12 yıl sürdü. Gül’ü etkileyen, yönlendiren, bilgilendiren önemli isimler arasında yer aldı. Daha sonra Köşk’te şahit olduğu olayları “Abdullah Gül ile 12 yıl” isimli kitabında deşifre etti. Satır aralarında Ruşen Çakır ile Ekrem Dumanlı gibi bazı isimlere nasıl “malzeme” verip, komuoyunu yönlendirdiğini anlattı. Batuhan Yaşar’ın ortaya çıkardığı mektup, “Ahmet Sever, Aydın Doğan’dan gelen talepleri niye kitabına yazmadı? Doğan’ın ne tür akçeli işlerine aracılık etti” sorularını akıllara getirdi. Sever, MİT tırları davasından sonra da Cumhuriyet gazetesine konuşarak casusluktan yargılanan Can Dündar’a destek çıktı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul A Milli Takım’ın EURO 2024 kadrosu açıklandı Almanya’nın ev sahipliğinde 14 Haziran-14 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek 2024 Avrupa Şampiyonası (EURO 2024) finallerine katılacak A Mili Takım’ın geniş kadrosu açıklandı. Teknik Direktör Vincenzo Montella tarafından belirlenen listede 35 futbolcu bulunuyor. Kadroya davet edilen oyuncular şöyle: "Altay Bayındır (Manchester United), Doğan Alemdar (ES Troyes AC), Mert Günok (Beşiktaş), Uğurcan Çakır (Trabzonspor), Mert Müldür (Fenerbahçe), Zeki Çelik (AS Roma), Abdülkerim Bardakcı (Galatasaray), Ahmetcan Kaplan (AFC Ajax), Çağlar Söyüncü (Fenerbahçe), Merih Demiral (Al-Ahli Saudi FC), Ozan Kabak (TSG 1899 Hoffenheim), Samet Akaydin (Panathinaikos FC), Cenk Özkacar (Valencia CF), Ferdi Kadıoğlu (Fenerbahçe), Berat Özdemir (Trabzonspor), Can Uzun (FC Nürnberg), Hakan Çalhanoğlu (FC Internazionale Milano), İsmail Yüksek (Fenerbahçe), Kaan Ayhan (Galatasaray), Okay Yokuşlu (West Bromwich Albion FC), Orkun Kökçü (SL Benfica), Salih Özcan (Borussia Dortmund), Abdülkadir Ömür (Hull City AFC), İrfan Can Kahveci (Fenerbahçe) Yunus Akgün (Leicester City FC), Kenan Yıldız (Juventus), Kerem Aktürkoğlu (Galatasaray), Oğuz Aydın (Corendon Alanyaspor), Arda Güler (Real Madrid CF), Barış Alper Yılmaz (Galatasaray), Bertuğ Yıldırım (Stade Rennais FC), Cenk Tosun (Beşiktaş), Enes Ünal (AFC Bournemouth), Semih Kılıçsoy (Beşiktaş), Yusuf Yazıcı (LOSC Lille)." Milliler iki özel maç yapacak A Milli Takım, EURO 2024 turnuvası öncesinde son Avrupa Şampiyonu İtalya ve 2024 Avrupa Şampiyonası finalistlerinden Polonya ile birer özel maç yapacak. 29 Mayıs’ta tam kadro olarak İstanbul’da toplandıktan sonra 3 Haziran’a kadar çalışmalarını Riva’da sürdürecek ay-yıldızlılar, bu tarihte Türk Hava Yolları’na ait uçakla İtalya ile oynanacak özel maç için Bologna kentine gidecek. 4 Haziran’daki İtalya - Türkiye karşılaşması, Serie A’da mücadele eden Bologna FC 1909 takımının maçlarına ev sahipliği yapan Renato Dall’Ara Stadyumu’nda oynanacak ve TSİ 22.00’de başlayacak. Polonya özel maçına kadar olan süreci, bu ülkenin Opalenica kasabasında kamp yaparak geçirecek milliler, İtalya maçının ertesi akşamı Bolgona’dan Poznan’a hareket edecek. 9 Haziran’da ise Polonya-Türkiye maçının oynanacağı başkent Varşova’ya geçecek. 10 Haziran’daki Polonya-Türkiye karşılaşması, ülkenin en yüksek kapasiteli futbol stadyumu olan PGE Narodowy’de oynanacak ve TSİ 21.45’te başlayacak. A Milli Takım ile Ümit Milli Takım beraber kamp yapacak Öte yandan, A Milli Takım ve Ümit Milli Takım birlikteliğinin güçlendirilmesi adına, her iki takımın teknik heyetlerinin yapmış olduğu ortak çalışma sonrasında, haziran ayında gerçekleştirilecek kamplarda bir dizi yeni uygulamaya gidilecek. A Milli Takım, 5-11 Haziran tarihleri arasında Ümit Milli Takım ile beraber kamp yapacak. A ve Ümit milliler, biri İtalya diğeri de Polonya’da olmak üzere birbirleriyle iki antrenman maçı oynayacak. Ay-yıldızlılar, 11 Haziran’da Polonya’dan Almanya’nın geçecek ve hazırlıklarını merkez kamp yeri olarak kullanacağı Barsinghausen kasabasındaki tesiste sürdürecek. Avrupa Şampiyonası’nda ilk maç Gürcistan ile 2024 Avrupa Şampiyonası’nda F Grubu’nda mücadele edecek Türkiye, gruptaki ilk iki maçını Dortmund kentinde 18 Haziran’da Gürcistan, 22 Haziran’da ise Portekiz’e karşı oynayacak. Ay-yıldızlılar, gruptaki son maçında 26 Haziran’da Hamburg şehrinde Çekya ile karşılaşacak.
Elazığ Elazığ’da 12 ilin katılımıyla "Büyük Gazze Yürüyüşü ve Mitingi’’ düzenlenecek Elazığ’da 26 Mayıs Pazar günü 12 ilin katılımıyla "Büyük Gazze Yürüyüşü ve Mitingi’’ düzenlenecek. Elazığ’da Gazze Gönüllüsü STK platformlarının koordinesinde El Aksa ev sahipliğinde Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde 12 ilin katılımıyla Büyük Gazze Yürüyüşü ve Mitingi düzenlenecek. Bölgesel anlamda yoğun katılımlı Türkiye’de ilk kez 26 Mayıs Pazar günü düzenlenecek olan miting öncesi kentte bulunan kamu kurum ve kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları, vakıflar, sendika temsilcilerinin katılımıyla basın açıklaması düzenlendi. Fırat’tan Gazze’ye Bin Selam sloganıyla düzenlenecek olan mitinge Elazığ başta olmak üzere Adıyaman, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Gaziantep, Malatya Mardin, Muş, Siirt ve Van’dan katılım sağlanacağı bildirildi. Mitinge, Hamas yetkilisi Süheyl El Hindi, Ramazan Kayan ve Abdulaziz Kıranşal konuşmacı olarak katılacak. Memur-Sen Elazığ İl Temsilcisi İbrahim Bahşi, "Elazığ’daki tüm sivil toplum kuruluşları kamu kurumları ve basın mensupları bir araya gelerek Elazığ halkı olarak başta valimiz olmak üzere belediye başkanımız, milletvekillerimiz tüm kamu kurum ve sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte 26 Mayıs Pazar günü saat 16.30’da İzzetpaşa Camisinde ikindi namazının akabinde Gazi Caddesi’nde yürüyüş akabinde Cumhuriyet Meydanı’nda toplanarak miting düzenlenecek. Bu miting çok anlamlı. Türkiye’de İsrail’i protesto etmek, vahşeti protesto etmek için değişik program ve mitingler düzenlendi. Bölgesel anlamda Türkiye’de ilk defa böyle bir miting düzenlenecek. Bunun planlamasını yaparken bölgedeki illerle istişare yaparken Diyarbakır ili düşünülmüştü. Ancak Elazığ’ın jeopolitik açıdan daha uygun ve güvenlik açısından daha iyi bir noktada olduğunu, bu anlamda böyle bir karar verildi. 12 il ile birlikte Pazar günü bölgesel bir miting düzenleyeceğiz. Bugün de buradaki katılımcılarla birlikte bunu sadece bir platforma, bir sendikaya veya bir sivil toplum kuruluşuna özgü bir miting olmadığını, Gazze ile ilgili derdi olan Alevi veya Sünni, değişik siyasi görüşte olan herkesle hep birlikte omuz omuza verip vahşete karşı dur diyebilmek için bir aradayız ve hep birlikte haykıracağız” dedi. ’’Büyük bir yürüyüş ve ardından Cumhuriyet Meydanı’nda bir miting düzenleyeceğiz’’ Büyük Gazze Yürüyüşü ve Mitingi koordinatörü Elazığ El Aksa Platformu Sözcüsü Emrah Secer ise ’’Türkiye’de ilk defa bölgesel bir miting düzenlemeyi planladık ve böylelikle startı verdik. Doğu ve Güneydoğu illerinden 12 ile ulaştık. 26 Mayıs Pazar günü ikindi namazını müteakiben büyük bir yürüyüş ve ardından Cumhuriyet Meydanında bir miting düzenleyeceğiz. Bu miting için çok büyük çalışmalar yaptık. Milletvekilleri, belediye başkanı, bütün siyasi partiler, dernekler, vakıflar, STK’lar, resmi kurumlar ile görüşmeler içerisine girdik. İnanıyoruz ki, yapacağımız bu program karınca misali özgürlük yolunda bir adım olacaktır. Bu noktada bugün de Elazığ’daki muhtarlar, vakıflar, STK’lar, odalar başkanları ile bir toplantı düzenliyoruz’’ diye konuştu.
Kırklareli Selde 6 kişiye mezar olan işletmeyle ilgili ikinci duruşma görüldü Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde meydana gelen selde yıkılan ve 6 kişinin hayatını kaybettiği ruhsatsız olduğu tespit edilen işletme ile ilgili ikinci duruşma görüldü. Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesinde 5 Eylül 2023’te kuvvetli yağış sebebiyle Sisli Vadi’deki turistik bungalov evlerin olduğu bölgede sel meydana geldi. Selde bungalov evlerde tatil yapan doktor Selman Bağışlar ve eşi Mihriban Bağışlar, Suna Duman, emekli öğretmen Raile Şimşek, eşi Ahmet Baki Şimşek ile tesis müdürü Ümit Solmaz hayatını kaybetti. Tutuklanan işletme sahibi Bülent B.’nin de aralarında bulunduğu 4 şüpheli için Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci duruşma görüldü. Duruşmaya, "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya sebep olma" suçundan 3 yıldan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanan tutuklu sanık Bülent B., tutuksuz sanık Cenan A., tutuksuz sanık Sevcan U. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile müştekiler Hüseyin Duman, Merve Sude Yaşa, Kadir Yaşa, Safiye Yaşa, Mehmet Han Yaşa, Emine Solmaz ve taraf avukatları katıldı. Diğer tutuksuz sanık Büşra G. duruşmaya katılmadı. Duruşmanın başında Hüseyin Duman ile Safiye Yaşa, sanık Bülent B’ye kaybettiği yakınlarının fotoğrafını gösterdi. Yaşa, “Adalet tecelli edecek hesabını vereceksin” dedi. Bunu üzerine mahkeme heyeti duruşmaya başlamadan ara verdi. Ara verildiği anda sanık ailesi ile müştekiler arasında çıkan tartışmada biri sanık Bülent B’ye güneş gözlüğü fırlattı. Aranın ardından duruşma başladı. SEGBİS ile duruşmaya katılan tutuksuz sanık Sevcan U. savunma yaptı. Sevcan U., Bahri B. ile dost olduklarını belirterek şirketi Bülent B’nin borçları olduğu için belirli bir süre üzerine aldığını söyledi. Sevcan U. olay anında bölgede olduğunu ifade ederek, “Olay zamanı ben ailemle tatil yapıyordum. En son kayınbiraderimin Marmaraereğlisi’nde buluna yazlığına giderken Bahri B. beni aradı ve görüşmemiz gerektiğini söyledi. Bende ona kayınbiraderimin Marmaraereğlisi’nde bulunan yazlığına gittiğimi söyledim. Daha sonra İstanbul’da bir alışveriş merkezinde Bahri B., Bülent B. ve soy ismini bilmediğim muhasebeci Mesut ile görüştük. İğneada olan işletmenin sel nedeniyle yıkadığını ve benim bir kaç gün ortadan kaybolmam gerektiğini söylediler ama ben onları dinlemedim. Marmaraereğlisi’ne vardığımda beni jandarma aradı ve savcılığa gitmemi söyledi. kağıt üzerinde üzerime devredildi, başka bir ticaretimiz olmadı” dedi. Sevcan U. suçsuz olduğunu belirtti ve beratini talep etti. Daha sonra sanık Bülent B’nin avukatı mahkeme heyetine görüntü sundu. Görüntünün izlenmesinin ardından sanık savunma yaptı. Sanık Bülent B. savunmasının öncesinde mahkeme heyetine dosya sundu. 2014 yılında satın aldıklarını ve 11 kurumdan aldıkları olumlu görüş sonucu işletmeyi kurduğunu belirten Bülent B. tesisin bulunduğu bölgede göletten gelen su nedeniyle selin yaşandığını ileri sürdü. Bülent B., “Burası bir dere değil çay, yılın 3 ayı kuru. Ben olayda hayatını kaybeden insanlara üzülüyorum. Yolda yaralı kedi görsem dururum hemen müdahale ederim. Ben Türkiye’ye ihracat şampiyonluğu getirdim, üniversiteyi yüksek şerefle bitirdim. Bu dava örnek teşkil etsin” diye konuştu. Hayatını kaybeden Ümit Solmaz’ın annesi Emine Solmaz, sanığa tepki göstererek, "Beni evlatsız bıraktın. Canım yanıyor, evladımı öldürdün" dedi. Rahatsızlanan Solmaz, sağlık ekiplerince salondan çıkarıldı. Bülent B. oraya yakın bölgede olan göletin diğer tarafından ağaçların yıkılmadığını ifade ederek, “Göletin üst tarafından tek bir ağaç yıkılmadı. Tesisin olduğu bölgede ise binlerce kütük evlere vurdu ve yıktı. Benim kabahatim inanın yok. Orada olsam ben de ölecektim. Orada olmuş olsam insanlara yardım ederdim. Ben artık o çiftliğe gitmem, o gölet orada oldukça. Çünkü gölet fiilen bitmeden su tutmaya başlamış” şeklinde savunma yaptı. Olay anı kaçma girişiminde bulunmadığını anlatan Bülent B., “Oradan hiçbir şey almadım. Evimde yapılan aramada silah, tüfek ve bıçaklar ele geçirildi. Yakalandığım gün üzerimde bulunan para şirketindi. Kaçacak bir durumum yok. Kaçarsam şirketim zarar görür, insanlar işsiz kalır. Ben suçlu olduğuma inanmıyorum. Ben yargılanmaktan kaçmıyorum. Yurt dışına kaçsam tır şoförlüğümü yapacağım, benim yaşım 53 olmuş." dedi. Müşteki Safiye Yaşa ise Bülent B’nin babası Bahri B’nin kendisine "Kızının ölüsü üzerine dans ediyorsun" söyleminde bulunduğunu iddia ederek şikayetçi oldu. Olayda yaralı olarak kurtulan Hüseyin Duman ise savunmasında, “Sabah uyandığımızda su belimize kadar gelmişti. Camdan baktığımda dere yatağında su yok denilecek kadar azdı. Su tamamen bize geliyordu. Dere yatağına ve tarım alanına turizm tesisi yapılmış. Eşim ve kızım üst kata çıktığında suyun seviyesi artmaya başlamıştı. Ben komşulara bakarken ağaçlar gelmeye başlamıştı. Bu tesis ruhsatsız ve mühürsüz. Fatura istediğimde vermediklerinde anlamıştım” şeklinde konuştu. Sonrasında müşteki ve sanık avukatları savunma yaptı. Yapılan savunmaların ardından ara belirli bir süre ara verildi. Aranın ardından mahkeme heyeti sanık Bülent B’nin tutukluluğun devamına, sel olan bölgede keşif yapılmasına karar verdi. Mahkeme öncesi selde hayatını kaybedenlerin yakınları adliye önünde açıklama yaptı. İlk olarak eşini kaybeden Hüseyin Duman konuşma yaptı. Duman konuşmasında bize destek olmaya gelen herkese teşekkür ederek, adalet için mücadele ettiklerini söyledi.
Antalya (Düzeltme) Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de düzenlenen TÜRKÜNİB 7. Genel Kuruluna katıldı. Türkdoğan, kurul sonrası Haydar Aliyev’in kabrini ve şehitlikleri ziyaret ederek karanfil bıraktı. Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, Azerbaycan’ın başkentinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Türk Üniversiteler Birliği (TÜRKÜNİB) 7. Genel Kuruluna katıldı. Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen TÜRKÜNİB 7. Genel Kurulu’na üst düzey yetkililer, üniversite rektörleri, rektör yardımcıları ve birliğe üye üniversitelerin temsilcileri katıldı. Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Büyükelçi Kubanıçbek Omuraliyev, Azerbaycan Cumhuriyeti Bilim ve Eğitim Bakan Yardımcısı Hasan Hasanlı, Azerbaycan Devlet Ekonomi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adalat Muradov, Türk Akademisi Başkanı Prof. Dr. Şahin Mustafayev, Genel Kurulda konuşmalar yaptılar. Gündem kapsamında Türk üniversiteleri TÜRKÜNİB’in güçlendirilmesi ve kurumsallaşması konusunda sunumlar gerçekleştirildi. Toplantıda TÜRKÜNİB’e yeni üye üniversitelerin kabulü konusunda karar alındı. “Türk Dünyasına önemli katkılar sağlamaya devam edeceğiz” Genel Kurul sonrası açıklamalarda bulunan Rektör Türkdoğan, “Tarihten aldığı güç ile ismine yakışır şekilde Türk dünyası için önemli çalışmalara imza atan Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitemiz, Türk milletine bilimsel katkılar sunmaya devam ediyor. Üyesi olduğumuz TÜRKÜNİB Genel Kurulunda yeni kararlar alınmasına önemli katkılar sağladık. Türk dünyası için yaptığımız çalışmalarla TÜRKÜNİB’e değer katıyoruz. Bundan sonraki dönemlerde de Türk dünyasına daha fazla bilimsel katkılar için çalışmalarınızı son derecede hızlandıracağız” dedi. Rektör Türkdoğan, Aliyev’in mezarını ziyaret etti Rektör Türkdoğan, Genel Kurul sonrası Bakü’de birçok yeri ziyaret etti. Ziyaret kapsamında Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, Azerbaycan Sivil Toplum Kuruluşları Başkanı ve aynı zamanda Askerî ve Güvenlik Uzmanı Emin Hasanlı ile Türk dünyasının lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün anıtını ziyaret etti. Ardından Haydar Aliyev Müzesi’ni gezdikten sonra izlenimlerini paylaşan Rektör, dünyada birçok müzeye gittiğini ancak burada bambaşka bir tasarıma ve zengin sergilere sahip bir müze gördüğünü söyledi. Şehitlik anıtında Alanyalı 5 şehidin olduğunu gördükten sonra duygulanan Rektör Türkdoğan yaptığı konuşmada, "Haydar Aliyev, Azerbaycan’ın önemli şahsiyeti ve tarihi bir kişiliğidir. Onun yolu, müze ziyaretçilerine açıkça aktarılıyor. Burada olmak çok güzel. Tarihsel bir kahramanın tarihi yolunu farklı bir şekilde görmekten ve şahit olmaktan mutluyum” dedi.