GÜNDEM - 01 Ekim 2016 Cumartesi 10:19

Azerbaycan Türkiye Temsilciliği'nden 'Gardaş Sofrası'

A
A
A
Azerbaycan Türkiye Temsilciliği'nden 'Gardaş Sofrası'

Azerbaycan Türkiye Turizm Temsilciliği, İstanbul'da Azerbaycan lezzetlerinin sunulduğu 'Gardaş Sofrası'nda turizm profesyonellerini ağırladı.

Geçmişten günümüze çok güçlü bağları bulunan Türk ve Azerbaycan halklarının ortak noktalarının biri de yemekleri. Tarihi, kültürü ve turizmiyle köklü bir geçmişi bulunan Azerbaycan'ı tanımak için mutfağının da bilinmesi önemli. İstanbul Swissotel The Bosphorus'da düzenlenen yemek etkinliğinde Azerbaycanlı şeflerin hazırladığı özel menüler, turizm profesyonellerine tanıtıldı ve tattırıldı. Yemekleri tadan misafirler, yemekleri çok beğendiklerini ve bizim mutfağa benzer olduklarını dile getirdi. İki kardeş ülkenin turizmde daha etkin ilişkiler içinde olması gerektiği vurgulandı.

Azerbaycan Turizm Temsilciliği Yönetici Direktörü Nurlana Çakmak, Azerbaycan’ı sadece petrol ve gaz kaynaklarıyla değil, aynı zamanda tarihi, kültürü, doğal güzellikleri ve zengin gastronomisiyle de tanıtmak istediklerini söyledi. Çakmak, ''Bu sene Şubat ayından itibaren, Azerbaycan Kültür Turizm Bakanlığı'nın Temsilciliği olarak faaliyetteyiz. 'Sen de Azerbaycan'ı Gör' diyerek yola çıktık. Başlangıçtan itibaren birçok etkinlik yapmaktayız. Şuana kadar yazılı ver görsel basını aktif kullanarak, okunurluk seviyesi yüksek olan basın organlarında Azerbaycan'ı tanıttık. Zengin bir tarihe sahip olan ülkemizin, kültürünün bir kısmı olarak yemeklerimizin önemini vurgulamak ve Türkiye'ye tanıtmak için ' Gardaş Sofrası' dediğimiz bir etkinlik hazırladık. Kültürümüzün önemli bir parçası olan yemeklerimizi tanıttık. Türk kardeşlerimizi bu lezzetlerin çok daha fazlasını ve güzel Azerbaycan’ımızı yaşamaları için davet ediyoruz” dedi.

''Mutfağımız benzer''
“Gardaş Sofrası”nı kurmak için özel olarak İstanbul’a gelen Azerbaycan Aşçılar Federasyonu Üyesi Şef Jeyran Asgarova, ''Dört ayrı gruba yemeklerimizi hazırlayarak sunduk. Burada, Azerbaycan mutfağının çok küçük bir kısmını sunduk. Et ve balık yemekleri, tatlılarımızı, pilavlarımızı tanıtmaya çalıştık. En ünlü yemek ve tatlılarımız getirdik. Yöresel Azerbaycan mutfağını takdim ettik. Türk mutfağı ve Azerbaycan mutfağı benzerlik gösteriyor. Erzakların listesini verirken hangisi burada yok, biz onu Azerbaycan'dan getirelim diye konuştuk. Çoğu erzak burada vardı. Biz kardeş milletiz. Bu nedenle bizim mutfağımız çok benzer. Türk kardeşlerimizi Azerbaycan'a davet ediyoruz'' diye konuştu.

Yemeğe katılan turizmcilerden Burcu İlhan ise ''Çok güzel bir yemekti. Yemeğin amacı Türkiye ile Azerbaycan arasındaki turizmi geliştirmek. Ortak kültür ve ortak yemeklerimiz var. Bu yemekte bulunmaktan çok büyük mutluluk duydu. Azerbaycan'ın birçok yerinde bulundum. Türk vatandaşlarına sesleniyorum. Azerbaycan'da keyifli vakit geçireceklerini, çok farklı yerlere tanık olacaklarını ve turizme çok faydası olacaklarını düşünüyorum. Burada güzel yemekler tattık. Azerbaycan'ın çok zengin bir mutfağı var. Herkese tavsiye ediyorum'' şeklinde konuştu.

Yemeğe davetli olarak katıldığı belirten seyahat yazarı Tuğçe Yılmaz da, ''Azerbaycanlı kardeşlerimiz bizi, 'Gardaş Sofrası'nda ağırladılar. Azerbaycanlıların ve Türklerin ortak kültürleri, tarihleri, dilleri ve paylaşımları var. Dil anlamında rahatlıkla iletişim kurabiliyoruz. Ortak bir tarihe sahip olduğumuz için Azerbaycan çok güzel bir ülke. Mutlaka fırsat bulduğunuzda gidip görmenizi öneririz. Özellikle yemekler çok lezzetli. Bizim mutfağımıza çok benziyor. Damak tadımıza çok uygun'' dedi.

"Bu yemek bizler için çok keyifliydi" diyen Cenk Alptekin, ''Aslında kendimizi evimizde hissettik. Azerbaycan mutfağı, bizim kültürümüze ve mutfağımıza çok yakın. Harika lezzetler. Burada gördüğümüz yakınlık çok güzel. Azerbaycan, bütün Türklerin mutlaka gidip görmesi gereken bir kültüre sahip'' ifadelerini kullandı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Çameli’nin titrek kavak ormanları bulutların arasında görsel şölen sunuyor Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarı, kızıl, turuncu ve yeşilin tonlarıyla oluşan renk cümbüşü havadan görüntülendi. Denizli’nin Çameli ilçesi, zengin florası ve yüksek endemik tür çeşitliliğiyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 750 ile 2 bin 300 metre rakımda yer alan ilçe; vadileri, meraları ve yüksek dağlarıyla çok sayıda bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Çameli florasında 200’a yakın endemik bitki türünün bulunması, bölgenin coğrafi yapısının sağladığı doğal zenginlikten kaynaklanıyor. İlçenin önemli doğal alanlarından biri olan titrek kavak ormanları ise özellikle sonbahar ve kış aylarında ziyaretçilerine görsel bir şölen sunuyor. Sarıdan kahverengiye uzanan tonların hâkim olduğu bölgede yüksek ağaçların oluşturduğu renk cümbüşü doğaseverler tarafından yoğun ilgi görüyor. Türkiye’de bu denli yoğunlukta görülen titrek kavak topluluklarına nadiren rastlandığını belirten uzmanlar, Çameli’nin bu açıdan önemli bir ekolojik değere sahip olduğuna dikkat çekiyor. Bölge hem biyolojik çeşitlilik hem de doğal güzellik açısından eşsiz bir zenginlik sunuyor. "Bu orman Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır" Titrek kavak ağaçlarının titizlikle korunduğunu ifade eden Endemik Bitkiler Araştırmacısı Rıfat Özdemir, "Bu gördüğünüz titrek kavak ormanları sonbahar ve kış aylarında renk cümbüşü oluşturuyor. Bütün renkleri hemen hemen görürsünüz. Türkiye’deki dağılımı oldukça seyrektir. Bu saha, Çameli orman sınırları içerisindedir ve titizlikle korunmaktadır. Çameli ilçemiz flora açısından çok zengindir" dedi. "Yapılan çalışmalar sonucunda 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildi" Çameli’de 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespit edildiğini ve çalışmaların devam edeceğini belirten Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan ise, "Çameli ilçemiz endemik türler bakımından en zengin bölgelerden bir tanesi. Özellikle Gargın Yaylası bölge dediğimiz rakamı 2 binin üzerinde olan bir bölgemiz var. Bu bölgemizde şu anda Hasan Hocamızla beraber yapmış olduğumuz çalışmalarla 200’ün üzerinde endemik tür bitki tespitini yaptık. İnşallah yakın bir zamanda da bunların kitap basımını açıklamasını yapmış olacağız. Şu anda özellikle Fethiye-Çameli arasında Akta bölgesi dediğimiz bölgede bir Akkavak orman bölgemiz var. Gerçekten doğanın bir harikası, güzel bir şekilde orada yetişmiş çoğalmış bu ormanımız özellikle sonbahar ve kış aylarında trekking yapmak isteyen yürüyüş yapmak isteyen gruplar için çok güzel bir görsel şölen sunuyor" ifadelerini kullandı. "Vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" Vatandaşları bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet eden Başkan Cengiz Arslan, "Orman İşletme ile beraber bu bölgenin korunması ile ilgili yerel yönetimler belirli olarak elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. İnşallah buranın doğa turizmine kazandırılması ile ilgili de güzel düşüncemiz projemiz var. Bu bölge bizim yürüyüş rotalarımız alanında en güzel rotalarımız bir tanesi. Bütün bizi izleyen vatandaşlarımızı bu güzel doğa harikasını görmeye Çameli’ye davet ediyoruz" dedi.
Düzce Fındıkta verim ve kalite artırılıyor DÜZCE(İHA) – Düzce’de Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından fındık budama eğitimleri, merkez ve ilçelerde devam ediyor. Düzce’de fındıkta verim ve kaliteyi artırmaya yönelik çalışmalar aralıksız devam ediyor. Düzce İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen Fındık Budama Eğitimleri, merkez ve 7 ilçede, 90 köy ve mahallede toplam bin 200 üreticiye ulaşması hedefleniyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Düzce İl Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, fındığın Düzce için stratejik bir ürün olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "İlimizde yaklaşık 75 bin hektar tarım arazisi bulunmakta olup, bunun yüzde 85’i, yani yaklaşık 63 bin hektarı fındık alanlarından oluşmaktadır. Fındık, Düzce’nin ana ürünüdür. Bu nedenle verim ve kaliteyi artırmaya yönelik eğitim çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Merkez ve 7 ilçemizde yürüttüğümüz budama eğitimleriyle bir budama seferberliği başlattık ve bugüne kadar yaklaşık 1.000 üreticimize eğitim verdik. Amacımız, üreticilerimizin daha kaliteli ve daha yüksek verim elde etmesini sağlamak ve bu yolla gelirlerini artırmaktır." Fındığın dünya markası bir ürün olduğunu da belirten Uzun, Düzce’den yıllık yaklaşık 20 bin ton fındık ihracatı gerçekleştirildiğini ifade ederek, "Üreticilerimizin bol ve bereketli bir üretim sezonu geçirmesini istiyoruz. İl Müdürlüğü olarak teknik ekibimizle birlikte fındık verimini artırmaya yönelik çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz" dedi. Eğitim programları kapsamında üreticilere doğru budama teknikleri uygulamalı olarak anlatılarak, fındık bahçelerinde verim ve kalite artışının sağlanması hedefleniyor.
Düzce Avrupa’daki okullar arasında işbirliği DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi’nde "ELT Days: Mesleki Gelişim ve Farkındalık Eğitimleri" atölye çalışması gerçekleştirildi. Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi ile İngilizce Topluluğu iş birliğinde, Gençlik ve Spor Bakanlığı Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) tarafından desteklenen "ELT Days" projesi kapsamında düzenlenen "ELT Days: Mesleki Gelişim ve Farkındalık Eğitimleri" başlıklı atölye çalışması İstiklal Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. "eTwinning: Fikirden Projeye" başlığıyla düzenlenen programa; Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Osman Dülger, Dr. Öğr. Üyesi Ammar Tekin ile çok sayıda öğrenci katılım sağlarken; programda YEĞİTEK Düzce eTwinning Proje Koordinatörü İngilizce Öğretmeni Elif Fergane ile 15 Temmuz Şehitler Ortaokulu İngilizce Öğretmeni Serdar Karadağ eğitmen olarak yer aldı. Programın ilk bölümünde konuşan Elif Fergane, eTwinning platformunun temel yapısı, amaçları ve sunduğu imkanlar hakkında katılımcılara kapsamlı bilgiler aktardı. eTwinning’in, Avrupa’daki okullar arasında iş birliğini teşvik eden, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Ulusal Destek Servisi tarafından denetlenen güvenli bir çevrim içi öğrenme platformu olduğunu ifade eden Elif Fergane, proje tabanlı öğrenme yaklaşımıyla öğretmen ve öğrencilerin aktif etkileşim içinde üretim yapabildiğini ifade etti. Başarılı bir eTwinning projesinin; pedagojik yaklaşım, iş birliği, dijital araçların etkili kullanımı üzerine inşa edildiğini belirten Fergane, bu süreçlerin öğrencilerin dijital yetkinlik, kültürler arası farkındalık ve girişimcilik gibi temel beceriler kazanmasına katkı sunduğunu dile getirerek eTwinning proje yazım sürecini uygulamalı olarak katılımcılara anlattı. Programın ikinci konuşmacısı Serdar Karadağ ise, öğretmenlik kariyerine dair deneyimlerini paylaşarak, kendi öğrencileriyle birlikte hayata geçirdiği "Friends Forever" isimli eTwinning projesini anlattı. Proje sürecinde farklı ülkelerden öğrencilerle yürütülen iş birlikleri, gerçekleştirilen etkinlikler ve elde edilen kazanımlar hakkında bilgiler veren Karadağ, öğrencilerinin proje sürecinde hem akademik hem de sosyal becerilerinin geliştiğini vurguladı. Program, plaket takdimi ve fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.